Değerli arkadaşlar, Yapılmak istenen düşünce çok güzel, imkânlarım nispetinde madi ve manevi katılımda bulunacağımı belirtirim. Yapılabilecekler konusunda ise belki çözüme bir ışık tutar diyerek kişisel görüşümü paylaşmak isterim. Avukat Alperen (Denizci kaptan) arkadaşımız elinden geldiğince yapılabilinecek hukuk yollarını anlatmış. Hepimizin de bildiği gibi avcılık ve balıkçılık yasal bir faaliyet. Peki, bizlerin itirazı ne olmalıdır; birinci derecede tebliğdeki balık boyutlarını belirleyen limitler diye düşünüyorum ve de hukuk olarak değişmesi için mücadele edebileceğimiz bence tek ve öncelikli konu bu limitlerdir. (Av yasaklarına uymayanlara verilecek mücadele, yerel yönetimlerde ve sorumlu birimlerdeki görevlilerin ihmali konusuna girer diye düşünüyorum) Öncelikle tebliğdeki bu limitlerin yanlış olduğunu, mevcut limitlerle yapılmakta olan avlanma ve balıkçılığın, balığın üremesini engellediğini, balık neslinin tükenmekte olduğunu ispat etmemiz lazım. Bunu da ancak Üniversitelerin Su ürünleri bölümlerinin görüşleri, raporları ile ispatlayabiliriz. Elimizde bu tür raporlar, görüşler olursa, tebliğdeki limitlerin, balığın neslinin devamına zararlı olması üzerine hukuksal işlem yapılabilir mi diye araştırmalıyız. Bu arada Bakanlığın balıkların neslini korumak için belirli zamanlara av yasağı koymasının, balık neslinin korunması görüşlerine, bilimsel raporlara karşı çıkmasını engelleyici bir görüş olarak hukukçulara kaynak teşkil eder diye düşünmekteyim. İlk mücadelemiz bence, tebliğdeki limitleri değiştirterek, balıkçılıkta kullanılan ağların gözeneklerin büyütülmesi sağlanmalıdır. Eğer bu sağlanabilirse, başka neler daha yapabiliriz diye tekrar araştırırız. Bu arada, kaybedecek bile olsak hukuk mücadelesine girişelim derim. Yapılacak hukuksal girişime medyadan ve sivil toplum örgütlerinden destek sağlayarak, sesimizi hem hukuksal hem de toplumsal olarak birlikte duyurmalıyız derim. Ayrıca ülkemizdeki siyasetçilerin politikalarını, gelecekteki oylar üzerine kurduğunu düşündüğümden, ister muhalefet partilerinin, ister iktidar partisinin, olayın sonucunun kendilerine kazandıracağı ve kaybettireceği oy oranlarını belirlemeden olumlu veya olumsuz hiçbir işlem yapmayacaklarına inanmaktayım. Buna verebileceğim örnek, hayvancılığımızın ve tarımın geldiği bu günkü durumdur. (Umutsuz bir bakış..) Yanlışı ile doğrusu ile görüşlerimi paylaşmaya çalıştım. Herkese sevgi ve saygılarımı sunarım.
Greenpeace'in bülteni yayınlandı bu ay yine 2007 de başlattıkları "yavru balık" projesi ile erişkin boya gelmemiş balıkların avlanması ve satılmasının acilen durdurulması için tarım köy işleri bakanlığı'na cağrıda bulunuyor. düzeltme: "avlanması ve satılması" kısmı "satmazsak tebliğ/sirkülerde yazdığı gibi yavru balığa abanalım" demek değildir.
