Teşekkürler üstadım sağolunuz. darısı butun balık tutan arkadaşlarımıza. nasip-kısmet ötesi olsaydı keşke....
alico'nun av raporlarına bakıp etkilenememek gerçekden mümkün değil. diğer taraftan ise skoylu'nun ciddi ar-ge leri ve inanılmaz detaylı araştırmalarınıda küçümsememek gerekir diye düşünüyorum. bu konu hakkında yazdıkları detaylı mesajlar 'aşıklar atışması lezzetinde ' sayesinde bizde bilmediğimiz ve veya eksik bildiğimiz bir çok konuyu öğrenmiş olduk, kendi fikrim kimin haklı olduğundan daha çok,bir çok detaylı bilgi içermesiydi. ama elbet biri daha haklı çıkacak alico ve skoylu ya verdikleri detaylı bilgiler için çok teşekkür ederim.
sorma bir o kadar raporda değerli adminemin altın makasına kurban gidenler var. duymasın kızar yıne şimdi.
Ustaların arasına girmek haddimiz değil ama çorbada tuzumuz olsun. Lüfer ve sülalesi, denizin her noktasında bulunur, su üstünde sıfırdan, dipte sıfır noktasına kadar. Bunu, genel olarak yemin durumu belirler. Bir lodos havada, Kayalarda(Aşiyan fenerinin üst tarafı) yemli kofana tutuyoruz. Belki yüz kadar tekne var, sadece birkaç kişi balık çekiyor, hem de peşpeşe. Oltayı koyverdim, dibi bulup bir kulaç kaldırdım, tık yok, biraz yukarı biraz aşağı derken, sürekli olarak da dibi yokladığımız için bir anda balık bindi, çalındık, aldık, koca kofana. Tekrar atınca, dibi bulup kaldırıyor gibi yaparken(Bir karış kalkmadan) balık üstünde. Anladım, istavrit, izmarit gibi yem yok veya izmarit korkudan dibe yapışmış, kofana amcam da dipteki, karides ve benzeri ne varsa onları topluyor, bir kulaç yukarıdaki yeme kafasını kaldırıp bakmıyor. Balık tuttuğumuz yerde en az 30 kulaç olta gidiyordu. ... Bir başka örnek, uzatma ağlarında, kurşun yakasının dibinde lüfer yakalandığını çok gördük, demek yine dibi kazıyormuş. ... Lüfer, yemine alttan dalar, önüne katıp kovalamaz, dalar ve dağıtır, palamut torik ise önüne katıp sürer, bu bakımdan da kıyıda istavrit, uskumru için ağ atanlar, palamut sülalesi olmasını tercih ederler, lüfer de ağa balık vurdurur ama zuhurat. ... Kanaatimce hiçbir bilgiyi yabana atmamak lazım. İnsan, ben biliyorum deyince kendini öğrenmeye kapatmış oluyor, bu yüzden ben, kim ne diyorsa dinlemeyi, kendi bilgi ve tecrübelerimle birleştirip kafama yatanı yapmayı tercih ediyorum. Bu bakışla da hem Aliço'ya hem Serdar'a candan teşekkür ediyorum. Rastgele.
Sevgili alico, burada şey yarıştırmıyoruz.. Benim kullandığım 0.17 misinanın 21.7 kilo çekeri var, haa, bu üzerinde yazan, test edince 25 kg'yu kaldırıyor o ayrı.. Ben 0.16 dyneema kullanıyorum.. Sarayburnu'nda 125 gr kurşunu kıyıdan atıp, dibe de oturtuyorum rahatça.. Mesafe, teknelerin gezdiği yer olmak kaydıyla.. Ve tekneyle boğaza çok çıktık.. Daha hiç tekneden 150 gr üstü kurşun kullandığım olmadı, genelde, 100 gr kullanırım hep.. Bir hesap et istersen.. 0.50 misinanın suya direnci için yüzey alanı ile 0.16 misianın direnci için yüzey alanı arasında kaç kat fark vardır? Ama ben misina alırken, hiç bir zaman çekerine bakmam.. Ben sana dyneema misinayı, hiç bir şekilde esnemediği, uzamadığı için tavsiye ediyorum, sağlamlığı -ki bilinen en sağlam misinadır o ayrı- gözümde zerre kadar öneme sahip değildir.. Sen fransadan kaşık getirtiyorsun, ben kaşığı kendim yapıyorum.. Ama Amerika'dan iğne getirtiyorum, mesela.. Bunlar teferruat şeyler Alico kardeşim.. Ben sana altına sürü denk gelince nasıl vurgun yaparsın, ondan bahsetmiyorum.. Ben sana balığın yok