artık balık raporu hazırlarken bile çevrenin fotoğrafını çekmemeye dikkat ediyorum çünkü ertesi günü duyan gören damlıyor merana balığı kıskanmaktan değil dalgıcı geliyor ağcısı geliyor o günün keyfini kaçırıyor sanırım geçen seneydi murat kardeşimle meradayız yine böyle bir tartışma konusu kardeşim gel bakalım bir deneyelim dedik ve tuttuğumuz balıkları canlı tutup dönüş yolunda bir yerde fotoğraf çektik her yer ayan beyan ortada ve raporladık ertesi günü giderken bir baktık tam 6 kişi parsellemiş oraları gülermisin ağlarmısın bir durumdu yani
Metin kardeşim, bu konuda hemfikir değiliz. Bir sebebini Aret yazmış, bizim Antalya'da yaptığımız av şeklinden çok farklı halde İstanbul'da durum, bizim peşinde olduğumuz levrek zaten kıyıda 3 kişiyi görsün o dereyi bile terkeder bir süre, ama boğazda uzak ve derindeki balık hedefleniyor. Kıyıdaki, köprüdeki avcı çok da önemli bir belirleyici olmuyor. Tabii yanlış takımlar, takılmalar falan yine balığı kaçırıyor, ayrı mevzu. Ayrıca omuz omuza avlanmak hakikaten can sıkıcı bir durum. Şahsen 7 yıl yaşadığım İstanbul'da birkaç kez heveslenmeme rağmen Galata'nın o halini her görüşümde afedersiniz "deli mi öptü beni ne işim var bu kadar adamın içinde" demişimdir. Ama işin asıl sana bana dokunan tarafı, Antalya da en çok göç alan ilk 3 şehir arasında. Her gün kamyon kamyon adam geliyor, meraların da gün geçtikçe dolacağına şüphen olmasın. Geçen bayramda ilk kez bunu farkettim çünkü uzun bir aradan sonra ziyaret etmiştim Antalya'yı. Eskiden aynı yerde ya yalnız ya da maksimum 3 avcı olurduk, aramız en az 8-10 metre olurdu. Şu an bu mesafe bazı yerlerde iki metreye düşmüş durumda, genelinde de 4-5 metre olmuş avcı araları. Hakikaten hayret ettim! Bundan da bir 10 sene sonra durum çok daha vahim olacak, buna emin ol. Bayram sonrası raporumda yazmadım ama sanırım sana özelden yazmıştım o kalabalık yerin adını. Bir çay'dan bahsetmişsem orasıdır. 4-5 metre olan yerse zarganayı aldığım yer, yazmıştım. O dediğin bölge ise dediğin gibi balık olmasına rağmen doğru zamanı yakalayamazsan av vermiyor. Doğru zamanı seninle birlikte başkaları da yakalarsa yine av vermiyor. Yani balığın bu insanlardan ürkmesi durumunda 0.03 FC misina ile görünmez iğne (?!) kullanarak canlı yem bıraksan bile o levreği alamıyorsun. Sebebi ise oradaki bilinçsizce hareket eden 3-5 avcı. Ayrıca adı duyuldukça o derenin ağzına ağ çevirenlerin hikayelerini daha çok duymaya başladım. Bildiğin, otelin yanından karşı kıyıya kadar çekiyorlar ağı. Bahsettiğin kuzular görününce tekneyle etrafını çevirip sanki Afrikalı yerlilerin kılıç avı gibi çığlık çığlığa çıkarıyorlar balığı. Kısacası bugünü bile mumla arayacağız ilerde Antalya'da. Malesef. Adrasan'ın durumunu anlatmama sanırım gerek yoktur. En çok da orası içimi yakar. Ben bildiğim son yerleri de koruyacak ve bir yandan mecburen yeni yerler bulacağım. Ne fotoğraflarımda ne raporlarımda yer bilgisi olmayacak. Yine sana ve buradaki diğer dostlara özelden yazacağım buraları. Senden ricam da, şu anki gibi bilindik değil de eğer yeni bir mera bulursan yazmadan önce iki kez düşün. Görüşmek üzere. Rastgele.
