Arkadaşlar, şu ekolojik açıdan zararlı balıklarla ilgili forumda bir sürü yazı okudum. Meriç, Tunca nehirlerinde ve bütün barajlarda, göletlerde buralarda bulgar sazanı denilen bir balık çıkıyor. Fotoğrafını çekip gönderecektim fakat aşağıdaki linkteki yazıyı okudum ve işin aslı ortaya çıktı. Akvaryumcuların gözdesi, üretimi ve taşıması kolay, melez oluşturabilen her türlü kötü ortamlara uyum sağlayabilen ve yerli sazana çok benzeyen bir balıktır. Ülkemiz yerli balıklarından olmadığı, Meriç ve Tunca Nehri taşkınlarıyla yurdumuza girdiği sanılmakta, hatta bu nedenle Bulgar Sazanı ismi de kullanılmaktadır. Aslen Asya kökenli olup, iki türü ile ünlüdür: Sazan balığına en çok benzeyen Carassius carassius (Crusian carp, havuz balığı), daha çok akvaryumcuların yetiştirdiği renkli formları içeren Carassius auratus ( Prusian carp, kırmızı havuz balığı) türleridir. Her iki tür de 17. yüzyıldan sonra sazan balığını takiben Avrupa’ya yayılmıştır. Oksijeni az durgun sularda, kum ocaklarının oluşturduğu su birikintilerinde ve havuzlarda yaşayabilirler. Bu balıklar sazanla birleşebilir (eşleme) ve sonuçta hibrit (melez) yavrular meydana gelir. Hem kendileri ve hem bunların melezleri diğer balıklara bir çok yönden zararlar verir. Sazan kendi arasında üreyemediği için ortam bu balıklarla dolar ve sazan nesli yok olma derecesinde azalır. http://www.rastgele.org/tehlikelitur.html Şu anda Süloğlu Barajında bu balıkların yaklaşık olarak yarım kilolukları çıkıyor. Biz bu sözü geçen Bulgar Sazanlarını yiyiyoruz da. 17.06.2007 tarihinde Süloğlu barajına sudak ve tatlısu levreği avına gittik. Canlı balık ve solucan kullandık. Bulgar sazanlarından da yakaladık ancak bu baraja devamlı jandarma gelir ve oltaları, yakalanan balıkları kontrol eder. Eğer bu balıkları görse kesin ceza keser. Sebep ise sazan sezonu kapalı... Babam hep anlatır Süloğlunda tuttuğu sazanları bundan 10-15 yıl önce. Bu balıklardan eser yok. Ama işte bulgar sazanı dolu. Yalnız son birkaç yıldır sudak-tatlısu levreği ve yayın balıklarında baya bir artış var. Bilinçli mi atıldı bilemem ama inşallah bu balığı kurutur. Meriç ve Tunca nehirlerinde durum daha vahim. Bu balıkların el kadar olanlarından bir günde yürlerce tutabilirsin. Büyük hiç çıkmaz, sazan diye bir balığı 10-15 yıldır bu nehirlerde avlanırım henüz görmüş değilim. Yayın var ama bilinçsiz avlanmadan dolayı artış hiç yok. En sevdiğim avlanmaktan zevk aldığım barajlardan biri de Karaidemir Barajı. 2-3 kiloluk sazanlar çıkıyor ve boş dönmek de zor. Ancak bu Bulgar Sazanı denilen balıklardan da bol miktarda çıkıyor. Yakında biz de anlatırız ne sazan tutardık burdan diye.. İşte böyle bilinçsiz avlanma, zaralı türler bu iş nereye kadar gider... İnşallah Tarım Köy İşleri, DSİ önlemler alır..
Bulgar sazanını biliyorum yakaladım ve yedimde edirnede Tunca nehrinde yakaladım en çokta mezbahanenin atığının atıldığı kanal ağzında bolca çıkıyor fazla büyümedikleri doğru fakat tadı güzel birde yayının bolluğu meriç üzerindeki askeri birliğin olduğu bölgedir sende bilirsin ama orada balık avlamak yasak olduğu için bir tek askerler tutabiliyorlar ve içeride havuza atıyorlar sonra akıllarına geldikçe oradan alıp yiyorlar yayının en bol olduğu bölgedir ama sizin şanssızlığınız asker avlatmıyor.sizin işiniz zor allah kolaylık versin iyi avlar dilerim.
Sevgili kardeşim bende aynı konuyu yazacaktım siz benden önce davranmışsınız.Evet bu balık fazla büyümez.Ben şimdiye kadar en fazla 400 gr ağırlığında olanını gördüm.Tahta balığına benzer.Her türlü ortamda yaşar.Bu balık yüzünden balık avcılığında soğuyacağım.Her türlü yeme atlıyor.Çok kılçıklı bir balık.Ben en son iki yıl önce Tunca Nehrinde bir yayın yakaladım.Daha sonra Bulgar Sazanına talim eder olduk.Bu balığın resimlerini yayınlayacağım.
