Bundan 35-40 sene önce Tarım Bakanlığında çalışkan, orta yaşlarda bir ziraat mühendisi ( sayın Suat BAYHAN ) abimiz, (yaşıyorsa ALLAH uzun ömür versin, ölmüşse ALLAH rahmet eylesin) o zamanki Tarım Bakanı nı ikna ederek Su Ürünleri Daire Başkanlığı nı kurdu. Su Ürnlerine gönül vermiş yürekli, çalışkan, bilime yatkın elemanları kuruluşuna toplamaya başladı. O devirlerde yaygın olan 'Hamili kart yakinimdir, münasip bir işe yerleştirile' tavsiyelerini, koltuğunu kaybetme pahasına kaale almamış babayiğit bir bürokrattı. Bir yandan yurt dışına (özellikle Japonya'ya) burslu elamanlar gönderilirken, bir yandan da meslek içi eğitimler veriliyor, balıkçılıkta gelişmiş ülkelerden literatür ve konferansçılar getirtiliyordu. İstanbul, Ankara, İzmir, Trabzon, Samsun, Mersin, Elazığ, Van gibi illere Bölge Müdürlükleri kurulurken, Türkiye sularında yaşayan balıkların türleri, üreme mevsimleri, avlanma metodları tesbit edilmeye çalışılıyordu. 1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu hazırlandı. Av yasakları sirkülerleri yanlışı ve vebaliyle çıkmaya başladı. Bakan beye rica minnet bastırıla bastırıla 3-4 yıl içinde Su Ürünleri Genel Müdürlüğü kuruldu. Bu yetkilerin artması, büyüme ve etkinleşme demekti. 1974 te iktidar değişti. Genel Müdürlüğe sayın Adnan ÖZTÜRK bey geldi. Tabi yardımcıları ve daire başkanları ile. Onun zamanında da çalışmalar, büyüme ve meslek içi eğitimler devam etti. 1977 de iktidar yine değişti. Sayın Suat BAYHAN bey ve ekibi tekrar geldiler. Çalışmalar ivme kazandı. Bursa'ya Bölge Müdürlüğü'nün yanısıra birçok ile İl Müdürlükleri kuruldu. 1979 yılı sonunda tekrar iktidar değişti. Genel Müdürlüğe de sayın İrfan ŞAHİN bey (ALLAH Rahmet eylesin) geldi. Genel Müdür yardımcıları ve Daire Başkanları da değişti. Değişiklikler 3-5 ay aksamalara neden olsada çalışmalar tekrar başlıyordu. 1983 yılı sonunda iktidar tekrar değişti. Bu sefer Genel Müdür ve ekibi değiştirilmedi. Kuruluşu toptan lağvetti.(1984) ALLAH Rahmet eylesin. Elemanlar da Tarım İl Müdürlüğü'nün proje istatistik, koruma kontrol ve diğer birimlerinde eritildi. Uzmanlaşmış yeni elamanlar yetiştirilmez oldu. Denizcilik Bakanlığı kurulsun, Denizcilik Bakanlığı kurusun diye uğraşırken; ( Dimyat'a pirince giderken.....). Aradan 23 yıl daha geçti, Hey gidi günler, ne çok balık vardı o zamanlar. Anlatan erken doğmuş balıkçı.
Bu anlayıştaki idarecileri , hani aynı anda hem sakız çiğneyip hem de yürümeyi beceremeyen çok yetenekli insanlar olur ya , onlara benzetiyorum. Denizcilik Bakanlığı'nın Türkiye için vazgeçilmez bir gereksinim olduğu açıktır. Fakat bu uğurda diğer kuruluşların zarar görmesi kesinlikle kabul edilemez...
