Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk Köşesi

Konu, 'Genel Konular' kısmında tolkien tarafından paylaşıldı.

  1. Çıktık açık alınla on yılda her şavaştan;
    On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan.
    Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan;
    Demir ağlarla ördük Ana yurdu dört baştan.

    Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,
    Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri
    .
     
  2. Bir hızla kötülüğü, geriliği boğarız;
    Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız.
    Türk'üz, bütün başlardan üstün olan başlarız;
    Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız.

    Türk'üz, Cumhuriyetin göğsümüz tunç siperi,
    Türk'e durmak yaraşmaz,Türk önde,Türk ileri!
     
  3. AYDINDH

    AYDINDH Aydın

    Mesajlar:
    648
    Şehir:
    Adana
    [​IMG]
     
  4. ANILARLA ATATÜRK

    HAPI YUTARDI

    Atatürk Galatasaray Lisesi'nde öğrencilerden birine sordu:
    -Nil olmasaydı, Mısır ne olurdu?
    Öğrenci,çabuk yanıt vermek için boş bulunup:
    -Hapı yutardı...dedi.
    Bu yanıt Atatürk'ün hoşuna gitti.Öğrenciye on numara verdi.

    YURDUMUN TOPRAĞI TEMİZDİR

    Kral Edvard İstanbul'a geldiği zaman,yatından bir motora binerek Dolmabahçe Sarayına yanaştı.
    Atatürk rıhtımda onu bekliyordu.Deniz dalgalıydı.Kralın bindiği motor,inip çıkıyordu.
    İmparator rıhtıma çıkmak istediği bir sırada,eli yere değerek tozlandı.
    O sırada Atatürk elini uzatmış bulunuyordu.
    Bunu gören Kral bir mendille elini silmek istediği zaman Atatürk:
    -Yurdumun toprağı temizdir,o elinizi kirletmez,diyerek Kralı elinden tutup rıhtıma çıkardı.

    DEVRİM BİR ANDA OLUR YA DA OLMAZ

    Atatürk yazı devrimini gerçekleştirmişti.
    Yaşlı,genç,kadın,erkek tüm yurttaşlar yeni harfleri öğrenmek için gece gündüz kurslara gidiyorlardı.
    Devrimi izleyen iki yıl içinde bir buçuk milyon vatandaş okur yazar olmuştu.
    yazı devriminin en dikkate değer yanı,Atatürk'ün bu devrimin yerleşmesinde en ufak bir ihmali bile kabul etmemiş olmasıdır.
    Örneğin bazı kimseler kendisine:
    -Paşam,ilkokulların ilk sınıflarından itibaren yeni harflerle öğretime başlayalım.
    O kuşakla birlikte ortaokulu,liseyi ve üniversiteyi izletelim,diyorlardı.
    Atatürk bu görüş ve düşüncelerin hiçbirisine yanaşmadı. -Devrim ya bir anda olur,yada hiç olmaz,dedi.

    YAPACAKLARIMDAN SÖZ EDİN

    Bir soruşturma dolayısıyla,Atatürk'ün başardığı işlerden Vasıf Çınar söz açmıştı.
    Kendisine Sordu:
    -Sizin en büyük eseriniz hangisidir?
    Atatürk'ün kısa cevabı şu olmuştu:
    -Benim yaptığım işler,biri ötekine bağlı gerekli olan işlerdir.Fakat,bana yaptıklarımdan değil,
    Yapacaklarımdan söz edin.

    BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK

    Yazı devriminden sonra(1928),Atatürk'ün kara tahta başındaki resmi görülünce,O'na "başöğretmen" denilmeye başlanmıştı.
    Aslında,adlandırmada geç kalınmıştı.
    Kurtuluş Savaşı'ndan hemen sonra,bir İstanbul gazetecisi kendisine şöyle bir soru yöneltmişti:
    -Yurdu kurtardınız.Şimdi ne yapmak istrerdiniz?
    Hiç duraklamadan şu cevabı vermişti:
    -Milli Eğitim Bakanı olarak Türk Kültürünü Yükseltmeye çalışmak,en büyük amacımdır.
    Ondan sonra Atatürk nerede görünse,mutlaka orada bir okula girer,öğretmen ve öğrencilerle konuşurdu.
    Birgün Atatürk'ün yolu köy okuluna düştü.Tek sınıflı okulda bir genç öğretmen ders veriyordu.
    Atatürk sınıfa girince,öğretmen kürsüsünü terk etti.
    Atatürk:
    -Hayır,yerinizde oturunuz ve dersinize devam ediniz,dedi.Eğer izin verirseniz,bizde sizden faydalanmak isteriz.Sınıfa girdiği zaman,Cumhurbaşkanı bile öğretmenden sonra gelir.
     
