Vay anam vaaaaayyyy!! Bunları da mı duyacaktım, levrek de nonoş çıktı ya Ben anlamıştım ama yeme atladıktan sonra bir kıvırtmalar, bir omuz silkmeler:laughing: Peki bu tip balıkların insan vücuduna ve hormonal dengesine etkileri var mıdır? Asıl soru bu olmalıydı! Allah muhafaza diyorum
http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=46152 Konu burada, yazılan mesajlarla bir sabırla oku. Yalnız video çekemediydim. Bi daha ava gidersek beraber bi yardım edin. :laughing: :laughing: Şimdi konu zıvanadan çıkacak Bu levreklerin hormanlara etkisi çıkarsa, bu andan itibaren spin takımlar satılığa çıkar benden söylemesi. Piyasa acayip düşer ama alacak adam zor bulunur. Düşünsene Daiwa Saltiga 2 tl Maxrap 1 tl Yasei kamış : 5 tl Stratic C4 Makina : 7 tl Huy değiştirmenin zevki : Bilmiyorum, değiştirene sormak lazım :laughing:
Ben anlamıştım diyorum ya; Geçen Koray'ın yakaladığı sudan çıkarken şarkı söylüyordu; "Savaşma, seviş benle" diye, ozaman bir kırıklık var demiştim, Hele lüfer, aman diyim tam bir .....
Hmm tebliğ ile bir sınırlama olmaması garip Şaşırdım biraz. Umarım o yakala - bırak heyecanına sizde en kısa süre de kavuşursunuz. Önemli olan ilk balığı salma zaten ondan sonra kendiniz de bırakmak isteyeceksiniz.
Tebliğ bu konuda biraz yetersiz, onlar en azından bir kere yumurtlasın diye düşünerek hazırlamışlardır Salma konusuna gelince, evet hazzı çok büyük
Havyar üretim periyodunu bir yumurtlama periyodu takip eder. Levrek, Çupra gibi balıklar bu peryoda girdiklerinde yemeyi bırakır. Ama bu peryoda girmeden önce deli gibi yerler, yağlanırlar. Karadenizden inen lüferlerin yağlı ve lezzetli olma sebebi budur. Ama mezgit gibi balıklar, sürekli hem havyar üretir, hemde yemeye içmeye devam ederler. Bu arada bir şey gözden kaçırılır. Levrek korumacı bir balıktır. Yumurtalarını tehdit edebilecek şeyleri kovalar, yer vs. bu beslenme değil, korunma durumudur. Bunu da nazara almak gerekir. O yüzden levreğin havyarlı olduğu zamanda, gözüne perde iner denir, zira çok daha az seçici olur. Çünkü yemek değil, o tehdidi ber taraf etmek derdindedir. Velakin, levrek bu dönemde yem aramadığı, yumurtladığı, yumurtlayacağı yeri seçip korumak halinde olduğu için, daha seyrek denk gelir.
Tebligdeki en büyük elsiklik benim gördüğüm alt sınır kadar üst sınırın olmaması. Reelitede gördüğüm : İzmirden damızlık lepistesler geliyordu. O zamanlar 10 yaşındaydım. Bir tane aldım ve tam 176 tane yavru yaptı. (tek tek saydım başka bir yere alırken) Onun yavrularından biri olgunluğa erişince ilk seferinde 6 tane yavruladı. Bizim teblig o 6 yavru yapanı koruma derdinde. Forumlardaki durum da genelde o yöne kanale. Ancak olması gereken o mu? Emin değilim. Salma konusunda karagöz türü balıkları rahat salabiliyorum. Levrek saldığım zamanlarda gelecek inşaallah. Temennileriniz için teşekkür ederim.
