Takip var ama atak yok?

Konu, 'Kıyıdan Balık Avcılığı' kısmında Uveysi tarafından paylaşıldı.

  1. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Kokunun kendisi çok önemli değil. Ama yemin kötü kokmaması gerekiyor, tüm mesele bu aslında.

    İki şey var. Biz suni kokuyla dolu bir alemde yaşıyoruz. Sabun, kolonya, traş köpüğü, sigara vs. vs. hepsi son derece ağır kokular. Bunlar bizden yeme bulaşıyor. Birde şöyle bir şey var. Levrek bir tatlı su balığı aslen. Hala tatlı suda sık denk gelir, lagünlerde, dere ağızlarında filan. Tatlı suda, ayı, samur gibi avcılar çok, memeli neslinden. Bu nedenle bu hayvanın başta L-serine olmak üzere memelilerde bulunan aminoasitlere vs. duyarlığı var. Bu gibi levreği vs. ürküten şeyler, kadınlarda pek yok. O yüzden kadınlar balık avına 1-0 önde başlar. Bu da, bizden yeme geçip levreği ürkütebiliyor.

    İşte asıl mesele, bu kötü kokulardan kurtarmak yemi. Bunun da en basit yolu, levreği ürkütmeyecek bir kokuyu bolca kullanıp, kötü kokuyu bastırmak, maskelemek.

    Deniz canlılarının eti, midye, yengeç, karides, balık, madya, sülünes vs. vs. bu iş için ideal şeyler. Para verip almaya gerek yok. Hem genelde çok pis kokuyorlar, evde sorun oluyor.
     
  2. volex21

    volex21 Volkan

    Mesajlar:
    6.735
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Okuma V System 2.40 Lineaeffe Spirit Surf 3.90 (fiyat performans 9/10)
    Favori Makine:
    Spro Red Arc 20'lik (Fiyat/Performans : 8/10)
    En İyi Avı:
    Levrek (57 cm - 2.100 gr ) Sargoz (700 GR kadar) Palamut (40 cm üzeri), Lüfer 40 cm, Çipura 950 gr
    Bende hep bu yönde yazıyordum zaten Serdar abi.
    Hatta sen tam tersine topitop sapı, naylon poşet parçasıyla basitçe yakalanacağını ima ediyordun genelde. Eskiden belki, tabi hangi şartlarda olduğuna da bakmalı bence. Sırtı yaparak topitop sapıyla kilometrelerce alanı taramakla, atçek takımıyla çok dar bir alanda başarılı olabilmek bir değil.

    Levrek öyle aptal bir avcı değil benim gördüğüm.
    Levreğin avlanırken avantajlı olduğu şartlar, aynı zamanda levreğin en zayıf olduğu şartlar bana göre.

    Seninle ayrıldığımız nokta genelde; sen aynı yerde o levreklerin durduğunu ama tutamadığımızı düşünüyorsun. Onların halen o bölgede yemlendiğine devam ettiğini düşünüyorsun. Bense, belli bir km karelik alanda şartlara göre konuşlandığını ve avlandığını düşünüyorum. (Tabi her güzel şartta levrek orada avlanacak diye bir kaide yok. Yalnızca buluşma yüzdesi yükseliyor)

    Aynı yörede yaşayan levrek hangi havada, hangi şartta nerede avlanabileceğini biliyor. Özellikle de iri bireyler, bu konuda çok tecrübeleniyor.

    Bir koy düşün, kuzeyden esen rüzgarda hayvan kuzeye bakan sahilde toplaşıyor. Halbuki Güneye bakan tarafta da levrek yakalanıyor ama o havada değil. Bu hayvan benim gördüğüm hep aynı yerde yatan bir hayvan değil genellikle.

    Avlanma stratejileri içinde akış veya akıntı yönüne göre yatarak veya saklanarak pusu kurduğu bilinse de tek avlanma stratejisi bu değil. Hatta benim gördüğüm balık genelde, bölgenin en avantajlı sahası neresiyse, orada kümelenmekte.

    Yağmur esnasında ve yağmur sonrasında bunu çok defa tecrübe ettim.
    Levrek peşinde koşan biri de mutlaka tecrübe etmiştir.

    Levreğin nerde olabileceğini tahmin etmek işin en ince noktası.

    İstista avları saymazsak, İstanbul'da belli bir zaman aralıklarla levrek tutuldu.
    Ne zaman tutuldu, şakır şakır yağmur yağdı, fırtınalar koptu. Yakın zaman içinde sürpriz dedikleri avlar oldu. Birkaç levrek raporu da ege'den geldi.
    Ne zaman geldi, gene şiddetli rüzgar ve yağmur zamanı.

    Başka zamanlarda da şansa denk gelinebiliyor elbet ama yüzdeye vurursan %5'i geçmez sanırım. Deme ki, takımınız kötü. :eek:

    Levreğin rastgele saldırdığını düşünmüyorum. Topitop sapının çok başarılı olduğunu falan da düşünmüyorum. Başarı oranı belli bir seviyedeyse, bunu da sırtı yapılarak kullanıldığından çok geniş, uzun bir alanda kullanıldığı için olduğunu düşünüyorum. Yahut bahar aylarında ispendeklerde başarılı olabilir bence.