  5. [​IMG]
     
  6. AYDINDH

    AYDINDH Aydın

    Mesajlar:
    648
    Şehir:
    Adana
    Atatürk'ün yolunda, Cumhuriyetimizin sarsılmayan ve yılmayan bekçileriyiz...
     
  7. 3.000 . mesajım yakışır olsun

    Mustafa Kemal AtatürkMustafa Kemal,yüreklerimizde ki sevgi,
    Kanımızda ki kıvılcım,
    Canımızda ki ruh,
    Dilimizde ki hece,
    Alnımızda ki gurur,
    Mustafa Kemal bir büyük dava...

    Mustafa Kemal,yücelerde bir bayrak,
    Gönüllerde taht,
    Dillerde marş,
    Cumhuriyete ad,
    Ulusumuza rehber...

    Mustafa Kemal,geleceğimizin umudu,
    Çağdaş uygarlığın sönmeyen yıldızı,
    Mustafa Kemal özgürlüğümüz,
    Çocuklarımız,gençliğimiz,
    Mustafa Kemal herşeyimiz...

    Mustafa Kemal,yolumuzda ki aydınlık,
    İçimizde ki ışık,
    Ruhumuzda ki enerji,
    Türkün sonsuza dek sürecek sevdası,
    Mustafa Kemal Atamız,en büyük TÜRK,
    Mustafa Kemal ATATÜRK...
     
  8. AYDINDH

    AYDINDH Aydın

    Mesajlar:
    648
    Şehir:
    Adana
    Mustafa Kemal Atatürk'ün yolunda nice 3000 mesajlara....:)
     
  9. smyrna

    smyrna Sevil Kurtoğlu

    Yaş:
    57
    Mesajlar:
    7.772
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    olacak inşallah
    Türk Milletini Oluşturan Müslüman Unsurlar (Ögeler) Hakkında
    1 Mayıs 1920

    Efendiler, meselenin bir daha tekrarlanmaması ricasiyle bir iki noktayı arz etmek isterim: Burada istenilen ve Yüce Meclis’imizi oluşturan kişiler, yalnız Türk değildir, yalnız Çerkez değildir, yalnız Kürt değildir, yalnız Lâz değildir. Fakat hepsinden oluşmuş İslâm ögeleridir. Samimî bir topluluktur. Bundan dolayı, bu yüce heyetin temsil ettiği, hukukunu, hayatını, şeref ve şanını kurtarmak için karar verdiğimiz emeller, yalnız bir İslâm unsuruna ait değildir. İslâmi unsurlardan oluşmuş bir kütleye aittir.

    Bunun böyle olduğunu hepimiz biliriz. Hep kabul ettiğimiz esaslardan birisi ve belki birincisi olan, sınır meselesi tâyin ve tespit edilirken, millî sınırımız İskenderun’un güneyinden geçer, doğuya doğru uzanarak Musul’u, Süleymaniye’yi, Kerkük’ü içine alır. İşte millî sınırımız budur dedik! Halbuki Kerkük’ün kuzeyinde Türk olduğu gibi Kürt de vardır. Biz onları ayırmadık. Bundan dolayı korunması ve savunmasıyla uğraştığınız millet doğal olarak bir ögeden ibaret değildir.

    Çeşitli İslâmî ögelerden oluşmuştur. Bu toplumu oluşturan her bir İslâm ögesi, bizim kardeşimiz ve çıkarları tamamiyle ortak olan vatandaşımızdır ve yine kabul ettiğimiz esasların ilk satırlarında bu çeşitli İslâmî unsurlar ki; vatandaştırlar, birbirine karşı, karşılıklı saygı ile uyumludurlar ve birbirlerinin her türlü hukukuna, ırkî, sosyal, coğrafî hukukuna daima uyumlu olduğunu tekrar ettik ve doğruladık ve hepimiz bugün içtenlikle kabul ettik.

