Kıbrısta genellikle zargana,sarpa,sargoz ve tabide sokar bol miktarda bulunuyor henüz bir çipura veya karagöz,levrek nasip olmadı bakalım inşallah bizede nasip olacak ...!
Kıbrısa bir kere geldim ve hayatımın en büyük hatasını yapıp(şimdiye kadarki) olta götürmedim.Ama asker dönüşü tekrar düşünüyorum.Bu kez oltayla
Uzun uğraşlar sonucunda hayli iri zargana bayramı. Kıbrıs bir veli nimet balık açısından ama kısmetin varsa
01 06 2009 yarın sokara gidicem arkadaşlar umarım güzel geçecek büyük ihtimalle iskaroz ve karagöz de çekicem resimleri koyarım eğer yakalarsam
Rast gelsin. Şayet, ıskaroz tutarsanız, çok yakından bir fotoğraf rica edebilir miyim sizden? Balığın yapısını tam olarak görebileceğim bir fotoğraf olursa çok sevinirim. Şimdiden teşekkürler.
Balığın fotograflarına buradan bakabilirsiniz. http://www.fishbase.org/Photos/ThumbnailsSummary.php?ID=13025 Diğer adı da (İngilizceden tercüme) papağan balığıdır. Bilimsel adı Sparisoma cretense olup nette bolca fotosu bulunabilir. Iskaroz (Papağan) Balığı Ülkemizde Iskaroz, Iskatarya ve Papağan Balığı adlarıyla tanınır. Akdeniz kıyılarımızda ve Güney Ege'de rastlanır. Güzel renkleri ve sakin yaşamıyla su altı fotoğrafçıları ve deniz akvaryumu meraklılarının gözdesidir. Eti lezzetli olup oltalar ve dip uzatma ağlarıyla yakalanmaktadır. Bilimsel Sınıflandırması * Alem: Animalia * Şube: Chordata * Üstsınıf: Osteichthyes * Sınıf: Actinopterygii * Takım: Perciformes * Aile: Scaridae * Altaile: Sparisomatinae * Cins: Sparisoma Swainson, 1839 * Tür: Sparisoma cretense (Linnaeus, 1758) Dağılımı: Atlas Okyanusunun doğusunda Portekiz, Azor Adaları ve Maderia'dan güneyde Kanarya Adaları ve Senegal'e kadar, Akdeniz'in doğu ve güney kıyılarında ve Güney Ege'de yayılım gösterir. Biyolojisi: Sığ kayalık kıyılarda yaşar, Yosunlar ve küçük omurgasızlarla beslenir. Otçullara özgü gırtlak kemiği ve kas yapıları gelişkindir. Çenesindeki dişleri mozaik gibi dizilmiştir. Pulları oldukça iri olup rengi kırmızı-kahverengi ve yeşil arasında değişir. Omuzda başın arkasında büyük bir açık renkli leke bulunur. Sudan çıkarıldıktan sonra canlı renkleri kaybolur. Eti lezzetli olup ticari değeri vardır. Yumurtlama Temmuz-Eylül ayları arasında gerçekleşir. Kaynaklar: http://www.fishbase.org, Bat, L., Erdem, Y., Ustaoğlu, S. T. ve Yardım, Ö., 2008, Balık Sistematiği, Nobel Bilim ve Araştırma Merkezi Yayın No:31, ISBN 978-605-395-127-8.
Alanya İncekum kamp alanında 20 günde oldukça fazla sokar yakaladım. Sokar iyi güzel de temizlemesi çok zaman alıyor. Sırf bu yüzden nefret etmeye başladım diyebilirim.
Sokar bana göre çekmesi keyifli ama yemesini sevmiyorum damak tadı tabiki ama yakalamak istersen sana sokar yakalata bilirim ...