Önceleri oltama yanlışlıkla takılan olursa zedelemeden suya geri atardım ama zararlarını öğrendikten sonra ölü yem olarak turna ve yayın avında değerlendiririm ancak...
Bu resimdeki balık bazı yörelerde Aksazan olarakta tanımlanıyor.Baraj ve göletlerde son zamanlarda sıkça rastlanmakta 1.5-2 kg. kadar çıkıyorlar eti çok lezzetli değil ve diğer sazanları dölleyip yeni bir balık neslinin türemesine neden oluyor. Su ürünleri Amatör Olta avcılığı ve ticari av amaçlı bırakıyormuş bu balıkları Barajlara ve yılda 4 kez yumurta bırakarak çoğaldığı söyleniyor. saygılar...
Sen ne diyosun Mehmet abi.. benim havuzda bunlardan onlarca var daldırıyorum kepçeyi seviyorum geri bırakıyorum bazende balığa gidemiyorum hemen ufak bir takımla tutup geri salıyorum
Diğer konuları okudum, benim burda belirtmek istediğim denetime gelen görevlilerin bu balığı tutmanın yasak olduğunu söylemesi... Az önce süloğlu ilçe jandarma komutanlığını aradım ve sadece dişli balıkları(tatlısu levreği ve sudak) avlayabileceğimizi söyledi. Bir de hep israil sazanı olarak geçiyordu forumda, bulgar sazanı ve israil sazanının aynı balık olup olmadığını bilmiyorum. Bulgar sazanı olarak bişi bulamamıştım o yüzden açtım.
Arkadaşlar az önce Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü'nü aradım ve şube müdürüyle konuştum. Durumu anlattım, o balıkları balıkçıların attığını ve kendilerinin de popülasyonunu bitirmeye çalıştıklarını söylediler. Sabahleyin mail de atmıştım. Araştırma yapıp ona da cevap vereceklerini söylediler. İl müdürlüğü ile temasa geçip durumu araştıracaklarmış.
bu balığı 1998 yılında ömerliye attıklarında adına bulgar tekesi deniyordu teke denmesinin sebebi senede 4 kez yumurtlamasıydı bu balığa her yerde değişik isim takılmış durumda ama bir gerçek varki tüm ülkeyi bu balıklar parsellemiş durumda mesela eğridir gölündeki ismi (yerel halk arasında)çim sazanı malesef hepsi aynı balık ismi lazım değil adının baş harfi sazan düşmanı (eşimden öğrendim)
Bu bulgar sazanlarını bi kaç balıkçı atmıştı Süleoğlu barajına sonrada önünü kesemediler.Tunca ve Meriç te ise ne hikmetse daha çok şehire yakın bölgelerde çıkıyo sınır da pek raslamadım.
Bulgar Sazanı dediğimiz balık israil sazanı ile benzer özelliklere sahip.Süloğlu,Altınyazı,Kayalı gibi göletlerden çıkan İsrail Sazanları daha büyük ve kahverengiye yakın renklere sahip.Tunca ve Meriç nehrindeki bulgar sazanları gri.Bu balıklarda av sınırlaması yok.Duyduğuma göre Tarım İl Müdürlüğü bu balığın soyunu kurutmaya çalışıyor.Yiğidi öldür hakkını yeme demişler bu bulgar sazanları da olmasa her avdan elimiz boş döneceğiz.Bu balılar yüzünden midir yoksa bilinçsiz avlanmadan mıdır bilemiyeceğim diğer balık türlerine hasret kaldık.
Arkadaşlar bu dedikleriniz (bulgar sazanı,israil sazanı,çim sazanı v.b.) hep aynı balıktır. İki türü vardır,biri altın/kahverengi renklerinde olup daha büyük (1,5-2 kg.) olur. Diğeri ise gümüşi bir renklidir. Maalsef sazana çok benzemektedirler. Sazanla en önemli farkları sazanda var olan bıyıklarının olmamasıdır. Maalesef çok zor yaşam şartlarına dayanabilmektedir (kirli ve oksieni düşük su v.b.). Bildiğim kadarı ile diğer balıkların yumurtalarını yemektedir. Yayın/turna avında canlı yem olarak atıldığında günlerce canlı kalabilmektedir. Elimizden geldiğince bu balıkla mücadelemizi vermemiz gerekiyor. Yoksa arkadaşların dediği gibi balıktan ancak bu lezzetsiz ve bol kılçıklı balıkla evimize döneriz.
Hepiniz çok haklısınız kardeşler Beyşehir gölü de bu balık yüzünden balık türlerini kaybediyor göz göre göre bunu nasıl atarlar memleketin tüm tatlısularına anlayamıyorum bir de gümüş baığı var onun içinde aynı şeyleri söylüyorlar son iki yılda Beyşehir Gölünde bu balıklardan başka balık çok zor çıkıyor hele bide benim en çok tutmaktan zevk aldığım sudak bitti ya bu balıkları atanlara gölü her gördüğümde lanet okuyorum.
