Şiir Köşemiz, Bir şiir de sizden...

Konu, 'Genel Konular' kısmında balikci tarafından paylaşıldı.

  1. sabah degıl ya aksamdan kalma bu terkedilmişlik:( :( :D
     
  2. Seni seviyordum ve senin haberin yoktu.

    Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına
    düşüşü ve burnun herkesten başkaydı işte.
    Güldüğün zaman yukarıya bakardın. Yukarı kalkan
    başın ve gülen gözlerin vardı, ne güzeldiler...

    Sen bilmiyordun, ben seni seviyordum.

    Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler. Duvarlara,
    vitrin camlarına kaldırımlara çarpıyordu. Geri dönüyordu
    çoğalarak. Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum
    herşeyi, her şeyi erteleyişim oluyordun. Kalp ağrısı
    oluyordun, birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun.
    Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk. Dönemeçler geçiyor,
    köprüler göze alıyor ve bazen tekin olmayan suların
    üzerinden atlıyorduk. Cesurduk... Ufuk çizgisi maviydi,
    gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller.

    Ben seni seviyordum, bilmiyordun.

    Sevinçlerim oluyordun arasıra, sen hiç bilmiyordun.
    Sonra herhangi biri oldun. Bütün sevinçlerim bittikten
    sonra yağmurlar yağdı serin haziran akşamları...
    Sonra bir gün uzaktan gördüm seni. Saçların
    bana inat, başın her şeye meydan okuyarak.
    İşte yine aynı... Kalbimi acıttın. Her zamanki gibi.
    Değiştik sanıyordum.

    Ve sen yine bilmiyordun.



    İclal Aydın
     
  3. Aşk İki Kişiliktir

    Değişir rüzgarın yönü
    Solar ansızın yapraklar;
    Şaşırır yolunu denizde gemi
    Boşuna bir liman arar;
    Gülüşü bir yabancının
    Çalmıştır senden sevdiğini;
    İçinde biriken zehir
    Sadece kendini öldürecektir;
    Ölümdür yaşanan tek başına
    Aşk iki kişiliktir.

    Bir anı bile kalmamıştır
    Geceler boyu sevişmelerden;
    Binlerce yıl uzaklardadır
    Binlerce kez dokunduğun ten;
    Yazabileceğin şiirler
    Çoktan yazılıp bitmiştir;
    Ölümdür yaşanan tek başına,
    Aşk iki kişiliktir.

    Avutamaz olur artık
    Seni bildiğin şarkılar;
    Boşanır keder zincirlerinden
    Sular tersin tersin akar;
    Bir hançer gibi çeksen de sevgini
    Onu ancak öldürmeye yarar:
    Uçarı kuşu sevdanın
    Alıp başını gitmiştir;
    Ölümdür yaşanan tek başına,
    Aşk iki kişiliktir.

    Yitik bir ezgisin sadece,
    Tüketilmiş ve düşmüş, gözden.
    Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
    Gece camlara sürtünürken;
    Çünkü hiç bir kelebek
    Tek başına yaşayamaz sevdasını,
    Severken hiçbir böcek
    Hiç bir kuş yalnız değildir;
    Ölümdür yaşanan tek başına,
    Aşk iki kişiliktir.

    Ataol Behramoğlu
     
  4. Birisi

    Bir şey var aramızda
    Senin bakışından belli
    Benim yanan yüzümden
    Dalıveriyoruz arada bir
    İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki
    Gülüşerek başlıyoruz söze
    Bir şey var aramızda
    Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek
    Fakat ne kadar saklasak nafile
    Bir şey var aramızda
    Senin gözlerinde ışıldıyor
    Benim dilimin ucunda
     
  5. Seni Seviyorum

    Ne güzel şey seni seviyorum demek
    Sevdiğini söyleyebilmek ne güzel
    Her baharda gece gündüz her saniye
    Seni seviyorum
    Seni seviyorum
    Seviyorum seni diyebilmek ne güzel

    Bir kere sevdaya tutulmayagör
    Ateşlere yandığının resmidir
    Aşık dediğin mecnun misali kör
    Ne bilsin alemde ne mevsimidir

