Selim kardeşim, zaten işin ana temasında bir farklılığımız söz konusu değil. 30- 40 yılda 1 - 2 kez oluşmuş hasbel kaderden söz ettim. Şimdi diyelim, sizle çok samimiyiz ve beraber ava gittik. Siz o gün bayağı şanslıydınız, ben ise şanssız veya beceriksiz. O gecede misafirlerim var ve gerçekten o sizin tuttuğunuz balıklara ihtiyacım olacak. Bunu da çok iyi biliyor ve değerlendirebiliyorsunuz. Tuttuğunuz balıkların büyük bölümünü bir dostunuz olarak bana verirmisiniz, vermezmisiniz ? Verirseniz, aşkınızı mı vermiş olacaksınız ? Bedel teklifi olmayacağı için, 2 gün sonra gönlümden geçen şekliyle bir hediye alarak size gelmiş olsam, hayır mı diyeceksiniz ? Yani Tarık beyin örneklemesi pek yerinde olmamış.
Sevgili Yavuz, Sen bu soruya cevap vermeden once bana acik secik soyle...Sen Amator Balikcimisin. Amator balikciysan baligin kac para ettigi neden senin icin onemli. 50 kglik baligi yakaliyabilmek icin kac yil igne bagladin, kacyil misina sardin, kac yil onun ruyasini gorup kac yil bekledin.... O baligin degeri senin icin bin liramidir? Benim icin bir fotograftir.Paha bicilemiyecek bir fotograf.Yillar yili son nefesime kadar hatirlayacagim, cikarip bakacagim, gururla belki torunuma gostercegim,o gunu, o ani ve ondan once onun hayaliyle gecen ona ulasan yillarin hatirasidir o fotograf. O balik o denizin bana lutfudur. Tutkuma armaganidir. Ac kalsam acik kalsam satmam onu... Zaten oyle baliga oltamla erise biliyorsam ne acim ne de acigim... Bu isi de onun maddi degerine tenezzul etmek icin her halde yapmiyorum. Oldurmeyi secersem dostlarimla paylasacagim , bu avi onlarla kutlayacagim bir solene donustururum onu. Daha incesini de dusunebilirim. Bir gazeteyi arar bu balikla bir pozumu verir, altina nasil tuttugumu anlatan bir hikaye dokerim.Sonra sehrimdeki bir kimsesiz cocuklar yurdunu ararim. Mudurune yakaldigim baliktan bahseder , onu bu kimsesiz evlatlarimizla tuketmek istedigimi soylerim. Gazeteciyi alir, o gun o cocuklara bir solen cekerim...Haber cikar... O balik hayra davet olur, insanlara o cocuklara bir kucuk sest yapilabilecegine, yapilmasi gerektigine belki ilham olur. Insanim gercek amator balikcinin yuregini gorur. Belki de cinsine gore bir bakarim ve derim ki...Cok buyuk.Bunu yesen ne olur yemesen ne olur.Zaten tadi yoktur, muhtemelen bu yasa gelene kadar cok da agir metal biriktirmistir bunyesinde. (mesela bir kilic) Gene mumkun oldugunca cabuk bir fotograf cekerim, hatta mumkunse bir video cekerim... Ellerimde, tam onu salarken. Sonra bloglara acarim hikayesini, magazinlere yazarim...Fotograflarla herkese postalarim.Gene bir ilham olur.Dogaya denize varliga yere goge bir sukran olur. Ben yillar yili ictigim bu ask sarabinda onunla dem olurum.Bu hayatta bu tadida bu erdemi de yasadim derim.Sukurler olsun kaderime yazana... O baligin degeri 1000 liramidir Yavuz dostum.
Benim ne olduğum belli Hüseyin Alp Bey, sıradan bir amatör balıkçıyım. Maaşımın dörtde birini bu yolda harcarım, parama da hiiiiç acımam. Söyledikleriniz doğru, yakışıklı şeyler fakat "istisnalar üzerinde değil, kaideler üzerinde yoğunlaşmalıyız"ı anlatabilmek için olmaz bir soru sordum, siz de olmaza, olmuş gibi cevap verip kürsünün karşısına oturttunuz beni. Bir önceki mesajımda 50 de 1 boşta bırakmıştım, sanırım o sizsiniz. Tabi amatör ruhdan ziyade maddi koşullarla da ilgisi var...
Valla ister hadi ordan de ister borusun de, ben satmam be Yavuz abi. Hatta inan o kadar büyüyebilmis anaç bir baligi alikoymayip geri salarim. Zaten çogu avimi geri saliyorum ben. En son kasim ayinda avladigim 2turnadan ilkini alikoyup ikincisini salmistim.
Aman kardeş, bana müsaade. Dahasında ben yokum. Yazmam gerektiğini düşündüğümü yazdım. İşime dönmem gerekiyor. Yani ticari kimliğime dönmem, nafakayı hak etmem lazım. Sana tamam diyeyim. Sen haklısın diyeyim. Sen devam et. Ama o yanlış anlamayı adet edinenler yine yanlış anlarlar. Gel şu aşağıya alıntıladığım cümleni düzelt. Tabii ki şaka. Sana ve yönü değişen konu konu üzerine yazışan arkadaşlara kolay gelsin.
