mera vermek ne kadar yanlışsa(son dönemde böyle oldu artık. ) yanlış meraya yönlendirmek çok daha büyük yanlıştır.. kimse buraya yazmak zorunda değil.. yazma olsun bitsin. yanlış meraya yönelendirmek nasıl bir mantıktır ??????
kimse kalabalıkdan zevk almaz şimdi biriside buraya rapor yazanı sövüyorum derse ozaman oda haklı raporu ğören boğaza gelir. Arkadaşın burada mera ismi veren onlarca arkadaşdan özürdilemesigerek
ha buarada buraya bakarak biyerede gitmiyorum her hafta giddiğim biyer var oraya giderim balık varsa tutar yoksada uğraşırım
Gayet iyi bir mantıktır. Zira, beleşe yağmalanacak yer arayan bohçacıların en çok söyledikleri, yok siz paylaşımcı değilsiniz, şöylesiniz, filan laflarıdır ki, bahse konu yanlış yönlendime yöntemi, onlar için en iyi yöntemdir.
Ben de bu konuda gerçekten üzülüyorum.Avlağin yerini söylemenin kimseye bir zararı yok.en basit örneği,antalya nın kundu bölgesi mardan otelin arkasındaki derenin denize döküldüğü bölge.kıyamet gibi levrek kuzu minekop vs var ve gözlerinizle görebiliyorsunuz.ancak bir handikap var.orası amatör balıkçılarla dolup taşar ama ne ilginçtirki balık tutabilen sayısı okadar azki inanamazsınız.hatta balık tutulduğunda o bölgede herkez duyuyor.o derece yani.ben balığın bol olduğu yerde herkezin balık tutabileceğini düşünmüyorum şayet öyle birşey olsa bizler bunca yıllık tecrübelerimizin üzerine yeni takım vs arayışlar içine girmeyiz.üzerine basa basa bildiğim balık meralarını yazmaya devam edecem.en içten sevgi ve saygılarımla.
Metin Bey bilemiyorum hiç İstanbul'a geldiniz mi ancak sizin bahsettiğiniz av türüyle İstanbul Boğaz'ında yapılan ve buranın kalabalığı çok farklı. Sorun insanların gelip de balık tutması değil, işin ustası olandan zaten zarar gelmez ancak işi bilmeyenlerin ellerine olur olmaz takımlar alarak Boğaz kıyısında palamut çaparisi, rapala gibi zor av türlerini denemeleri büyük sorun. Öncelikle işi bilmedikleri için sizin av yapmanızı imkansız hale getiriyorlar. Örneğin siz takımı çekerken pat diye üzerinize atıp size takıyorlar, onun taktığı oltayı kurtarana kadar sizin takımınız dibe takılıyor ve tanesi 20-30 liraya aldığınız sahteyi kaybediyorsunuz. Yine atışı belli bir tecrübe gerektiren bu takımların bilmeyenlerce atılması neticesinde her hafta bir yaralanma olayı yaşandığını duyuyoruz. Görüldüğü gibi sizin orada avlağın yerini söylemenin bir zararı olmayabilir ama İstanbul'da zararı çok.