    Çünküsü yok nedeni yok sevmenin
    Zamanı hiç yok, dakikalar zaman üstü
    Utangaç bir gecenin kucağında
    Yağmurlar vuruyor pencereme
    Aşkın vuruyor kalbimin kıyılarına
    Gecenin bu çıldırtan yalnızlığında
    Aşkın ayak seslerinin duyuyorum yüreğimde
    Ve hasretin içimde
    Seni seviyorum
    Sesinin duymak istiyorum uyumadan önce
    Sabahlara kadar konuşmak
    Hiç kapatmamak telefonu
    Aynı düşlere uyumak sonra
    Ve uyanmak aynı güneşe

    Bir kere sevdaya tutulmayagör
    Ateşlere yandığının resmidir
    Aşık dediğin mecnun misali kör
    Ne bilsin alemde ne mevsimidir

    Daha bir güzelleştim son günlerde
    Gözlerimin içi parlıyor
    Kabıma sığdıramıyorum aşkı
    Gülmek geliyor içimden
    Sokaklarda koşar adım yürümek
    Tanıdık tanımadık herkese selam vermek
    Merhaba ülkemin güzel insanları
    Hepinize hepinize merhaba
    Sizi de seviyorum
    Yağmuru, denizi, kokusunu toprağın
    Gökmavisinde güvercinleri, martıları
    Dağ eteklerinde gelincikleri seviyorum ateş kırmızısı
    Bin dallılarıyla köy kızlarını
    Ve elleri hamur kokan anaları
    Hepsini sende seviyorum
    Seni seviyorum
    Bir kenara mahsun çekilen içim
    Yemeden içmeden kesilen içim
    Sensiz/yarsız uykuyu haram bilen için
    Ayrılık ölümün diğer ismidir

    Senin sevdiğin gibi topluyorum saçlarımı
    Siyah kazağımı daha çok yakıştırıyorum kendime
    Ve daha çok seviyorum limonlu çayı
    Senin sevdiğin herşeyi seviyorum
    Türkülerini memleketinin
    Feneri ve kara kartalı senin için
    Davamızı ve şiiri sende seviyorum
    Seni seviyorum
    İyi ki doğdun
    İyi ki varsın
    Doğum günün kutlu olsun
    Seni çok seviyorum
    Seni çok seviyorum

    Yaşamaksa seni sevmek
    Ben hiç ölmedim
    Seni seviyorum
     
  6. skymount

    skymount Nuri ERTİK

    Yaş:
    52
    Mesajlar:
    899
    Şehir:
    Eskişehir
    Favori Kamış:
    Dam Spezipower 180
    Favori Makine:
    Abu Garcia 100U
    En İyi Avı:
    Yayın,35 kg.,Aras
    BİLİYORUM SANA GİDEN

    Biliyorum sana giden yollar kapalı
    Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

    Ne kadar yakından ve arada uçurum;
    İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

    Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
    Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

    Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
    Ben artık adam olmam bu derde düşeli

    Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
    Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

    Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
    Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

    Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
    Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki

    Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
    Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

    Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
    Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

    Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
    Bu böyle pek de kolay değil gerçi...

    Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
    Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

    Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
    Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

    İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
    Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

    Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
    Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri

    CEMAL SÜREYA
     
  7. skymount

    skymount Nuri ERTİK

    Yaş:
    52
    Mesajlar:
    899
    Şehir:
    Eskişehir
    Favori Kamış:
    Dam Spezipower 180
    Favori Makine:
    Abu Garcia 100U
    En İyi Avı:
    Yayın,35 kg.,Aras
    ÜVERCİNKA

    Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
    En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye
    Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
    Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
    Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
    Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
    Yatakta yatmayı bildiğin kadar
    Sayın Tanrıya kalsa seninle yatmak günah daha neler
    Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
    Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
    Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
    Bütün kara parçaları için
    Afrika dahil

    Senin bir havan var beni asıl saran o
    Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
    Sabahları acıktığı için haklı
    Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
    Bir çok çiçek adları gibi güzel
    En tanınmış kırmızılarla açan
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Birlikte mısralar düşürüyoruz ama iyi ama kötü
    Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez
    Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
    İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
    Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
    Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
    Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
    Padişah gibi cesaretti o alımlı değme kadında yok
    Aklıma kadeh tutuşların geliyor
    Çiçek Pasajı'nda akşam üstleri
    Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
    Bütün kara parçalarında
    Afrika hariç değil

