Bu hafta pazartesi aksam carsamba aksam bugunde sabah 5 te kalktik gittik kasik mini jig silikon ges savaager in sandeel leri su ustu sahteleri popper lar denemedigim sey kalmadi tik yok
Bu hafta sonu deniz iyi olursa kalkan-lüfer denemesi,eğer kötü olursa tatlı su denemesi yapacağım imkanım olursa.tatlı su ile ilgili havadisi olan burada paylaşırsa sevinirim
Melih valla sinavlardan bu ara fazla firsat olmadi ama hafta sonu baliga silede gidiceksen bende gelirim bu hafta hic gidemedim.
Arkadaşlar bu aralar kalkan denemesi yapabilirsiniz, bundan sonra av vermeye başlayacağını düşünüyorum.En yakın zamanda bizde denemeyi düşünüyoruz, rastgele...
İsa Abi deneme yapacağınız zaman burada paylaşırsanız müsait olursak bir kaç kişiyle katılmak isteriz abi bir de şey sorucam.Dalgalı veya bulanık denizde kalkan olur mu?
Nisan ayında gitmeyi planlıyoruz Melih, haberiniz olur merak etme:thumb: Bulanık değil ama hafif dalga kalkanın sevdiği şeydir, o dalgada oynamayı sever.Ancak şiledeki dalgaları iyi bilisiniz, biraz fazla oldumu olta atmanız mümkün olmaz
Rapor:Bugün öylesine pot deresinde bir deneme yapayım dedim sonuç "0".Denizde deneme yapamadım dalga vardı.Liman içine baktım,su berraktı kefal yoktu.Son olarak darlık barajının orayı keşfetmeye gittim;ortam güzeldi fakat yağmur yağdığı için arabayı riske atmak istemeyip geri döndükumarım rapor iyi olmuştur burası için not:Cihan seninle de gidecektim unuttum sanmaCuma dan sonra gittiğim için derstesindir diye düşündüm haber etmedim.Ancak bu hafta da gidemeyebiliriz çünkü yarın hava berbat olacak kanımca.Bugün bile pek iyi değildi
Merhaba Melih rapor için teşekkürler Limana gittiğinde küçük mendirekten, liman dışına doğru spin takımla su üstü kaşık ve sahte denemenide tavsiye ederim, sabah erken saatte daha verimli olur.Gecede aynı yerden yemli lüfer takımı deneyebilirsin, her iki türlüde av, verimli olarak yapılmıştır.:thumb:
Biz sezonda yani kasım ve aralık ayı gibi av yapmıştık, şu anki durumu bilemiyorum ama mayıs ayı gibi tekrar yapacağını düşünüyorum.Limana indiğinizde biraz istihbarat yapabilirsiniz.:thumb: Sen liman deyince, aklıma geldi, genel bilgi açısından söylemekte fayda gördüm
arkadaşlar o limana her zaman dikkat edin. alıntıdır. Kaptan Cemil Özben'in eşi: Eşim bağıra bağıra can verdi 24.12.2012 Özben: Eşim birilerinin egosu yüzünden bağıra bağıra can verdi. Kurtarma çalışmaları bir gün sonra başladı, eşim öldükten sonra anladılar o havada çıkılamayacağını Şile açıklarında 4 Aralık'ta batan Volgo-Balt 199 adlı kuru yük gemisinin kayıp mürettebatını arama çalışmaları sırasında kayalıklara çarparak alabora olan Kıyı Emniyeti botunda hayatını kaybeden kaptan Cemil Özben’in eşi Günay Özben, "Eşim birilerinin egosu yüzünden bağıra bağıra can verdi" dedi. Fırtına nedeniyle kayalıklara çarparak batan ‘KEGM-7’ botunun, aküsünün bitmiş ve otomatik pilotunun arızalı olarak denize açıldığı iddia edildi. Tahlisiye botu alabora olduktan sonra kıyıdaki kayalıklara tutunarak dalgalara direnen ancak daha fazla dayanamayarak suda kaybolan Cemil Özben’in görüntüleri hafızalara kazınmıştı. Kaza sonucunda Kaptan Cemil Özben, çarkçıbaşı Mehmet Genç ve yağcı Turgay Sarıboğa ile kazazedelere yardım etmeye çalışan, balıkçı Mümin Akgün hayatını kaybetmişti. Anıl Konak'ın Taraf'taki haberine göre; eşini kaybettikten sonra acısıyla başbaşa kalan Cemil Özben’in eşi Günay Özben, kaptan bütün gücüyle kayalara tutunup hayatta kalmaya çalışırken o sırada kıyıda kurtarma ekibi olmadığını, sadece ekipmanı yetersiz olan bir gözlem helikopterinin bölgede bulunduğunu söyledi. Özben, “Eşim birilerinin egosu yüzünden bağıra bağıra can verdi. Ekipmanı olmayan gözlem helikopteri göndermişler. Tepede duruyor ama yardım edemiyor. Bir ip atacak ama ip yok. Kurtarma çalışmaları bir gün sonra başladı, eşim öldükten sonra anladılar o havada çıkılamayacağını” dedi. Günay Özben, şiddetli fırtına nedeniyle kaptan ve ekibinin o gün görevlendirilmemesi gerektiğinin altını çizerek, eşinin “Bu havada çıkılmaz” dediği halde üstlerinden gelen istifa baskısı sonucu denize açıldığını söyledi. 