Al sana fotoğraf Koray; benim makinam henüz taze ve daha dün sardım misinaları; üstelik düzeltmeden fotoğraflayıp gönderdim; bir de kurşun takıp at-çek yapmak lazım ipin düzelmesi için; sarımı bunun bir parça daha düzgünü olacak o zaman; eğer daha düzgün saran isteniyor ise Shimano grubunda "Aero-wrap" barındıran bir makinaya bakılacak...
Fotolar tam belli değil ama exage mesela senin dediğin gibide düz değil abi hafiften konik.Misinaları da hafiften fazla sarmışsın biraz biomastar'da da öyle zira,ona dikkat et ters konik. Senin hiç daiwa makinen yokmu abi fotolarda göremedik? Ayrıca geçmiş tecrübelere dayanarak demişsin abi, işte bende o kafayla gittim, güzel yorum yapanlara da güvendim tosladım..Sonra uğraş dur..
Klepe telini kol çevirerek kapatırsan bir süre sonra sorun yaşarsın; vurguladığım bu; Stradic'te elle her pozisyonda kapatamazsın; klepe teli belli noktalarda kilitlenir; belli bir pozisyonu var ve orada rahatça kapatabilirsin Koray; konu karıştı da karıştı bu şekilde yazarsan daha net anlayabiliyorum... Stradic'te ve Exage'den üst olanlarda var bu özellik ve atış yaparken klepe teli kapanmasın diye yapılmış; bunların hepsi farklı özellik ve tabii fiyatlar da özelliklerle birlikte artıyor; aslen Boğaz at-çek avcılığında bilhassa aradığımız bir özellik ve buna alışkınız; bu yüzden Exage'de biraz sıkıntı çekebilirim; ancak belli bir bütçe ayırmıştım bu işe ve onun dahilinde bence alınabilecek en iyi makinalardan...
Abi senin o bahsettiğin şey Okuma'da da var.Belli yerde kapatamıyorsun.Exage'de de benim dediğim o değil.Makineyi eline alıp denemen lazım anlaman için.Stradic kolu çevirince kapanıyor.Farkı şu zor kapanıyor.O dönüş esnasında kapanmadığı bir bölge var orayı biliyorum.Dediğim yer orası değil karışmasın.Mesele zor yada kolay kapanması yoksa ikiside kapanıyor çevirince.Atış anındaki olaydan bahsetmiyorum ben.Atış bittikten sonraki kısım bu, normal elle çevirirkenki hali yani.
Exage konik değil düz aslında; ortası bir parça çukur; o da ipi sararken tam sıkamıyorsun; bahsettiğim gibi bir kurşun takıp bir-iki at-çek yapınca düzelir... Biomaster konik değil düz; perspektiften o şekilde görünmüş; Stella konik ancak ve ellemedim; o da henüz denize kurşunla atılıp sarılmadı ama sarılsa bile konik olacak; ancak sarım daha fazla düzelecek ve ip istediğim seviyeye inecek... Fazla sarmaya gelince biz genelde bir parça fazla sararız belli sebeplerden; ancak tecrübe sahibi olmayana ve normal spin yapanlara hiç tavsiye etmem; misina veya ip blok olarak çıkar çünki; sarımın makara dudaklarına kadar yapılması ve taşmaması gerekiyor normalde... Çok eski Daiwa GS9'um mevcut sanırım 1977'de filan almıştım ve belki içlerinde en fazla kullandığım makina budur; halen çalışır vaziyette ve tabii Seiko Japan... Bir de JD1000 vardı spin biryerlerde Japon... Ancak Daiwa cephesinde büyük bir boşluk var ülkemizde; istediğim tipte bir makinayı uzun yıllar getirmediler; nihayetinde gelenlere de çok aşırı fiyatlar; ederinin 2-3 katı fiyat çektiler herdaim; parça ve servis sorunu da had safhada idi; günümüz için ise bir modeline taktım kafayı ancak Magsealed olayı beni düşündürüyor (QD 45 Tournament)... Onun için Daiwa'dan uzak durmak zorunda kaldım; ayrıca 1 adet Penn, 1 tane eski orjinal Japon Ryobi, Bir de yeni Çin malı Ryobi Applause mevcut envanterde şu an...
