Tuğgin kardeşim, hemfikir oluşunuz için teşekkür ederim. Madem bu toplumun bireyleriyiz, dolayısıyla değerlendirme ve bakış açılarımız, bu toplumun bizlere verdikleri örf ve ananelerle, kültürle bir bütünlük kazanır. Ne aldıysan onu yansıtırsın. Gerisi, inan ki yalan.
Sevgili Tevfik kardeşim, arkadaşım, çok güzel insansın, Gerisi yalan değil, gerisi fooooosssssssss. Ya vardır,............................. ya da Fooooossssss. hem fikiriz.sevgiler saygılar arkadaşım.
Acılan bu konuda tartışılan meselelerden başka cok daha büyük problemlerin var oldugun hemen hemen her hafta sonu yaptıgımız avlarımızda ben ve arkadaşlar görmekteyiz. ama bu konu cıkmaz sokakta entellektüel cercevede sıkışıp kalırken bazı degerli adların karalanmaya calışıldıgı icin buradayım.yoksa derdim onla bunla dalaşıp huzursuzluk yaratmak deyil.
Vedat üstadım sözlerim asla sizin için değildir sizin çizginizi karakterinizi bilirim Amatör balıkçılıktaki bilgilerinizden de yararlanmış bir kişi olarak teşekkürde ediyorum Ama ben şunu diyorum kıyı balıkçısı ile tekne balıkçısı arasında çok fark vardır... Bende bu güne kadar balık satmadım .satmamda...not...üstadım çok çabuk sinirleniyorsunuz...Bu da sizin dürüst olduğunuzu gösteriyor...Ben de sizin yan koyunuzdayım yani komşuyuz....selamlar
Onu bunu bilmem, hic balik avlayamadigim bir av gununde bile aldigim keyifi hicbir seye degismem. Cok balik avladigim zamanlarda dahi satmak hic aklima gelmedi. Yine de buyuk konusmayayim ama cok para edecek buyuk bir balik avladigimda da herhalde satmam. Zira avladigim baligi satmak fikri beni rahatsiz eder, o ava haksizlik edecekmisim gibi hissederim... degerini parayla olcmek, emek harcayip ugrasip avladigim o guzelligin degerini dusurur gibi gelir bana. Yani diyecegim o ki... oyle 30 kiloluk bir sarikuyruk filan degil, kiloluk bir levrek vurdugum zaman dahi o balik benim icin kiymet bicilmezdir. Aldigim zevk de parayla olculecek gibi degildir. Cok sukur ac degilim, acikta degilim... bu hissiyatim belki de ciddi maddi sikintim olmadigindandir, fakat paraya ihtiyacim oldugunda da avladigim baligi satayim diye hic aklima gelmemistir. Baliga sira gelene kadar insanin paraya cevirebilecegi baska seyler vardir elbet. Bunlari dusununce kendimi amator balikci olarak kategorize edebilmekteyim. Tabi bu bir zipkincinin gecmiste yasadiklarindan ileri gelen bakis acisi. Olta isinde daha mi farkli olur, bilemem...
Özellikle yurtdışında yaşayan forumdaşlarımın amatörlüğün daha yüksek mertebesinde olduklarını düşünüyorum. Umarım birgün yurdumda da ekseriyetin aynı mertebeden baktığını görürüz.
