Uzun yıllardır süre gelen sudak merakından sonra geçtiğimiz 2 yıl içerisinde turnaya merak sarmaya başladım. Devamlı turna hakkında birşeyler okudum -av raporları, yaşam şartları, beslenme şekilleri, bulundukları göller vs. vs.- ama yetmezdi tabi çeşitli avlar yaparak tecrübe de edindim. Gel gelelim bu heves -daha doğrusu aşk- doğrultusunda fırsat da bulmuşken sezonu açalım dedik. Pazar ve pazartesi günlerini kapsayan yoğun hazırlık evresinin sonucunda, eniştem ve kuzenimle birlikte salı günü sabah 5 sularında Kapulukaya Barajı'na doğru yola çıktık. Çeşit çeşit sahteler, rapalalar ve bırakma için toparladığım ekipmanlar ile müthiş bir özgüven içerisinde av için hazırdım. Avlağa varıldı, kahvaltı yapıldı, bot şişirildi, gümüş ağı yerleştirildi derken bi de baktım suyun içerisinde atçek yapmaya başlamışım. Ama ne atçek... Yaklaşık 8 ayın sonunda büyük hasrete bi son veriyorum. Avlağa gelmişim, turnaların bizi beklediğine inanıyorum... Önceden balık aldığımız yerlere ve edindiğim bilgiler doğrultusunda balıkların olabileceği muhtemel yerlere dur durak bilmeden sahtemi atıp çekiyorum. Bi sasi çıkarılıp bir rapala takılıyor. Bir bölge taranıyor küreklere asılıyoruz ve başka bir bölgeye geçiyoruz. Lakin tüm bu çabalar nafile kalıyor... Vakit öğlen olmuş. Malum açık hava insanı acıktırıyor. Kıyıya ayak bastık, yemek hazırlanacak. Ama içimde öylesine durdurulamaz duygular var ki yemek kısmını hiç düşünmüyorum bile. Kıyıya iner inmez kamışı ve sahte çantasını kapıp kıyıdan atçek yapmaya devam ediyorum. At çek, mekan değiştir, at çek mekan değiştir, atmaya çalış çek... Atama çek.... Mükemmel bir yorgunluk var ama durmak yok bugün o özlem bitecek... Gümüş ağını eniştem kontrol etmiş ama gümüş yok bi de ben bakıyorum ağ tertemiz elimde... Kaldır onu artık vakti geçti... Artık bi mola veriyim yoksa akşamı göremicem. Güzel bi yemek yiyorum. Sonra hemen kuzenle bota atlıyoruz. Orası senin burası benim atçek yapmaya devam. Eti turnaların kemiği benim derken yorulmaya da devam... Saat olmuş 3 amma bir vuruş dahi yok... Turnaların yerinde yosunlar yüzüşüyo... Yorgunluk da iyiden iyiye bastırdı. ''Eh be Kapulukaya, bu kadar emeğe bi ekmek vermezsen alacağın olsun'' sözleri eşliğinde kıyıya ayak bastık... Malzemeler toparlandı arabaya yerleştirildi ve ilk defa bir turna avından turnasız döndük... Üzücü tabi ama bu kadar bilgi, tecrübe, emek bir dahaki sefere bizi balıksız bırakmayacaktır. O yüzden dargınlığa, kırgınlığa gerek yok İzlenimler: Su diklemesine yaklaşık 4 metre kadar yükselmiş. Kıyılar 3-4 cm boyunda gümüş kaynıyo. Kaynıyo derken gerçekten çok, kıyının durgun yerlerinde binlercesini bir arada görmeniz mümkün. Beklediğimiz gibi su bulanık değildi. Her zamanki halindeydi. Su çok soğuk, ayağınızı 20 saniyeden fazla suda tutamazsınız. Su seviyesi daha yüksekmiş, biraz çekmiş. Bu yüzden kıyılarda çamurluk alan çok. Resim konusuna gelirsek; takdir edersiniz balık olmayınca heyecan da olmadı. Resim çekmek aklımıza bile gelmedi. Av bu, rapor bu... Yorumlar sizin... Saygılar...
canımız sağ olsun... bak bunu iyi demedin.tam hafta sonuna hazırlık yaparken... anladığım kadarı ile su kenarından biraz daha zor balik almak veya at-çek. birde ustad; her zaman balik almak... arada alamayacankı, balik aldiğinda her seferinde "coçuk" gibi sevincen. tabi bence... saygilar...
SLM merhaba Nihat kardeşim.uzun zaman oldu görüşmeyeli....bende senin gibi uzun süredir balığa gidememenin verdiği stresi yaşıyorum.tam şimdi Nihat kardeşim müjdeler verecek derken.....biraz dumura uğradım.çünkü o bahsettiğin yer de yaşıdıysan bunları bizim gittiğimiz avlaklar hiç cevap vermez gibi geliyor bana.bende haftasonu bir kurtboğazı yapayım dedim ama vazgeçtim.oranın hali nedir hiç bilmiyorum.su seviyesi nerde kıyılar balçıkmı değilmi malum arabayla kıyıya yanaşma meselesi falan filan.ama raporunu öyle betimleyici yazmışsınki bende yaşadım o anları....önemli olan havayı teneffüs etmendi diyecem ama uzun zamandan sonra balıksız dönmek biraz değil çooooook can sıkıcı.ama canın sağolsun...raporun için teşekkürler.av raporlarını bekliyoruz....reeling
Benim levrek aşkıma çok benzettim Çok ta güzel yazmışsın, ellerine sağlık. Yorucu iş günümün sonundaki tebessüm oldu raporun. Durmak yok, pes etmek asla. Yola devam, elbet birgün şansımız gülecek.
Tabi şimdi buzdolabından yemek alır gibi topluyorlar yavruları O kıyıdaki savunmasız yavrular büyüyüp palazlanmadıkça, bizim sahtelerin cazibesi olmayacak.. Mayıs ortasında bu yazdıklarını gülümseyerek hatırlaman dileğiyle
Haklısın Yavuz abi. Sabrın sonu selamettir Serkan abi özlemişim yorumlarını Hala bi telefon etmedinki abi, Nihat çık gel şuraya gidiyoruz diye, atlayıp gelemedim bende Balıklı raporlara az kaldı abi inşallah Teşekkür ederim Volkan abi. Söylediğim gibi asla pes etmek yok Saygılar...
herkes için bu rapor hayal kırıklığı olmuş..bende bu hafta sonu bi kaçamak yapmak istiyordum ama şimdi şüphelerim var