Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk Köşesi

Konu, 'Genel Konular' kısmında tolkien tarafından paylaşıldı.

  1. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
    ATATÜRK DİYOR Kİ!



    [​IMG]

    Cumhuriyet

    Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Biz Cumhuriyeti kurduk, o on yaşını doldururken demokrasinin bütün icaplarını sırası geldikçe uygulamaya koymalıdır. 1933 (Afetinan, Atatürk Hakkında B. H., S. 251)

    Cumhuriyet düşünce serbestliği taraftarıdır. Samimî ve meşru olmak şartiyle her fikre hürmet ederiz. Her kanaat bizce muhteremdir. Yalnız muarızlarımızın insaflı olması lâzımdır. 1923 (Atatürk'ün S.D. III, S. 71)

    Cumhuriyet ahlâki fazilete dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. 1925 (Atatürk'ün S.D. II, S.231)

    Türk milletinin tabiat ve âdetlerine en uygun olan idare Cumhuriyet idaresidir. 1924 (Atatürk'ün S.D. III, S. 74)

    Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslariyle, Türk milletini emin ve sağlam bir istikbal yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur. 1936 (Atatürk'ün S.D. I, S. 372)

    Bugünkü hükûmetimiz, devlet teşkilâtımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilâtı ve hükûmettir ki, onun ismi Cumhuriyettir. Artık hükûmet ile millet arasında mazideki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millettir ve millet hükûmettir. Artık hükûmet ve hükûmet mensupları kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır. 1925 (Atatürk'ün S.D. II, S. 230)

    Son senelerde milletimizin fiilen gösterdiği kabiliyet, istidat, idrak, kendi hakkında kötü fikir besleyenlerin ne kadar gafil ve ne kadar tetkikten uzak görünüşe düşkün insanlar olduğunu pek güzel ispat etti. Milletimiz haiz olduğu özelliklerini ve liyakatini hükûmetinin yeni ismiyle medeniyet dünyasına daha çok kolaylıkla göstermeğe muvaffak olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, cihanda işgal ettiği mevkiye lâyık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.

    Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır. 29 Ekim 1923 (Nutuk II, S. 814-15)

    Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlâtlarından mürekkep büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar, çok zayıf dimağlı bedbahtlardır. Bu gibi bedbahtların, Cumhuriyetin adalet ve kudret pençesinde lâyık oldukları muameleye maruz kalmaktan başka nasipleri olmaz. Benim naçiz vücudum birgün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşıyacaktır. Ve Türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeğe devam edecektir. 1926 (Atatürk'ün S.D. III, S. 80)

    Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa hazırız. 1923 (Atatürk'ün S.D. III, S. 71)

    Gelecek nesillerin Türkiye de Cumhuriyetin ilanı günü, ona en merhametsizce hücum edenlerin başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla farz etmeyiniz! Bilâkis, Türkiye'nin münevver ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların hakikî zihniyetlerini tahlil ve tesbitte hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir.

    Onlar, kolaylıkla anlayacaklardır ki, çürümüş bir hanedanın, halife unvanıyla başının üstünden zerre kadar uzaklaşmasına imkân kalmayacak surette muhafazasının mecburî kılan bir devlet şeklinde, cumhuriyet idaresi ilân olunsa bile, onu yaşatmak mümkün değildir. 1927 (Nutuk II, S. 831)
     
  2. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
    Atatürk'ün 10. Yıl Nutku.. .::(Ses-video)::.

    http://www.youtube.com/watch?v=X-L0pq_MGyw&search=ataturk

    6 dk. 31 sn.

    ve bu da yazılı hali:

    Türk Milleti!

    Kurtuluş Şavaşı'na başladığımızın on beşinci yılındayız. Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun!

    Şu anda, büyük Türk milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.

    Yurttaşlarım!

    Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bundaki muvaffakiyeti, Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak, azimkârane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımzı asla kâfi göremeyiz; çünkü, daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.

    Yurdumuzu, dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi, en geniş, refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü, geçmis asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle daha çok çalışacağız, daha az zamanda daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur.

    Çünkü,Türk milletinin karakteri yüksektir; Türk milleti çalışkandır; Türk milleti zekidir. Çünkü, Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin, yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir. Şunu da ehemmiyetle tebaruz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihî bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtrî zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini ve millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek millî ülkümüzdür. Türk milletine çok yakışan bu ülkü, onu, bütün beşeriyette, hakikî huzurun temini yolunda, kendine düşen medenî vazifeyi yapmakta muvaffak kılacaktır.

    Büyük Türk milleti!

    On beş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiç birinde milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, millî ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu, bütün medenî âlem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, atinin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır.

    Türk milleti!

    Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.
     
  3. ufukkula

    ufukkula ufuk

    Yaş:
    39
    Mesajlar:
    1.537
    Şehir:
    İzmir
    En İyi Avı:
    Henüz yakalamamış olduğum
    Mehmet ağabey,yazdıkların çok önemli şeyler.Yaşadığımız çağ,teknoloji ve bilim çağıdır.Bu dönemim temellleri 2. dünya savaşından sonra atılan ileri gelişmeler sayesinde oldu.Büyük Önder M.Kemal hayatının her anında olduğu gibi,Ülkemizin kuruluşundan itibaren de bilim ışığını memleket insanlarına yaymaya çaba gösterdi.Bizzat kendisinin Türk bilim dünyasına katkıları da çok değerlidir.Atatürk günlerce üzerinde çalışıp bugün kullanılan geometri alanındaki birçok terimi Türkçe olarak kullanmış ve yaygınlaştırmıştır.

    Aslında geçmişle gelecek arasında kalan bizler düne bakarak yarına yön verebilme yetisine sahibiz.M.Kemal'in yıllar önce yurt dışından bilim insanlarını ülkeye davet etmesini,onlara kucak açıp ülkeye hizmet etmesini sağlamaya çalıştığını okudukça,bugün ABD,ingiltere,Almanya,Japonya gibi ülkelerde yaşayan,çalışmalarını oralarda sürdüren Türk bilim insanlarının durumuna ülkem adına çok üzülüyorum.Ben eminim ki,oradaki şartlar kendi ülkelerinde de olsa hiçbirisi gitmek istemeyecekti.Bugün seçim propagandalarına baktıkça nefret ediyorum politikadan,bugün maaşlara zam yaptın yarın bayrak dağıttın v.s v.s...İşte bunları istiyorum bir vatandaş olarak,Türk bilim adamlarının ülkeme gelmesini,kemik iliği bankasının faaliyete geçip onlarca insana hayat vermesini,Almanya'dan isviçre'den alıntı değil,Gerçek Türk kanunları istiyorum...Hergün Fransızların,Amerikalıların,Rusların değil Türk astronotlarının ve Gerçek Türk yapımı uyduların sonsuz boşlukta yer almasını istiyorum...Uçması için ABD'ye muhtaç olmayan Türk savaş uçakları,Fransa'ya muhtaç olmayan Sivil uçaklar istiyorum..Köydeki Mehmet amcanın genetiğiyle oynanmış her yıl yeniden oradan alınması gereken İsrail domatesi tohumunu kullanmasına ve her yıl milyonlarca dolarımızın gitmesini istemiyorum...