Bugün de Alanya Ulaş'ta sokar peşindeydim. Yaklaşık 1 saat kadar bir sürede yine fazla sayıda sokar çektim. Bilenler için: Plajın bittiği yerden (Antalya tarafı) kayalıklardan atmayı deneyin. Eli boş dönmezsiniz. Rastgele
Sokarca balığının bilinen isimleri Bana kalırsa öncelikle Sarpa balığını ikiye ayırmak lazım 1- Normal bildiğimiz Sarpa 2- Deli Sarpa ( sokar, sokarca, sokkan, çarpan, arı balığı gibi yöresel adları var bunlar beyaz sokarcaya verilen isimler.) Bir de siyah sokarca var buna da Fethiye taraflarında Mangosör deniyor. Siyah sokarcanın eti pek makbul görmüyor ayrıca deriside çok kalın eti yavandır. Ama Beyaz sokarcayı bir tadan bir daha vazgeçmez diyorum. Izgarası güzel olur ama bana göre mutlaka tavada yapılmalı avlandıktan hemen sonra. Ama temizlerken dikkat ilk 10-15 dk elinize batarsa özellikle ensesinde bulunan tek adet sırt dikeni en okkalı biçimde adamı bağırttırır.Ama walla değer. Geçen NTV de bir belgeselde izledim Akdenizdeki balık türlerinin azalmasına bu balık türünün sebep olabileceği şeklinde bi programdı. Çünkü bu balık Akdenize özgü bir tür olmayıp süveyş kanalından sonra Hint okyanusundan gelen zararlı ve istilacı bir tür olarak tanıtıldı sebep ise deniz dibi bitki örtüsünü tahrip etmesi gösterildi ilginçti.
Şimdi bu ayrımı hangi kaynağa göre yaptığını merak ediyorum.sarpayla sokar yada sokkan yada yeni tabiriyle sokarca ayrı balıklardır.sarpa bir akdeniz balığı sokar ise kızıldeniz göçmenidir.her türlü yosun ve mercanla beslenir ama bir cupra kadar zarar vermez. bu arada bu siteye uzun zamandır giremesemde türkçe ye karşı azda olsa bir saygı olduğunu görürdüm.peki şimdi değişen nedir.WALLA anlamadım
Güzel paylaşımlar yapılmış. Bende aklıma gelenleri paylaşayım. Antalya ve çevresindeki tüm kayalık kesimlerde en bol bulunan balıktır. Bunda, aynı kayalıkları paylaştığı balıklar olan ıskaroz, karagöz, sargoz, melanur, sarpa gibi türlerin daha yüksek görülen ekonomik değerleri nedeniyle sıklıkla tutulması, sokarların ise geri salınmasının etkisi vardır diye düşünüyorum. Eski yıllarda dağılım daha eşitti, fakat son zamanlarda sokarın git gide hakimiyet kurduğunu gözlemlemekteyim. Artık diğer türler çok daha az bulunuyor. Saydıklarımın içinde en fazla gözlemlediğim ikinci tür melanur oluyor. Her zaman sürü halinde gezerler, yemlenirler. Özellikle yaz döneminde sürülerde genelde sürü lideri gibi 2-3 büyük üye ve bol sayıda daha ufak üyeler bulunur. En büyük olan bu birkaç balık sürekli hareket halinde taştan taşa ya da kaya üzerinde ilerleyerek yosun tararlar ve sürünün geri kalanı onları izler. Her türlü yeme gelirler, ekmek ve hamurla da çok rahat avlanır. Melanur veya kefal için yapılan kıbrıs oltasına da gelirler, eğer ekmek yüzeyden birkaç metre derine inecek şekilde hazırlanırsa yakalanma şansı oldukça artar. Dip yüzeyinin kayalık olması ve sokar sürüsünün bulunduğu bir nokta olması yeterlidir. Bu tip oltalara genelde aynı meralarda bulunan melanur çok daha çabuk atlasa da bizim için daha değerli olan sokar gelince yüz güldürür. Kıbrıs takımında sokar şansını artırmak için sarmanın mümkün olduğu kadar dibe yakın seviyeye indirilmesi gerekir. Sarmanın