Tatlı Su Balıkçılığı ================================================================================ Tatlı Su Balıkçılığı Makaralı oltalar bulunmadan önce, misina bir mantar ya da tahta parçasına elle sarılırdı. Balık oltaya takıldığında balıkçı seri hareketlerle balığı kıyıya çekerdi. Ama bu tür avlanma kolay değildi, misinanın dolaşması, düğüm olması gibi sorunlar yaşanırdı. Oysa makaralı oltayla avlanmak çok kolaydır. Makara misinanın sarılmasını ve gerekirse gevşetilmesini kolaylaştırmıştır. Örneğin oltaya yakalanan balık sert hareketlerle direnirse makaradaki misina boşaltılarak balığa yol verilir. Balığın yorulup hareketlerinde yavaşlama görülünce, misina yeniden makaraya sarılarak balık çekilir. Ama makaralı oltayla balık avlarken, misinayı ne zaman boşaltıp ne zaman makaraya saracağını bilmek gerekir. Ayrıca misinanın da bir dayanma gücü vardır. Hızlı bir akıntıda balığın çekiş gücü karşısında bunu da hesaba katmak gerekir. Büyük bir balık yakalandığında, onun direnme gücünü kırmak için arada bir misinayı gevşetmek ve balığa yol vermek gerekir. Bunun sonucunda yorulan balık daha kolay çekilebilir. Avlanmanın önemli noktalarından biri, uygun olta iğnesi seçmektir. Avlanacak balığa göre, değişik büyüklük ve biçimlerde iğneler vardır. Ama bütün olta iğnelerinin ucunda, balığın ağzına saplandıktan sonra çıkmasını engelleyen bir damak (çengel) vardır. İğnelerin sapında da genellikle bir halka bulunur. Hayvan bağırsağından, naylon ya da çelik telden yapılmış "köstek" bu halkadan geçirilerek iğneye bağlanır. Balıklar çeşitli yemlerle avlanır. Canlı ya da cansız yemler, iğnenin ucundaki damağa geçirilir. Balığın doğal besini olan böcekler, solucanlar, küçük kurbağalar ya da avlanacak balığa göre çok küçük balıklar, en çok kullanılan canlı yemlerdir. Cansız yem olarak ise hamur, ekmek içi, haşlanmış buğday, peynir gibi yiyecekler ya da tüy parçası, yapay sinek gibi yapay yemler kullanılır. Oltayla balık avlamak ustalık ister. Avlanacak balığın bulunabileceği yeri, suyun yüzeyinde ya da dibinde mi olduğunu bilmek gerekir. Öte yandan oltayı balığın yem aradığı yere atabilmek ya da indirebilmek gerekir. Örneğin sombalığı ve alabalık dışındaki bütün tatlı su balıklarını avlamak için olta dibe bırakılır. Sombalığı, alabalık, gölgebalığı, tatlı su kefali ve kızılkanat avlamada yaygın olarak sinek oltası kullanılır. Yapay sineği uzağa atabilmek için kamışın çok esnek olması, ucunda da kalınca bir misina bulunması gerekir. Oltanın ucuna bağırsak ya da naylondan yapılmış 2-3 metre uzunluğunda bir beden, bedenin ucundaki iğneye de tüy parçaları, kürk, ipek ve parlak tellerden yapılmış yapay sinek bağlanır
ahmet kardeş en üstteki makaralı kamışlar konusunda hemfikir değiliz nedenmi ben el oltasını tercih ederim sazan yakalandığında otururum su kenarına suyun içinde onunla oynarım ben çekerim o gelir o çeker ben bir parmağımı hafif aralayarak ona yol veririm elle çektiğim balıklarda genelde kepçe bile kullanmam çünki balık suyun kenarına geldiğinde yanlamasına yatar kalır ve ben balığın karnını hafiften okşayarak sudan iki elimle yavaşça ayrırım balık çırpınmaz bile ama makaralıyla bunları yapmak daha zordur. diğerlerine bende katılıyorum