    Yanlı birşey söylediysek affola...
     
  4. ALP

    ALP ALP

    Mesajlar:
    482
    Şehir:
    istanbul
    MUSTAFA KEMAL ATATÜRK KRONOLOJİSİ
    1881: Selanik'te doğdu.
    1893: Askeri Rüştiye'ye girdi ve Kemal adını aldı.
    1895: Selanik Askeri Rüştiyesi'ni bitirdi, Manastır Askeri İdadisi'ne girdi.
    1899 Mart 13: İstanbul Harp Okulu Piyade sınıfına girdi.
    1902 Harp Akademisi'ne girdi ve burada gazete çıkardı.
    1905 Ocak 11: Harp Akademisi'ni Yüzbaşı olarak bitirdi, Şam'a 5. Ordu'nun 30. Süvari Alayı'nda staj yapmak için atandı.
    1906 Ekim: Şam'da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ni kurdu. Şam'da topçu stajını yaptı ve Kolağası oldu.
    1908 Temmuz 23: Meşrutiyet'in ilan edilmesi için çalışmaları.
    1909 Mart 31: 31 Mart ihtilalinde Hareket Ordusu Kurmay Subayı olarak çalıştı.
    1911 Eylül 13: Mustafa Kemal, İstanbul'a Genelkurmay'a naklen atandı.
    1911 Kasım 27: Mustafa Kemal, Binbaşılığa yükseldi.
    1912 Ocak 9: Mustafa Kemal, Trablusgarp'ta Tobruk saldırısını yönetti.
    1913 Ekim 27: Mustafa Kemal, Sofya Ateşemiliterliği'ne atandı.
    1914 Mart 1: Mustafa Kemal, Yarbaylığa yükseltildi.
    1915 Şubat 2: Mustafa Kemal, Tekirdağı'nda 19. Tümeni kurdu.
    1915 Şubat 25: Mustafa Kemal'in Maydos'a gidişi.
    1915 Nisan 25: Mustafa Kemal, Arıburnu'nda İtilaf Devletleri'ne karşı koydu.
    1915 Haziran 1: Mustafa Kemal'in Albaylığa yükselişi.
    1915 Ağustos 9: Mustafa Kemal, Anafartalar Grup Komutanlığı'na atandı.
    1915 Ağustos 10: Mustafa Kemal, Anafartalar'dan düşmanı geri attı.
    1916 Nisan 1: Mustafa Kemal'in Tuğgeneralliğe yükselişi.
    1916 Ağustos 6: Mustafa Kemal, Bitlis ve Muş'u düşman elinden kurtardı.
    1917 Eylül 20: Mustafa Kemal, memleketin ve ordunun durumunu açıklayan raporunu yazdı.
    1917 Ekim: Mustafa Kemal, İstanbul'a döndü.
    1918 Ekim 26: Mustafa Kemal, Halep'in kuzeyinde bugünkü sınırlarımız üzerinde düşman saldırılarını durdurdu. 1918 Ekim 30: Mondros Mütarekesi'nin imzalanması.
    1918 Ekim 31: Mustafa Kemal'in Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı'na atanması.
    1918 Kasım 13: Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı'nın kaldırılması ve Mustafa Kemal'in İstanbul'a dönüşü. 1919Nisan 30: Mustafa Kemal'in Erzurum'da bulunan 9. Ordu Müfettişliği'ne atanması.
    1919 Mayıs 15: İzmir'e Yunan'lıların asker çıkarması.
    1919 Mayıs 16: Mustafa Kemal, Bandırma vapuruyla İstanbul'dan ayrıldı.
    1919 Mayıs 19: Mustafa Kemal, Samsun'a çıktı.
    1919 Haziran 15: Mustafa Kemal, 3. Ordu Müfettişi ünvanını aldı.
    1919 Haziran 21: Mustafa Kemal, Ulusal Güçleri Sivas Kongresi'ne çağırdı.
    1919 Temmuz 8 / 9: Mustafa Kemal, askerlikten çekildi. (Saat: 20:50)
    1919 Temmuz 23:Mustafa Kemal'in başkanlığı altında Erzurum Kongresi'nin toplanması ve bir Temsil Kurulu seçerek dağılması. (7 Ağustos 1919)
    1919 Eylül 4: Mustafa Kemal'in başkanlığı altında Sivas Kongresi'nin toplanması ve 11 Eylül'de sona ermesi.
    1919 Eylül 11: Mustafa Kemal, Anadolu ve Rumeli Müdafaayı Hukuk Cemiyeti Heyet Temsiliyesi Başkanlığı'na saçildi.
    1919 Ekim 22: Amasya Protokolü'nün imzalanması.
    1919 Kasım 7: Mustafa Kemal, Erzurum'dan milletvekili seçildi.
    1919Aralık 27: Mustafa Kemal, Heyeti Temsiliye'yle birlikte Ankara'ya geldi.
    1920 Mart 20: İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından ele geçirilmesi, Mustafa Kemal'in protestosu, Ankara'da yeni bir Millet Meclisi toplama girişimi.
    1920 Mart 18: İstanbul'da Meclis-i Mebusan'ın son toplantısı.
    1920 Mart 19: Mustafa Kemal tarafından Ankara'da üstün yetkiyi taşıyan bir Millet Meclisi toplanması hakkında illere duyuruda bulunulması.
    1920 Nisan 23: Mustafa Kemal, Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni açtı.
    1920 Nisan 24: Mustafa Kemal, Büyük Millet Meclisi Başkanı seçildi.
    1920Mayıs 5: Mustafa Kemal'in başkanlığında ilk Hükümet'in toplantısı.
    1920 Mayıs 11: Mustafa Kemal, İstanbul Hükümeti tarafından ölüm cezasına çarptırıldı.
    1920Mayıs 24: Mustafa Kemal'in cezası Padişah tarafından onaylandı.
    1920 Ağustos 10: Osmanlı İmparatorluğu delegeleriyle İtilaf Devletleri arasında Sevr Antlaşması'nın imzalanması.
    1920 Ocak 9 / 10: Birinci İnönü Savaşı.
    1921 Ocak 20: İlk Teşkilat-ı Esasiye (Anayasa) Kanunu'nun esas maddelerinin kabulü.
    1921 Mart 30 / Nisan 1: İkinci İnönü Savaşı.
    1921 Mayıs 10: Mustafa Kemal tarafından Büyük Millet Meclisi'nde Anadola ve Rumeli Müdafaai Hukuk Grubu'nun kurulması ve Mustafa Kemal'in Grup Başkanlığı'na seçilmesi.
    1921 Ağustos 5: Mustafa Kemal'e Başkumandanlık görevinin verilmesi.
    1921 Ağustus 22: Mustafa Kemal'in yönetiminde Sakarya Meydan Savaşı'nın başlaması.
    1921 Eylül 13: Sakarya Meydan Savaşı'nın kazanılması.
    1921 Eylül 19: Mustafa Kemal'e Mareşallik rütbesinin verilmesi ve Mustafa Kemal'in Gazi ünvanını alması.
    1922Ağustos 26: Gazi Mustafa Kemal'in Kocatepe'den Büyük Taarruz'u yönetmesi.
    1922 Ağustos 30: Gazi Mustafa Kemal'in Dumlupınar Başkumandanlık Meydan Savaşı'nı kazanması.
