G İ T M E Gitme! Figan düşer denizlere sular çekilir yağmur yağmaz vahalardan kirpiklerime bir rüzgar hıçkırır tenhada, bir dal kırılır boynunu büker sabah kervanları, kelebekler ölür. Gitme! Bir yıldız küser göğüne, içini çeker bir çocuk şaşırır yönünü rüzgarlar bütün pınarların suyu çekilir solar nazlı çiçekleri kalbimin, üzülürüm. Gitme! Öksüz kalır içimdeki imge dağları saçlarını öpen seher yeli, çoban yıldızı bir daha turnalar geçmez, bülbüller ötmez çiçekler açmaz bahçemde ah, gülüm! Gitme! Acılara mahkum olur yüreğim ardında fırtınalar kalır, ayrılıklar, anılar, yanlızlıklar boynu bükük aşklar, gözü yaşlı şarkılar alışamam yokluğuna, yokluğun ölüm. Gitme! İçimdeki bütün vagonlar devrilir bir kar yağar istasyonlara, üşürüm. Gitme! Kal, menevşeler açsın dağlarda sevince dönüşsün gökyüzü iki çığlık arasında bırakma beni ah gülüm yokluğuna alışamam, yokluğun ölüm. Gitme! Bütün ormanlar ateşe verilir kuşlar da gider, bu kent de ölürüm. Nuri Can
GEL Biliyorum, konuşucak birşeyimiz yok Ama yine de gözlerini al gel Elindeki yarayı, suskunluğunu, acemiliğini Beni biri severse inanmam Seni biri severse utanırsın Bilmediğin bir hastalığa acımak gibi bile olsa gel Biliyorum konuşacak bir şeyimiz yok Ama ıstırabım sende, mutlaka al da gel
Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu. Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki şayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında, birdenbire beş adım sağında onu gördü. Paşalar onun arkasındaydılar. O, saatı sordu. Paşalar : «Üç,» dediler. Sarışın bir kurda benziyordu. Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu. Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlıyacaktı. Nazım Hikmet Ran...
Sana Seni YazıyOrum :. Güneşin başka iklimleri aydınlatmaya,başka gönülleri ısıtmaya gittiği şu saatlerde kağıdı,kalemi elime alıp,seninle dertleşmek,yalnızca sana yazmak ve yalnızca seni özlemek geliyor içimden.Sana yazmak.''Sana seni Yazmak'' Seni ve yüreğimde anlam bulan duyguları...Sana ait yüreğimin derinliklerinden kopup gelen artçı şokları anlatmak ve toprağı alnından öperken yağmur taneleri,tüm banliğimle sana yağmak istiyorum... Bu gece dudaklarımdan dökülen her kelimede sen varsın ve yine sen varsın yarım kalan sevdamın eksik taraflarında.Bomboş ve sessiz kaldırımlarda yürürken seni haykırıyorum sensizliğin inadına! Bu sensizlik gecesinde sevdamın en ücra köşelerine seni yazıyorum. Bu gece gene yağmur yağıyor.Yağmur yağıyor gönlümün sensizlikle yanan her yerine.Yağsın,yağsın ki saklasın sensizliğimde döktüğüm gözyaşlarımı!Ve yine saklasın sensiz geçen bomboş hayatı... İşte seni haykırıyorum sensizliğe alışamamış yüreğime,işte seni yazıyorum!!! Bu gece gene yağmur yağıyor.Senyoksun oysa biliyorum ve üşüyorum sensiz kaldığım saatlerde. Gözyaşlarımı efkarıma kattım bu gece. Sevdamı,umudumu ve seni kızgın bir sel gibi kalbime akıttım. Bu gece yağmurla beraber gözyaşlarım yağıyor ve ismini yazıyor sensizliğin acısı ile kıvranan kaldırımlara.Süzülen her damlada sen vardın ve yine sen vardın gecenin en karanlık anında. o,doya doya bakamadığım gözlerin,gözlerimin içine bir kez daha değseydi ve tebessümünden bir gül açsaydı yanaklarında,yetmez miydi? Bir bakışın bir ömüre değmez miydi? İsmini kazıdığım kaldırımlara sanki sen yağıyorsun yağmurla birlikte ve sevgin yağıyor yüreğime...Yalnız ve bomboş odamda sen varsın hala.Hala sensizliğim duruyor yanı başımda... Bu gece gözyaşlarım yağıyor sensizliğimle birlikte kaldırımlara.Seni arıyorum,erimekteyim...Karanlık geceye inat ay gökyüzünde... Ve gökyüzü yüreğimde.......
Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan, Güneş kucağındadır, bilemezsin. Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür, Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın. Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın. Uçar gider, koşsan da tutamazsın...
Hepinizden kurtuldum Oohhh ohhh yandan Sizde benden kurtuldunuz Oohhh ohhh yandan İnşallah üç gün sürmez Oohhh ohhh yandan Balık dedik haytımız gaspetti Haydi kaçtım kenardan
Allah bizide kurtarsın Oohhh ohhh yandan İşe güce vakit bulup Para kazanalım Hafta sonları balığa kaçalım Balık tutup tekir ile yudumlayalım Oohhh ohhh yandan
Babamı Dinliyorum Babamı dinliyorum gözlerim kapalı Önce bir yumruk hissediyorum hafiften Ardından tekmeler geliyor kafama Uçuyorum havalarda Uzaklarda, çok uzaklarda Annemin hiç durmayan çığlıkları Babamı dinliyorum gözlerim kapalı Bu dönem sınıfı geçeceğim derken Geliyor sürü sürü kırıklar Ahlar çekiyorum odamda Gözümün önüne geliyor müdürün bakışları Babamı dinliyorum gözlerim kapalı Seri eller dolaşıyor suratımda Cıvıl cıvıl kardeşlerim odada Hepsi almış takdiri teşekkürü Sırıtıyorum acı acı Babamı dinliyorum gözlerim kapalı
DİJİTAL ORTAM Bizi dijital ortamlarda vurdular, Orta malı oldu tüm umutlar, Klavye tuşlarından ekrana zıplar, 40 GigaByte'lik ölümsüz aşklar... Yaşananları Ctrl+S ile kaydedip, Ctrl+Z ile geri yaşıyorum. Ben sevdamı download edip masaüstüne alıyorum. En çokta ekranı kapladığın o anı özlüyorum. İtalik yürüyüşlüm, Bold bakışlı sevgilim. Öyle bir halt yedim ki, sakın affetme beni. Simge durumuna küçült, saatlerce beklet beni, Tüm sistemlerimi çökert, Zip'le sıkıştır ve parçala beni, Alt+F4 ile kapat, Shift ile değiştir beni, Manzaralı mousepad'inde saatlerce gezdir beni, Yeni bir pencere açalım ve unutalım herşeyi. Geri Dönüşüm Kutusu'na gönderelim maziyi, Kısayol oluştur, fazla bekletme beni... En çokta Flash animasyonlu o halini özlüyorum. PC görünüşlü, Macintosh duruşlu sevdiceğim, Kalpten kalbe Bağlantım bağlantısı yapılır. Kapanır kapılar, Ağa Oturum açılır. Sevdamız monitöre saniyelerle yazılır. Disconnect olursam beni yine arar mısın? Masaüstü'nde bulamazsan Belgelerim'e bakar mısın? Yokluğunda erişim paketi teselli olmasa da, Değişiklikleri kaydedip, yeniden bağlanır mısın? Bütün programlar bu aşka hata verse de, Kes, Kopyala, Yapıştır ile taşıyorum sevgini, 56K'lik modemim benim, hadi hızlandır beni, Tüm virüslere meydan okur bu sevgi, Pentium III'üm benim, hadi uçur beni, Enter'a ulaştır, Delete'den çek elini, En çokta formatladığım o halini özlüyorum. 40x sürücülü, 700 MHz 'li sevdiceğim benim... Bizi dijital ortamlarda vurdular, Orta malı oldu tüm umutlar, Klavye tuşlarından ekrana zıplar, 40 GigaByte'lik ölümsüz aşklar..