Abi senin gözünle benim gözüm aynı görmüyor sanırım üst tarafa bakarsan biraz taşmış makaradan alt kısım taşmamış perspektif değil olay, zaten öyle fazla da bir açı yok perfpektif olarak.Resimden rahatça anlaşılıyor.Winding shape ayarlanırken zaten mantıken makaranın altı az üstü çok sarımlı olması lazım hacim olarak
Açıkası tam olarak anlayamadım; atıştan sonra kol çevirerek kapatıyorsan zorlanabilir ve kapanmayabilir de... Ben teli her zaman elle kapadığım için böyle bir durumla karşılaşmıyorum ve prensip olarak kol çevirerek değil, el ile manuel kapatırım;kol çevirerek kapatıldığında bir süre sonra klepeye ve klepenin bağlı bulunduğu elemanlara zarar verip laçkalaştıracağını biliyorum çünki; kimi makinalar rahat kapanabilir bu şekilde; ancak benim kanaatim onların da zarar göreceği yönünde; gene de elle kapanmıyor diyorsan demin gittim Exage'ye baktım pekçok pozisyonda rahatça kapatılabiliyor; belki baktığın makinalarda bir sorun mevcut... Yok serilik için kol çevirince kapansın istiyorsan bu iş için en uygun makinalar çıkrık tarzı olanlar; onlarda zaten tel kapatma gibi bir sorunun yok ama alışması hayli zor sanırım...
Makinelerin kapanma sesine hasta oldum diyebilirim. Güçlü makineler olduğu sesinden bile belli, özellikle emblem'in
Kastettiğin Biomaster ise zaten sarım fazla ve altta da üstte de bundan kaynaklanan boşluk var... Kastettiğin Exage ise zaten ip oturmamış, gevşek durumda; ağırlıkla alıştırınca düzelecektir; gene taşma yaparsa fazla olan ipi sökeceğim; zira bu makina spinde kullanılacak ve o şekilde fazlalık sorun yaratabilir...
Valla kullanmayı geçtik, merada söküp denize atmak noktasında kaldık en son. İşte koyduğun resimlerde görüyoruz döküntüleri. Sen göremiyorsan, bu senin meselen. Üzgünüm, sana şifa verecek bir göz doktoru tanımıyorum. Velakin, kafanı o şimanov çamurundan çıkarıp bir bakarsan, iyi makine nasıl olurmuş görebileceğine dair ciddi umutlar da taşıyorum.
İkinci paragrafa kadar kısmen doğru anlaşılmış.Kısaca şu ben sadece makineyi elle kapatırım.Satın alırken sadece çevirerek kapatırım test amaçlı.Anlatabildim mi bilmiyorum.
Abi sen çok yanlış gelmişsin... pardon anlamışsın.. Makine misinayı önde, yani kalama ayarlama tarafında daha geniş, arkada, yani rotor/aksam tarafında daha dar sarar. Bu durumda, misina atışta ön tarafında her zaman bir engel ile karşılaşır. Böylece ancak sağılarak düzgünce boşalabilir, kusma diyebileceğimiz, misinanın yumak halinde topluca çıkıp gitmesi olayı yaşanmaz. Bu özellik bilhassa ip misinalarda çok kullanışlı olur. Burada bahsedilen mesele bu. Senin makinelerdeki gibi abur cubur ve evlere şenlik sarımlar değil.
Tabii o şekilde it gibi sürtünme ve acaip mesafe kaybı da olur haliyle... Senin mesafe ile işin olmadığı için sorun yok; dikkat ederesen yemli için milattan önce kalmış Perfection 6010 kullanıyorum; üstelik kum saati gibi sarmış ipi; ama yemli için öyle aman aman mesafelere ihtiyacım yok; makinanın gücü; dirayeti ve kalamasının düzgün çalışması ilgilendiriyor yemli avlarda beni sadece... Ama diğer türlü uyguladığım at-çek (Heavy duty) disiplininde erim; ya da belli mesafeye asgari enerji ile ulaşabilmek önemli benim açımdan; dahası av disiplinin gerekliliği bu... Daiwa'nın ABS'si gibi; Shimano'nun ARC'si mevcut, gayet erimli atış yapılabiliyor bu kafalarda ve konikliğe ihtiyaç yok; düzgün ve çapraz sarması önemli makinanın... Konik sarım istersem eğer şu an tercih edebileceğim makina QD 45 olur...
Mesafe kaybı filan olmaz. Hatta bir takım sebeplerden mesafe kazancı bile olur. Zira misina lineer değil spinal hareketle boşalır vs. vs. Bunu anlayacak newton mekaniği bilseydin, zaten bunu söylemezdin. Velakin, shimano dahil bütün ciddi markalar, yeni modellerinde bu tür kafalar kullanıyor zaten. İyi ki size sormuyorlar ne yapacaklarını.