dendiği şu dönemde, balığı nasıl bulur ve tutarsın, ondan bahsediyorum... Zamanı, mevsimi gelince, sen bildiğin gibi takıl. Ama eğer bugün lüfer tutmak istiyorsan, sana bunun formülünü söylüyorum, ikisi farklı şey.. En başta bir sorundan bahsedildi: Lüfer tutucaz ama daha başlamadı.. Ben bu soruna bir çare söyledim: Böyle böyle yapın, lüfer tutarsınız.. Sen mesela bir sorun söyledin: 45 metre dipteki balığın vurduğu bile anlaşılmaz.. Bende sana bu sorunun çözümünü söyledim.. Çünkü ben, balık yok denen yerde, zamanda, balık ararken o sorunu yaşadım.. 45 m'de balığı buldum, vurduğunu anlayamadım.. Sorun buysa, çözüm nerde diyerek arayıp buldum, sana da çözümü söylüyorum işte.. Sık sık ağzımı açtığım oldu, balık vurdu, yetişemedim mesela, tasma atmadan olmaz mı bu iş dedim, onun da çözümün buldum, onda söyledim sana.. Sen ise maalesef, amanda benim misinam şöyle iyide, böyle iyide.. ama senin misinan, el oltan 45 metredeki balığın vurduğunu sana söylemiyor, bunu söyleyen sen değil misin? Biz sana bahsettiğin sorunlar için çözümler söylüyoruz.. Sen bize, "altıma sürü denk gelirse nasıl lüfer ayıklarım" görün diyorsun.. Bizim sorunumuz, tartışmamız, lüfer sürüleri boğazı basınca nasıl en bol şeklide tutulur değildi ki zaten? Evet, ben sana, balık yok dediğin bu zamanda nasıl tutarsın bunu gösteriyorum.. Yada göstermeye çalışıyorum.. Başka forumlara link vermek istemem, ama burada da bolca tanıyanım vardır sanıyorum ve olmayan balıkları tutmakta nasıl iştahlı olduğumu bilirler.. Eğer bu günlerde lüfer tutacaksam, ben bu yerlerde, bu şekilde bir yol izlerim ve izliyorum, neticede makul oluyor, hedefime ulaşıyorum.. Sen bu yolu beğenmeyebilirsin, ömrün vefa ederse, otur lüferlerin gelmesini bekle, bu benim sorunum değil.. ama beklemek istemiyorum diyorsan, işte sana tecrübe edilmiş bir kaç öneri..
Balıkların büyük bir yardımcısı, aynı zamanda en büyük belalarıdır: yüzme kesesi.. İşte o yüzden balıklar yukarı aşağı yüzmeyi sevmez.. Palamut gariban balık.. Sürüyü çevirir, sıkıştırır, su üstüne yayıp kaçacak yer bırakmaz ayıklar birer birer.. Çünkü, süratle aşağı yukarı dalamaz. Ama lüfer öyle değil ki.. Tüm balık türleri içinde, çok ama çok açık ara farkla, yüzme kesesini en süratli doldurup boşaltabilen türdür.. Hele boşaltırken bunu bir anda yapabilir, zira yüzme kesesi anüsüne bir kanalla bağlıdır, kolayca boşaltabilir.... Bu yüzden diğer balıkların pek çoğunun aksine, avına yukardan pike yapabilir. Aşağıdan da dimdik füze gibi çıkabilir.. Bu yüzden işte lüfer sürüye dalıp dağıtır.. Sürünün hem tepesinde olabilir, hemde altında.. Genel olarak, altında olacaktır ama, üstünde olmasıda sürünün akıbetini değiştirmez.. Basitçe, lüfer alttan dalmak zorunda değil.. Gerektiğinde şahin gibi tepeden de inebilir.. Bu da sürüleri neden palamut gibi sürmeyip talan edebildiğini gösterir.
Arkadaşım ben sana dıyeceğimi dedim geleceksın tutacaksın bizde öğreneceğiz bakalım nasıl olduğunu davetim hala geçerlidir. sonuna kadar. reis baba nın dediği gibi lüfer dalar alttan yukarı... o seğirtmeler derin su balıkçılığı kaldımı artık yokkk yokk yokkk. nerde o gunler. Aşiyan fenerinin üst tarafı balığın yaslandığı yer. evet su epey derin ve karanlık ama kıyı meyilli yine....yemli takımlar vah vah. yok olsada tutsak nerde bu kofanalar. Serdarcım geleceksın tutacaksın bizde sana ınanıcaz dedım ya hodrımeydan tekne bizden yem bizden kumanya bizden sadece sanaatını konuşturacaksın.....