    1922 Eylül 1: Gazi Mustafa Kemal'in: "Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir, İleri !" emrini vermesi.
    1922 Eylül 9: Türk Ordusu'nun İzmir'e girmesi.
    1922 Eylül 10: Gazi Mustafa Kemal'in İzmir'e gelişi.
    1922 Ekim 11: Mudanya Mütarekesi'nin imzalanması.
    1922 Kasım 1: Gazi Mustafa Kemal'in önerisi üzerine saltanatın kaldırılması.
    1922 Kasım 17: Vahdettin'in bir İngiliz harp gemisiyle İstanbul'dan kaçması.
    1923 Ocak 29: Gazi Mustafa Kemal'in Latife Hanım'la evlenmesi.
    1923 Temmuz 24: Lozan Antlaşması'nın imzalanması.
    1923 Ağustos 9: Gazi Mustafa Kemal'in Halk Fırkası'nı kurması.
    1923 Ağustos 11: Gazi Mustafa Kemal'in 2. Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na seçilmesi.
    1923 Ekim 29: Cumhuriyet'in ilan edilmesi.
    1923 Ekim 29: Gazi Mustafa Kemal'in ilk Cumhurbaşkanı olması.
    1924 Mart 1: Gazi Mustafa Kemal'in Büyük Millet Meclisi'nde Halifeliği kaldırması ve öğretimin birleştirilmesi hakkında açış nutkunu söylemesi.
    1924 Mart 3: Hilafetin kaldırılması, öğrenimin birleştirilmesi, Şer'iyeve Evkaf Vekaletiyle (Bakanlığıyla), Erkanıharbiyei Umumiye Vekaletinin kaldırılması hakkındaki yasaların Büyük Millet Meclisi'nce kabul edilmesi.
    1924 Nisan 20:Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye (Anayasa) Kanunu'nun kabul edilmesi.
    1925 Şubat 17: Aşarın kaldırılması.
    1925 Ağustos 24: Gazi Mustafa Kemal'in ilk defa Kastamonu'da şapka giymesi.
    1925 Kasım 25: Şapka Kanunu'nun Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmesi.
    1925 Kasım 30: Tekkelerin kapatılması hakkındaki kanunun kabulü.
    1925 Aralık 26: Uluslararası takvim ve saatin kabulü.
    1926 Şubat 17: Türk Medeni Kanunu'nun kabulü.
    1927 Temmuz 1: Gazi Mustafa Kemal'in Cumhurbaşkanı sıfatı ile ilk kez İstanbul'a gitmesi.
    1927 Ekim 15 / 20:Gazi Mustafa Kemal'in Cumhuriyet Halk Partisi 2. Kurultayı'nda tarihi Büyük Nutku'nu söylemesi.
    1927 Kasım 1: Gazi Mustafa Kemal'in 2. Kez Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi.
    1928 Ağustos 9: Gazi Mustafa Kemal'in Sarayburnu'nda Türk harfleri hakkındaki nutkunu söylemesi.
    1928 Kasım 3: Türk Harfleri Kanunu'nun Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmesi.
    1931 Nisan 15: Gazi Mustafa Kemal tarafından Türk Tarih Kurumu'nun kurulması.
    1931 Mayıs 4: Gazi Mustafa Kemal'in 3.kez Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi.
    1932 Temmuz 12: Gazi Mustafa Kemal tarafından Türk Dil Kurumu'nun kurulması.
    1933 Ekim 29: Gazi Mustafa Kemal'in Cumhuriyet'in 10. Yıldönümünde tarihi nutkunu söylemesi.
    1934 Kasım 24: Gazi Mustafa Kemal'e Büyük Millet Meclisi tarafından ATATÜRK soyadının verilmesi kanununun kabul edilmesi.
    1935 Mart 1: Atatürk'ün 4. kez Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi.
    1937 Mayıs 1: Atatürk'ün çiftliklerini Hazine'ye ve taşınamaz mallarını da Ankara Belediyesi'ne bağışlaması. 1938 Mart 31: Atatürk'ün hastalığı hakkında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'nin ilk resmi duyurusu.
    1938 Eylül 15: Atatürk'ün vasiyetnamesini yazması.
    1938 Ekim 16: Atatürk'ün hastalık durumu hakkında günlük resmi duyuruların yayınına başlanması.
    1938 Kasım 10: Atatürk'ün ölümü. (Perşembe, saat: 09.05)
    1938 Kasım 11: İstanbul Şehir Meclisi'nin olağanüstü toplantı yapması. Saraydaki Cumhurbaşkanlığı forsunun indirilerek yerine yarıya kadar indirilmiş Türk Bayrağı'nın çekilmesi.
    1938 Kasım 12: Atatürk'ün ölümü dolayısıyla, Yüksek Öğretim gençliğinin Üniversite Konferans Salonu'nda toplanması.
    1938 Kasım 13: Gençliğin Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde toplanarak Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'i koruyacaklarına ant içmeleri.
    1938 Kasım 14: Büyük Millet Meclisi çok hazin bir toplantı yaptı.
    1938 Kasım 15: Hükümet Atatürk'ün Ankara'da ebedi istirahat yerine konulacağı 21 Kasım 1938 tarihini ulusal yas günü olarak duyurdu.
    1938 Kasım 16: İstanbul'lular Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu'ndaki katafalkı önünde sabahın ilk saatlerinden gecenin son saatlerine kadar saygı ve üzüntü içinde son görevlerini yaptılar.
    1938 Kasım 19: Büyük bir törenle, Atatürk'ün Dolmabahçe'den alınan yüce cenazesi, önce Sarayburnu'na, oradan Zafer torpidosuyla Yavuz zırhlısına götürüldü.Yavuz zırhlısıyla İzmit'e kadar götürülen tabut, oradan Ankara'ya yolcu edildi.
    1938 Kasım 20:Atatürk'ün sevgilinaşı Ankara'ya ulaştı ve Ankara'da Büyük Millet Meclisi önündeki katafalka konuldu. Ankara'lılar da son görevlerini saygıyla yaptılar.
    1938 Kasım 21: Atatürk'ün cenazesinin Etnoğrafya Müzesi'ndeki Geçici Kabre konulması.
    1938 Kasım 25: Atatürk'ün vasiyetnamesinin açılması.
    1938 Aralık 26: Atatürk'ün "Ebedi Şef" sanıyla anılmasının kabul edilmesi.
    1953 Kasım 4: Atatürk'ün Geçici Kabri'nin açılması.
    1953 Kasım 10: Atatürk'ün cenazesinin Anıt-Kabir'e nakledilmesi.

    bu konuyu düşünüp açan ve degerlı yorumları yazan herkese sonsuz teşekkürler .....

    ne mutlu TÜRKÜM diyene
     
  5. türkiye laiktir.laik kalacak....
     