    CEMAL SÜREYA
     
  8. İzmir' i Yaşamak
    Otubüsten inip Alsancak'tan Pasaport'a yürümek,
    İzmir'li olmaktır.
    En ufak ihtiyaç için Kemeraltı'na gitmek,
    İzmir'li olmaktır.
    İlk randevunda YKM önünde buluşalım demek,
    İzmir'li olmaktır.
    Kordon boyunda denizle birlikte balık yemek,
    İzmir'li olmaktır.
    Sinemalarda ne oynuyor diye ilk Çınar'a bakmak
    İzmir'li olmaktır.
    Yazları her hafta sonu Çeşme'ye gitmek,
    İzmir'li olmaktır.
    Göztepe-Karşıyaka çekişmesini seyretmek,
    İzmir'li olmaktır.
    Sabahları günaydın dedikten sonra 2 Boyoz 1 yumurta demek,
    İzmir'li olmaktır.
    Atatürk Lisesi'ni bitirmek,
    İzmir'li olmaktır.
    Fuar'a fuar zamanında gitmemek,
    İzmir'li olmaktır.
    Kemeraltı'nda hayır için dökülen lokmalardan yemek,
    İzmir'li olmaktır.
    Her çeşitten İnsan sevmek,
    İzmir'li olmaktır.
    Simite Gevrek demek,
    İzmir'li olmaktır.
    Karataş,Asansör'de anlamlı birgün için kutlama yapmak,
    İzmir'li olmaktır
    Gece yarısı Efes'in arkasında Yengen yemek,
    İzmir'li olmaktır.
    İzmir'li olmak İzmir'de doğmamaktır,
    İzmir'i yaşamaktır.
     
  9. İzmir Öyle Bir Dişidir Ki!

    İzmir öyle bir dişidirki!
    Aldatmayan erkek yoktur
    Onunla sevgilisini.
    İzmir öyle bir erkişidirki!
    Benim diyen kadınlar
    İlah bilir iblisini.
    ..

    İşten Kordona çıkılır
    İzmir akşamlarında.
    Körfez vestiyer gibidir,
    Gün boyu giyilmiş
    Yorgunluklara.
    Öyle salınırki
    Yalı boylarında tazeler
    Ege kıskanır.
    Hatta öfkelenir bazen
    Ses edemezde,
    Dalgalandıkça dellenir.
    Beyler dizilir kıyılara.
    Çaylar dağıtılır masaya.
    Güneş geçirilecektir birazdan
    Batıdan dönmek üzre doğuya.
    İşte tam o esnada
    Çekilen bir nefes nargileden,
    Bir haz verirki tiryakiye;
    Sanırsın marpuç değilde gümüşten,
    En mahrem parça yar göğsünden.

    Akşam yorgunluğu fırsatya,
    İmbat zamparalaşır birden
    Oynaşır kadınlarla.
    Bir el olur gezinir
    Saçlarında, omuzlarında.
    Masaj gibi dokunur tene
    Uyandırır içindekileri tane tane
    ..

    İzmir öyle bir dişidirki!
    Aldatmayan erkek yoktur
    Onunla sevgilisini
    İzmir öyle bir erkişidirki!
    Benim diyen kadınlar
    İlah bilir iblisini
     
  10. Fuar'a fuar zamanında gitmemek,
    İzmir'li olmaktır.



    Bak bu harbiden çok ilginç ve doğrudur;) :D :D

    Nerden baksan 15 senedir fuar sezonunda gitmem fuara,herkes gibi:p
     
  11. İzmir’e geldiğin vakit

    Yer değirmenlerini konuk etmiş göğsüne
    Rüzgâr’ın nöbetçileri onlar
    As teğmen Kubilay konuk edecek seni
    Sen İzmir’e geldiğin vakit

    Yetim üst geçitlerin altından geçeceksin
    Karşıyaka karşılayacak seni
    Körfez haddinden fazla mavi
    İnce bir poyraz tarayacak saçlarını
    Konak’ta Akdeniz palmiyeleri
    Benim sokağımda yalancı karabiberler
    Saat kulesi zamanın şahidi
    Smrya meydanı İzmir sevgilisi
    Bugün Pazar;
    Kemer altı kapatmış kepenklerini
    Agora’da meyhaneler karşılayacak seni
    Sen İzmir’e geldiğin vakit

