Bunların satışını kim yapıyorsa onları temizlemek lazım.. aynı askeriye gibi kantinde kulaklıklı radyo satarlar alırsın astsubay görüp el koyar kırar.. madem yasak ciddi cezalarla sattırma kimsede kullanamasın..
Geçen Dudulluda malzemecideyim, adamın biri geldi.Tırıvırı varmı dedi, elimdekileri bırakıp hemen yanına gittim.Dükkan sahibi biz satmıyoruz, ayrıca yasak ve cezası çok büyük dedi.Adam büyük bir şaşkınlıkla bunu bilmediğini söyleyince, ben bir yandan, dükkan sahibi bir yandan peşpeşe zararlarını anlattık adam teşekkür etti ve bir daha kullanmayacağını söyleyip dükkandan ayrıldı.Her fırsatta anlatmaya devam etmeliyiz:thumb:
Geçenlerde bende porsuk çayında buldum ama sanırsam dengesizlere kötü birşey yaptım.. Çünkü onu yakarak erittim mangalda
Av sporlarını, avcılık tebliğ ve yönetmelikleri sınırları dışında, limitlere uyulmaksızın yasaklanmış araçlarla av yapmaya çalışan, küçücük balıklardan rant sağlamaya çalışan, kendini avcı zanneden, bilinçsizce ve haince katliam yapan, adına bohçacı dediğimiz kişileri şiddetle kınıyorum...
Tırıvırıyla ilgili ilginç bir olayı size anlatmak isterim Yer gemlik iskele Bu sezon Haziran sonlarına doğru Nüfusu 3 milyona varmış ve göçle büyümüş bir şehirde sahiller ve olta atabilecek yer sınırlıysa özellikle haftasonları balıkçılıkla hiç alakası olmayan insanları yanınızda görmeniz çok sıradan oluyor. Biz de bir cumartesi günü avdaşımla birliklte çaparilerimizi kovamızı vs.. aldık gemlik iskelede yerimizi aldık. tek tük istavrit almaya başlamıştık. Yanımıza iki adam geldi. Epey soru sordular. Kamışları ve makineleri yoktu el oltaları vardı. Hava henüz yeni kararmıştı. İskelenin ışığından suyun üstünde dolaşan kraçeler görülebiliyordu. Pek çok kişi bu kraçeleri hedefleyip 7 metrelik kamış ve 20li çaparileriyle avlanıyordu. Biz avdaşımla sohbete dalmışken diğer tarafta bi hareketlilik oldu. Bu iki şuursuz daha önce gölde avlanmışlar. Tırıvırı kullanmışlar. Herhalde sonuç da aldılar ki yüzen balıkları görünce aşağı tırıvırı sarkıtmışlar kendi yöntemleriyle. Muhtemelen içine takılan bir balık tırıvırıyı bir kaç metre sürüklemiş ve bu 20li çaparilerden birine dolanmış. Hem de ne dolanmak. Beyin cerrahlarının ayırmasına imkan olmayacak şekilde her şey birbirine geçmiş. Tabi bizim onun tırıvırı olduğunu anlamamız epey sürdü. Beklemiyorduk çünkü böyle bir şey. Bu duruma isyan eden balıkçılara tehtidvari cevaplar vermekten de çekinmediler. Koskoca iskelede -en az 50 balıkçı var- tepki veren 3-4 kişiydik. Adamların psikopat halleri yüzünden biz de çok üstelemedik. Daha sonra defolup gittiler zaten. Buradaki nokta en ufak bir bilinç ve birikim sahibi olmadan sudan balık çıksın da ne olursa olsun diye düşünen tiplerin bu kadar sık rastlanır hale gelmesi oldu. Ben balıkçılığı babamdan öğrendim. Neredeyse tüm avdaşlarıma da ben aşıladım. Tuttuğumuz kraçelerin bile pek çoğunu küçük olduğu için salıyoruz. Fakat özellikle büyükşehirlerde ipini koparan olta attığı için balık falan kalmıyor. Kaya balıklarını ve lapinleri kovasına dolduran adam da görmüştüm narlıda. Sorduğumda ne güzel balık işte cevabını almıştım. O yüzden tırıvırı denen şey mücadelenin odak noktası olamaz. Esas mücadele bilinçsizliğe karşı verilmeli. Her zaman söylerim, olta atmak için ciddi bir ehliyet verilsin. Bu ehliyet verilirken de insanlar bilinçlendirilsin eğitimlere tabi tutulsunlar. Çevre bilinciyle ilgili, balık türleriyle ilgili.. bir çok eğitimden geçirilsinler. Büyük balık tuttum diye iskorpite iki elle saldırıp hastane arayanlar da olmasın, küçücük karagözleri parlak balık(?) diye kovasına koyanlar da olmasın. 20li çaparileri salıp başparmağımdan küçük kraçelerden 3 4 kiloluk bir hasılat yapanlar da olmasın, tırıvırıcılar da olmasın. Ehliyetsiz avlananlara da ciddi para cezaları gelsin. Ben zaten babamın o eskiden tuttuğu karagözleri oltadan çıkarırken yaşadığım hazzı deliler gibi özlüyorum. İleride bir tane istavrit tutabilmek için hasret çekmeyi yaşamak istemiyorum. Bu konuda tüm oltacılar ortak bir mücadeleye girişirlerse ben bir sonuç alabiliriz diye düşünüyorum
Arkadaslar bu tırıvırı nedir tam olarak ağaclarda elektrik tellerinde vs var bilgim yok kusura bakmayın
Dostum çok güzel bir konudan bahsetmişsin. Ehliyetli bir deniz bakanımız olsa, ehliyetli su ürünleri yönetcilerimiz olsa, ehliyetli su ürünleri denetmenlerimiz olsa, ama olmaz değil mi... Peki şöyle olsa: 81 ilde tarım müdürlüklerinde su ürünleri ile ilgili masa veya masalar oluşturulsa. Hatta bu ilçelere de yayılsa. Bu masalarda amatör balıkçılığa mesala 100 lira karşılığı avlanma ruhsatı verilse ve kişilerin yeterlilikleri test edilse. Avlaklar denetmenlerce düzenli olarak denetlense ve ruhsatı olmayan veya uygunsuz avlananlara en az 1000 lira ceza kesilse. Bu da olmadı değil mi...Bu önerim duyulsa işin sadece para kısmıyla ilgilenirler. Ya da: Her gördüğümüze, eşe dosta nasıl ve neyle avlanılır bilgi versek, en temizi bu olmaz mı? Saygılar...