Gelirim elbette, tutarız hep beraber.. Ama bu mevsimde tutulanlar yavan oluyor, sen tat verecek bir şeyler biliyorsundur mutlaka.. Sorun şu.. Küçük bebek var ve cumartesi günleri pazara gitmem gerekiyor.. Pazar ise duruma göre çıkmak fırsatı arıyoruz.. Bu ara izindeyim.. Hafta içi daha müsait oluyorum genelde.. Yarama bastın Alico.. Yerim tırnaklarımı artık günlerce, gidemedim, gidemiyorum diye.. Bu sene balık işi bize biraz yaş görünüyor, erken gitmek zor, geceye kalmak zor vs. vs. Bebek biraz büyüsün, bak ne olmayan balıkları tutarız seninle bir gör..
Sen lüferi su üstünde aramaya devam et bulursun yakında ama balığı tuttutan sonra ne kusar bılıyormusun, izmarit. karides.tekir. bunlarda tabı hep yukarıda gezen balıklar dimi sen bu lüfercilik işinden anlamıyorsun bence. bilgilerin sağdan soldan dolma bilgiler fazla okuyorsun bence uygulama yap biraz da görelim. Sarayburnunda teknelerın çalıştığı yerde ben apıkoda 400-600 gram arası oturtamıyorum dibe sen bana ne anlatıyorsun. senın anlattığın su ustunden çekıyorsundur rapala vs. tekneden atılan 150-200 gr kurşunla sarayburnunda kaç tane lüfer tuttuğunu soylermısın bana.
benım ıddıam yokkı bu mevsımde lüfer var dıye sen attın ortaya sizdeki teknıkler 100 yıllık teknıkler eskı dedın devecıyandan dedın bızde tamam dedık otorıte bu arkadaş işi biliyor tutuyor yapar dedik hadı gel. beklıyoruz gelemem dersen ki hala gelirim lafını duymadım ağzından soylemlerının hiçbirinin geçerliliği kalmayacak gözümde. deseydınki kumburgazda tekirdağ tarafına tek tuk tutuluyor tamam derdım ama umur yerınde tek balığa 50 balık verdım. hatta şu anda 1 balığına 100 lüfer verıyorum. Ama konuştuklarımızla. yaptıklarımız arasında dengesızlık olmamalı buyrun burdan. ama balıkçılık ta denenmış teknıklerın av ve av meralarının dışında av ve avcılık yoktur. bu sefer bu suda bu sefer burda şoyle gelir boyle geliri olmaz bu işin. tutacaksın buyur ali tuttum ben diyeceksın bende sana ustamsın dıyeceğim ama hala bir şey diyemedın bana. ben sana söylıyımmı biz tutucaz dersek tutarız tutmuşuzdurda hatta bir gun onceden şu balığa gidiyoruz da dıyebılırız. sen bence bıraz uygulama yap sonra görüşelim....
Elbette.. Misinanı inceltmeyi dene.. Zira, su takımı kurşundan değil, misinadan sürükler.. Ne kadar ince misina, o kadar küçük kurşun.. Naylon misina icat edileli, yüz yıl ancak oldu.. Ondan daha öncede balık tutuluyordu.. Peki neden ondan öncekiler gibi at kılı kullanmıyorsun? Eğer denenmiş tekniklerden ötesi yoksa, at kılı ideal olması lazım değil mi? Artık avlaklar eski avlaklar değil.. Hiç bir şey, eskisi gibi değil.. Bunu bir görün artık..
tamam herşeye kabul şu ileri teknıklerını göster bize dıyorum buyur gel daha ne yapayım herşeyı sunduk onune... misina incelmez arkadaşım incelmez 0,35 beden den ince beden olmazzzzzzzzz el oltası kalın olmalıkı daha ıyı hissedersın. ince olta ne olur biliyormusun suda koskoca bir c harfi çizer denemediğin yapmadığın şeyleri yaptırttırma insanlara yanlış bilgi verıyorsun. sen benım lüfer avlarken nasıl bir takım kullandığımı biliyormusun bilmiyorsun. hayallerin almam çünkü. boşa hala anlatıyorsun bana sen hiç 1 zargana ile 8 lüfer tuttunmu? yok o zaman bana ahkam kesmezsen memnun olurum. tam tersi arkadaşım tam tersi kurşun tutar lüfer balığını kurşun demekki hiç canlı istavitle hiç canlı izmaritle lüfer avlamamışsın sen. hiç şkşak canlı yem takmamışsın Buyur gel şu yenı teknoloık olaylarını banada öğret sana minnettar kalırım. Benım ustalarım. çok eskı ustalarım var ama. tek ustam sensın derim sana.... hala gelıyorum dememende enteresan .....