    Bundan dolayı çıkarlarımız ortaktır. Kurtarılmasına karar verdiğimiz birlik, yalnız Türk, yalnız Çerkez değil hepsinden oluşmuş bir İslâm ögesidir. Bunun böyle kabul edilmesini ve yanlış anlamaya meydan verilmemesini rica ediyorum.



    Kaynak: www.atam.gov.tr
     
  10. ALP

    ALP ALP

    Mesajlar:
    482
    Şehir:
    istanbul
    MUSTAFA KEMAL ATATÜRK diyorki

    Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir. 1906

    Ben askerliğin herşeyden ziyade sanatkarlığını severim. 1912

    Savaş için düşmanı ordugahımızda beklemektense, onu uzaktan karşılamak yeğdir. 1914

    Tarih bir milletin kanını, varlığını hiçbir zaman inkar edemez. 1919

    Bütün ümidim gençliktedir. 1919

    Bizim görüşümüz -ki halkçılıktır-kuvvetin, kudretin, egemenliğin, yönetimin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır. 1920

    Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunamaz. 1920

    Büyük Türk ordusu! Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz ve daha sağlam bir askere rastgelinmemiştir. 1921

    Hürriyet ve istiklal benim karakterimdir. 1921

    Hiçbir zafer amaç değildir. Zafer, ancak kendisinden daha büyük bir amacı elde etmek için belli başlı bir vasıtadır. 1921

    Millete efendilik yoktur. Hizmet vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur. 1921

    Basın milletin müşterek sesidir. Başlıbaşına bir kuvvet, bir okul, bir öncüdür. 1922

    Tam bağımsızlık, ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür. 1922

    Yarım hazırlıkla, yarım tedbirle taarruz, hiç taarruz etmemekten daha fenadır. 1922

    Bayrak bir milletin bağımsızlık alametidir. Düşmanın da olsa hürmet etmek lazımdır. 1922

    Eğitim işlerinde behemahal muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin hakiki kurtuluşu ancak bu surette olur. 1922

    Her çiftçi ailesinin geçineceği ve çalışacağı toprağa sahip olması mutlaka lazımdır. Vatanın sağlam temeli ve bayındır hale getirilmesi bu esastadır. 1922

    "Zamanın değişmesi ile hükümlerin değişmesi inkar olunamaz" kaidesi adalet sistemimizin temel taşıdır. 1922

    Türkiye' nin gerçek efendisi, hakiki üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstehak olan köylüdür. 1922

    Okulun vereceği ilim ve irfan sayesindedir ki Türk Milleti, Türk Sanatı, Ekonomisi, Türk Şiir ve Edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir. 1922

    Okul, genç beyinlere insalığa saygıyı, millet ve ülkeye sevgiyi, bağımsızlık onurunu öğretir. 1922

    Biz barış istiyoruz dediğimiz zaman tam bağımsızlık dediğimizi herkesin anlaması gerekir. 1923

    Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir. 1923

    Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner. 1923

    Memleket mutlaka modern medeni ve yeni olacaktır. Bizim için bu hayat davasıdır. 1923

    Yeni Türkiye Devleti temellerini süngüyle değil, süngünün de dayandığı ekonomi ile kuracaktır. Yeni Türkiye Devleti cihangir bir devlet olmayacaktır. Fakat yeni Türkiye Devleti bir ekonomi devleti olacaktır. 1923

    Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki tekniğin gerektirdiği şeyleri yapmaz, itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur. 1923

    Devrim yasası, eldeki yasaların üstündedir. Bizi öldürmedikçe, bizim kafalarımızdaki akımı boğmadıkça, başladığımız devrim ve yenilik bir an bile durmayacaktır. Bizden sonraki dönemlerde de böyle olacaktır. 1923

    Büyük başarılar, değerli anaların yetiştirdikleri seçkin çocukların yardımıyla meydana gelir. 1923

    Toplumdaki başarısızlığın sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ihmal ve kusurdan doğmaktadır. 1923

    Kadınlarımız erkeklerden daha çok aydın, daha çok verimli, daha çok bilgili olmak zorundadırlar. 1923

    Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak! 1923

    Bizim dinimiz, ulusumuza, değersiz, miskin ve aşağı olmayı salık vermez. Tersine Allah da, Peygamber de insanların ve ulusların onur ve şereflerini korumalarını buyuruyor. 1923

    Kılıç ve saban; bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima mağlup oldu. 1923

    Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. 1923

    Bu memleket dünyanın beklemediği, asla umut etmediği ayrıcalıklı bir varoluşa sahne oldu. Bu sahne en az 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Beşik doğanın rüzgarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk doğanın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk doğanın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu sonra onlara alıştı; Onların oğlu oldu. Birgün o doğa çocuğu, Doğa oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu... Türk budur. YIldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.

