İyide, insanlar amatör balıkçı ruhuna sahip olmak zorunda değiller. Gidip profesyonel olma hakkına da sahipler. Ha, amatör bunu yapıyorsa, denecek şey, git profesyonel ol demektir. Ama bu, profesyonel olup defol git, balık vs. satan olarak aramızda sana yer yok demek olmamalı. Gitsin profesyonel olsun, legal olarak bu mesleği icra ettiği gibi, gelsin bizimle de bunları paylaşsın. Burada olay, amatörüm diyerek bunu yapanı ne yapacağımız, elbette belli bu: topa tutacağız. Ama adam gidip profesyonel oluyorsa, sana bu kapı kapalı, buralarda bulunamazsın demek, işte bu yanlış. Biz adamı, balık sattığı için değil, amatör balıkçılık kurallarına ki yazılıdır açıkca, uymadığı için topa tutabiliriz, tutmalıyız da. Bunda bir tereddüt olmamalı. Fakat, balık satanı kınadığımız gibi kıraça tutanı çinekop tutanı kınamıyorsak, bunda bir sorun olmalı.
Sanırım sorun, amatörlüğü iliklerine kadar işlemiş olanların, mecburiyet karşısında profesyonellik kapısından girmek durumunda kalmalarında. Forumlarda 4 - 4 lük kanun-kural tanıyıcı ve savunucusu görüntüsü veren iyi niyetli birçok arkadaşın, özel hayatında birçok duruma müsamalı davrandığından eminim. Yadırgamam. Lakin hoşgörülü olmak başka, "banane" demek başka.
Sevgili Yasin, Su ana kadar bu konuda gordugum en zeki ve gercekten onemli soruyu sormussun.Degerli kardesim cok tesekkur ederim.Sana acik ve net ifade edeyim. Hayir Amator balikcilik kesinlikle bir meslek degildir.Amator Balikciligi yasarken bilmemiz gereken en onemli noktalardan biridir bu.Ve yanlis anlasilmasi amator balikcilik taniminin ve etiginin bozulmasi anlamina gelir. Tekrar ediyorum.Amator Balikcilik (Sportif Amator Balikcilik)(Dinlence_Recreasyonel Amator Balikcilik) asla bir meslek degildir. Ancak amator balikciligin icinden gelenler , amator balikciligi dogrudan etkileyen tali meslek guruplarinda profesyonellesebilirler ve bu onlarin amator balikciligini tehdit etmez. Ne demek istiyoruz. Amator balikcisin, baligi recreasyonel amaclarla veyahut sportif amaclarla tutuyorsun, baligini satmiyorsun ama yillar boyu birikmis tecrubenle bu konuda yazarliga soyunuyorsun.Ve hatta hayatini amator balikcilik uzerine kitaplar yazarak kazaniyorsun. Asil meslegin senin yazarliktir. hobinde hala amator balikciliktir. Veya emeklilik gunlerinde amator balikcilikla gecen yillarinda bir isim yaptin ,bir tecrube yaptin yorende kalkiyorsun "Skipper Lisansi(Rehber Amator Balikci Kaptani Lisansi) aliyorsun ve amator balikcilik yapmaya gonullu insanlara illada tekneyle de olmasi gerekmez, kara balikciliginda bile olabilir rehberlik yapiyorsun. Senin ana meslegin denizdeyse Skipper Kaptan , karadaysa amator Balikcilik Rehberligidir.Ama bunu yaparken amator balikciliga hizmet edip, amator balikciliktan elde ettigin tecrubeyi kullaniyor, ve hatta hem kaptanligini yada rehberligini yaparken, amatorce gene de baligini tutabilirsin. Ornekler cogaltilabilir. Amator Balikciligin anlasilip, kuramsallasmasi ve yayginlasmasinin dogal sonucu olarak bu meslek guruplarida onunla birlikte var olacak ve bu meslek erbablari amator balikciliktan aldiklarini amator balikciligin hizmetine sunacaklardir, halen amator balikci kalacaklardir diyoruz. Bak mesela bu amator balikcilik siteleri.Sahipleri bugun reklam gelirleri elde ediyor, telif ve yatirima gelecekte donusebilecek bir ekonomik degere hergun yatirim yapiyorlar. Ne yani bunlar gidip amatorce baliklarini tutsa amatorden sayilmayacak mi? Komik olur degil mi? Amator Balikcilik iyi uygulanir topluma dort basi magmur kazandirilirsa topluma refah , kazanc olarak donebilecek is kollarinin dogumuna on ayak olacak dev bir endustiriye donusebilecek bir cekirdektir diyoruz. Umarim anlata bilmisimdir. Saygilar sevgiler