    Yakar top oynayan çocuklara takılacak gözlerin
    Süt darı satan işportacılara takılacak
    Beni arayacak gözlerin
    Martı’lar yoldaşlık edecek Kordon’da sana
    Sen İzmir’e geldiğin vakit
    Sabahçı kahvelerinde nargile dumanı bulaşacak kirpiklerine
    Sigaralar söndüreceksin atıp denizime
    Zeytin ağaçları göreceksin yol boyu dize dize
    İsimsiz çocuklar gibiyiz yine
    Bekleyeceğim seni Bostanlı caddesinde
    Karşıyaka iskele önünde
    Ama biliyorum sen gelmeyeceksin gene…
     
  12. bende :p çünkü biz izmirliyiz:D
     
  13. skymount

    skymount Nuri ERTİK

    Yaş:
    52
    Mesajlar:
    899
    Şehir:
    Eskişehir
    Favori Kamış:
    Dam Spezipower 180
    Favori Makine:
    Abu Garcia 100U
    En İyi Avı:
    Yayın,35 kg.,Aras

    :D:D:D:D
    Bir yerde yazmıştım Aşklarımın şehri ve aşkım İzmir diye:)
     
  14. İzmir'den Çıkış Yok!

    Bu şehirden çıkış yok, umutların vardığı yer
    Denizlerinden kayar gider, hep beyazdır rüyalar.
    Tanrıların ağladığı bir yer değil burçları
    Sevecen bakıyor hep şehrin gözleri

    İzmir açtır, doyumsuz arzulara.
    Sessizce uzanır gizemli sahillere

    Geçit vermez hiç sevmeyenlere kendisini
    Kapanır, yüzünü göstermez indirir peçesini
    Son durak, mermer olmaktan çıkar burada.
    Gönül beşiğine yatmayı hayal edersin

    İzmir bir tasarımdır, tuzak olur yakalar
    Her akşam ok gibi kızıllıkla vurur seni
    Yıldız çöllerine atar.

    İzmir güne son kapanan pencere
    Sabahın seherinde yavaşça yere bırakır.
    Yaşama bağışlar.
    İzmir'i giyinirsin bahar bahar.
     
  15. nerdee:cool: :cool: :D
     
  16. skymount

    skymount Nuri ERTİK

    Yaş:
    52
    Mesajlar:
    899
    Şehir:
    Eskişehir
    Favori Kamış:
    Dam Spezipower 180
    Favori Makine:
    Abu Garcia 100U
    En İyi Avı:
    Yayın,35 kg.,Aras
    Bulunca buraya da yazıcam:):cool:
     
  17. İzmir’i gördün mü?

    İzmir’i gördün mü?
    Saat Kulesini, Asansörü,
    Fuarı demiyorum
    gördün mü izmir’i?

    yapışmaz nemi
    yaz günü ve gecesinde
    püfür püfür
    esen yelle
    yürürken kordon boyunda.

    İzmir’i gördün mü?
    Alsancak, Kemeraltı,
    Karşıyaka’yı demiyorum
    sahi gördün mü İzmir’i?

    eser yoktur
    oğlanında kızında
    memurunda esnafında
    stresten, kederden
    ve de kem gözden
    acıdan bağrı yansa da
    olmasa da yemek öğününde
    gülümser gamzeli yanakları
    ışıldar binbir renkte
    erguvan gözbebekleri

    İzmir’i gördün mü?
    Çeşme’yi, Foça’yı
    Ildır’ı demiyorum
    gördün mü İzmir’i, İzmirli’yi?

    tek tasası ve düşüncesi
    oltasının ucundaki yem
    bu yeme gelecek balık
    bu balığın tavadaki hali
    yanında rokası, rakısı
    yani yoktur geçmişi
    ya da geleceği
    yaşar bugünü
    dün yaptığı gibi

    izmir’i gördün mü?
    sahil yolunda
    efesin arkasında
    sıra sıra palmiyeleri
    palmiyelerin yanında
    yol alan
    tıkır tıkır
    at arabalarını demiyorum…
    gerçekten gördün mü izmir’i
     