    Dünyada herşey için, medeniyet için, hayat için, başarı için, en hakiki mürşit bilimdir, fendir. 1924

    Bütün dünya bilsin ki, benim için bir yandaşlık vardır: Cumhuriyet yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı. Bu noktada yeni Türkiye topluluğunda, bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum. 1924

    Savaş zaruri ve hayati olmalıdır. Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş bir cinayettir. 1924

    Türk milletinin istidatı ve kati kararı medeniyet yolunda durmadan, yılmadan ilerlemektir. 1924

    Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare, cumhuriyet idaresidir. 1924

    Yeni kuşak, en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır. 1924

    Öğretmenler! Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli muhafızlar ister. Yeni nesli bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir. 1924

    Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. 1925

    Zafer "Zafer benimdir" diyebilenindir. Başarı "Başaracağım" diye başlayanın ve "Başardım" diyebilenindir. 1925

    Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre malik olmak, seçtiği dinin icaplarını yapmak ve yapmamak hak ve hürriyetlerine maliktir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz. 1925

    Tüketici yaşamak iyi değildir. Üretici olalım. 1925

    Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkilapların amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağımıza uygun ve bütün mana ve biçimiyle uygar bir toplum haline değiştirmektir. 1925

    Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca, hürriyet ve istiklale sembol olmuş bir milletiz. 1927

    Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. 1927

    Bombasırtı olayı (14 Mayıs 1915) çok önemli ve Dünya savaş tarihinde eşine rastlanması mümkün olmayan bir olaydır. Karşılıklı siperler arası 8 metre, yani ölüm kesin. Birinci siperdekilerin hepsi kurtulmamacasına düşüyor. İkinci siperdekiler yıldırım gibi onların yerlerine gidiyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğuk kanlılıkla biliyormusunuz? Bomba, şarapnel, kurşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir cekinme bile göstermiyor. Sarsılma yok. Okuma bilenler Kur' an-ı Kerim okuyor ve cennete gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenlerse Kelime-i şahadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar. Sıcak cehennem gibi kaynıyor. İşte bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan tebriğe değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale savaşlarını kazandıran bu yüksek ruhtur.
     
  11. taraf_team_38

    taraf_team_38 Tolga

    Mesajlar:
    150
    Şehir:
    kayseri
    Favori Kamış:
    hertürlü av malzemeleri
    En İyi Avı:
    1- 60 kg kız arkm :) / 2 - 6.400 gr Turna (Kayseri) 3 - 7kg Sazan (Nevşehir)
    Ulu önder Atatürkün Kurduğu Bu Laik Devlet Bir Kaç çikarcilar Tarafindan Batirilamaz!........
     
  12. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
    Teşekkürler Can

    Ne Mutlu Türküm Diyene
     
  13. svergie-06

    svergie-06

    Yaş:
    45
    Mesajlar:
    98
    Şehir:
    stockholm
    Favori Kamış:
    olta
    Emeklerin icin tesekkurler hele bu zamanlarda.
     
  14. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
  15. KRAL_BALIKÇI

    KRAL_BALIKÇI

    Yaş:
    62
    Mesajlar:
    3.893
    Ellerinize sağlık.BU VATAN BİZİMDİR,BİZİM KALACAK
     
    Son düzenleme: 30 Nisan 2007
  16. passion

    passion

    Mesajlar:
    1.117
    Şehir:
    izmir
    Favori Kamış:
    olta
    [​IMG]
     
  17. serhatcenk

    serhatcenk

    Mesajlar:
    1.027
    [​IMG]
     
  18. passion

    passion

    Mesajlar:
    1.117
    Şehir:
    izmir
    Favori Kamış:
    olta
    [​IMG]

    Arkadaşlar BAŞ KOMUTANIMIZ ATATÜRK ün bir kaç resmini eklemeye calıştım....inşallah doğru eklemişimdir...
     