SenSizLik Biliyorum konusacak birseyimiz kalmadi, paylasacak hic bir seyimiz yok. Yine de yüregimden gücümün yettigi yere kadar sana sesleniyorum, seninle konusuyorum... Bugün sana olan kirginligimi rafa kaldirdim, sevgimi aldim avuclarimin arasina, ona siginiyorum... Cümlelerimi kisalttim, kelimelerim buruk, gülüslerim istenmeyen dudaklarimda... Bir ihtimal gelisine sigindigimi farkettiysem de, engel olamadim gurursuz ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hos tutmak istiyorum, imkansiz olan her rüyaya inanasim geliyor... Bir cocuk gibi isteklerimi bastiramiyorum... calmayan telefonuma elim gidiyor, sana halen bende oldugunu israrla yazmaya calisiyorum... Bende olan seni, hic kirmadim, degistirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin nasil oldugunu, gülüp gülmedigini anlamsiz bir sikintiyla merak ediyorum... icimdeki güzelligine inanip inanmamani artik umursamiyorum! Üsüyorum, bu üsüme yalnizligimdan geliyor ve sariyor her tarafimi... Tutunabilecegim hicbir güzellik yok, hatirlamaktan usanmayacagim anilarim disinda... isinabilmek icin onlara sariliyorum... Anlamsiz ve cevapsiz sorular hihzirca siritiyor, ben görmemeye calisiyorum... Düsler uzak gibi görünüyordu ama yakindi... Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini ac desem kapatacaksin ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldim ama bakmadim falima... Gözlerimi gelislere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemis itiraf etti sonunda... Düsüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam degil... Gelseydin, kendimi unutup sana kosacaktim, susturacaktim icimdeki isyani, kavgalarin ortasinda bir günes gibi dogup isitacaktim yüregini, sevincten aglayacaktim bu defa, mutluyken hemen sarhos olmusum gibi, dokunacaktim, sarilacaktim. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de hic niyetin yoktu aslinda... Kendimi kandirdigimi anladigimda agliyordum... Eskiden kimi sarkilarin ne kadar anlamli oldugunu düsünürken, simdi ayriligin ardindan calinan her sarki umutsuzlugumu ve sevgimi anlatiyormus gibi geliyor... Sevdigim ne cok sarki varmis, bunu senin gidisin gösterdi bana... Her sarkida sen varsin, her yerde, her gördügüm insanda, denizde, gecede, uykumda... Nasil beceriyorsun her yerde olabilmeyi... Bu bir marifetse eger, neden benim yanimda degilsin ki? Gözyaslarim asilligini yitiriyor ve yenik düsüyorum sevdana... Gittin! Belki de hic gelmemistin ben, geldigini sandim... Ayak uyduramadim yorgunluguna... Dudaklarina düslerindeki öpüsü konduramadim... Kimi zaman bir cocuk oldum gülüslerinde simaran, kimi zaman bir kadin; dokunuslarinda kendini bulan... Ama! En cok da imkânsizin oldum... Her gelisimde bir kez daha gönderdigin oldum... inanamadigin, Yenemedigin, üzerinden atlayamadigin korkularin oldum... Agladigin, bagirdigin ya da sustugun isyanin oldum, sessizce bosalan gözyaslarin, birikmisligin oldum... Yüregindeki kadin ben olmak isterken yüregine siginan ve tozlanacak olan bir ani oldum... Haketmediklerin, artik yeter dediklerin ve herseyin olmak isterken belki de hicbir seyin oldum... Söylesene ben gercekten senin neyin oldum? Sesin hep uzaklari cagiriyordu, ben üstüme alindim, sana geldim... Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenisi sahiplenir miydim? simdi bir mevsimlik ask kaldi avuclarimda sadece bir mevsim yasanan ama bir ömür gibi gelen ask... Kalbime henüz söyleyemedim gittigini, ögrenirse onun da aci cekmesinden korkuyorum... Seni halen benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum... Gittin! Sevdamin yokluguna alisabilirim belki ama sesinin uzak yollarin sonunda olmasi acitiyor icimi... Suskunlugun en büyük silahindi, suskunlugunla vurdun beni asil aci olan, canimi acitan unutulmak... Söylesene unutulmak kime yakisiyor? Unutan sen olsan da sana bile yakismiyor ... Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak sende daha güzel duruyor... Görüyorsun iste, ask'a ve sana ihanet etmiyorum benim kirginligim ask'a... Sen üstüne alindin...