İşte ben de bir süredir bunu düşünüyorum Volkan'ım. Seninle de aynı fikirdeyim. Aralıkta yakalanan anaç balığı "bu daha havyara girmemiştir bu mevsimde" diye alıkoyup bir ay sonrasında havyarlı diye salmak bana da biraz saçma geliyor. O hayvan zaten bir ay sonra havyara girip sonrasında yumurta dökecek, çok bir farkı kalmıyor bu durumda. Benim vardığım sonuç, bu balık kıyılarımıza, derelerimize üreme amacıyla girip çıkıyorsa avcılığı sadece yumurta döktükten sonra, yani şubat-mart aylarında, tekrar uzaklaşmadan hemen önce yapılmalı. Böylece avladığımız balığın o sene yumurtalarını dökmüş, muhtemelen sonraki seneye sayılarını katlayarak devam edebileceğinden emin olmuş oluruz. O seneki görevini tamamlamış, sonraki kışa kadar tek amacı ne bulursa yiyerek daha da irileşmek olan bir levrektir o sezonda tuttuğumuz balık. Ama ben de seninle aynı fikirdeyim. Av verdiği sezon boyunca, havyar öncesi de, sırası da, sonrası da olsa, 35 cm üzeri bireyleri o anki ruh halime göre değişmekle birlikte salıp salmayacağımdan kuşkuluyum. Bu konu da biraz çetrefilli. Daha önce de bazı jigging konularında tartışılmıştı. Gözleminde haklısın, anaç bireyin yaşı ilerledikçe yumurta verimliliği artıyor. Ama şöyle bir durum da var, belli bir yaşın üzerinde de bu verimlilik sayı olarak özelliğini korusa da yumurtaların kalitesi, yani genetik olarak bazı bozulmalara uğruyor. Ben de akvaryum balıklarımdan biliyorum, belirli bir yaşa ulaşan anaç balığın yavrularında önce artan sakat doğum sayısı, sonrasında yavrulamanın kesilmesi görülür. Bundan bir süre sonra, balığın türüne göre değişmekle birlikte örneğin iki yıl içinde balık ömrünü tamamlar ve ölür. Bu durumda da şöyle bir gereksinim doğuyor. Balıkların karasularımızda ilk üreme yaşı belirlenip buna göre boy bazında alt limit belirlenmeli. Bu zaten şu an yapılmaya çalışılan şey. Bir de yumurtasının hem sayı hem de kalite açısından en verimli olduğu dönem belirlenmeli, ki bunu belirlemek, hele bir de her tür için farklı olacağından, çok zor. Ve sonuç da şöyle "biraz garip" kısıtlamalar olmalı; örneğin levrek için, minimum avlanma boyu: 25 cm ava yasaklı boy aralığı: 60-80 cm Çok ütopik bir uygulama olurdu ama böylece hem yakaladığımız bir levreğin en azından bir kez yavru vermiş olmasından emin olurduk, hem en verimli yaşlarında olup olmadığından, hem de maksimum boylara erişmiş trofe bir levrek denk getirirsek gönül rahatlığıyla o balığı alıkoyabileceğimizden.
Oh Volkan abi beni çok rahatlattın bencede güzel WTD yapabilecek bir havası var .. Bu kamışla yakalayacağım ilk balığı sana itahafen raporlayacağım .. Rastgelsin reeling hooked :hungry:
Ahanda bu kadar olur. Aynı şeyleri düşünüyormuşuz. Deselerki levrek için bu alan yavrulama bölgesidir. Ocak ile şubat ayları burada avcılığı yasaktır. Oraya da kolluk kuvveti görevlendirseler. Girişte dursa kimseye sokmasa ben herkesten mutlu olacağım. Lakin öyle bir kısıtlılık yok şu anda. Millet anasını ağlatırken haftanın 7 günü ben bir tane tutacağım, acaba havyarlı mı diye düşünmek onca milletin içinde salmak bide video çekip foruma koymak, bana nasıl anlatayım bilemedim, çok realist bir çözüm gelmiyor be Aykut'um. Beni, bölgeyi gören, gezen biri olarak daha rahat anlayacağını hatta anladığını düşünüyorum. Şu ütopik dediğin önerine bayıldım ama. 60-80 cm arası yasak örneğin süper aslında. Böyle birşey