Canımız acıdıkça can acıtmaya kalkmamız ne kadar doğru. Endüstriyel balıkçılık ve küçük balıkçı her zaman rekabet halindedir. Öte yandan amatör balıkçının her türlü ticari balıkçıyı anlamadığı, istemediği bu forumda kıyıya ağ atan galsamacılar için yazılan onca mesajdan belli. Sen üç beş boy fanyalı ağım var, denize ne zararım var de... Nisan ortasından temmuz başına kadar karnı tıka basa yumurta dolu barbunyayı tekiri katlet... sonra trolün avladığı barbunya tekirde gözün kalsın. 18 mm ağ ile yaprak çinekopu katlet, profesyonel balıkçı forumlarda bereketli av diye hava at, sonra gözün gırgırın avladığı çinekopta kalsın... Amatör balıkçı olarak, yarım litrelik pet şişeye kıraça doldur, sonra ağcıya laf et. Her ay evine çamaşır suyu, kireç çözüzü, pas sökücü, çamaşır deterjanı, saç şampuanı, halı şampuanı, parlatıcı, şucu bucu 10 çeşit kimyasal al, hepsini kanalizasyona boca et... Hala naylon poşet kullan... Kağıt peçete yerine kolonyalı mendil kullan... sonra ver çöpe, at sağa sola... sonra git kabahati başkasına bul... önce kendimize bakmamız lazım.
wildyaban Söylediklerin bir açıdan çok güzel de... ne yapmamızı öneriyorsun? Bütün bu saydıklarının önlenmesi için ne yapabiliriz, bu konudaki fikirlerini de okumak isteriz. Selam ve sevgiler.
Bunlar teklif edilebilir. Belirlenecek boyun üzerindeki yeni teknelere ruhsat verilmemesi Belirlenecek boyun üzerindeki teknelere kamera sistemi yerleştirilmesi Belirlenecek boyun üzerindeki Balıkçı teknelerinin GPRS ile uzaktan denetlenmesi Boğazların gırgır avcılığına tamamen yasaklanması. Kıyıdan en az 3 mil açıkta avlanabilmelerine izin verilsin.
kilosu 5 tl ye kadar düşmüş almayanı dövüyorlar desem ne kadar bol tutulduğunu anlarsın marmaradan karadenizden gırgırlar da yola çıkmışlar duyduğuma göre doğru boğaza ..
Doğru yoldalar devam etsinler... Bu arada şimdi söyleyeceğim duyum değil bizzat kendi gözlemimdir.bugün idoyla istanbula dönerken, ido nun rotasından ilerleyen 13 tane büyük gırgır saydım.Bu sadece benim görebildiğimdi.Bunlar muhtemelen güneyden göçen ve balığın kökünü kazımaya gidenlerdi.
gırgırların sahipleri ya millet vekili ya çok zengin karadenizli iş adamları. her şekilde mecliste parmakları var. yarın balık olmasa bir şekilde zaten bu sene yapacaklarını yaptılar peki o tenelerde çalışanlar sonra ne olacaklar yarın balık olmayınca hiç düşünüyorlar mı. o kadar her yerden bu konuda çalışmalar var ne yapsak boş benim şahsen artık hiç umudum kalmadı. bu hükümet başta olduğu sürece daha bir çok milli değer ve varlıklarımızı kaybedeceğiz. yarın ormanları yakıp villa siteleri, tarihi eserleri yıkıp yeni konutlar yapacaklar. boğazda artık kıyıdan avlanmak bile hayal olucak çünkü hepsi çay bahçesi ve restoranta dönüşecekler. malesef durum bundan ibaret. artık hiç birşey tad vermiyor , bu manzaraları gördükce insanın içi acıyor isyan edesi geliyor. allah insanlarımıza akıl fikir versin.
bizde bu sabah mendireğin orda ağ dökmüş bir gırgır gördük yakında marmara tarafından da harekete geçebilirler fakat deniz trafiği yoğun olduğu için henüz cesaret edemiyorlar sanırım.
Bide anlayamadığım birşey var.Geçen gün düşündüm taşındım.Şu yaprakları alıp, ayıklayıp, kızartınca neresi yeniyor acaba Hani insan alırken hiç mi düşünmüyor acaba?zaten küçük ve incecik birşey.
Umut insanın yaşama tutunmasını sağlar. Bu konuda yapılan çalışmalar da var. Müsilaj raporunda Balıkların Boğaz'dan geçmelerine izin verilmeli diyor Bilimsel dayanaklarda var iken, Bazı sivil toplum temsilcileri de çeşitli etkinliklerde bulunmakta. Bu konuyu sürekli olarak düşünmek lazım. İşimiz son balığa bile kalmış olsa.