Arkadaşlar amatör balıkçılık konusunda hemen hemen herkes aynı düşüncelerde birleşiyor olması sevindirici bir durum Takip ettiğim kadarıyla bu konuda bazı dernek öncüsü üstatlarında yazdığını gördük onlardan özel bir talebimiz olacak Kurallara uyduğumuzda herkes balığın bitmeyeceği konusunda hem fikir... fakat bazı türler için bundan çok daha tehlikeli durumlar mevcut Bizim oralardan bir örnek vereyim dikili yakınlarında bakırçay var denize dökülüyor, bilirsinizki levrek,kefal gibi balık yavruları çayların acısu dediğimiz yerlerde zamanlarını geçirirler. çaylar yaz başlarında sulama amaçlı kapatılır(hemde denize yakın bir noktadan) eylül ayına kadarda açılmaz ve içeride yüzbinlerce yavru kalır. temmuz ağustos aylarında salça fabrikaları atıklarını çaya saldıktan sonra gelinde görün olayı...Onbinlerce sazan,kefal ve levrek yavruları, kalan erişkinleri. TAM BİR KATLİAM görseniz oturup ağlarsınız Her sene şikayet edilip söylensede durum değişmiyor her sene bu kırım maalesef yaşanıyor Saolsunlar önlemi şöyle alıyorlar katliam yaşandıktan sonra baraj kapaklarını açıp kalan varsa oksijensiz kalmamasını sağlıyorlar... VE BU ZEYTİNYAĞ FABRİKALARI ÇALIŞTIĞINDA KASIM ARALIKTA TEKRARLANIYOR İnanın amatörler hergün gelip 5 sene boyunca balık tutsa bu katliamın verdiği zararı veremez Bizim burda durum bu ...inanıyorumki yurdun biçok bölgesinde durum pekte farksız değil Yumurtalı yetişkin balıkları tutarsak nesile zarar veririz ama yavrular yok olursa nesili kuruturuz. madem dernekler var ve bu kadar bu işlere ilgili.madem nesli korumak adına bu mücadele veriliyor .İlk öncelikli olarak Bu faciayı ve benzerlerini ağırlıklarını kullanıpta DURDURSUNLAR. sevgi ve saygılarımla
Söylemek istediğim o ki birbirimize doğruları anlatıp bilinçlendirmemiz çok önemli ama daha da önemlisi bizi yönetenlerin denizlerimizin derelerimizin göllerimizin yasa dışı avcılık ve özellikle bir önceki yazımda anlattığım olaylara karşı dikkatini yani bakışını çevirebilmektir.Avrupadan yazan kardeşlerimiz acaba böyle olaylara şahit oluyormu merak ediyorum
Vedat abi, sen bence, elinde 150 boy gırgır ağıda olsa amatörsün. O başka mesele. Fakat bir açıklama gerekiyor. Sarı kağıdı olan, ticari avcılık yapabilir ve yapıyorda. Boğazda vs. sadece bu ruhsat ile avlanan pek çok balıkçı bürokrasi ile gayet rahat geçinip gidiyor. Elbette bu tek başına yeterli olmayabilir. Fakat olayın balıkçılık noktasında kesiştiği yer bu ruhsat. Bundan sonrası, maliyeyi filan ilgilendirir ki, o bu forum için konu dışı kalır haliyle.
Hayır sanmıyorum sarı kağıt alanların kullandığı tekneler plakalı ve sahibide yeşil kağıt diye geçen belgeyede sahiptirler.O zaman plakanın ve de yeşilin ne gereği vardırki. , Biliyorsun bu yeşil ruhsatname binlerce liraya el değiştirmektedir.Sarı kağıt aynı işi görüyorsa neden yeşil olan bu kadar pahalı olunki.
Yeşil kağıt tekne için geçerli. Yani profesyonel balıkçılık yapılacak olan tekne için istenir. Ama hiç bir yerde, profesyonel balıkçı illa ki yeşil kağıtlı plakalı tekne ile balık tutmalıdır demiyor elbette. Eğer balığı plakasız bir tekne ile tutuyorsan, bu gene kurallara riayet kapsamında etik dışıdır. Ama artık bu amatör balıkçılıktan ayrı bir meseledir, başka meseledir. Sen veya başka kişi, her kimse, sarı kağıt almış olmakla, balık tutup satmak üzere gereken ruhsatı almış ve profesyonel balıkçı olmuş olur. Bu noktadan sonra bu kişinin tuttuğu balığı satıp satmadığı konusu tartışmaya konu olamaz, satma hakkı bakidir. Satarken veya tutarken yaptıkları, yapacakları vs., bunların ne kadarını yapıp yapmadığı ise, başka tartışmaların konusu olabilir. Basitçe, senin tuttuğun balığı satma hakkın elbette ki var, sarı kağıdın varsa. Bunu hiç kimse sorgulayamaz. Ama teknenin ruhsatı yoktur, koop üyeliği veya müstahsil belgen yada vergi vs. kaydın küreğin yoktur, bunlar başka mevzular; bu konuyla alakaları yok. Biz burada, tutulan balık satılabilir mi, satılamaz mı, satan ne olur, ne olmaz bunu tartışıyoruz. Sarı kağıdı olan bu noktada, rengini belli etmiş, kendini profesyonel tarafına pozisyonlamış, o kurallar çerçevesinde de balığı satma hakkını elde etmiştir. Burası temel olarak bir amatör balıkçı forumu olup, bu sürecin o detayları bizi ilgilendirmez artık.