çıkartılıp, ciddi uygulanırsa yakala bırak avı daha bir gelişecektir. Sportif avcılığa ve balık stoklarına da realist etkisi olacaktır. Şimdi sen şartları gördün. O en nezih rahat avlak. Bi de rüzgar ve dalganın içinde spin yaptığımız bölüm var. Şimdi ben bütün gece sabaha kadar dalganın içinde soğukta titremişim. Ayakta durmuşum, bel çatlamış artık. Hasbel kader bir vuruş almışım, tut ki levreği de çekmişim. Bu mevsim havyarlıdır bu deyip salamam doğrusu. Zevkini yeterince alamadım ki nasıl salayım. Alamadığım yakalama zevkini, evde temizlerken, pişirirken ve kendi tuttuğumu yerken daha çok alabiliyorum. Kim tuttuğu balığı yerken haz almıyor ki. Şimdi ben senin yüklediğin Sargoz videosundaki gibi vuruş alsam iki gün öyle av yapsam bak nasıl yakala sal yapıyorum. Şimdi sen salmazsan yapamazsın tabi denecek. Ben salsamda yapamam. Realist olmak lazım. Bölgede 100 spinci varsa 2 kişi salar diğerleri bir kere de 40 kilo tutarsa bizim gibiler yalnızca enayi olur. Burada iş gücü elinde bulunduranlara düşer. Güç kimin elindeyse o duruma el koymalıdır. O kontrol etmeli, o önlem almalıdır. O zaman bende ciddiye alır destek verebilirim. Yönetim, yönetmezse veya gerek görmezse benim gibiler, senin gibiler zamanla küsecek, ya genele uyacak, ya da kendi fikirleri doğrultusunda doğru olduğunu düşündüğünü cılız ve etkisiz şekilde o günün av durumu ve psikolojine göre yapacaktır. Önemli olan düşüncelerimizi ve yaptıklarımızı ifade ederken ne kadar samimi olduğumuz ve yönetenlerin durumu ne kadar ciddiye aldığıdır. Samimiyetle yazdığın için çok teşekkür ederim kardeşim. Beni çok net anlayabilmene hem şaşırdım, hem sevindim.
Seninle yaptığımız av dönüşünde de aynı şeyleri söylemiştim hatırlarsan O bölgenin ava yasaklanması gerektiğinden, sadece oranın ava yasak olması durumunda çevre sahillerde ve limanlarda bir süre sonra levrek bolluğu yaşanacağından ve üreme bölgesi koruma altında olduğundan bitmeyen, azalmayan bir stok yaratılabileceğinden bahsetmiştim. Her dediğine katılıyorum kardeşim. Bu balığı korumak, senin benim sezon boyu tutacağımız bir ya da iki levreği geri bırakmamızla olacak iş değil. Aynen dediğin gibi "yönetimsel yaptırımlar ve bunların uygulanması" şart. Belirli bölgelerin tamamen ava yasaklanması, geleceğin levrek popülasyonu için önemlidir. Ve yasakların da uygulanması, uygulatılması lazımdır. Bunun çok güzel bir örneği, o av sonrasında sana da bahsettiğim Beymelek lagünü gibi bölgelerimiz. Orada Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi levrek ve çupra üretimi yapmakta ve bazı dönemlerde doğaya salma faaliyetleri düzenlemekte. Ayrıca üretim yapılmayan bölgesinde de her türlü su ürünleri avcılığı tamamen yasak. Buna lagünün denize bağlantısını sağlayan boğaz ve çevresi de dahil. Esaret altında üretilenler kadar özgür yaşayan sürüler için de çok önemli bir üreme ve beslenme alanı durumunda. Böylece yakın çevresine sürekli bir rezerv oluşturmakta. Bu gibi alanların çoğalması ve korunması gerekiyor. Sizin çevre için de böyle bir tampon bölge oluşturulması şart. Bu tür uygulamalar aslında biz amatör avcılara uygulanan bir yasak, ceza değil, geleceğimiz ve bu güzel hobimizi sürdürebilmemiz için bir güvence, sigortadır. Bu nedenle senin de dediğin gibi aslında mutluluk duyulması gerekir. Neyse. Konuyu dağıtmayalım, biz seninle yine ülkeyi kurtarmaya başladık gibime geliyor.