Sevgili Suat Birkaç örnek vererek konuyu genişleteyim. Perch enine çizgiliAmerida oltacılığa başlayan hemen herkesin ilk tuttuğu balıklardan birisidir. İlk başta Sapancada vardı,şimdilerde hayli yayılmış,sportif avı,lezzeti ile aranılan bir balık haline gelmiştir. Ancak her levrek cinsinde olduğu gibi tamamen etçil olup,yaşadığı yerdeki sair balıkların fazla üreyememelerine sebep olur,baskın tür haline gelir. Sudak(Pikeperch)yani Amerikalıların güya turna ve perch kırması sandıkları bu levrek türüdür,ülkemize has bir tür değildir.Evvelden Türkiyedeki yaygın adı Duvargöz balığıydı(Walleye) Ancak ilk defa Fethi Akşıray rahmetli tarafından Eğirdir gölünde denenmiş,inanılmaz müspet neticeler alınmış,dünya rekoru büyüklüklerine çokca ermiştir. Bir zamanlar Hirfanlı Barajında o kadar iri ve çoktularki. Ne yazıkki buralarda ve Kesikköprü,Terkos gibi yerlerde binlerce iğneli pareketelerle yok edilmişlerdir. Gökkuşağı alabalığı,tarafımdanda 1971 senesinde üretme amaçlı ele alınmış,havuzlar,bentler ve üretme kasaları yaptırılmış,ancak o sıralar hem bankada çalışır olmam ve hemde nişanlanıvermem dolayısıyla işin başında durmam aksayıncada,köylü ortağım tarafından yediğim kazıktan ötürü vazgeçmişimdir.Belgeleri halen elimdedir. Şimdilerde faaldir. Sonrasında Türkiyenin dört bir yanında kurulan çiftliklerinden kaçıp sele kapılıp birçok alabalık deresinin genelde alt taraflarında,kırmızı beneğin fazla olmadığı bölgelerde inanılmaz gelişme göstermiş,hem sportif ve hemde ekenomik olarak,Amerikalı ve Avrupalıları dahi kıskandıracak boyutlara erişmiştir. Şimdi soruyorum. Bu saydığım balıklar hiç Türkiyede olmasaydı ve tatlısu avcıları,Sazan,Turna,yayın,balıklarının haricinde işte kepenez,inci,kızılkanat,kasna,israilgibi balıkları avlıyor olsalardımı daha iyi olurdu.BU tür balıkların tümüne Amerikalılar Roughfish (yani değersiz gördüklerinden)demektedirler Bu av türünün(tatlısu) hakiki avcılarının hiçbirisinin onaylayacağını sanmıyorum.Sadece sırf avcısı olmadan duyarlı bir avcı olmalarını varsayıp,ayrıca bu zevki tadmamış olanların ise onaylamayacağını sanıyorum. Bilmem yanılıyormuyum. Sevgiler Not; Largemouth ve smallmouth ve blackbass(small mouth'un bir cinsi)hem av zevki ve hemde lezzet açısından,tüm yerli türlerden(yayın hariç)diğer ithal türler gibi gayet lezzetlidir.Hepsi atcek spin avının tüm keyfini taddıran çabuk irileşebilen balıklardır.
Teşekkürler üstadım....Yani bu tür evvelden göllerimizde vardı, ama etinin değeri nedeniyle bizim bohçacı ticari balıkçılarımız bunu avlayarak soyunu tükettiler. E....o zaman bu balıktan korkmaya gerek yok ..o bizden korksun...ne diyelim...selamlar..
Konu çok kritik bir konu kanunen yasak olması sebebiyle. Bence bu türler yerine SUDAK konulsa daha iyi olur ekolojik zararlı bir tür değil et obur olduğu için istilacı yla mücadele eder eti güzel ve kıymetli çok çabuk büyüor ve avcılığı zevkli.Levreğin hiçbir türüne sıcak bakmıyorum perchlerin durumu ortada avlakları talan ettiler ve çok geç büyüyorlar.