Modern dunyada bu boyle Vedat Abi.Bu bizim ortaya attigimiz bir gercek degil.Bizim uretimimiz bir fikir degil. Toplumsal olarak incelendiginde Amator Balikciligin gelismesiyle zaten kacinilmaz olarak ortaya cikan ve kaynagini amator balikciliktan alalan is kollari olacaktir. Ancak en onemli nokta o zamanda bu zamanda samimiyet olarak kalacaktir. Ve bu amator balikcilikla ilgili bir konu degil insanin insan olmasiyla, adam olmasiyla ilgili bir konudur. Ben sahsen boylesi bir gelisimin , boylesi is kollari dogurabilecek algilanmis anlasilmis yasanan bir amator balikciligin refah vergi olarak topluma donecegine ve cok buyuk kitlelere askin algilayis ve dogal yasam sevgisi verecegine ve en onemlisi gercekten bu yolda doganin ve surdurulebilir balikciligin bas taci edilecegine inaniyorum. Yasadigim yerde bunun acik secik boylesi bir basariya dondugunu gordum. Bunu 4.5 milyon Yeni Zelanda, tarihi 200 sene geriye gitmeyen bir uygarligin yapmasi ve bizim yapamiyor olmamiz ve hatta hala anlamamakta israr etmemiz kabul edilemez. Sen kendi hayatindan dusun. Ne olurdu yani su askin su tutkun zamaninda spansorlar bulaydi, daha fazla kitaplara , programlara doneydi ve Turkiyede degil dunyada bilineydin.Bunu bizden sonra gelen nesil , bizden sonra gelen potansiyel bulabilmeli.Bizim gibi harcanmamali...Vedatlar , Alpler , Tariklar, Orhanlar vs vs ...Sartlar uygun olaydi bu guzide ugrasa belkide dunya capinda katkida bulunabilirdi. Sahsen bir Turk olarak ben o imkani bulamadim. Ama benden sonra gelecek neslin, bunu sahip olmasini cok istiyorum. Saygilar Abi.
Ben bir kaynak daha vereyim ve yine bir süreliğine sessiz kalayım. BKZ: http://www.fao.org/docrep/010/a1500e/a1500e00.htm ftp://ftp.fao.org/docrep/fao/010/a1500e/a1500e02.pdf GENERAL FISHERIES COMMISSION FOR THE MEDITERRANEAN (GFCM) 2007 Rapor 81. (Sayfa 7) Tourism fishing can be understood as a fishing activity carried out by a third party who organizes a fishing expedition for tourists. Tourism fishing can be conducted by commercial fishermen (pescaturismo) or by recreational fishing professionals (“charter”) Balık avcılığı Turizmi (ya da turistik avcılık) üçüncü şahıslarca düzenlenen balık avcılığı turlarını kapsayan tanımdır. Balık avcılığı turizmi TİCARİ BALIKÇILAR tarafından organize edilebileceği gibi, Rekreasyonel Balık avcılığı profesyonellerince de düzenlenebilir.
Ben samimiyeti seviyorum sevgili Orhan Ustadim. Sizin bir yorumunuzu cok ama cok begenmistim. Orda bu sitelere geldikten sonra okuduklarinizla, diger site dostalrinin yardimiyla gun gectikce Amatorlugu daha fazla ogrendiginizi ve bunun gereklerini her gecen gun daha fazla yerine getirmeye calistiginizi ifade ediyordunuz. Amator balikciliktaki cizginizi de oyle abartmak yerine gayet mutevazi tanimlamalarla bir emeklilik ugrasi ve tutkusu olarak betimliyordunuz. Iste bu topluma dogru ornek olmaktir. Toplum Ustad dediginin bile bugunun Turkiyesinde Amator Balikciligi yeni yeni ogrendegini anlarsa ve bunu balikcilik ugrasina yillarini vermis, nufus kagidi eskimis buyuklerinin bile kendisini daha iyiye ve guzele , bu guzide ugrasi temsil ve tatbikte daha faydali olmaya , bu yolda degismeyi goze almaya adamis gorurse, elbette Amator Balikciligin ve Surdurulebilir Balikcilik algilayisinin cok genis kitlelere mal edilip sevdirilip, uygalanip , yasatilmasi bu yolu hepimiz icin gerceklestirmeye gonullu yuksek yureklere ve onlarin yuksek emegine en buyuk destek ve katkiya donusur. Samimiyet cok onemli. ne oldugunu, nerde oldugunu, acik yureklilikle gostermek cok onemli.Bu nedenle yukardaki yorumunuzu tebrik ediyorum.Ancak Sennur ve Murat sana bir reklam faturasi keserse onlara sanirim sen dahil kimse haksizsiniz diyemez. Sivrice halkina, dolayisiyla Ulkemize Amator balikciligi temel almis hizmetinizde basarilar dilerim.Insaallah hem Ulkemizin bu guzide kosesinin daha fazla taninmasina, insallah yeni nesillerin Amator Balikciligi layikiyla ogrenip uygulamaya vesile olur bu tesebbusunuz. Herkese hayirli olsun. Saygilar sevgiler, rast gelsin.