    Son düzenleme: 30 Nisan 2007
  19. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
    Kartal Bakışlı Deha

    Kartal Bakışlı Deha


    http://www.metacafe.com/watch/462784/

    Arkadaşlar sesli dinleyin !!!!!

    Ey Mavi Gözlü Dev..1923'ün rövanşını asla hiç kimse alamayacak.. sen rahat uyu!!!
     
    Son düzenleme: 30 Nisan 2007
  20. Atatürk'ün Türk Birliği

    1933 yılı 29 Ekim gecesi, herkes Cumhuriyet'in 10. yılını kutluyor. Atatürk o sırada Türk Ocağı'nda yabancı diplomatlara yemek veriyor, davetliler gecenin ilerleyen saatlerinde birer ikişer dağılırlar, Atatürk yakın arkadaşları Salih Bozok, Kılıç Ali, Nuri Conker'i kastederek "Bizimkiler nerede ?" diye sorar, Tevfik Rüştü Aras (Atatürk'ün dışişleri bakanı) Ziraat Bankası salonundaki baloda olduklarını söyler.

    Hep beraber Ziraat Bankası'nın balo salonuna giderler. İçerisi tıklım tıklımdır, Atatürk gelince herkes alkışlar, "Yaşa Gazi Paşam" şeklinde tezahürat yapar. Atatürk halkıyla sohbet etmeyi çok sevdiği için sandalye ve masa ister ki isteyenler ona sorularına sorabilsinler. Soru sormak için gelen kişilerden biri Zeki isimli 25 yaşlarında bir doktordur. Şunu sorar;

    -Gazi paşam ! Saltanatı kaldırdık, hilafeti meclisin manevi şahsiyetinin içine aldık; bunlar yapılana kadar bir milletin ideali olabilirler. fakat, yapıldıktan sonra yeni bir düzen kurulur ve işler... Onun iyi işlemesi, kötü işlemesi, ideal değildir, iyi işlemesini sağlamaya mecburuz ! Yaptığımız öteki devrimler de yapıldığı an ideal olmaktan çıkar. Artık ideallerimiz, yaşadığımız gerçekler haline dönüşmüştür. iyi ya da kötü sonuç vermesi bizim sorumluluğumuzun sonuçlarını belirler.

    Ama bir de Milletlerin babadan-oğula sıçrayan uzun vadeli idealleri vardır. Siz bize böyle bir ideal aşılamadınız ! Yahut benim bundan haberim yok ! Bunu bize açıklar mısınız Gazi Hazretleri ?

    Atatürk bu soruya şöyle cevap verir;

    -Bunlar vicdanımıza yazılmış gerçeklerdir; konuşulmaz, yaşanır !

    Elbet bu milletin bir ülküsü olacaktır ama bu ülküler devletler tarafından açıklanmaz; Millet tarafından yaşanır ! Nasıl, bakarken gözlerimizi görmüyor, onunla herşeyi görüyorsak, Ülkü de onun gibi, farkında olmadan vicdanlarımızda yaşar ve herşeyi ona göre yaparız... Ben Devlet Başkanıyım ! Sorumluluklarım vardır ! Bu sorumluluklarım altında konuşamam ! Bu konuda genç arkadaşlarımla ayrıca konuşacağım.

    Sonra Atatürk halkın Cumhuriyet bayramını tekrar kutlar ve Dr. Zeki’yi yanına alarak Genel Müdür’ün odasına çıkar. Atatürk’ün arkasında duvarda bir Türkiye haritası vardır. Karşısında oturan Dr. Zeki’ye :

    -Benim arkamdaki haritayı görüyor musun ?
    -Evet Paşam.
    -O haritada Türkiye’nin üstüne abanmış bir blok var, Onu da görüyor musun ?
    -Evet, görüyorum Paşa Hazretleri
    -Hah. İşte o ağırlık benim omuzlarım üstündedir. Omuzlarım üstünde olduğu için, Ben Konuşamam !

    Düşün bir kere.. Osmanlı imparatorluğu ne oldu ? Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ne oldu ? Daha dün bunlar vardılar.. Dünyaya hükmediyorlardı ! Avrupa’yı ürküten Almanya’dan bugün ne kaldı ?.. Demek hiçbir şey sür-git değildir ! Bugün ölümsüz gibi görünen nice güçlerden, ileride belki pek az birşey kalacaktır. Devletler ve Milletler, bu idrakin içine olmalıdırlar.