Sen Benim Hiç Bir Şeyimsin Sen benim hiçbirşeyimsin Yazdıklarımdan çok daha az Hiç kimse misin bilmemki nesin Lüzumundan fazla beyaz Sen benim hiçbirşeyimsin Varlığın yokluğun anlaşılmaz Galiba eski liman üzerindesin Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak Dudaklarınla cama çizdiğin En fazla sonbahar otellerinde Üniversiteli bir kız uykusu bulmak Yalnızlığı öldüresiye çirkin Sabaha karşı öldüresiye korkak Kulağı çabucak telefon zillerinde Sen benim hiçbirşeyimsin Hiçbir sevişmek yaşamışlığım Henüz boş bir roman sahifesinde Hiç kimse misin bilmemki nesin Ne çok çığlıkların silemediği Zaten yok bir tren penceresinde Sen benim hiçbirşeyimsin Yabancı bir şarkı gibi yarım Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak Hiç kimse misin bilmemki nesin Uykumun arasında çağırdığım Çocukluk sesinle ağlayarak Sen benim hiçbirşeyimsin... Attila İlhan
BEN SANA MECBURUM Ben sana mecburum bilemezsin Adını mıh gibi aklımda tutuyorum Büyüdükçe büyüyor gözlerin Ben sana mecburum bilemezsin İçimi seninle ısıtıyorum. Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor Bu şehir o eski İstanbul mudur Karanlıkta bulutlar parçalanıyor Sokak lambaları birden yanıyor Kaldırımlarda yağmur kokusu Ben sana mecburum sen yoksun. Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur Tutsak ustura ağzında yaşamaktan Kimi zaman ellerini kırar tutkusu Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından Hangi kapıyı çalsa kimi zaman Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor Eski zamanlardan bir cuma çalıyor Durup köşe başında deliksiz dinlesem Sana kullanılmamış bir gök getirsem Haftalar ellerimde ufalanıyor Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem Ben sana mecburum sen yoksun. Belki haziran da mavi benekli çocuksun Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin Kötü rüzgar saçlarını götürüyor Ne vakit bir yaşamak düşünsem Bu kurtlar sofrasında belki zor Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden Ne vakit bir yaşamak düşünsem Sus deyip adınla başlıyorum İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin Hayır başka türlü olmayacak Ben sana mecburum bilemezsin. Attila İlhan
paylastıgın şiirlerin hepsi çok güzel.ben kendim de şiir yazdıgım için zaten şiirleri okumayıda cok seviyorum oyüzden hepsini okudum.mükemmeller
benı ararsan Bir gün hatırlayıpta beni ararsan Susuz bıraktığın çöllerdeyim ben Aklına gelirde eve uğrarsan Bilki artık yokum,ellerdeyim ben... Pencere önünde gözyaşı yuttum Gönlümü hep geli diye avuttum Acıyla öfkeyle sımsıkı tuttum Koparıp yırttığım tüllerdeyim ben... Gündüz güneşimdin geceler ayım Şimdi kapkaranlık bir kuyudayım Yokmuş zere kadar kalbinde payım Bilmezsin ne hazin halerdeyim ben Kapanmaz bilirim aşk yaraları Bıraktım sana tüm hatıraları Paket paket içtim sigaraları Etrafa savrulmuş küllerdeyim ben... Çok geç anladımki her şey bir yalan Mutlu bir kaç gündü geride kalan Sana getirmiştim bakta oyalan Vazodaki solmuş güllerdeyim ben atılla ilhan