Ben lüferden Alico yazarım sen ise burda bana yenı teknıkler anlatırsın.sonucu olmayan Ama sonuç sıfır o zaman geleceksın tutacaksın bende sana ustam dıye hıtap edeceğim. at kılına gelınce keşke onun kadar sağlam bir nesne olsada tutsak. Eskıden dedelerımız kılıç avlardı bu sularda çıkmadan önce dua ederlerdı yatırda tezveren dedede ondan sonra ava çıkarlardı. ancak tabı bunlar senın düşüncene gore eskı ve batıl olaylar. hatta iğnede bulunmazdı tek marka mustad ın iğneleri için o iğneleri düşürmemek kaptırmamak için çok uğraş verirlerdi. sen hala bana ne anlatıyorsun. 480 kg orkınosa tasma atan hale 720 kg orkınos getıren ınsanların çıraklarıyız biz. bir balık arkasından 8 saat teknede uğraş veren ınsanların. Hiç inandırıcı değil anlattıkların ve bana gore tamamen pratıkte kullanılmamış ve denenmemiş olurmu aabadan oteye gitmemiş hareketler butunu. gel tut gorelım elını öpelim. ben gelemem yapamam dersen zaten o balığı ben gider tutarım........ Sevgi ile kal iyi geceler.
Sende el oltası kullanma, allahtan vahiy mi geldi, illa el oltası kullanılacak diye? Ben 0.12 - 0.16 misina kullanıyorum gayette memnunum, daha ne demem gerekiyor? Bilmem saymadım.. Bir zargana ile bir sürü lüfer tutmuşumdur, ama saymak aklıma gelmedi hiç... Eğer sen kurşun olmadan lüferi tutamıyorsan o senin sorunun.. Biz çok, ama cidden çok defalar hiç kurşun olmadan, mesela sadece rapalayla bolca lüferler tuttuk.. Hiç te başımıza dert olmadı.. Sen bunu yapamazsın.. Çünkü bilmediğin şeyleri bildiğini sanıyorsun.. Peşin hüküm, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma gibi davranışlara sahipsin.. Bu durumda öğrenmen imkana tabi değil.. Gitsek, bir sürü kofana tutsak, sen tesadüf diyeceksin, nasip diyeceksin vs. gene kabullenmeyeceksin.. Boşu boşuna seni masrafa sokmanın alemi yok.. Ve normal koşullarda, balığa gidelim teklifini hiç bir zaman geri çevirmem.. Ama ufacık bir bebek elimi ayağımı bağlıyor, hepsi bu.. Bu yüzden söz veremiyorum, ama bu, bu haftaya söz veremedim, haftaya da olmayacak demek değil elbette.. Söz vermiyorum, ama cumartesiye ayarlamaya çalışacağımdan emin olabilirsin... Neyse, sana bir şey sorayım.. Bu zamanda Tarabya'da sarıkanat olur mu?
selamlar 2 gündür keyifli tartışmanızı zevkle takip etmekteyim. sayenizde bildiklerimi tazeleme,yeni bilgileri dagarcıgıma ekleme fırsatım oldu. sarayburnu hakkında nacizane fikrimi belirtmek isterim. vakti zamanında bizimde uzun olta gezdirmişligimiz vardır sarayburnunda. bu konuda sana katılıyorum. 400 gramdan aşşağısı kurtarmaz sarayburnunda. heleki birde sular çoksa 700,800 gider olur. bu agırlıktada iş usta ellerdedir artık,vuruş yerine ancak hafif bir ağırlık hissedersin takımda bu hissi yakalamakta ancak tecrübe edilerek kazanılır. sarayburnunda farkına varmadan çok lüfer aldıgım ve kaçırdıgım olmuştur ama, çoook eskiden. keyifli paylaşım için teşekkürler
