ozan abi çok teşekkürler. bu sizdeki makinenin aynısından var bizdede ama sizdeki gibi böyle taş gibi kamış yok bizde hiç hep 1 metrelik bi tanede 4 metrelik kamış var ama acayip esnekler. 4 metrelik sanırım bu avda kırılır. 1 metrelikte slikon gibi 360 oluyo ona bişey olmaz heraldi abi avıda izledim çok güzel olmus şimdi sorularım var 1- kurşunlar kaçar gramlık olacak ? 2- şu çakmağa benzeyen şey nedir ? 3- birde sübyeleri ben en ufağından seçmeyi planlıyorum sizin sübyeler kovadaydı ama seçemedim tam olarak büyüklüklerini ? 4- sübyeyi nasıl takarız ? abicim senide çok yordum bu aksam ama )) şimdi tüm bunları amcama göstericem onun sorularıda soruyorum sana arada ondan bu kadar soru sual şimdiden teşekkürler
1- 3 sıra kurşun ben 600 gr tercih ediyorum. arkadaşlar 1 kilo kullanıyorlar. (kalın misina kullandıklarından). en ufağı sanırım 40 en büyüğü 70 gr. küçükler çekme yönüne göre öne koyuyoruz suda direnç az olsun diye 2- Çakmağa benzeyen şey samsung eski model cep telefonu kapaklı model. 7-8 cm faladır sanırım 3- sübyeler herboy olur ama standart orta boylar en ideali oluyor. 100-150 gr lıklar çok iyi oluyor 4- öndeki iğne kafadan kemiği delerek uca en yakın noktaya. ikinci arkada kalan iğne gözlerin arasından yada daha aşağı kolların arasına kayaların gölgelediği alanlarda sırtı çekerseniz olur özellikle saat 10 dan sonra
abicim bilgilerin için çok teşekkür ediyorum tekrar forumda bunla ilgili bilgi arayan arkadaslar içinde harika bir kaynak oldugunu düşünüyorum cuma günü fırtına olamzsa mutlaka deneyeceğiz herkese saygılar.
bakalım abi inş. ama sanmıyorum o kadar uğraşacağımı balık yemi yedikten sonra iğnelerin çıkışı yok iğnelerde ona göre bir sistem hazırlamayı planlıyorum e bedende o kadar sağlamken asılıcamda asılıcam isterse gelmesin
abi bol bol çupra avladıgım için o konuda idmanlıyım reflex halinde bende çupra yemi ağzına alıyo bırakıyo o anda geçirdin geçirdin geçirmedin kaçıyor zaten. benim fırlayışım meşhur o konuda. balık ağzına yemi alırken hissettigim an oturdugum yerde kolumu havaya kaldırıp teknenin diğer tarafına kadar yatırıyom vücudumu abi şimdi cuma günü hava güzel bizde açıldık şayet diyelim sübyeyide bağladık aynen senin sistemde attık suya şimdi malum sürekli ilerleyeceğimiz için derinlik söz konusu zaman zaman bazı yerler daha derin olacaktır sabit olmayacaktır o yüzden misinayı salabildigim kadar yere deyene kadar salayımmı ?
taktırmayacağın bi seviyede çek. biz çektiğimiz yerlerde dibe doğru salar sırtlar doğru gittikçe kaldırır oynatırız. ama tanımadığımız bi yer olursa önce duruyorken dibe oturtur 2 kulac yukarı alır rolantide devam ederiz
abi sen bu kadar yardımcı oldun bana bende bilgisayar mühendisiyim bişeye ihtiyac olursa ne zaman istersen rahatsız edebilirsin
ozan kardeşim ve cem ustam.. aranıza katılamadan öylece seyretmek de çok güzeldi.. her iki cihetteki azim için kutluyorum.. ikinize de teşekkürler..
vehbi abi esas azim sende hepsini okumuşsun ben ozan ustayı bu kadar yordum ama acemiyim ondan sağolsun ustada kırmadı beni.
slmlar kıyıdan at çek yapıyorum rapalayı daha fazla uzaklara atmak için şamandıra kullanıyorum pek verimli olmuyor.sizce şamadıranın bununla ilgisi olabilirmi şimdiden ilginiz için teşekkür ederim.
şamandıralı at çeklerde nadiren baraküda (deniz turnası) alındığını gördüm. onun dışında rapalanın şamandıralı pekte işe yaradığını düşünmüyorum. bence daha ağırca bi rapalayla şamandırasız dene
İşte bu.!!! Ebay-mebay muhabbetlerinde nerdeyse kafa-göz kıracak bir seviyede seyreden diyalog (itiş-kakış mı desem?) bir dostluğun, sevgi ve saygının doğumunu muştulayan bir sancının habercisiymiş meğer. Doğrusu bir gerginlik durumu var diye olayı kaygı ile izlemiştim ve “ünlem” işareti ile endişelerimi yönetime iletmiştim. Ancak biraz anlayış, biraz hoşgörü, biraz yakınlaşma isteği. Evet düşmanlığa teşne o ortamın, böylesi güzelliklerin paylaşılmasına dönüşmesine vesile oluşu, bir kez daha hala insanın ölmediğini hala daha insanlığın, dostluğun, sevginin, saygının yaşadığını göstermesi adına çok anlamlı. Bakar mısınız, “şu hasmıma bir cevap yetiştireyim, altta kalmayayım, ağzının payını vereyim” diye çırpınmak yerine, sabah ilk işi, yeni dostunun hal hatırını sormak olan bir genç adam ne kadar da sevimli. Ben kendi adıma kendisine teşekkür ederim. Ozan hocama bilhassa teşekkür ederim. Sabrına, nezaketine, anlayışına, üstatlığına…
yani istemeden kırmış olabilirim fakat Sürç-ü Lisan Ettiysem affola. bazen yanlış cümleler seçebiliyor insan onuda gençliğime verin ama özümde gerçekten kötü niyetli biri değilimdir. yani tartışırım ama o orda kalır. benim daha siz ustalarımdan öğreneceğim çok şey var sizleri kaybetmek istemem saygılar