  6. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
    Mustafa Kemal Atatürk Hakkında 30 özel şey

    .'ATA' LAFINI SEVMEZDI
    1,'Ataturk' hitabini ilk kez donemin Turk Dil Kurumu Baskani bir konusmasinda kullanmis, Mustafa Kemal de cok begenerek soyadi olarak almisti.Kendisine Ata' diye hitap edilmesinden hic hoslanmazdi.
    2.EN SEVDIGI YEMEK
    Manastir Askeri Lisesi yillarindan kalan bir aliskanlikla hayati boyunca en sevdigi yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldi. Tatliya duskun degildi ama cani istediginde cok sevdigi gul recelini tercih ederdi.
    3.EN BUYUK HAYALI DUNYA TURUNA CIKMAKTI
    Omru yetseydi bir dunya turuna cikip Turk dili ve tarihi uzerindeki calismalarini genisletmek en buyuk hayaliydi.
    4.BASUCU KITABI 'CALIKUSU' YDU.
    Binlerce kitabi vardi.Ama bunlarin arasinda bir tanesini hayati boyunca hatta cephede bile basucundan ayirmadi. Resat Nuri Guntekin'in unlu Calikusu' romanini hep yaninda tasir, her gun rastgele bir yerinden acar, birkac sayfa okurdu.
    5.KABUL SALONUNDAKI AT YAVRUSU
    Atlardan sonra en sevdigi hayvan kopekti. 'Fox' adini verdigi kopegi, Gazi`nin yataginin ayak ucunda uyurdu. Hayvanlara duskunlugu o dereceydi ki bir gun misafirlerinin de gorebilmesi icin yeni dogmus bir tayla annesinin Cankaya Kosku kabul salonuna getirilmesini bile emretmisti.
    6.TAM BIR SALON ADAMI
    En sevdigi dans valsti. Muzik zevki cesitlilik gosteriyordu.Klasik Bati muzigi disinda Anadolu ezgilerini de severek dinlerdi.
    7.GOMLEKLERININ TUMU BEYAZDI
    Gomleklerinin hepsi beyazdi. Bu gomlekler ilk yillarda Isvicre`de ozel olarak dikilirken sonra yerli mali kullanma kampanyasina onculuk edebilmek icin Beyoglu`nda bir terziye diktirilmeye baslanmisti.
    8.DOLABINDA LACIVERTE YER YOKTU
    Takim elbiselerinin tasarimlarini hep kendisi cizerdi.Lacivert takim giymeyi sevmezdi.
    9.OLCULERI
    Boyu 1.74 idi.Hayatinin son donemlerine kadar 76 olan kilosu hastaliginin ilerlemeye baslamasiyla 46'ya kadar dusmustu. 43 numara siyah rugan ayakkabi giyerdi.
    10.RUMELI SIVESI
    Ozenli ve temiz bir Turkce konusurdu. Ancak bazi kelimeleri Rumeli sivesiyle telaffuz ederdi.
    11.HAZIN BIR HIKAYE
    Hayatinda bir donem cok onemli yer tutan Mustafa Kemal`in evlenmesinden sonra hayatina trajik bir sekilde son veren Fikriye Hanim`in mezarinin nerede oldugu bilinmiyor.
    12.CUMHURBASKANLIGINDAN SIKILIYORDU.
    Hayatinin cogunu gecirdigi savas cephelerinden sonra Cumhurbaskani olarak gecirdigi yillar ona bir tecrit yasantisi gibi geliyor, cok sevdigi halkindan ve sade bir vatandas yasamindan uzaklastigini dusunuyordu.
    13.PAPA`NIN TEMSILCISINE ELBISE
    Kiyafet Kanunu cercevesinde tum din adamlarinin dini kiyafetleriyle sokaga cikmalari yasaklaninca, Monsenyor Roncalli`ye kendi terzisi Kemal Milasli eliyle bir koleksiyon hazirlatti.
    14.KENDISI TIRAS OLMAZDI.
    Sabah kahvaltilariyla arasi hic hos degildi.Yataktan kalkar kalkmaz odasindaki divanin uzerine bagdas kurarak oturur, gunun ilk kahvesini sigarasini icerdi.Bir ozelligi de kendi kendine tiras olmamasiydi.
    15.DUZEN TAKINTISI VARDI
    Evinde ,cevresinde hatta konuk oldugu evlerde bile egri duran esyalari duzeltmeden rahat edemezdi.
    16.HOSGORULU LIDER
    Koylunun birinin gazete kagidina sardigi tutunu icmeye calisirken eli yanmis,'Alin bunu kendi icsin' diyerek Ataturk`e kufretmisti.Mahkemeye cikarilacakti. Ataturk olayi dinledikten sonra 'Onu mahkemeye vereceginize dogru durust sigara icmesini temin edin' dedi.
    17.SIGARA PAZARLIGI
    Hastaliginin baslangicinda kendisini muayene eden Dr.Fissinger gunde kac paket sigara ictigini sormus, Ataturk 'sekiz' demisti. Doktor bunu gunde bir pakete indirmesi gerektigini soyleyince gulumseyerek cevap vermisti:'Ben zaten bir paket iciyorum. Bundan sonra bunu sizin izninizle yapacagim'.
    18.'BU NASIL HALKCILIK?'
    Bir sabah milletvekilleri ile trene binmisti.Konduktorun milletvekillerinden bilet parasi almamasina sasirmis nedenini sormustu.Trenin milletvekillerine bedava oldugunu ogrenince epey ]sinirlenmis, 'Ne de guzel halkcilik ama' demisti.
    19.'LAIKLIK ADAM OLMAKTIR!'
    Ilk mecliste bir oturum sirasinda uyelerden biri laikligin ne manaya geldigini anlamadigini soyleyince Gazi cok sinirlenmis ve elini kursuye vurarak bir din bilgini olan uyeye cevap vermisti: 'Adam olmak demektir hocam,adam olmak!'
    20.KURBANLARI BAGISLARDI
    Gittigi yurt gezilerinde kendisi icin kurban edilen hayvanlara bakamaz boyle durumlarda sirtini doner yada kesilmelerini engellerdi.
    21.YABANCI DILE MERAKI
    Askeri lisede ogrenmeye basladigi Fransizca'yi sonraki yillarda gelistirdi. Zengin bir kelime bilgisi vardi. Konusurken araya Fransizca sozcukler de eklerdi.
    22.FASULYESINE POKER
    Kumardan hoslanmaz ama arkadaslariyla fasulyesine poker oynardi.Oyun sonunda kazandiklarini iade ederdi.
    23.KAN GORMEYE DAYANAMAZDI
    Cephelerde dusmanla gogus goguse savasmis biri olarak en ilginc ozelligi savas meydanlari disinda kan gorunce fenalasmasiydi.
    24.KULAKLARI DUYAN TEK KISI.
    Fransiz tarihcisi Herriot Ankara`ya geldiginde Gazi`nin kulaklarinin duyuyor olmasina sasirmis anilarinda bunu espirili bir dille anlatmisti: 'T.C`de bir tane kulaklari duyan kisi var onu da Cumhurbaskani yapmislar'.
    25.BIR RICASI BAS ACTIRDI
    Bir gun halk arasinda dolasirken carsafli bir kadina rastlamis, 'Hafiz Hanim benim hatirim icin basindaki ortuyu acar misin?' diye sormustu. Kadin bas ortusunu acarak , Ataturk`un onunde egildi ve ellerini optu.
    26.BILARDO VE YUZME
    Sportmen kisiligi vardi. Her gun at biner , yuzmeye gider ve bilardo oynardi.
    27.EN BASARILI DERS.
    Egitim hayati boyunca en basarili dersi matematikti. Pozitif bilimlere ilgisi hayati boyunca surdu.
    28.YAGCILARA GECIT YOK
    Yagcila cok kizardi Bir aksam sofrasida kendisine gereksiz sekilde iltifat eden Abdulhak Hamit`e mudahale etti.
    29.SON YILBASI GECESI 1937`yi 1938`e baglayan son yilbasi gecesini Disisleri Bakani Tevfik Rustu Aras ile bas basa gecirmisti. O gece dolabindaki bazi elbiseleri bakana hediye etmisti.
    30.KOSKTEKI GUVERCINLIK
    Kuslari cok severdi.Cankaya Kosku`nde ozel bir bakicinin ilgilendigi guvercinligi vardi.
     