    Neden sahtelere, yaralı minnow balığı aksiyonu vermeye çalışıyor sahte üreten firmalar.
    Geçen kurtlarla ilgili bir belgesel izliyorum.
    Kurt sürüsü belli bir mesafeden geyikleri izliyor. 15 dakika öylece izliyorlar, sonra harakete geçip iri bir bireyi yakalayıp, yıkıyorlar. Belgeselciler neden o hayvanı seçtiğini anlamaya çalışıyorlar. Koşarken haraketlerini çok yavaşlatıyorlar hayvanın. İnsan gözünün algılayamayacağı oranda hayvanın arka ayağının aksadığı anlaşılıyor. Ayak oranında inceleme yapınca da kemikte diz bölümünde bir şişme, ur gibi birşey buluyorlar.

    Aslanlarda da bu var, bir çok avcı da da var. Jaguar gibi pusu kuran hayvanlarda ise pek görmüyorum. Levrek hem pusu kuran, hem kovalayan bir hayvan. Gözüne kestirdiği kefali nasıl kovaladığını bilen bilir. Bende gözlükle yüzerken gümüş sürüsünü nasıl bir süre izleyip, hamle yaptığını görmüştüm.

    Yani levrek yalnızca pusu kurmuyor, dolaşıyor ve nerede ne bulacağını, hangi şartta iyi av yapacağını biliyor, özellikle 1,5 kilo ve üstü hayvanlar.

    İyi bir atçekçi bence, takımından ziyade, bölgesindeki hangi şartta nerelerde levrekle kesişebileceğini, hangi şarttın ısrarla zorlanması gerektiğini bilmesi lazım. Hatta mevsime, akış yönüne vs. 'ye göre aynı noktadan çayın içine mi dışınamı (denize doğru) atış yapması gerektiğini bilmesi lazım.
    Hatta sahilde bile levreğin nerede kümeleşeceği ve nerede avını bekleyeceğini anlatan bir konu vardı. Bende tecrübe ettim ki, aynı sahilde 20 metre farklı konuşlanmak avın başarısını etkileyebiliyor.
     
  3. GRAFTT

    GRAFTT Hikmet Soydaş

    Mesajlar:
    297
    Şehir:
    İstanbul
    Levrek için memlekette derenin denize döküldüğü kesimler yada civarinda avlanirim. 2 km ilerisinde balık kafeslerinde balık yetiştiriciliğide yapılmakta.
    Belirtigim bu avlakta tekne ile capariyle avlanmaya gideriz bazen kıyıya dönmek gerektiğinde capari suda bırakıp öyle kıyıya döner tekrar açılıriz. Bazen öyle oluyorki capariye levrek gelmiş 20-30 cm Boylarında bazen hamsi kadar. Günün farklı zamanlarinda ise tekneciler palamuta çektirme yapar gibi kıyıya yakin biçimde palamut takımıyla tariyorlar.

    Balik yetiştirme kafeslerinden arta kalan yemlere alısan levrekler ise yemli avcilikta bu yeme Hayır demiyor örneğin.
     
  4. volex21

    volex21 Volkan

    Mesajlar:
    6.735
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Okuma V System 2.40 Lineaeffe Spirit Surf 3.90 (fiyat performans 9/10)
    Favori Makine:
    Spro Red Arc 20'lik (Fiyat/Performans : 8/10)
    En İyi Avı:
    Levrek (57 cm - 2.100 gr ) Sargoz (700 GR kadar) Palamut (40 cm üzeri), Lüfer 40 cm, Çipura 950 gr
    Levrek bulunduğu bölgede neyle beslenmeye alışmışsa, ona daha az tedbirle yaklaşıp, yiyecektir. Belli bir boydaki balıklar haraket eden hemen her şeye ilgi gösteriyorlar. Tabi benim bahsettiğim levrekler bunlar değil. Bunlara palaz (30 cm'den küçük) 1 kilodan küçüklerine de ispendek deniyor. Bu balıklar çok acemi oluyorlar ve seçiçi olmuyorlar. Bunları gayet kolay toplamak mümkün.

    Bazı raporlarda eskiden görmüştük, kırmızı kurtla, boru kurduyla toplanan palazlar...:(

    Geçen hafta ava gittik. Önce atçeke diye gittik, avdaşım yeni evli olduğundan avlakta durmadı. Şartlar da mükemmeldi bana göre. Birkaç yer değiştirdi, konsantre olamadı, sonra yemli av yapalım bari dedi. Bana kalsa sabaha kadar dururdum ilk gittiğimiz yerde, şartlara inanıyordum. Belki bişey denk gelmeyecekti ama şartlar çok uygundu.

    Neyse, yemliye gittik apar topar. Yem mamun, hazır takım. Daha takımı klipse takarken gamlıydı, misina da kalınca. Keyfim kaçtı tabi ama o takımla bile 25 cm'lik 2 palaz yakalayıp saldık.

    İnce ince yazdığım balıklar en azından kilo üstü olanlar için. Hatta en az 50 cm 1,5 kilo balıklar. Benim en sevdiğim boy. :p Benim kendime rakip gördüğüm, mücadele için istekli olduğum balıklar artık bunlar.
    5 tane ispendek tutmak beni çok mutlu etmeyecek artık.