Silifke-Kapızlı 3 adet tatlı su kefali

Herkese yeniden merhabalar. 6 aylık kısa dönem askerlik sonucu Adanaya geri döneli yaklaşık 1.5 ay oldu. Döner dönmez evlilik telaşından dolayı ne balığa gidebildim nede siteye bakabildim. Şimdi geri döndüm. Geçen cuma bu dünyadaki tek güzel insanla evlendim. İşlerimiz dolayısıyla ancak iki günlük bir tatil planlayabildik. Gecenin 3ünde atladık arabaya ve istikamet Susanoğlu. Neyse sabah kahvaltısı falan derken birde baktım Yapraklı koyun buz gibi tatlı su karışan koyunda yüzüyoruz. Bir taraftan da denizin dibini gözetlemekle meşgulum çünkü diğer gün balık planı yaptık. ve oltalar tam benim olduğum yere düşecek. Eşimin uyarısıyla dibe dalıp bir baktım kocaman kocaman levrekler 5-6 tane altımdalar. Heyecan hat safhaya ulaştı eşim tutmasa ben suyun üzerinde yürüyerek otelden takımları almaya gidecektim. . tabii gördüğüm karagözlerin çupralaraın haddi hesabı yok. diğer gün koydaki teyzalerin yaptığı sıkma ve gözlemeleri mideye indirip güneşin batma saatlerine yakın olta takımlarıyla yer aramaya başladık. ama ne yazıkki benim göz koyduğum yerler tutulmuştu. Hemen arabaya atladık ve bizi boş döndermeyeceğini çok iyi bildiğim kapızlıya doğru yol aldık. Çok yakın olduğundan yaklaşık 15 dakika sonra oltalarımız sudaydı. tabii hemen öncesinde sinkoz banyomuzu yaptık. yinede sinkov sürülmemiş 1 mm lik yerlerimizi bulup soktular. Bu arada takım olarak 3 tane oltaya kıbrısları bağladım klipslerden öncede kayar kurşun taktım böylece akıntıyla kıyıya yanaşma derdi son buldu. hemde ileri atabildim. Arkam dönükken gelen ilk şapırtı ve eşimin zıplamaları arasında ilk kefali sudan çıkardık. ve benim 1 milyoncudan aldığım kirli sepetine benzeyen şeyin içine attık. bu arada hava iyice karardı. kamışların ucuna zil takamaya hazırlanıyordum ki bi şapırtı daha koptu. oltayı çektiğimde büyük balık geliyor dedim. balığı kıyıya getirdim dışarı çıkardım. kiloluk bir kefal. içimden tey tey diye halay çekmek gelirken bir baktım bir çırpınışta iğneden kurtuldu. aman kaçmasın derken bir kuyruk hareketiyle sazlıkların arasına. oradanda tekrar evine döndü. bir fotoğraf çektirmeye kalmadı çay içmeyide teklif ettim ama çok işim var deyip kalktı gitti evine . Sonra bi 15 dakika geçti ve zilin sesini duyduk. hemen aldım oltayı yine güzel bir balık ama kaçan balık büyk olur derlerdi gerçektende öyle oldu. hala bir hareketle o kadar gitti anlayabilmiş değilim. daha sonra kendilerini çok sevdiğimiz sinekleri yeterince beslediğimizi düşünüp elimizde kalan diğer iki balığıda suya iade edip otelin yolunu tuttuk. resimler gece karanlığında çekildi aslında en son giderken tüm balıklarla çekiliriz dieye düşündük ama kaçan balık canımı biraz sıktığı için diğerlerini de suya iade edip yolumuza devam ettik. Yinede eşim balık tutmanın bu kadar zevkli olabileceğini bilmiyordum dedi. Tamamen deşarj olduğunu ve tüm düşüncelerden arındığını söyledi. Dünyadaki tek mesele oltanın zilinin ne zaman çalacağı haline geliyor ve acayip dinlendim dedi. Böylece amatör balıkçılık camiasına bir üye daha kazanmış olduk.
misinaları yemeye çalışırken!



avlak çok güzel bu arada!
ilk gelen kefal kardeş!



bu da üçüncü gelen kefal kardeş. Kaçan bunun en az üç katıydı.




yine aynı balık. hepsiyle beraber en son fotoğraf çektiririz diyorduk ama kaçan balığa gıcık oldum. o yüzden biraz garip fotolar oldu.