  7. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
    ATAMIZDAN Bir ANI.!

    Gazi Çiftliğinde dolaşıp hava alırken oldukça yaşlı bir kadına rasladık. Atatürk attan inerek bu ihtiyar kadının yanına sokuldu.
    -Merhaba Nine..
    Kadın Ata'nın yüzüne bakarak hafif bir sesle;
    -Merhaba dedi.
    -Nereden gelip nereye gidiyorsun? Kadın şöyle bir duralayıp,
    -Neden sordun ki, dedi. Buraların sahibi mısın? Yoksa bekçisi mi?
    Paşa gülümsedi.
    -Ne sahibiyim ne de bekçisiyim nine. Bu topraklar Türk milletinin malıdır. Buranın bekçisi de Türk milletinin kendisidir. Şimdi nereden gelip nereye gittiğini söyleyecek misin? Kadın başını salladı.
    -Tabii söyleyeceğim, ben Sincan'ın köylerindenim bey, otun güç bittiği, atın geç yetişdiği kavruk köylerinden birindeyim. Bizim mıhtar bana bilet aldı trene bindirdi, kodum Ankara'ya geldim.
    -Muhtar niçin Ankara'ya gönderdi seni?
    -Gazi Paşamızı görmem için. Başını pek ağrıttım da.... Benim iki oğlum gavur harbinde şehit düştü. Memleketi gavurdan kurtaran kişiyi bir kez görmeden ölmeyeyim diye hep dua ettim durdum. Rüyalarıma girdi Gazi Paşa. Bende gün demeyip muhtara anlatınca, o da bana bilet alıverip saldı Ankaraya, geceleyin geldim.Yolu neyi de bilemediğimden işte akşamdan belli böyle kendimi ordan oraya vurup duruyom bey.
    -Senin Gazi Paşa'dan başka bir isteğin var mı? Kadını birden yüzü sertleşti.
    -Tövbe de bey, tövbe de! Daha ne isteyebilirim ki... O bizim vatanımızı kurtardı. Bizi düşmanın elinden kurtardı.Şehitlerimizin mezarlarını onlara çiğnetmedi daha ne isteyebilirim ondan? Onun sayesinde şimdi istediğimiz gibi yaşıyoruz. Şunun bunun gavurun köpeği olmaktan onun sayesinde kurtulmadık mı? Buralara bir defa yüzünü görmek, ona sağol paşam! Demek için düştüm. Onu görmeden ölürsem gözlerim açık gidecek. Sen efendi bir adama benziyon, bana bir yardım ediver de Gazi Paşayı bulacağım yeri deyiver. Atatürk'ün gözleri dolu dolu olmuştu, çok duygulandığı her halinden belliydi. Bana dönerek,
    -Görüyorsun ya Gökçen, işte bu bizim insanımızdır... Benim köylüm, benim vefalı Türk anamdır bu. Attan indim. Yaşlı kadının elini tuttum anacığım dedim, sen gökte aradığını yerde buldun, rüyalarını süsleyen, seni buralara kadar koşturan Gazi Paşa yani Atatürk işte karşında duruyor.Köylü kadın bu sözleri duyunca şaşkına döndü. Elindeki değneği yere fırlatıp, Atatürk'ün ellerine sarıldı. Görülecek bir manzaraydı bu. İkisi de ağlıyordu. İki Türk insanı biri kurtarıcı, biri kurtarılan, ana oğul gibi sarmaş dolaş ağlıyorlardı. Yaşlı kadın belki on defa öptü atanın ellerini. Ata da onun ellerini öptü. Sonra heybesinden küçük bir paket çıkarttı. Daha doğrusu beze sarılmış bir köy peyniri. Bunu Atatürk'e uzattı;
    -Tek ineğimim sütünden kendi ellerimle yaptım Gazi Paşa, bunu sana hediye getirdim. Seversen gene yapıp getiririm.Paşa hemen orada bezi açıp peyniri yedi. Çok beğendiğini söyledi.Sonra birlikte köşke kadar gittik. Oradakilere şu emri verdi;
    "Bu anamızı alın burada iki gün konuk edin. Sonra köyüne götürün. Giderken de kendisine üç inek verin benim armağanım olsun."
     