Sayin Koylu, Amator Balikcilik camiasi , bu konuyla ilgili vatandasimiz artik Ulkemizde Kanunlari ve surdurulebilir balikciligin gereklerini layikiyla uygulamayi ogrenmeli bu konuda istismara giderse ayiplanacagini bilmeli, toplum baskisini hissetmeli. Size katildigim konu su.Bu baski kabalikla degil de buyuk bir nezaketle de gosterilebilir. Saygilar...
FAO'nun tanımları ile bizim regülasyonlarımız örtüşmek durumunda değil. FAO, kaba tabirle, dünyada bu işin nasıl olduğunu tarif eder. Bir yerde, mesela, atıyorum Güney Afrika'da, ticari balıkçılık yapanlar bu gibi balıkçılık turları düzenliyor olabilir. Ama bu, bizim ülkemizde, çeşitli sebeplerden ticari balıkçılıkla amatör balıkçılığın çok keskin olarak ayrılmış olduğu gerçeğini değiştirmez. FAO, bu balıkçılık turizminin nasıl olduğunu ifade eder, ama nasıl olması gerektiğini söylemez, söylemiyor da. Ülkemizde bu işin Turizmi, kendi kurallarına göre sürdürülmektedir. Bu hususta yanlışlar veya eksikler söz konusu olabilir. Bu hususları ayrıca da tartışabiliriz. Benim gözümde balıkçılık iki ana kola ayrılır. Birisi yakalarsın, bırakırsın. Böylece, balık popülasyonunun devamını düşünüp, balıkçılık olayını yakalama aktivitesinin sadece heyecanına indirmiş, doğaya en az zararı vermiş olursun. Diğeri ise, yakalar ve öldürürsün. Yani denizden, dereden vs. neyse, bir balık eksilir her balık tuttuğunda. Birincisi için de bazı düzenlemeler olsada, asıl düzenlemeler ikincisi için yapılır. Sizin sudan ne kadar balığı yok edebileceğiniz, çeşitli sebeplerden kontrol altına alınır, en azından alınmaya çalışılır. Bu noktada, denir ki, balıkçılık mesleğini icra edip geçimini bundan sağlayanlar, daha geniş olarak balık stoklarından faydalanabilirler. Bu noktada olay, balıkçı üzerinden toplumun deniz ürünlerine olan talebinin karşılanmasıdır. Yani, balıkçılar bir tür amme hizmetini yerine getirirler, yüksek miktarda istihsal yaparken, deniz ürünlerini eknomiye bir değer olarak katıp, katma değer, istihdam ve gıda üretirler. Bu bir ekonomik faaliyet olduğu içinde, devletin koyduğu ekonomik kurallar, gıda yönetmelikleri, verig usulleri vs. ile olay yürütülmek durumundadır. Ama, insan doğasından, balık avlamayı sevdiği için, bir ikinci husus ortada kalmıştır. İşte bu noktada amatör balıkçılık denen olgu devreye girer. Asıl tartışılacak yer işte burasıdır. Asıl etik konması gereken yer burasıdır. Bizde bu etiğin olmadığını, konamadığını görüyoruz. Çünkü, yaygın durumda sudaki balıklar bir et deposu olarak görülmekte, olayın eğlence boyutu yok sayılmaktadır. Bu sanıldığından çok daha ciddi bir sorundur. Öyleki, pek çok kişi, balığı yakalıyorsan yiyeceksin, yemeyeceğin balığı yakalamak yanlıştır gibi noktaları söyleyebilmektedir. Bunun sorun olan tarafı, balık yenirse, onu yoketmiş olmanın mübah olacağı anlayışıdır. Bu yaklaşım, balığı et olarak görmektedir, bir canlı olarak değil. Bu şekilde gören pek çok göz içinde, maalesef, balığın etten öteki tarafı yok olmaktadır. Sonucu mu ne? Bohçacılık elbette. Dinamiti atarken, onun gözünde denizden ne kadar çok et çıkacağı var olmaktadır, kaç balığın öleceği değil mesela. Bugün birilerine bohçacı filan diye çatarken, sanki Galata köprüsünde yapılan legal bir istavrit avının bohçacılıktan bir farkı olmadığı gerçeğini atlıyoruz. Etik, limitlere sadık kalmaktan ibaret olmamalı. Kanunlar, regülasyonlar, tebliğler, bu işe yeterli ise, zaten etik diye bir şeye hacet kalmaz. Etik, kanunlardan daha öte, daha gönüllü ama daha bağlayıcı bir sınır koyma işidir. Akşama kadar, en basit şekilde, 