Arkadaşım sen gerçekten şakasın ya. biz başımıza iş aldı galiba senınle 1-El oltası kullanmayıp ta balığn arkasından dibe jopla mı dalayım kafasına vurup ta bayıltayım. 0,12-0,16 olta kullanıyorsun kamışın ucunda sen kamışla uzun oltamı yapıyorsun? O demeye geliyor külliyen imkansız. 1 zargana ile kaç lüfer tutulduğunu öğrenmek istersen sitemiz üyelerinden istavriy ve tarkana sor onlar bılırler. Sana kurşunsuz hayatında başarılar elbet tutacaksın sende lüferleri imkansızı dene zaman alır ama serseri bir balık takılır muhakakkoltana Balıkta tesaduf olmaz teknıkler konuşur. GİTSEK diye birşey yok dediğim gibi davet hala geçerli geleceksin tutacaksın. bizde tamam dıyeceğiz. Bu hafta gelemem diyorsun onada tamam Haftaya Cumartesiyede davetım geçerli. sonuna kadar. Herşeyın sonunda çok ama çok güze bir soruyla kendını tam anlatmışsın. Tarabyada Sarıkanat olurmu? Bana ne soruyorsun usta sensin engin teknıklerın ve süper yeteneklerınle sen sarıkanat değil kofana tutarsın. O kadar konuşmanın ardından kofana tutulurmu demenı isterdim sarıkanata geldın. ben tutamam anlamam sen daha iyisini bilirsin. 0,16 misina ile bana 1 lüfer tut 100 lüfer verecem demıştım ya. sen o misina ile kamış ile uzunolta yap. kurşunsuz. ne balıklar gelir o takıma. ama asıl olan şu kş arkadaşları yanlış bılgilerle donatma tamamen ama tamamen hayal ürünü nilgilerden ibaretsin. bir tane tutarlı bilgin olsa onada kabul dıyeceğim ancak gerçeklik payı yok. olamazda.... Sana senin ağzıdan yazdığın bir raporu koyayım burayada sen balıkçımısın değimlisin arkadaşlara ışık tutsun ondan sonra bana lüfer konusunda ahkam kesmeye devam edersin…. Cumartesi Sarayburnu... (Yazan skoylu) ________________________________________ Her neyse, biz gene raporumuzu sunalım. C.tesi, 10:00 gibi Deep Ocean ile buluştuk. O bir takım çapariler denedi, lüfer takımı vs. bir şey yok. Ben yemli, karides ve kurt ile izmarit denedim. Bir kaç tane çıktı, çoğu geri denize döndü. Ufacıktılar. Neyse, öğleden hemen sonra bir ara, patır patır tırsı çektiler sıradan istavrit çaparileri ile. Arada istavritte denk geldi. Ben yemliye devam ettim. Balık iyice kesince, 16:00 gibi, şu palamut çaparisini deneyeyim dedim, ve her zaman olduğu gibi, günün sürprizi benden çıktı.. Bir kaç atıştan sonra, çekerken, iyice yakına gelince takılır gibi oldu. Zorladım biraz. O an anlayamadım, beden kalın, 0.80 filan. Sanırım iyice uzadı uzadı, birden boşandı. Nasıl olduğunu anlamadan yanımdaki arkadaşın boynuna sarıldı. Arkadaş naapıyon sen vaziyetinde, olur mu birader filan derken, baktık ki, 1/0 iğne çenesine saplanmış.. Doğru Taksim İlk yardıma, hep beraber.. Kestiler biraz, öyle çıkarabildiler.. Uğraşsam o takımı öyle fırlatamam denizden. Kamışı direk yukarı doğru zorluyordum ki, yanıma doğru gitmesi bile bir ayrı olay.. Neyse, kemiğe saplanmamış, gözüne filan gelmedi şükürki, tesellimiz bu oldu.. İşte böyle, bir adma yakalayarak, günün sürprizini yapmış olduk. Geri dönünce, malum akşam istavriti ile oyalandık. Belki yarım kilo - bir kilo filan en fazla, aldıklarımı arkadaşa bıraktım. Feribota yetiştim ve eve döndüm.. Dikkatli olmaya çalışıyoruz, ama görüldüğü gibi yeterli olmuyor. Aslında en önemlisi şu. alışkın olunmayan takımları, atış yollarını filan denerken böyle kalabalık yerler hiç uygun değil. Bu işleri, sakin bir yerde yapıp, önce takımın huyunu tüyünü öğrenmek gerekiyor. Ta iskelenin dibinden, 5 m ötemdeki arkadaşın boynuna sarılacak kadar yere fişek gibi gideceğini kurşunun tahmin etmek mümkün değil. Ama oluyor işte.. Demek ki, daha dikkatli olmak lazım. Çok çok dikkatli olmak lazım... __________________ Serdar KÖYLÜ, 27.05.1969..
Biz palamutun, yem balığı altına alıp tuttuğunu ve kıyılara(dipten) sürdüğünü biliyoruz, su üstüne çıkarsa dip ağlarına balık vurmaz.