  8. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
    ::..Atamızın İtalyanlara Verdiği Müthiş Cevap..::

    Birgün italyan Büyükelçisi Ata ile görüşmek ister ve
    huzura kabul edilir. O zamanın muhtelif ekonomik-siyasi konuları hakkında
    konuşulduktan sonra, büyükelçi "Ekselans, dün Roma ile yapmış oldugum bir
    görüşmede hükümetimizin Hatay'ı almak istediği kararını size iletmem
    söylendi" der.
    Odada buz gibi bir hava eser. Ata, büyükelçiye birşeyler daha ikram
    eder ve iki dakikalığına odadan ayrılır. Döndüğünde ayağında çizmeleri,
    üzerinde mareşal üniforması, belinde tabancası vardır. Doğruca masasına
    gider, manyetolu telefondan Mareşal Fevzi Çakmak'ın bağlanmasını ister ve
    Çakmak'a: " Paşa, İtalyan dostlarımız Hatay'a gelmek istiyorlarmış. Hazır
    mıyız" der. Fevzi Çakmak durumu anlar ve "Biz hazırız Paşam" diye
    yanıtlar...Ata büyükelçiye döner ve: "Biz hazırmışız. Hükümetinize
    söyleyin, isterlerse gelip Hatay'ı alabilirler" der.......
     
  9. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
    Ata'mızın En Az Bilinen Orjinal ResimLeri...

    [​IMG]





    [​IMG]



    [​IMG]



    [​IMG]



    [​IMG]

    [​IMG]



    [​IMG]
     
  10. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
    [​IMG]



    [​IMG]



    [​IMG]



    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]
    [​IMG]

    [​IMG]


    [​IMG]
     
  11. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]
     
  12. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
    [​IMG]



    [​IMG]


    [​IMG]



    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]



    [​IMG],


    [​IMG]

    [​IMG]
     
  13. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
    ...Atamızın Cenazesinden Görülmemiş Resimler...

    [​IMG]
    __________________
    [​IMG]
    __________________
    [​IMG]
    __________________
    [​IMG]
    __________________
    [​IMG]
    __________________
    [​IMG]
    __________________
    [​IMG]
     
  14. Sağolasın varolasın Mehmet abi,ellerine sağlık;)
     
  15. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
    Lider Dediğin ATATÜRK Gibi Olmalı -1

    Lider dediğin

    Her şeyden önce

    kim olduğunu bilmeli ve kendine guvenmelidir.


    [​IMG]

    Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar. Evet bu doğrudur. Benim isteyip de yapamayacağım bir şey yoktur. Çünkü ben
    zoraki ve insafsızca hareket etmesini bilmem. Ben kalpleri kırarak değil kazanarak hükmetmek isterim. - Mustafa Kemal ATATÜRK

    Lider dediğin

    Her kim olursa olsun insanlara değer vermeli

    [​IMG]

    Millete efendilik yoktur. Ona hizmet etmek vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur. - Mustafa Kemal ATATÜRK

    ve mütevazi olmalıdır...

    [​IMG]

    Bu ulusu ben değil içimizdeki ruh, damarımızdaki kan kurtarmıştır. - Mustafa Kemal ATATÜRK

    Lider dediğin

    Önde yürüyen değil, yol gösteren olmalıdır.

    [​IMG]

    Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve
    asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. - Mustafa Kemal ATATÜRK

    Lider dediğin

    Yeri geldi mi sıradan bir asker

    [​IMG]

    Yeri geldi mi Başkomutan olmalıdır...

    [​IMG]

    Memleketin ellide biri değil, her tarafı tahrip edilse, her tarafı ateşler içinde bırakılsa, biz bu toprakların üstünde bir tepeye çıkacağız ve oradan savunma ile meşgul olacağız - Mustafa Kemal ATATÜRK

    Lider dediğin

    Fedakar olmalıdır.

    [​IMG]

    Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milletine canımı vereceğim. - Mustafa Kemal ATATÜRK

    Lider dediğin

    ilkelerine ve sözlerine bağlı olmalıdır.

    [​IMG]

    Ben toprak büyütme meraklısı değilim. Barış bozma alışkanlığım yoktur. Ancak sözleşmeye dayanan hakkimizin isteyicisiyim. Onu almazsam
    edemem. Büyük meclisin kürsüsünden milletime söz verdim. Hatay'ı alacağım. Milletim benim dediğime inanır. Sözümü yerine getirmezsem
    milletimin huzuruna çıkamam. Yerimde kalamam. Ben şimdiye kadar yenilmedim, Yenilmem. Yenilirsem bir dakika yaşayamam - Mustafa Kemal ATATÜRK
     
  16. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
    Lider Dediğin ATATÜRK Gibi Olmalı -2

    Lider dediğin

    Güvenilir ve samimi olmalıdır. Kalbinde ne varsa dilinden de o dökülmelidir.

    [​IMG]

    Ben düşündüklerimi, sevdiklerime olduğu gibi söylerim. Aynı zamanda lüzumlu olmayan bir sözü kalbimde taşımak iktidarında olmayan bir
    adamım. Çünkü ben bir halk adamıyım. Ben düşündüklerimi daima halkın huzurunda söylemeliyim. Yanlışım varsa, halk beni tekzip eder. Fakat
    şimdiye kadar bu açık konuşmada halkın beni tekzip ettiğini görmedim. - Mustafa Kemal ATATÜRK

    Lider dediğin

    Konuşmayı ve

    [​IMG]

    dinlemeyi bilmelidir.

    [​IMG]

    Lider dediğin

    Sorumluluk almayı bilmeli

    [​IMG]

    Mesuliyet yükü her şeyden, ölümden de ağırdır. - Mustafa Kemal ATATÜRK

    Astlarına ve dostlarına sonuna kadar güvenmeli

    [​IMG]

    Benim için ordumuzun kıymetini ifadede ölçü şudur: Türk ordusunun bir kıtası muadilinin behemehal mağlup eder, iki mislini durdurur ve
    tespit eder. - Mustafa Kemal ATATÜRK

    ve başarıyı paylaşabilmelidir

    [​IMG]

    Bir ulus, bir toplum yalnız bir kişinin çabası ile adımcık bile atamaz. - Mustafa Kemal ATATÜRK

    Lider dediğin

    Hedefleri gibi

    [​IMG]

    Zafer zafer benimdir diyebilenin, muvaffakiyet, muvaffak olacağım diye başlayanın ve muvaffak oldum diyebilenindir. - Mustafa Kemal ATATÜRK

    Lider dediğin

    Kavgaları gibi

    [​IMG]

    Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Benim sizden istediğim şey, yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman da, durmadan yürümek,
    yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. - Mustafa Kemal ATATÜRK

    Lider dediğin

    Sevdaları gibi

    [​IMG]

    Biz hayat ve istiklal isteyen bir milletiz. Ve yalnız ve ancak bunun için hayatimizi yok etmeyi göze alırız.- Mustafa Kemal ATATÜRK

    Lider dediğin

    ATATÜRK gibi OLMALI.


    Büyüklük odur ki kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın. Memleket için gerçek ülkü ne ise onu görecek ve o hedefe
    yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, seni yoldan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen burada direneceksin. Önünde sonsuz engeller
    yığılacaktır. Kendini büyük değil, küçük, araçsız hiç telakki edecek, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri asacak, ondan sonra
    sana büyüksün derlerse bunu diyenlere güleceksin. - Mustafa Kemal ATATÜRK

    Oldu mu VATAN

    [​IMG]

    Öldü mü EFSANE olmalıdır !