    Bugün Sovyetler Rusya dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir.. Devlet olarak bu dostluğa ihtiyacımız var ! Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı İmparatorluğu gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi parçalanabilir ! Bugün elinde sımsıkı tuttuğu Milletler, avuçlarından sıyrılabilirler.. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir !.

    İşte o zaman Türkiye, ne yapacağını bilmelidir !

    Bizim bu dostumuzun yönetiminde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onları arkalamaya hazır olmalıyız !

    “Hazır olmak” yalnız o günü susup beklemek değildir, “hazırlanmak lazımdır”. Milletler, buna nasıl hazırlanırlar ? Manevi köprülerini sağlam tutarak ! Dil bir köprüdür, inanç bir köprüdür, tarih bir köprüdür ! Bugün biz , bu toplumlardan dil bakımından, gelenek, görenek, tarih bakımından ayrılmış, çok uzağa düşmüşüz!. Bizim bulunduğumuz yer mi doğru, onlarınki mi ? Bunun hesabını yapmakta fayda yoktur !. Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz; Bizim, onlara yaklaşmamız gerekli...

    Tarih bağı kurmamız lazım.. Folklor bağı kurmamız lazım .. Dil bağı kurmamız lazım..
    Bunları kim yapacak ?
    Elbette Biz..
    Nasıl yapacağız ?.
    İşte görüyorsunuz , “Dil Encümenleri” , “Tarih Encümenleri” kuruluyor
    Dilimizi, onun diline yaklaştırmaya, tarihimizi ortak payda haline getirmeye çalışıyoruz. Böylece, birbirimizi daha kolay anlar hale geleceğiz. Bir sevgi parlayacak aramızda, tıpkı bir vücut gibi, kaderde ve mutlulukta birbirimizi duyacağız ve arayacağız. Ortak bir dil amaçladığımız gibi, ortak bir tarih öğretimiz olması gerekli.. Ortak bir mazimiz var, bu maziyi, bilincimize taşımamız lazım. Bu sebeple okullarda okuttuğumuz tarihi Orta Asya’dan başlattık ! Bizim çocuklarımız, orada yaşayanları bilmelidirler. Orada yaşayanlar da bizi bilmeli..

    İşte bunu sağlamak için de “Türkiyat Enstitüsü”nü kurduk. Kültürlerimizi, bütünleştirmeye çalışıyoruz ! Ama bunlar, açıktan yapılmaz ! Adı konarak yapılacak işlerden değildir. Yanlış anlaşılabildiği gibi, savaşlara da sebep olabilir. Bunlar, Devletlerin ve Milletlerin derin düşünceleridir.

    İşitiyorum: Benim dil ve tarih ile uğraştığımı gören kısa düşünceli bazı vatandaşlarımız; “Paşanın işi yok ! Dil ile Tarih ile uğraşmaya başladı” diyorlarmış. Yağma yok !. Benim işim başımdan aşkın. Ben bugün çağdaş bir Türkiye kurmaya ne kadar çalışıyorsam, yarının Türkiye’sinin temellerini de atmaya o kadar dikkat ediyorum.

    Bu yaptıklarımız, hiçbir millete düşmanlık değildir.

    Barıştan yanayız, barıştan yana kalacağız !
    Ama durmadan değişen dünyada, yarının muhtemel dengeleri için hazır olacağız.
    Bunları sana, akıllı bir genç olduğun için söylüyorum. Açıktan söylemiyorum, kulağına söylüyorum.. Sen bil, gerekçesini kimseye söylemeden böyle davran, çevrenin de böyle davranması için gerekeni yap ! İdealler konuşulmaz, yaşanır !
    İşte senin sorunun karşılığını da böylece vermiş oldum !

    Gece ilerlemişti. Atatürk arkadaşları ile birlikte, bulvara çıktığı zaman, taze bir sabah Ankara göklerinde ışımaya başlamıştı.

    *Olay İhsan Sabri Çağlayangil’den dinlenmiş, Sebati Ataman, Kılıç Ali, Tevfik Rüştü Aras, Hikmey Bayur tarafından doğrulanmıştır.
    Kaynak: Atatürk'ün Avrasya Devleti/ İsmet Bozdağ