biz zaten kanunen, etik olarak, araştırma olarak ne yapabiliriz yada bu yönde bir araştırma varmı diye konuşuyoruz.. ayrca geniş ağızlıların büyüme hızı perch'lere göre kat kat daha fazladır. perchler 10 cm haline 2-3'yılda geliyor, geniş ağızlılar ise bu rakkama 7-8 ayda ulaşabiliyorlar. perchler çok uzun yıllar yaşıyorlar ama geniş ağızlılar okadar değil, çabuk büyüyüp çabuk ölen bir türdür. SUDAK konusunda hiç bir bilgim yok, eğer dediğiniz gibi bir balıksa kesinlike daha çok üstünde durulmalıdır. bu konuda ki bilgisizliğimi mazur görün, çünkü bolu ve çevresinde böyle bir balığa hiç rastlamadım. Saygılarımla...
bu balık burda olsun ben levrekle filan uğraşıp vakit öldürmem ne öyle sabahın köründe soğuk ye..gece aynı dert..yağmur yee..fırtınada sahteni uzağa atmıya çalış vs vs herşeye atlıyor iş yapmıyan silikonlarım, iş yapmıyan sahtelerimiz sayesinde iş yapar çöpe atcak sahtemiz olmaz en azındaneace:
Bu levreklerin,özellikle küçük ağızlı olanların,avı şekli,şemali,nerdeyse lezzeti,kullanılan takımların benzerliği deniz levreğine çok benzer. Ah oluvereydi,spin keyfinin doruğunda dolaşırdık Sevgiler
Bu işin devlet tarafından yasal olarak yapılma ihtimali bence sıfır.. ancak şu ispanyaya yayın balığı götürüp salan alman gibi amerikadan biri getirip gölün birine salarsa yayılır gider.. belgeselini izlemiştim yanılmıyorsam 6 adet ufak yayın götürüp salmış şuan orası yayın cenneti olmuş Ülkemizde vatandaşın biride japon balığımıdır yada benzer bir türden gölete salmış ve bu akvaryum balıkları sazanlar ile eşleşmiş turuncu renkte sazanlar çıkıyordu göletten hatta rapor bile koymuşlardı geçen yıl..
ayrıca bi videoda adam kahverengi ayakkabı bağını atıyor ona bile geliyor bu hayvan... bulabilirsem yayınlıyorum
Okudum ama bir şey anlamadım. Belki anladığımı, yok, olamaz diye anlamamış olmayı istedim. Bir göl (veya dere) olsun. Bu gölde kurbağaya benzer, tadı berbat, tipi iğrenç, oltaya filan hiç vurmayan bir balık yaşıyor olsun. Bizim yahu şu balıklar pek lezzetli, bu balıklar çok zevkli avcılığı oluyor gibi davranıp, o göle mesela sudak salıp, o canlının neslini tükettirmeye hiç hakkımız yoktur. göller, ekosistemler, bizim damak zevkimiz veya olta zevkimiz için var olmuş şeyler değil. Orada var olan ve o gölde yaşamak zorunda olan, varlıklarını o gölde olmakla sağlayabilen balıkları, zevklerimiz uğruna yok etme hakkımız olamaz. Yani, herhangi bir suya, herhangi bir türü salıp o ekosistemdeki doğal türleri yoketme gibi bir hakkımız yok. bunu bilmek gerekiyor. Gökkuşağı alası, doğal yerli alaya rakip değilse, onun neslini etkilemeyecekse mesala, sorun değil. Ama etkileyecekse, o balığı sağa sola götürmek, bildiğimiz cinayettir. Genelde, ispanya'daki yayın olayı örnek gösterilir. Fakat bu olup bitmiş bir olgudur. İspanyollar bu duurmdan çok memnun değildir aslında. Bilinemeyen bir kaç husus şöyledir. Öncelikle, o yayınların olduğu bölge, bir kaç sebepten kendi endemik türlerinin tamamını kaybetmiş, bilidğiniz çöl gibi bir şey olmuş haldeydi. bunun temel sebebi, barajlar yüzünden doğal türlerin üreyememesi meselesiydi. İçinde balık olmayan bir su kütlesi vardı barajın deniz tarafında. Bunu gören, bilen, burası artık öldü, adma olmaz diyen ve o yayınları salan alman'da, zaten bu işleri bilen bir biyologtu. Fakat, endemik, yerel bir ekosistemin iyi kötü yaşamaya devam ettiği canlı bir suda, aşılama yapmak, o kadar basit bir olgu olamaz.
