Arkadaşlar malesef gölyazı bölgesinde balık durumu hiç iç açıcı değil belki mevsimi geçti ama yerel balıkçılarda birşey alamıyorlar.Her geçen sezon bi öncekini aratır oldu belkide seneye hiç balık kalmayacak gölde.Ama biz bunu hak ettik bu zamana kadar hep tükettik hep tükettik hiç şans tanımadık doğaya biz hak ettik ama balıklar hak etmedi bunu.Dünyadaki en vahşi en saldırgan en acımasız yaratık insanoğlu dünyanın içine ettik.Ama bizim kafamıza her zaman olduğu gibi herşey bitince dank ediyo allah sonumuzu hayır etsin.Hepimize rasgele diyemiyorum ,bu seferde balıklara rasgele uğramayalım yanlarına elimiz boş dönelimki çocuklarımızada kalsın lütfen
Nereden duydum hatırlamıyorum, şöyle bir söz hatırladım yazınızı okuyunca: "Yok olduğunda doğanın dengesine zarar vermeyecek ve hatta üzerine fayda sağlayacak tek varlık insan neslidir."
Bu lafın altına bende hiç düşünmeden imzamı atarım. Zaten çevreyi kirleten insandan başka bir canlı varmıdır? Hiç bir tilkinin, tavşanın yada ayının naylon poşetlerini çevreye savurduğunu veya kimyasal gübre yada hormon üretip kullandığını gören duyan oldu mu?
Osman KARATEPE kardeşime Allahın izniyle doğa belli bir zamandan sonra kendini yeniler,orada balık omadığını görünce kimse gitmez ve bir kaç yıl sonra eskisinden güzel olur inşaallah,fakat bu süreci hızlandırmak elimizde yeni yapılan barajlarda olduğu gibi orayada yavru balık atılamazmı hem de çeşitli olarak atılırsa hem oradan ekmek yiyen insanlar rızkını temin eder hemde amatör balıkçılar zevkini alır yetkililere duyurulur(rastgele)
merhaba dostlar mayıs ayında bursadan gelirken uğradım gölyazıya keşke uğramaz olaydım.tezgahlarda koca koca sazanlar ,yayınlar alenen satılıyor hiç kimsede yasak kardeşim demiyor .ondan sonra sonuç ortada. hadi rastgelsin bol şansss
Kanimca insanin doganin uyumunda tek yetkisi ve islevi mana yaratabilmesidir. Akil,konusma, alet yaratma ve kullanma becerisi hep ona mana yaratabilmesi ve o mananin geregini yerine getirebilmesi icin verildigine inaniyorum. Bizler mana yaratarak aksayanin yardimina kosmak, her seyi layikiyla ogrenip , varliga sahip cikmak ve onu daha ileri goturup , koruma isleviyle aslen mutlu ve uyumlu oluruz. Ancak insan manayi kendi manasi olarak algilar, kendi manasinin pesine duserse yaratacagi koca bir uluzyonda, bir formatta tutsakliktan baska hic bir sey olmaz. Boylesi bir insan doganin icinde virus ne ise o dur .Yasami icin gerekli maddi, manevi butun faktorleri yok etmeye programlanmis gibidir. Dualist bir mantikla hayatta kalma oyununa saplanmistir. Gercek korkularin yerini kactigi gecmisten urettigi gelecek ongorumune yersiz kaygilar doldurmustur.Bu hayalet kaygilari yok etmeye calismakla degerli yasamini harcar. Ancak bu saplantida buldugu daha buyuk kaygilar yaratmaktan baska hic bir sey degildir.Bu dongunun icinde iradesizmiscesine cakili, icten ice mutsuz ve yalan olduguna inanir. Insan mananin gucunu identity(kimlik) denilen formati yaratmak ve korumak yolunda kullanacagina, asli gorevi olan manayi icinde ve disinda yaratarak mutluluga ve uyuma ilham olmak,aksayanin yardimina kosmak, her seyi layikiyla ogrenmeye calismak, ogrendigiyle de , varliga sahip cikmak ve onu daha ileri goturup , korumak yolunu secerse sadece kendi yasamsal hazzini bulmakla kalmayacak, cevresine de boylesi bir uyumu yayacaktir.Bu yuzden insanin bu dunya da sadece degil bu evren de cok yuksek onemi vardir. Ancak bir virus gibi hareket ederek, pek cok canlinin ve hatta yasadigi yuvasi dunyanin sonu olmayi secmekte ona bahsedilmis hurriyetlerden biridir.Fakat bu egoizmin bagisladigi korlukle bugune kadar sectigi boylesi bir secimin aslinda her seyin sonunun degil, kendi katliami olacagini ve herseyin onsuzda bir baska dengeyi bulup, onsuz bir baska yasami yasayacagini bilmelidir.
sevgili hüseyin arslan bayağı bir felsefe dersi kıvamında yazmışsınız.şahsen hiçbir şey anlamadığımı söylemeliyim,izahatını yapacağınızı umuyorum. uluabat gölü meselesine gelince göl hakikaten berbat durumda.kirlilik en üst düzeyde.bir çok fabrikaların işletmelerin atıkları akıyor buraya.ayrıca tam emin değilim ama m.kemalpaşa ve karacabey başta olmak üzere bir çok büyük küçük yerin lağımı arıtılmadan göle karışıyor.kirlilik çözülmeden nekadar balık salınıp koruma yapılsada bir netice alınmaz. ikincisi bilinçsiz avcılık(aslında buna yok etme de deyebilirİz)örnek burada balığın ençok ve geniş kitle tarafından avlandığı zaman balığın yumurtlama mevsimidir.göl taşıp tarla ve kırları bastığı zaman turna ve sazan sığ ve otlu olan bu bölgelere yumurtlamak için gelir ve çok kolay bir av haline dönüşür.işte ozaman uluabat gölü çevre köylüleri hiç kusura bakmasınlar katliama başlarlar.tüfekle iri bol yumurta bırabilecek balıklar avlanır fütursuzca.ayrıca daha sonra da basma denilen bir tür kapanla sazanda da aynı şey olur. jandarma bunlarala ne kadarmücadele etsede istenilen netice yani bu işin azaltılması mümkün olmaz. sonra av mevsiminde de bizler bütün gün kaşık sallayıp eli boş döneriz.işte mesele budur arkadaşlar..
Ben onu oraya bulmaca diye koydum.Arkadasimin verdigi ozlu soz ilhamidir. Anlayani bulursam bir tane de olsa bana yeter... Okuma ve anlamaya calisma zahmetine katlandiginiz icin cok tesekkur ederim. Gercekten degerli zamaninizi almak istemezdim. Keyifle kalin. Bu arada lutfen imza ayarlarinizi profil bolumunden yaparmisiniz (ad, soyad -istenirse, dogum tarihi, katildiginiz yer, kan gurubu, istenirse sizi ifade eden bir soz.) Gorusmek dilegiyle,( daha hafif konularda insaallah dedigini duyar gibiyim )