  18. Boşver be yaşı başı!

    gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver?..
    şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan,
    sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver?
    koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını,
    gelene geçene yol verme girsin diye içeri ama
    gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna.
    Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda,
    ama aklını kaybedecek bir aşk varsa avuçlarında,
    bırak aksın yollarına.
    yağ geç, yık geç, kimse inanmazsa inanmasın.
    sen inan yüreğine,
    hem ona geçmezse kime geçer sözün?..
    büyü büyü...
    bak ellerin ayakların kocaman.
    aklın da maaşallah yerinde,
    e ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye.
    akıllı ol, yüreğin gelir peşinden,
    boşver yaşı başı,
    aşk var mı aşk, sen ondan haber ver?

    takılmışsın yüzündeki gözündeki çizgilere.
    o çizgilerin yüreğine neler kazıdığını düşün,
    atmak mı istiyorsun kendini bir dereye soğuk bir kış günü,
    öl gitsin...
    parayı pulu savurup,
    bir balıkçı köyünde balık tutmak mıdır isteğin,
    savrul gitsin...
    Boş ver be yaşı başı,
    kim tutar seni kim,
    kendi yüreğinden başka kim?.
    Aklını al da öyle git,
    ister bir duvara, ister bir odaya, ister kıra bayıra vur da git.
    Dert etme ellerini, onlar da gelir seninle bırakmadıkça birine.
    O biri de gelir gerçekten istediğin oysa,
    seveceksen ve öleceksen uğruna...
    yaşa be, yaşa da öyle git, gireceksen toprağa...

    yaş 70'e gelse bile, hayat daha bitmemiş.
    sen mi biteceksin?
    çekeceksen bile bayrağı,
    yaşadım ulan dibine kadar diyemiycek misin
     
  19. adra

    adra

    Mesajlar:
    954
    böyle devam et sen güzel ve anlamlı şiirler.........
     
  20. Eylül
    ne kadar hüzünlü.
    sabah serinlikleri,yeni bir aşkın haberlerini getiren
    eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
    öğlen güneşleri,üzüm salkımları kadar s
    beni,bu eylül öldürecek.
    bir aşk kadar zehirli.bir orospu kadar güzel...
    zina yatakları kadar akıcı,terk edilişler sıcak.
    akşam rüzgarları,tene dokunan bir kamcı kadar şehvetlidir.
    ben her yıl ölümü ve aşkı bu yılda beklerim...
    ve her yıl eylülün çıplak beyaz ayaklarına bir yazı bırakırım.
    eylül sabahları,kristal kılıçlar kadar keskim ışıklarıyla
    tenimi kanatarak uyandırır beni.
    ben eylüle akarım.
    bir hüzün gibi akarım ben eylüle,kanayan bir aşk gibi,
    siyah şallara bürünmüş genç bir ölüm gibi akarım.
    sevişerek,ağlayarak ve ölerek akarımken eylüle,
    her yıl hep aynı vakitte,geniş bir ırmak gibi
    bütün hayatı berrak sularında yıkayarak gelir,
    beni ve her şeyi koynuna alarak,
    bir meçhule hüznüyle emzirerek götürür hep.
    kadınları ve hüznü eylülde çok severim...
    keman konçertolarını,
    akşam saatlerinde bir ışık yangını içinde kıpkızıl tüten
    yalnız ağaçları,ürkek tebessümleri edepsiz kahkahaları severi.
    lacivert bir deniz benim ellerimde oynaşır.
    sahiller,yaşlı bir kadın gibi kendine terk edildi.
    şarkılar,incecik bürümcekten acılar vaat eder her dinleyene.
    bitenin,başlayana dokunduğu yerdir eylül...
    onun için yanık tütsü kokar,
    onun için değdiği yeri kanatır.
    eylülde aşk,eylülde acı,eylülde yalnızlık zordur,
    eylülde her şey zordur,ben eylülü onun için severim.
    eylül ışıklarında çırılçıplak ruhlar yıkanır.
    herkes her şeye kapısını aralar,bir aşk oluverir aşinalık.
    ölüm,kıvırcık saçlarını hayatın göğsüne dokundurur.
    aşkı ve ölümü ben hep bu ayda beklerim.
    nasılda mahzun ve nasılda tehditkardır.
    ben eylülde bütün aşklardan ve kadınlardan korkarım.
    ben her yıl eylülün çıplak beyaz ayaklarına bir yazı adarım.ve ben eylüle akarım.
    her hüzün gibi akarım ben eylüle,kanayan bir aşk gibi akarım,
    siyah şallara bürünmüş bir genç ölüm bibi akarım.

    Olcay Kılıç