    Beni görmek demek ille de yüzümü görmek değildir.

    Benim düşüncelerimi, benim duygularımı anlıyorsanız bu yeter.

    Mustafa Kemal ATATÜRK
     
  17. ist balıkcısı

    ist balıkcısı

    Yaş:
    49
    Mesajlar:
    653
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    şeyan olta -surf kamış
    En İyi Avı:
    daha öğrenecek çok şey var
    Atatürk'ün büyük bir titizlikle kurduğu ve bizlere emanet ettiği en büyük eseri Türkiye Cumhuriyeti'nin sonsuza kadar yaşaması, Onun ilke ve inklaplarına sahip çıkma ile olur. Çünkü bu ilke ve inkilaplar Türkiye'nin gelişmesinin yegane çizgisidir. Türk insanına düsen görev önce Atatürk ilke ve inkılaplarını öğrenmek ve onların etrafında kenetlenmek, sonra da tek varlığımız Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar yaşatmaktır. Atatürk ilke ve inkılapları Türk insaninin ülküsü ve idealleridir.
    Atatürk'ü öğrenmek bir bakıma Onun ilke ve inkılaplarını bilmekle baslar. Bu ilkeler:
    1- Cumhuriyetçilik: Türk Milleti'nin hür seçimlere dayanan en uygun yönetim sekli Cumhuriyet'tir seklinde özetlenebilir.

    2- Milliyetçilik: Türk Milleti'nin 2000 yıllık tarihine yakışır bir şekilde millet olma ve yasama ilkesidir. Türk bayrağı altında yaşanan tasada ve kıvançta ayni duyguları paylasan herkesi Türk sayan ilkedir. Böylece milletimizi birleştiren ve kaynaştıran bir ilke konumundadır.

    3- Halkçılık: Türk Milleti'nin yasayan kitlesine halk denir. Çeşitli meslek ve etkinlikleri olan halkımızın el ve gönül birliğiyle çalışıp yurdumuzun kalkınmasını sağlaması demektir. Bütün fertlerimizin birbirine saygılı ve fedakarlık duyguları içinde olmalarını önerir.

    4- Laiklik: Devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil akla ve bilime dayandırılmasıdır. Böylece din ve devlet isleri iki ayrı kurum olarak birbirine zarar vermeden görevlerini sürdüreceklerdir.

    5- Devletçilik: Devletin, halkın rahatı için sosyal ve ekonomik alanlarda üretim ve teşebbüste bulunmasıdır. Özel sektörün yapamadığı zorunlu hizmetleri devlet yapar ve vatandaşa hizmet oturur. Böylece endüstri ve sanayileşmede özel sektörün yanında devlet de bir sektör olarak görev yapar.

    6-İnkılapçılık: Türk Milleti ve Devleti'nin durmadan ilerleyen ülkeler yarışmasına katılmasıdır. Türk toplumu endüstri, bilim, teknoloji, tip ve sanayi gibi her alanda, her turlu gelişmeye yabancı kalmayacak kendini cağın gereklerine göre yenileyecektir.

    Atatürk ilkelerinin amacı Türk insaninin atılgan, yaratıcı, barışçı, birleştirici yapmaktır. Büyük Atatürk hayatta iken kendi de bu ilkeleri uygulamış ve bugünkü Türkiye'yi çağdaş yapan inkılapları sağlamıştır. Kısa bir ömre sığan bu inkılapları Avrupa ancak 200-300 yılda yapabilmiştir. Atatürk, cağımızın gelmiş geçmiş dahi devlet adamlarından biridir. Onun büyüklüğü çok yönlü bir kişiliğe sahip olmasından kaynaklanır. İyi bir kumandan, dahi bir lider, güçlü bir devlet adamı, iyi bir hatip, milletinin bas öğretmeni, koylusunun bas çiftçisi ve esir milletlerin kılavuzudur. Türk inkılaplarının kısa surede başarıya ulaşmasının sırrı buradadır.

    Atatürk inkılapları ile çağdaş bir devlet niteliğine kavuştuk. Dünyada saygınlığımız arttı. Yabancı uyruklulara tanınan kapitülasyon ayrıcalıkları kaldırıldı. Tarımın modernleşmesinde devlet öncü oldu. Bankalar, fabrikalar kuruldu. Sonunda ülkemiz bayındır oldu. Ulusumuz zenginleşti.

    Atam seni sevgi ve rahmetle anıyor ve önünde saygı ile eğiliyoruz.
     
  18. smyrna

    smyrna Sevil Kurtoğlu

    Yaş:
    57
    Mesajlar:
    7.772
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    olacak inşallah
    Ahmet kardeşim sana sonsuz teşekkürler.En büyük eksiğimiz tamamlandı artık. Müthişsiniz arkadaşlar.
     
  19. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
    KIRMIZI KARANFİL

    Mustafa Kemal'in az bilinen,
    "cok masum bir gonül hikâyesi"

    Selanik'te ogrenci iken, Nadire diye bir komsu kizi varmis.
    Cigerlerinden hasta olan bu kiz Mustafa'ya pek hayranmis.
    Her gecisinde pencereye kosar,
    ona bakarken yüzünü al basarmis.
    Bir gün komsu kizi Hatice'ye acilmis:
    "Mustafa Bey, oteki arkadaslarina hic benzemiyor" demis.
    Bu gizli sevdayi Mustafa'ya hissettirmeye karar vermisler.
    Hatice, Zübeyde hanimlarin evine girer cikarmis.
    Bir cuma, ailece oturmaya gitmisler.
    Mustafa evde yokmus.
    Hatice, üst kattan bir sey getirmesi istendiginde
    aklindaki plani uygulamaya koymus.
    Sofadan gecerken, saksi icindeki kirmizi karanfillerden
    birini gizlice koparmis. Mustafa'nin üst katta soldaki
    yatak odasina dalmis.
    Karyolasinin basucundaki masanin üzerinde
    acik duran tarih kitabinin üzerine karanfili birakmis.
    Korkudan titreyerek kosar adim asagi inmis.
    Cicegin Nadire'den geldiginin anlasilacagina eminmis.
    * * *
    Az sonra Mustafa eve gelmis.
    Zübeyde Hanim'in ve Hatice'nin annesinin ellerini opmüs.
    Hatice'nin de elini sikmis.
    O donem Türkler arasinda el sikma âdeti olmadigindan
    Hatice sasirmis biraz...
    Zaten gizlice biraktigi cicekten dolayi pek heyecanliymis.
    Mustafa bu heyecani hissetmis;
    gozlerini Hatice'nin gozlerine dikmis.
    Kücük kiz ne yapacagini bilememis.