Bu konuda sana katılıyorum ahbarik ancak bunun önüne ne yazıkki geçmek imkansız.idk sebebi toplum bilincinin seviyesi.ama şuna emin ol ben ki samatya doğumluyum istanbulu iyi bilirim.balık tutmayı bilmeyenler de nerede balığın yoğun olduğunu biliyor. bunu nasıl başarıyorlar nerden öğreniyorlar bilmiyorum ama bi şekilde biliyorlar.hangisine sorsan sarayburnundan baltalimanına karaköyden halice kadar heryeri tek tek anlatıyor.ben istanbulda avlandıım dönemlerde şöyle bir yöntem geliştirdim kendime ve çokta başarılı oldum.ben özellikle sabahları çok ama çok erken saatte balığa çıkarım.sebebi malum hem sabah balığının bereketi hem de sakinliğin verdiği huzurbalığına göre avlanır bölgemi seçtiğimde nüfusun en az olduğu yere dikkat ederim.ha bir de şu var!!!ben akıntıburnunda da ağır çapari salladım.cami gibi herkez saf düzende yanyana.emin ol yanıma yanaşan arkadaş acemi ise onu incelerdim ve benim üzerima olta atması halinde kendisini kibarca daha sakinyerlere yönlendirirdim ve bunu gören diyer acemiler de ona uyum sağlardı.yani ben özellikle burda tutmak istiyorum dyen acemi oltacıya hiç rastlamadım çok şükür.sana tavsiyem onlardan kurtulamıcaksan onları kurtarman
Sen böyle demeye devam et, yakında oraya elinde dinamit veya teknesinde uzatma ağı olan biri gelir, mutlaka, bakalım o zaman ne diyeceksin.
Durum o noktaya gelmis ki, artik merayi geç balik aldigin noktaya göz dikiyor adam. Sen çantanin yanindayken bi bakmissin hemen 2kisi oraya yönelmis. Sanki balik bitek o noktada :s 20 sene 10 sene evvelki nufus 3e sahil kalabaligi 6ya katlanmis. Abuk bi noktadan kamis atin zaten 1saat içerisinde orasi panayir yerine dönüyor ahparik (Bu arada ahparik agabey demektir arkadaslar)
Metin Bey tabii dediklerinizin tümü doğru, İstanbul gibi yerde avlakları ne kadar saklayabilirsiniz ki? Bizim bahsettiğimiz anlık raporlarla av yerlerini olduğundan da fazla kalabalıklaştırmak. Örneğin Kalender'i herkes bilir ancak ben şimdi Kalender'de bugün 80 tane sarıkanat aldım diye fotoğraflı bir rapor göndersem yarın orası her zamankinin iki katı kalabalık olur. En azından bunu engellemek elimizde. 500 kişi birbirleriyle boğuşup kimse balık yakalayamayacağına, 250 kişi nispeten daha sağlıklı bir av yapsın. Yoksa biz zaten Boğaz'daki genel balık durumunu her zaman paylaşıyoruz, acemilere gerek burda gerek sahilde elimizden gelen yardımı yapıyoruz.
Tabii, ben çocukken kıyıdan Büyükdere sahilinde avlanırdım. O zaman sahillerde yer bulmak diye bir kavram vardı. Balık tutanların arasında 5-6 metre boşluk bırakılırdı en az. Öyle kafana göre gidip de oltayı atamazdın, uygun bir boşluk varsa oraya girerdin. Yoksa nooluyo hemşerim orası benim yerim derlerdi. Ben küçüğüm diye genelde bana bir yer verirlerdi. Şimdi yer bulmak diye bir şey yok, sen yakaladığın balığı kovaya koymaya gittiğinde bir bakıyorsun senin yerinden birisi sallamış. Tabii bu kadar kalabalıklaşmanın doğal sonucu bu, aynı şeyi biz de yapıyoruz.