Yenikapı Mendireğinin ucundaydım.Ağ attığı mesafe 10 mt yoktu mendireğe.Tam zıpkıncılar"istavrit var çapari yapın"dedikleri anda önümüzde belirdiler.Bir anda Ağı serip yarım saat içinde ne varsa topladılar.
Girgir. Arkadaşlar, Artık ne gırgır ne den trol katliamlarını duymak istemiyorum. Ne yapacaksak yapalım birlik olalım sesimizi duyuralım. Gırgırların sahipleri ister millet vekili olsun ister bakan. Kimsenin canlı populasyonunu katletmeye hakkı yok. Bunun için siz sayın üstadlarımızdan ve sesimizi duyurmak için bize yardımcı olacak yöneticilerimizden yardım bekliyoruz. Saygılarımla.
Öyle ınsanlar var ki sabahın erken saatlerınde gelıp akşama kadar istavrit özellikle krace katliami yapıyor, yetmezmiş gibi ertesi günde gelip katliama devam ediyor. Özellikle bu ınsanlar ıcın bılıncsız ve cahil yakıştırması yapıcam. Ortak bi karar alıp ilgili yerlere kıyıdan balıkcılık ıcın sertifika uygulaması baslatalım, gırgırlar için bi teklif götüreliM. Açıkca soyluyorum bunu anca bu site aracılıgıyla yapabılırız. Bu işleri, yolunu yordamını bılsem ben öncü olurum fakat ben daha yasal olmayan avlanmalar ıcın nereye sıkAYET yazacagımı bıle bılmıyorum...Bu yazımı lutfen dıkkate alalım, bıseyler yapalım....
şöyle bir şey yapılabilir belki: kraça ve yaprak avlamanın sakıncaları ve bunun yasak olduğu hakkında bilgilendirici, kısa bir metin hazırlanabilir. o metini de site üyeleri kendi bilgisayarlarında örneğin 30-50 adet gibi çoğaltıp, gittikleri avlaklarda bulunan kişilere dağıtabilirler. en azından insanlar bu şekilde bilgilendirilmiş olur, ayrıca da sadece kağıt verileceği için kimseyle tartışma çıkmaz. şu aşamada gırgır konusunda olduğu gibi bu hususta da resmi makamlardan bir hareket beklememek gerekir. ama böyle bir şey yapılırsa en azından bir kaç kişi bilgilendirilmiş ve vicdanlarıyla başbaşa bırakılmış olur.
yok fazla yarar saglamaz, ben her gıttıgım yerde bunu ınsanlara soyluyorum ama aldıgım cevap hıc degısmedı ; ben tutmasam baskası tutuyo gibi cevaplar alıyorum...o yuzden sertifa alım konusunda oldukca kararlıyım ama bu projeyı hayata gecırecek üstadlar lazım.
Önerilerinizin biri hariç hepsi şu an var. Gırgır için 3 mil hiç mantıklı değil. Bünyamin bey, bence siz yapay resife fazla takılmadan deniz rezervleri konusundaki ısrarınızda devam edin. Kilyostan-Şileye ordan aşın boğazı kesintisiz Prens adalarına kadar, Burada ara verip Marmara Adasının Güney kıyılarından Gökçe+Bozcaadaya kadar alan deniz rezervi olsa, girenin parmaklarına cetvelle vurulsa mesela. ========- Mahir Bey; öncelikle koruma kontrol ve sahil güvenliğin geçerli yasaları uygulaması konusunda kamoyu baskısı oluşturulmalı, şikayetler önce bilenlerden oluşan bir masaya gönderilip, oradan ilgili kurumlara iletilmesi iyi olur. (yalan yanlış olanlar elensin diye) Sonra da ünüversitelerde sadece balıkçılık yönetimi konusunda uzman olan hocalarla bir araya gelip gölge sirküler hazırlanmalı... bunu kabul ettirinceye kadar ısrar edilmelidir.
ne yaparsan yap insanların kararı değişmiyor, hiç umursamıyorlar. cahile laf anlatmak çok zor. senin verdiğin metnin başlığını bile okumadan yırtar atarlar. onlarda biliyorlar gerçeği aslında ama umursamıyorlar.