saygı duyuyorum abi sana , ama sende iyi bilirisin hatta benden daha iyi bilirsin nehir avcılığı farklıdır , baraj avcılığı nehirdeki sazanlar daha asidirler , çünkü akıntı yukarı gitmeye çalışır ve nehirlerde ağaçlıklar vardır ve köke sardırmaya çalışır ama elle salarken ben ayarlayamam benim makaralar genelde önden sıkmalı yani kalamalı biz kontra deriz kalamaya o yüzden onu gevşetir veya sıkarım balık çekerse azcık salarım onuda misinadan ses gelmeye başlar makaranında bir gücü vardır .Tabiki herkesin avlanma biçimi , balığı yorarak suya getirme biçimi farklıdır .ALLAH KISMET EDERSE EDİRNE YE GELDİĞİNDE NEHİRE GİDERİZ VE CANLI OLARAK GÖRME FIRSATIN OLUR ,Meriç nehri türkiyedeki hiçbir nehire benzemez ortası sıva (yani sığ) kenarları derin ve köklük . Tabi bunları sana anlatmam doğru mu bilemem sen benim yaşım kadar balığa gitmişssindir,Yazıda nehir olark düşündüğüm meriç nehri yanlış anlaşılma olmasın .Sana saygı duyuyorum daha çok eksiğim var abi senden ve arkadaşlardan öğrenecek çok şey var
bak işte nehir konusunda haklı olabilirsin ben nehirlerde avlanmadım sadece çocukken silifke göksu nehrinde küçük sazan ve kefaller avlardık onlarında büyüğü hiç denk gelmezdi zaten ozamanlar gelsede çekemezdik benim bahsettiğim göller için geçerliydi edirne'ye balığa gelirsemde oltayı sana veririm sen çekersin ben bir ağacın altından tezahürat yapar soğuk içecekleri yudumlarım
ahmet kardeşim yazdığın bilgilere ve aytekin abinin katkılarına diyecek bişeyim yok. Diyeceğim şey senin aytekin abine cevap verirken kullandığın uslubun çok hoşuma gitti saygı göstermesini bilen mütevazi olmayı seven insanlar herzaman saygı görür ve sevilir. sana saygı duyuyor ve seviyorum
sen hiç tamircilerde çalışan usta ve onu seyreden kalfa gördünmü kalfa çalışır usta gerek duyarsa müdahele eder veya tarif eder
asıl ben size saygı duyuyorum abi , çok teşekkür ederim sizin düşünceniz , sizinle tanışamadım ama bu vesile oldu sizide takip ediyorum sizde çok alçak gönüllüsünüz anlatımınızda bir lezzet var ,tekrar teşekkürler
Peki abi sen nasıl istersen ,yemeğede bişiler alırız .ben tutarım siz keyfinize bakarsınız usta siz ben çırak ,kalfa olmaya daha çok var
vural kardeş bu konuda çok haklısın ahmet kardeş gerçekten çok saygılı efendi ve kültürlü bir insan bende ona saygı duyuyorum ve yazdığı herşeyi tiryakisi olmuş izliyorum sitaye olan katkılarından dolayı teşekkür ediyorum
tamam tamam ben ozaman edirneye geleyimde şu senin kalfalık diplomanı vereyim yoksa sen ben daha çırağım diye kaytarmaya devam edeceksin
sizin gibi üstaddan diploma almak onur verir bana ,dayımlar sabah balığa gitceklerdi gitmişler, hani konu açmıştım göletlerde kısıtlama var mı diye korucuköy göletine 5 kişi 60 parça tutmuşlar ama 400 gr bulgar sazanı şimdi msn de yazıyo
bulgar sazanını bilirsin abi ,yani israil kılçıklı oluyor onlar kızgın yağda çok kızgın yağda pişirmek lazım ki kılçıkları erisin yoksa yenmiyor
merhaba aytekin kardeş ishakçılara yarışmaya katılacağını okudum hayırlı olsun elimde bu göletle ilgili resimlerim var bir türlü yükleyemedim senden ricam detaylı bir şekilde bana anlatırsan sevinirim murat41 kocaeli 1969
fatih abi güzel bir konu açmşsın paylaşım için teşekkürler ellerine sağlık bu arada özür dilerim aytekin abimizi unutmamak lazım onada kattığı yorumlar için teşekkürler
Aytekin ve Fatih ikinizede çok teşekkürler,nehir konusunda bende Aytekin gibi düşünüyorum çok yorucu oluyor ben her zaman gölü tercih ederim sadece kışın sazan kesince Sakarya nehrine giderim ama orada da sazan çok zor hep kepenez,kızılkanat vs.