'Genel Müdürlük çağırınca gitti' Acılı kadın olay gününü şöyle anlattı: "Eşim o gün izinliydi, evde bilgisayar başında batan geminin durumunu takip ediyordu. Telefon geldi. ‘Rıfkı Kaptan çıkamıyorsa ben nasıl çıkarım’ dedi. Bana, ‘Genel Müdürlük çağırıyor. Bu havada çıkılmaz, çıkmayacağım, ama gideyim’ dedi ve telaşla gitti. Şile’deki ilk kaptan mendireğin başına iki kere gidiyor. Ama geri dönüyor. Sonra Harem’den bot isteniyor. Harem’deki ekip gemiye ulaşıyor dört kişiyi alıyor. Talimatla en yakın yer olan Şile Limanı’na girmesi isteniyor. Geldiği zaman Cemil Kaptan’ı arıyor ve ‘Cemil Abi, Şile Limanı’na girmemiz gerekiyor’ diyor. Cemil Kaptan ise ‘Şile Limanı’na girme, çok riskli ben bu riski alamam’ diyor ve o da giremiyor. Üç buçuk saatlik Sarıyer-İstinye Limanı’na gidiyor. Hiçbir hazırlık yapılmadan, dalganın 7-9 metreye ulaştığı bir havada baskıyla çıkarılıyor. Çarkçı Mehmet Kıyı Emniyeti’nden yardım istiyor. ‘Kayaya sürükleniyoruz’ demesine rağmen gelmemişler. Kilyos’taki gemiyi kurtarmaya gitmişler. Çarkçı Mehmet camla çerçeveyle beraber düşünce o da, ‘Çarkçım gitti’ diye bağırıyor. Eşim yüzerek kıyıya kadar geliyor ve karada 10 dakikadan fazla tutunuyor. Balıkçılardan Mümin Akgün kurtarmak için eşimin elinden tutuyor ancak dalgalar ikisini de yutuyor. Şehittir, kahramandır deniliyor. Hayat kurtarmaya giden adama yardım edilmedi.” 'Can yeleği giyseydi yüzemezdi' Cemil Özben’in oğlu Emre Özben ise limanda el feneriyle kendi imkânlarıyla babasını aradıklarını belirterek “Babam, ‘Can yeleği giymediler, gemi kaptanının planlaması lazımdı’ şeklinde eleştiriliyor. Eğer can yeleği giyseydi yüzemezdi kayalara çarpardı” dedi. Kurtarma gemisi arızalı mıydı? Gökhan Karataş'ın Milliyet'teki haberine göre, Acil Müdahale Botu'nun otomatik pilotunun arızalı ve acil kurtarma aküsünün de boş olduğu iddia edildi. Belgelerden ilki batan KEGM-7 Acil Müdahale Botu’nun Haftalık Planlı Bakım ve Tutum Çizelgesi. Kaza sonrası yapılan incelemede kazadan önce botun otomatik pilotunun çalışmadığının tespit edilerek Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne bildirildiği anlaşıldı. Botun bakımını yapan Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Tahlisiye Daire Başkanlığı’nda görevli Kaptan Serkan Dinç tarafından hazırlanan raporun kazadan bir hafta önce Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü’ne gönderildiği öğrenildi. İkinci belge ise bot ekibinin hazırladığı rapor. KEGM-7 botunun kaza günü mesaide olan kaptanı Rıfkı Çırtlık ve çarkçıbaşısı Ali Çiftçi, kazadan bir gün önce hazırladıkları raporda botun “emergency akü” grubunun ömrünü tamamladığını belirtmiş ve acil olarak değiştirilmesini talep etmişler. Deniz Hizmetleri Daire Başkanlığı Bakım-Onarım Müdürlüğü’ne Çırtlık ve Çiftçi’nin yazdığı yazıda şu ifadeler yer alıyor: “... Limanı’nda konuşlu bulunan botumuzun aylık akü planlı bakım tutumları esnasında ‘Emergency Akü’ grubunda 5 numaralı akünün kullanım ömrünü tamamladığı voltaj ölçümüyle tespit edilmiştir. Emergency grupta bulunan diğer akülerin yakın zamanda kullanım ömürlerinin dolacağı tahmin edilmektedir. Acilen emergency akü grubunda kullanılmak üzere 4 adet 200 AH, akü ihtiyacımız vardır. Temini hususu bilgilerinize arz ederiz.”
Abi haklısın.O botun yanında çok balık tutmuştum.O botlar batmayan bot diye geçiyor ama burası karadeniz..ve battığı gün deniz fenaydı zaten
http://webtv.hurriyet.com.tr/2/46996/0/1/fotograf-cekerken-denize-dustu.aspx karadenize bir örnek daha. Allah korusun. şu levrek maceralarım da en korktuğum bu olmuştur. bir de alttan kum çekilmesi. karadeniz de eskiden inşaatlara bol bol kum çekilirdi. denizde 3-5 adım atarsınız su 2 metre oluverir bir anda. hiç şakası ol maz.
Gelirdim aslında neyse artık bıdahakıne havalar cok kotu gidiyo bu aralar zaten ilk fırsatta kalkana gidelim kumbabaya birde limanın dısından iskorpit cıkıyomus denemek lazım