dayı bana eşkina taşı lazım. bir arkadaşım böbrek taşından muzdarip duymuş bunu istiyor. uzun zamandır foruma girmiyorum yoğunluktan. elinde varsa bana ulaşırsan sevinirim. telefonum varmı bilmem ama yazıyorum genede 05055199079 kendine iyi bak
Efes Pilsen'in kurmayı planladığı kömürlü termik santrali durdurmak için son iki hafta içindeyiz. Yapılan eylemler, yayınlanan videolar medyada sansürleniyor. İmza atmalı, attıysak paylaşmalıyız! greenpeace buradaki alttaki linkten girdinizde sağ tarafta kalan yeri doldurmak 1 dakka lütfen duyarlı olalım ve çevremizede gönderelim http://bukapaginaltinda.org/
Sanırım haklısın arkadaşım ben bu geçen dört yılda istanbulu öyle bir unutmuşumki ne deseniz haklısınız.sanırım bu sorun uzun vadede antalyayı ve diyer cennet köşelerimizide vurucak.allah yardımcımız olsun ama tavsiyenize kulak verdim bundan sonra daha dikkatli olucam buna inanabilirsin:thumb:
Şimdi şu konuları okuyunca aklıma yaz günleri geldi. Abi oturduğum yeri bile söylemek istemiyorum açıkcası. Online pazarlama, web tasarım ve seo işi yaptığım için genellikle şirkete haftada 2 kez giderim geri kalan günler gece 23:00 ila 03:00 arası çalışırım. Her insanın avlakta bir yeri vardır daha doğrusu benim bir kayam vardır (babamın malı sanki) abi o kayayı kapmak için bazen istavrit 6'da yapıyorsa 3 saat önceden gider orada beklerim. Şimdi sizlerin deneyimlerine ve mesajlarına bakıyorumda, balık raporunu bırak gezdiğin yerleri dahi söylemek tehlikeli. Ben önceki mesajımda yer sordum bak hele yorum yapana şimdi düşündümde balık tuttuğum yerlerin nasıl kalabalıklaştığını şimdi anladım. Ben daha önce kimseye söylemiyordum halada söylemem. Ama şimdi adam geliyor beni izliyor o adama bak tek seferde 7 istavrit çekti diyor hemen yanıma geliyor. Şimdi bu adamı nasıl buradan defetsem diye planlar yapıyorum bir bakıyom abi akıntı sağa doğru gidiyorsa eleman bir sallıyor çapariyi tak soldan toplamaya başlıyor takımları bi bakıyom 3-4 kişinin oltasını toplamış. (adam yanıma geliyorya ilk önce onun atışını izliyorum dengesiz mi yoksa işi biliyor mu diye). Neyse abi av malzemeleri satan birkaç dükkana gidiyorum bi bakıyom dünkü tuttuğumuz balık sayısı bile orada fişlenmiş. Ertesi gün bi bakıyon tabiri caizse ipini koparan oraya gelmiş. Hepinizin başına bunlar geliyor. Yani konuyu okuyan ziyaretçiler kendilerini uyanık sanıyor. Bazen güzel bir avlak bulmak için 1 hafta dolaştığım oluyor oltayı işe götürüyom pat diye iş çıkışı sahile gidiyom 15dk aralıklarla yerleri denemeye başlıyom. Yani gerçekten hiç zevk vermemeye başladı bu işler. Bende hafta içi gidiyom bari kendimi böyle kurtarıyom. Belirli iskele ya da yerler olsa abi 5 kişi alsalar içeri valla para verip orada tutacam balık olsun ya da olmasın özgürce olta atmak istiyorum artık bu İstanbul'da. banghead