Cam fanusun içinde bu dediklerin geçerli olabilir. Zira sen de sanırım laboratuar ortamında balık tutuyorsun Serdar Abi. 4-5-6 bufor yan veya karşı rüzgarda şu sarım işini bir daha konuşalım istersen. Kafa öne mi yığmalı, arkaya mı, düz mü sarmalı falan. Karıncaların su içtiği hava şartlarında spin avcılığı biraz randımansız oluyor biliyorsun, ipin geniş ve dar halkalar halinde salınarak çıkması dar kısım çıkarken hızlanmayı getirebilse de önünde oluşmuş olan (kalama tarafında) kaba sarım hattından çok kolayca geçemeyeceği için mesafe bana artmaz gibi geliyor. Avantajlar dezavantajlar birbirini götürebilir. Tabi burada ipin kalitesi, makaraya ne kadar yerleşmiş olduğu, sarımın şekli, sarım açısı (düz sarma, çapraz sarma vs), kamışın aksiyonu, kılavuzlarının yapısı falan gibi pek çok faktör ve hava şartları tüm formülü küllen değiştirir, çok çeşitli kombinasyonlar yapılabilir. Tüm o ciddi markalar da genel av şartlarına ve/veya o dönemde kullanılmakta olan stil, kamış modelleri vs gibi faktörlere dayanarak geliştirme yapmaktadırlar eminim, ar-ge mantığı bunu gerektiriyor. Yani ortada tek bir kural yok, olamaz, o kadar kesin konuşmak yanılgıya götürebilir insanı. Ha bir de; iyi ki size sormuyorlar ne yapacaklarını diyorsun ya Haluk Abi'ye, ürün geliştirmenin çok ciddi bir kısmı Haluk Abi gibi, sen gibi ben gibi oltacılara test ettirilerek, fikir alışverişi yapılarak kotarılıyor bilirsin. İlk kez gördüğü bir sistemi 10 dakikada çözüp, söküp takan, sürekli araştıran ve bunları imkanları dahilinde "sahada" analitik olarak inceleyen bir adama son günlerde fazla yükleniyorsun söyleyeyim. Ne güzel ara vermiştin, yine başladın. Öyle internetten makina şeması inceleyip de iki "newton" diyerek işkembeyi kübradan atmakla olmuyor bu tecrübe. Saha tecrübesi de istiyor analitik düşünce ve teorik bilgi birikiminin yanında. Hakkında konuştuğun ürünleri kullanmak, söküp bakmak, ıncığına cıncığına kadar incelemek lazım kötülemek veya göklere çıkartmak için. Yahu abi, zamanında 10 kere yazdım senle tartıştığımız konularda, senin eşi zor bulunacak narsisizmin sonucunda eline bile almayacağın Nexave 6000 FA yı 2,5-3 sene en berbat boğaz sularında 150-185 gram kurşunla hemen her gün kullandım ve arkadaşıma hediye ettim, makina şimdi 7 senelik oldu 5.senesinde bir açıp yağladılar aynen devam dedim, cevap vermedin, veremedin. Marka fanatikliğiyle işimiz olmasın lütfen, bıktık artık ya bıktık. Dolapta Shimanolar Daiwalar birbirine bakıp gülüşüyorlar evde! 28 tane makina var evde çeşitli markalardan, çoğunluğunu da bu iki marka oluşturuyor, valla ben anlayamadım hangisi daha iyi! Okuyup duruyorum habire milleti suçlamana rağmen en çok marka fanatikliği yapan sensin. Yok efendim "şimanov" (bu söylemi de kim bulduysa artık) vitrin gülüymüş, yok fasulyeymiş, daiwa harikaymış. Geç bunları artık. İkisi de nefis marka. İkisinin de kusurları var, iyi bir markadan beklenecek seviyede az olduğunu görüyorum sorunların. Sen Shimanoyu acayip şekilde yeriyorsun diye Shimano kötü makine yapıyor değil, artık lütfen şeyini çıkartma şu muhabbetin. Hepimiz gerizekalı, cahil, bilinçsiz tüketiciyiz de bir sen mi akıllısın, bir sen mi internette araştırma yapıyorsun abi? Bana da hiç yüklenme, Daiwa'yı da çok seviyorum, iki markadan da hemen hemen ne varsa kullandım, test ettim, kullanan arkadaşlarımdan gördüm, saltigasından stellasına, catanasından excelerına, qd45inden kisusuna kadar. Bana Newton'la falan da gelme yemem, 200.000 pounda İngiltere'de satılan hidrosiklonu şemasını alıp 45.000 liraya yapmış adamım. 9 sene madencilik, 3 sene metalurji/alaşım işi yapmış adamım, karbondan da anlarım, metalden de. Olta makinalarının dişlilerini metal spektrometresinde yakıp analizine bakan adamım. Durdum durdum konuları okudukça tepeme çıktı yine bak ne güzel bir senedir tartışmıyorduk.