bende giddiğim bir cok merayı yazmıyorum mera yazmak farklı merayı yazanı sövmek farklı sen yazma ben yazmayayım ama yazan yazsın orası kalabalıksa farklı biyere gideriz ve ya yalan mera yazmak hic mantıklı deyil yazma neden yazıyonki
Kovadan balik çalma baska konu abi basindan böyle macera geçenler var. Bende kediye martiya kaptirdim birkaç kez. Çantayi götürmesinler yeter ki. Ama eminim o da oluyordur
ahbarik aslında şimdi şöyle bir düşündüm ve tamamen haklı olduğuna kanaat getirdim.çünkü orası istanbul ve orda 15 milyon var.sitemiz de en büyük form sitelerinden birisi.bilemiyorum belkide en büyüğüdüridk katılımcıların çoğunun istanbulda olduunu hesabedersek sanırım bu içinden çıkılmaz bir durum haline gelebilir.bi abzürt anım var aklıma geldi onu yazayım biraz gülümseyelim.spin oltamı ve ekipmanımı yeni aldıım zaman babamla beraber kaleiçine limanın ucuna deneme yapmaya gittik ve ben güzel bi siftah yaptım reeling fotoğrafları çekip resimleri facebook a koydum.ya hakkaten beni istanbuldaki kardeşlerim arkadaşlarım büyüklerim affetsin ama ben o face e koyduum resimleri tek bir başlık altında topladım.balık şuydu;siz istanbulda yaşadığınızı mı zannediyorsunuz??? inanırmısın kaçtane sahilden ahbabım eşim dostum kardeşim arkadaşım varsa mesajla beni küfür bombardımanına tutmuşlardı:laughing: :laughing: tabi başlığı hemen değiştirdim:thumb:
Şimdi ben bu konuda şöyle düşünüyorum. Bazı meralar vardır her noktadan iş yapar bazı meralar da vardır ki mera içinde mera gibi düşünebiliriz. Attığın yer bile önemlidir. Vaniköy'yü bilenler bilir. Cafe'nin olduğu taraftan atanlar daha çok balık tutar fakat aynı yerden siz attığınız zaman bile bazen onlar kadar alamayabilirsiniz. Nedeni onların ( Müdavimler ) nereye atacaklarını '' kanal '' diye tabir edilen yerleri bilmeleridir. Mera bilgisi değil ayrıca merayı tanımak gerekir diye düşünüyorum. Akıntı'da kaç gram kurşunla, doğru bir atış ile doğru yeri bulmakta önemlidir. ( Tabi balık çok yoksa.) Yoksa balık varsa her yerde var zaten. Şuan mesela lüferin Boğaz'da olmadığı söyleniyor hangi Mera'nın ne önemi var? Bilmek, hissetmek ve doğru konsantrasyon da önemli yoksa Boğazın her yeri av yapabiliyor.
olebi hak yok merada iki kişiygen bile kurşunun geleceği varsa gelir kafamıza ha tek başına avlanmak istiyorsan gel pendik sahiline balıkda yok kimsede yok kurşun gelme tehlikeside yok boğazda avlanıyorsan acemisinden macemisinden sakınacaksın bu gün nette mera vereni söven yarın merası kalabalıksa meradaki kişileride söver
Bu foruma katılan herkes gibi bende neden mera ismi belirtilmediğini anlayamıyordum, ta ki başıma gelene kadar. Evet, yer adı zikredildiğinde o mera resmen akına uğruyor, her zamankinin 5 - 10 katı insan oraya çullanıyor. Ayrıca bu işe hevesli herkese bir arkadaşımızın tavsiyesine aynen katılıyorum, Yeni başlayanlar veya yeni türlerin peşine düşmeye niyetli olanlar öncelikle ansiklopedik bilgiye başvursun, sonra forumları bir dolaşsın, yetmedi meraları dolaşsın, bilgi toplasın, gözlem yapsın, araştırsın, sorsun soruştursun, ustaları ve müdavimleri sorguya çeksin, ( tabi biraz samimiyet kursun ) velhasıl kelam emek harcasın. Armut piş, ağzıma düş olmasın. Asıl önemli bir konu bence avlaklarımızı koruyalım, kaptırmayalım. Örneğin Vaniköyde Alperenler isimli tesisin bulunduğu yer eskiden kıyı balıkçılarının mekanı idi. Avrupa yakasında Baltalimanında bir park var, orayı da Oba restoran-çay bahçesi işgal etti. Yine Anadolu yakasında Kuleli de caminin yanındaki ufak bir yer vardı beş - on oltacıya mekan oluyordu, orayı da Yakamoz ismiyle bir işletme yaptılar. Bu saydığım yerleri bilenler bilir çok iyi av veren yerlerdi. Kaptırmayalım, kaptırılanları da icabında dilekçe vs ile geri alalım derim.