bulunduğu alan ıslatılıp ufalanmış bayat ekmekle yemlenirse ve rahatsız edilmeden beklenirse hem melanur hem de sokar alma şansınız artar. Yine bu yöntemle 8-9 metre derinliğe kadar olan kesimlerde yüzeye atılan kıbrıs sarmasına da çıkma ihtimalleri vardır. Dip oltası ile avcılığı beklemesiz olması ve balık tutma zevki açısından elbette daha verimlidir. Kullanılacak takımları ve yemleri konu içerisinde arkadaşlar yeterince açıklamışlar. Gerçekten zevkli bir oltacılığı vardır. Biraz uzun bir zıpkınla da avı gayet kolaydır. Çok yakınına girmediğiniz sürece ürkmezler, yemlenmeye devam ederler. Sürünün arka çarpraz tarafından sessizce dalınır ve dipten sürüye doğru ağır ağır yaklaşılır. Eğer sürü hemen hareketlenirse ve atış şansı sağlanamazsa tercihen bir kaya arkasına, yoksa dibe yatılarak hareketsiz beklenir. Bu durumda sürü fazla huylanmamışsa kaçmayı bırakarak tekrar yemlenmeye başlar. Bunun ardından mümkün olduğunca sürü ürkütülmeden tekrar hareketlenilir ve uygun zıpkınla sürünün tam tekrar hareketlendiği sırada en irilerine atış yapmak biraz tecrübeli bir avcı için aslında oldukça kolaydır. Eğer huylandırır ve durmadan dalıp çıkıp kovalarsanız sizi pek önemsememiş gibi görünseler de aradaki mesafeyi sürekli koruyarak ilerlerler. Atış mesafesine giremeyebilirsiniz. Herkese rastgele.
Muğla-Dalyan'da tekneyle koylarda tutuyoruz. Çok akıllı bir balık çeşidi değil bu sokar balıkları. Çok kolay tutuluyorlar. Ekmek hamuru ile tutmanızı tavsiye ederim ama ben yengeç bacağıyla da tutmayı denedim ve tuttum. Genelde 5-10 kişilik gruplar halinde geziniyorlar. 30 dakikada rahat bir şekilde 5-10 tane tutarsınız. Burada iğnelerin anüs tarafında olduğu yazılmış ama bildiğim kadarıyla baş tarafından ilk 2 iğnesi zehirli. Ayrıca çıkarırken eldiveniniz yoksa terlik vs. ile üzerine ayağınızla basın ve peçete ile kafasından tutup iğneyi çıkarın ya da baştaki iğnelerini kesip de iğneyi çıkarabilirsiniz.
yanınızda sağlam bir makas olsun mutlaka . balığı livarınıza koyarken makas yardımı ile kuyruk yönünden başlayarak sırtındaki dikenleri kesin . sonra anüs tarafında var 1-2 tane onlarıda uçurun. temizleme esnasında bile elinize batsa can yakıyor . en iyisi makas. sonra rahatça tutup elinize alabilirsiniz. Dişleri sökülmüş piranha balığı gibi zararsız oluyorlar
reeling latince adı ''Siganus luridus'' dur bodrumda yerel halk ona deli sarpa der.ege ve akdeniz kıyılarında yasayan bir balık türü. esmer sokar ve beyaz sokar olmak üzere iki türü bulunur. boyları 40 santimetreyi gecmez, genellikle 20 santimetre civarında bulunurlar. zehirli dikenleri solungaç kapakları üzerinde bulunur. büyüklükleriyle dogru orantılı olarak agrı verici olmalarına rağmen insan hayatını tehlikeye sokacak bir zehir değildir, en fazla 10 dakika sonunda agrıdan eser kalmazsa da o 10 dakika zıplanarak ve bilinen tüm küfürler edilerek geçirilir lakin çok lezzetli bir balıktır,diğer balık üzerinde çizgileri olan lahoz yavrusudur latince adı GRİDA dır yakaladığınızda keşke onu tekrar suya bıraksaydınız bu tür balıkları yakalyıp özel havuzlarda beslenerek büyütülmektedir şu anda kıyılarda bol miktarda bulunmaktadır yerleşik bir balıktır