Yavuz Bey, Sizi kursunun karsisina oturdugum dogru degildir.Ancak bakis acisi ve bu kadar konusup mesaji coktan verdigimizi sandigimiz bir yerde , hala kafa bulandirabilecek maddiyati cagristiran cikislara karsi sanirim oldukca yorgun ve tehammulsuzum. Ama gene soyluyorum sizi kursunun karsisina koydugum dogru degildir. Boyle bir yanlis anlamaya sebebiyet verdiysem cok ozur dilerim. Saygilarla. Umarim o baligi yakalarsiniz. Rast gelsin.
Bakınız, Bu işin bizim ülkemizde nasıl yapılırı yok. Neden yok? Çünkü doyumsuzuz, çünkü zevkimizi paraya çevirme arzusu çok, irade ve nefis sadece ramazanda var, o da zihnen değil bedenen. Kolay beri düzeltilecek bir durum değil. Şahsen ben satmam balığımı. Salakmıyım keyfimi bir başkası para ile alıp bir ufak rakı ile götürsün. Paraya mı ihtiyacım var? Oltamı satarım, makinemi satarım. El oltası ile yine zevkîmi yaşarım.
Sizi anlıyorum Hüseyin Alp Bey. Özür dilenecek sözler söylemiş olsaydınız, özrünüzü kabul ederdim. Mesajlarımı alıntı ile toparlamışsınız, arada atladığınız mesajı da ben tamamlayayım, bütünlük bozulmasın. Saygı bizden.
Sevgili Alp Arslan, Muhteşemsiniz. Bence tüm konunuzun bir özeti. Aşk ve sevda budur. Sizin gibi amatörlerin olduğunu bilmek güzel. Saygılarımla...
Önemli bir sıkıntımız var; Yarım-yamalak, yanlış-doğru kanunlarımızı, tebliği, yönetmeliği yapıyor fakat uygulayamıyor, uygulatamıyoruz. Diyoruz; denetim yok. Denetimi biz yapacağız ki, denetim olacak. Bu forumların denetimci amatör oluşturmaktaki fonksiyonu tartışılmaz. Fakat daha iyi olması için, birkaç alkış getirecek süslü cümlelerden ziyade genele hitab eden, genelin yürekten onaylayacağı formatı yakalamamız gerek. Aynı konu altındaki (sanırım ilk) mesajımda değindiğim gibi, hoşgörülü ama amansendeci olmayan amatörler olmalıyız. Bazılarımız biraz yukardan gidiyoruz, bu bünyeye bu gömlek uymuyor. Uyanını bulamazsak hep böyle çıplak kalacak.
Öldürmek, yemek vs. zorunda değilsln ki? Sal geriye gitsin. O kadar aç mı, açıkta mı kaldın ki, öyle nadir bulunan bir canlıyı yok edip öldürüp, hatta dışkıya dönüştürmeye bu kadar heveslisin?
Almasaydın hiç Yavuz. Almak zorunda değiliz, alınacak pozisyona getirdiysek, galip olan biziz. Böyle bir durumda, kışın ortasında, elbiselerle salacakta denize kasıklarıma kadar girip öyle birini geri saldığımı hatırlarım. Hatta, bazen böyle büyükleri, ki bazısı tehlikelidir, suda ayılamazsa, syua girip yüzdürüp oksijenlenmesini sağladığım çok olmuştur. Hani sıradan balık olsa neyse de, köpekbalığı mesela, ayılrı da, dur şuda yenilebilir mi bir bakayım diye gözüne kestirirse, ötesini sen düşün artık. Emin ol, o balığı salmak, yaşatmak, onu öldürmek, yemekten çok daha büyük zevk verecektir. İnsanın en büyük düşmanı egosudur. En büyük zaferde egonuza karşı olan zaferinizdir. İşte o balığı salmak, size bu zaferin zevkini yaşatır.
Sanal alemden soğudum , -Kardeşim elindeki balık Akya değil Sarıkuyruk , afiyet olsun , ha birde şu var tebliğde biri kg digeri boy sınırında dır.. onun için yazdım bazen forumlarda bu yüzden tartışma çıkar.. Dedim .............. ve olaya taş koyan olarak adlandırıldım , adamın hevesini kırma dediler . .. ve o www ortamını terkettim .. Bu konularda, ki zaten okuma- araştırma-yabancı dil fukarasıyız, birde sanal ortamlardaki sitemin de kösteği olursa vay halimize..
Almasam tuttum sayılmazdı... inek içti, dağa kaçtı.... Anlattıklarına katılıyor, ve balığı salarken aldığın hazzı tahmin edebiliyorum. İmreniyorum da. Hele yakalayalım, salarız da inşallah.
Seninle hemfikiriz sevgili Hüseyin kardeşim,bu yukarıda yazdıklarını kast ediyorum zaten bende,yapılsın bir kurs,alınsın gerekli müsadeler,ondan sonra kim ne miktar maddi kazanç sağlıyor bizi ilgilendirmez,ama bilinçli yapılsın yapılacak olan herşey...
Serdar sarı kağıdı olan profesyonel değil.Sadece o tür teknelerde bulunmak için gerekli.Bende kılıca gidenlerle gidip o heyecanı gözlemek için aldımdı.O kağıdı her isteyen elini,kolunu sallayarak alır zaten.Profesyonel izin almak o kadar kolaymı sanıyorsun.Oh be alsın sarı kağıdı ben profesyonelim sansın ve okusun ağla parekete ile denizin canına.Yok öyle yağma.