Koray Stella'ya gerek yok dedi isem Serdar'a yazmışımdır ben bunu... Yoksa Exage ile Stella aynı makinalar değil ve ve aynı verimi beklemek de hata olur; dediğim gibi sadece serdarın boş, gereksiz; saçma sapan mesajlarına karşı yazılmış bir karşı pompalama yazısı o... Zaten o anlamıştır... Serdar makina konusunda ortalığı bulandırmaktan başka hiçbir işe yaramayan beyanatları ve makinanın benim kullandığım tarzdaki kullanımından hiçbir şekilde haberdar olmadan gene de bu disiplin için yapılan yorumlarda boş boş eleştirilerde bulunmasından kaynaklanıyor... Sen Serdar Ağabey'ine bir sor bakalım... Boğaz'da hangi merada; ne zaman; kaç kere 150-250 gr. ağırlık bağlayıp sahte ile at-çek yapmış da bu konuda makina yorumu yapıyor... Efendim yok Emblem bilmemne şöyle şöyle çekermiş... Yok hiç bakım; yağlama v.s. gerektirmezmiş tadında; burada bulunan tüm kullanıcıları yanıltır mesajlar atmaktan başka bir işi yok Serdar efendinin... Tutup ta benim bu boş polemiklerle uğraşacak halim de yok; yazdığımı yazarım; isteyen faydalanmaya çalışır; isteyen okumaz v.s... Zaten Boğaz'da bu tür av disiplinini uygulayan ve bütçesi müsait olan hemen herkez Shimano'nun ya Jig ya Surf makinasını kullanıyor (hangi yakada bulunduklarına bağlı olarak)... Tüm bu kullanıcılar ben dahil salak; bir tek Serdar akıllı kendi yazdıklarına göre...
Başlarım senin newton mekaniğine; misina makaradan hiçbir yere sürtünmeden çıkar diye mi iddia ediyorsun şimdi; arar bulurum eski yazılarını; sonra o görmeyen gözüne sokarım serdar... İşi polemiğe dökme; her şekilde sürtünme var sabit makaralı sistemlerde... Bir zamanlar yazardın sabit makaralarda sürtünme had safhada; hareketlilerde minimum hede höde diye...
Shimano nun sahipleri veya shimano yu savunlardan bazıları zamanızda mahallenizde sütçülük veya tüpçülük yaptı heralde diye düşünmeye başladım.
Laf olsun diye konuşuyorsun sadece. Bilgin yok, fikir sahibi olmaya çıkıyorsun. Ters konik makara, 80'lerde Mitchell'in spin makineleriyle ortaya çıktı. Yapılış sebebi de bilhassa rüzgarlı havalarda atış randımanını artırmasıydı. Fakat daha iyi sarım mekanizması (worm shaft, osilasyon sistemi vs.) gerektirdiği için nispi olarak pahalı oluyordu. Ve rüzgarda sağladığı verim bu maliyeti örtmeye yetmiyordu. 90'lı yıllarda mitchell'in bu konudaki patentinin süresi bitti. Bunun ardından hemen her marka, bilhassa ip misinalarda kullanmak üzere bu tür ters konik makaralarla çıktı. Ve o bahsettiğin nexave'de aynı şekilde ters konik makaralıdır zaten: Bugün burada sayılan çoğu shimano aynı şekilde ters konik kafalıdır, stella, exage vs. vs. Kısaca daha ne dediğini bilmiyorsun. Benzer şekilde marka fanatikliği yapmaktan bahsederken de boş konuşuyorsun. Zira kafanı kaldırıp baksaydın, buradaki marka fanatiğinin ben değil, işi yalakalığa kadar götürenler olduğunu görürdün. AÇ bak, kaç kişiye kaç makine tavsiye etmişim, kaçına daiwa tavsiye etmişim. Üşeniyorsan ben söyleyeyim, makina tavsiyesi isteyen 10 kişi olduysa, en fazla ikisine daiwa demişimdir. Ha, daiwa, shimano vs. meselesi mi mesele? Bence değil, benim derdim bunlar değil, bunlardan birini alıp mucizeviymiş gibi göstermeye çalışan tipler. Bak işte, furunotr, hala yalan yanlış atıp tutuyor. Diyor ki, daiwa mag selalleri geriye çağırdı. Evet, doğru çağırdı, ama mag seal yüzünden değil, mono misinayla sarma sorunu çıkardığından çağırdı. Balans ağırlığını değiştirip geri yolladılar sahiplerine. Onlara göre bu kalibrasyon işlemiydi ve makineler monoya göre kalibre değildi, bunu düzelttiler. Yani ortada mag seal vs. problemi olmadı. Ama işte marka fanatikleri olayları çarpıtıp kendi markalarını şah ilan etme derdinde oluyorlar. Ve ne alakaysa, güya kendilerini haklı çıkaracaklar ya, 3-5 çinekop tutmuş, gelmiş onların resmini koyuyor.