Gölcük gibi göllerin içinde doğal hayvanlarmı yaşıyor, yada o hayvanların doğal yaşama alanı orasımı ? biz bundan bahsediyoruz, bu tarz göllere o balıkları zaten biz saldık, niye oraya ayrıca Largemouth salmayalım diyoruz.. bunda anlaşılmayacak birşey yok bence... ve yanlış olan birşey yok,
Soruyu her su için ayrı ayrı sorabilirsin. Ama hepsi için genel bir cevap veremezsin. 20 yıl önce bir şekilde bir göl oluşmuş. biri gitmiş sazan salmış. 20 yıl geçmiş ve o sazanların yuvası olmuş. Şimdi, bu sazanlar çok kılçıklı, buraya levrek salalım, o sazanlarda yok olurlarsa olsun, bize ne deme hakkımız da olamaz. Canlıların var olma ve yaşama hakkına saygı duymamız gerekiyor. Bütün mesele bu.
ki zaten attıkları, canım GÖLCÜK'ü kurutan ve kambur sazan popülasyonunu tamamen bitiren tatlı su kefalini bitme noktasına getiren kadife denen lanet balık orada, niye oraya largemouth atılmasın ? "ATILMASIN" derseniz bunun mantıklı hiç bir izahı yok, yahu zaten oraya benim için balık atıyorlar, olta başına 10 tl para alıyorlar turistik bir yer, niye benim istediğim balık koyulmasın, herhangi bir doğal ortama akan suyu yok, yayılma riskide yok, niye atılmasın Gölcüğün önceden cennet gibi kokusu vardı, şimdi bu kadifenin sümüğü suyun üstünü petrol gibi pislemiş, gölcük çok büyük bir göl değil ve en ufak kirlilikten etkileniyor... suyun üstünü petrol gibi yapmasının sebebi atılan yemleri yedikten sonra dışkısında oluşan maddeler...
bakın beyfendi bunu deme hakkımız olamaz ama yapıyorlar ! devlet bunu yapıyor, belediyeler bunu yapıyor, bakın türkiye genelinde perch istilası var ! bunu kim istedi.. eninde sonunda o percler sazan bırakmayacak, niye perch'den daha kaliteli ve turizmi olumlu yönde etkileyecek DAHA MANTIKLI bir iş olan largemouth atılmasın lütfen sizde bunu anlamaya çalışın biraz...
Black bass ( sizin demeniz ile largemouth ) hakkinda yeteri kadar bilgi sahibi olmadiginiz çok belli. Kit bilgim dahilinde bu baligin ekosistem için pek de matah olmadigini biliyorum. Tipki diger avcilar ve istilacilar gibi. Turna-yayin-perch-kedi baligi-black bass bir su birikintisine atildiginda asiri üreme kabiliyetine sahip çin sazani hariç tüm diger türler üzerinde yok edici bir baski uygular. Saldim çayira mevlam kayira mantigi ile asilama yapilmaz. Artik dernek mi olur, su ürünleri fakulteleri mi olur, bu iç sularin bir birimin gözetimine verilip sezonluk ekosistem dengelemeleri yapilmali. Sirf balik degil bitki dokusu da gözetlenmeli. sitesine girdigim 2 göletten sorumlu bir dernegin yaptigi budur. Sezonluk balik ilaveleri, bitki çesitlendirmesi ve kus saldirilarina karsi ag ile belirli bölgelerin üzerini kapama çalismalari yapiliyor.
sevgili achilleus, iki yanlış bir doğru etmez. işte o yüzden. bu aşılama işi, göründüğü kadar basit değil. pek çok şeyi dikkate almak gerekir. zevkimize göre bunu yapamayız. sizin için orası bir gölcük sadece. ama orası daha büyük bir ekosistemin parcası aslında.
Konuşma tarızınız polemik yaratacak cinsten... ben bilgi sahibi olmasaydım bukadar açık ve net konuşamazdım. Ben polemik yaratmak istemiyorum ama, türkçe konuştuğum halde hala birşeyleri anlayamıyorsunuz... daha da birşey yazmaya gerek yok..