    Mustafa "Ders calismam lazim" deyip yukari cikmis.
    Cikar cikmaz da tekrar asagi indigi ayak seslerinden
    anlasilmis.

    Hatice kalbinin duracagini hissetmis.
    Cünkü, geldiginde Mustafa'nin elinde o kirmizi karanfil varmis.
    "Bu cicegi benim kitabimin arasina kim koydu?"
    diye bagiracak diye cok korkmus Hatice...
    "Ben ettim, sen etme" der gibi bakmis ona...
    Mustafa, Hatice'yi müstehzi gozlerle süzdükten sonra
    disari cikmis.
    Hatice hemen gidip olanlari Nadire ablasina anlatmis.
    "Olüyordum korkudan. Bir daha beni boyle islere sokmayin"
    diye yalvarmis.
    Nadire, ciceginin adresine ulasmasinin keyfiyle beklemeye baslamis.
    * * *
    Aradan epey bir zaman gecmis.
    Bir gün Hatice, Zübeyde Teyze'sinin kendisini
    oglu Mustafa'ya istedigini ogrenmis.
    Ama Hatice'nin annesi, Mustafa asker olup uzaklara
    gidecek diye bu izdivaca yanasmamis.
    Konu kapanmis.
    Mustafa, Harbiye'de okumak icin İstanbul'a gitmis.
    Lakin annesine gonderdigi her mektubun altina
    "Hemsiremiz Hatice Hanim'a da mahsus selamlar ederim"
    cümlesini eklemeyi hic ihmal etmemis.
    Harbiye'den erkâniharp yüzbasisi olarak ciktiginda
    Hatice'yi yeniden istetmis.
    Bu kez Hatice'nin ailesi razi olmak üzereyken
    sarayda calisan bir ahbaplari onlari uyarmis:
    "Ben, onun hakkinda saraya gelen jurnalleri okudum.
    İstikbali cok karanlik. Aman uzak durun" demis.
    Hatice'nin annesi, kizini alelacele bir baskasiyla evlendirmis.
    * * *
    Yillar gecmis.
    Mustafa Kemal, "Atatürk" olmus
    Evlenip coluk cocuga karisan Hatice,
    yasadiklarini 1920'lerde bir kis günü,
    Kocaeli'nde Maarif Müdürü olan apartman komsusu
    Münir Hayri Bey'e anlatmis.
    Münir Hayri, daha sonra sinema tahsili icin yurtdisina gitmis.
    Dondügünde Atatürk kendisinden hayatini perdeye
    yansitacak bir senaryo yazmasini istemis.
    Senaryonun esaslarini da bizzat dikte ettirmis.
    "Filme baska neler koymaliyiz?" diye sordugunda
    Münir Hayri, biraz da cekinerek,
    "Her filmde kadin ve ask unsuru aranir,
    bilmem nasil emredersiniz" demis ve
    yillar once Hatice'den dinledigi hikâyeyi Atatürk'e nakletmis.
    Hatirlamis Atatürk; gülmüs:
    "Ben, Hatice'nin o karanfili kendi hesabina
    koydugunu sanmistim" demis.
    Ve devam etmis:
    "Hatice zekâsi, güzelligi ve terbiyesiyle ornek bir kadindi.
    Her vakit hayatimin en degerli hatiralari arasinda kalacaktir."
    Sonra Nadire'yi de hatirlamis:
    "O kizcagizi da bir kâtiple evlendirdiler.
    Sonra da oldü."
    * * *
    Birkac gün düsündükten sonra
    Münir Hayri'yi yeniden cagirmis Atatürk:
    "Tamam" demis; "Bizim cocukluk hikâyesini filme koyalim.
    Yalniz Hatice'nin ismini koymayalim.
    Bu, cok masum ve hic de serefsiz olmayan bir hikâyedir,
    ama belki Hatice'nin torunlari filan istemezler."


    Münir Hayri'nin senaryosu
    "Ben Bir İnkilap Cocuguyum" adini tasiyordu;
    Atatürk rahatsizlandigi icin cekilemedi.


    Hatice mi?
    Son sürpriz de bu:
    Hatice Hanim milletvekili secildi ve Meclis'e girdi.
    Torunlari hayatta midir acaba?

    CAN DUNDAR
     
  20. ALP

    ALP ALP

    Mesajlar:
    482
    Şehir:
    istanbul
    MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VECİZELERİ

    Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.


    Cumhuriyeti,ve onun gereklerini yüksek sesle anlatınız.Bunu yüreklere yerleştirmek için elverişli olan hiçbir durumu kaçırmayınız.

    Bu memleket tarihte Türktü, halde Türktür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır.1923

    Ben,Türk ufuklarından bir gün mutlaka bir güneş doğacağına, bunun hararet ve kuvvetinin bizi ısıtacağına, bundan bize bir güç çıkacağına o kadar emindim ki, bunu âdeta gözlerimle görüyordum. 1937

    Cumhuriyet ahlak üstünlüğüne dayanan bir ülküdür;Cumhuriyet erdemdir.

    Millî egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok olur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmağa mahkûmdurlar. 1929

    Milletimiz din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete maliktir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet, milletimizin kalb ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz.1923

    Bizce: Türkiye Cumhuriyet anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en muhterem mevkide, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir mevcudiyettir. Memleket dayanışma isteyen bir birliğe muhtaçtır. Alelâde politikacılıkla milleti parçalamak, hıyanettir.1925

    Yeni nesil, en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır. 1924

    Türk milleti kahramanlıkta olduğu kadar, istidat ve liyakatte de bütün milletlerden üstündür. Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve bağımsızlık fikrinin ölmez âbidesidir. Bu eseri meydana getiren bir milletin evlâdı, bir ordunun Başkumandanı olduğumdan daima mesut ve bahtiyarım. 1927

    Hiçbir sözümde milletime karşı geri alma durumunda kalmadım. Onları söylerken bir hayal peşinde koşan gibi, hayal şakıyan bir şair gibi değil, onları söylemekliğim bu milletteki kabiliyet unsurlarını bilmekliğimden idi.1923

    Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım. O, esaret ve aşağılığı kabul etmez.1919

    Türk milletinin istidadı ve katî kararı medeniyet yolunda, durmadan, yılmadan, ilerlemektedir.

    Türk köylüsünü 'Efendi' yerine getirmedikçe memleket ve millet yükselemez İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri, devlet işleri görülemez; millet ve devlet şeref ve bağımsızlığı temin edilemez.1927

    Mesuliyet yükü herşeyden, ölümden de ağırdır.1915

    Dünya üzerinde yaşamış ve yaşayan milletler arasında demokrat doğan yegâne millet Türklerdir. 1937

    Türk, esaret kabul etmeyen bir millettir. Türk milleti esir olmamıştır. Ben gerektiği zaman en büyük hediyem olmak üzere Türk milletine canımı vereceğim.1937

    Dolayısıyla ya istiklâl, ya ölüm! 1920.