5 yaşındaki çocuğun bile yapabildiği bir halde, çapari sallayıp 4.9 kg istavridi kovaya doldurmak etik anlayış olarak bana pek makbul görünmüyor şahsen. Tamam, kanunen sorun yok. Ama etik, kanundan biraz fazlası doğru mu? Bunu yapanı kınayabilir miyiz, elbette bu hakkımızda olmaz. İşte bu noktada, olayı biraz dallandırmak gerekiyor. Balık tutma işini, eğlence amacıyla yapanlar. Balık tutma işini balık eti için yapanlar. Bu noktada, olaya uç örnek veriyorum ki doğru anlaşılsın mesele. Burada asıl görülmeyen husus, işte bu ayrımın netleşmemesi. Amatör balıkçıyız diyerek bir paye biçip, belli bir etikten filan söz ediyorsak, bu etiğin bizi balık eti için av yapmaktan uzak tutabilmesi lazım. Neden, alakası ne? Çünkü, balık eti, gırgırcının yaptığından daha başkası değil maalesef. Onun elindeki imkan, ruhsat, tekne, ağ filan bizde olsa, bizde aynen tonlarca balığı denizden kaldırabilme imkanına sahip olsak, bunu hiç umursamadan yapabiliyorsak, bizim ondan etik olarak farkımız ne? Profesyonel balıkçıya bir şey diyebilmek için, onun yaptığı balık eti temini işinden biraz daha fazlasını, biraz daha başkasını yapabilmeliyiz ki, onlara diyecek bir şeyimiz olabilsin. Biz onun yaptığını, kanuni kısıtlardan, imkansızlıktan filan yapamıyor olduğumuz için orada duruyorsak, bunda bir yanlış olmalı. Bu noktada, balığı yakalayıp salan ve etik bunu düşünen, hiç bir zaman, birer porsiyondan (4 kişilik aile için 1kg en fazla) fazlasını eve götürmeyi aklına getirmeyen, bunu da ancak istisnai olarak yapıp, genelde yakalayıp balığı salan bir grup olsak, profesyonellere denecek bir lafımız olur belki. Fakat, hepimiz balık eti toplayıp, kimimiz yiyerek, kimimiz satarak bir kazanım elde ediyorken, onları eleştirmek gibi pek bir hakkımız da olamaz maalesef.
Sevgili Hüseyin kardeşim öyle tahmin ediyorum ilk tanışmamız tam 7 sene oluyor, sanal ortamda da olsa beraber gerçek bir kardeş gibi anlaştık bunun temelinde ilk başta sevg, sayı, hoş görü, tabi hayatın tecrübeleri, tabi ailemizin bizlere verdiği terbiye ve disiplin, tabi ki doğduğumuz ve büğdüğümüz ortam ve oradaki kültür,kültür 6 kelimeden oluşan fakat içini açtığın zaman ucsuz bucaksız olguların olduğu görülür, işte o kültürün temel taşlarından olan, küçüklerine sevgi, büyüklerine saygı....neresi mi orası dersen işte orası Karagümrük, orası Fatih orası İstanbul. Gelelim amatör balıkçılığa gerçekçi olalım amatör kelimesini bebekliğimizden beri biliyoruz fakat amatör balıkçıyı allah aşkınıza ne zaman öğrendini ne zaman uyguladınız, yemin ediyorum çok deği belki 10 sene evvel kıyıda balık tutanlara siz amatör değilmisiz diye bir soru sorsaydınız valla bir araba dayak yerdiniz, heeee şimdi sorarsan neler olur orasını hala bilemem. Ben de dediğin gibi Vedat beyin sayesinde zorunlu olarak....bu balıkçı sitelerine girdim, zamanla burada bu amatör balıkçılığı öğrendim daha evvel sattığımızı zaten açık olarak sizlere yazmıştım hala bu yazılar duruyor, ama şimdi artık tam anlamı ile amatör bir balıkçı olmaya çalışıyorum, sadece kurallarla değil vicdanımın da sesini dinleyerek, amatör balıkçılar şayet balık satıyorlarsa işte o günlerce bir iki kilo balık yakalamaya çalışan ekmeğini balıkçılıktan temin eden insanların ekmeğini çalıyor demektir....ben de şimdi daha evvel yaptıklarımdan şu anda hem utanıyorum, hem de vicdan azabı çekiyorum, ne olursa olsun onların ekmeklerini çaldık, yazıklar olsun bizlere eski yaptıklarımız için, allah bundan sonra böyle bir şeyler daha yaşatmasın. Bundan sonra yöremdeki balıkçıları korumak ve amatör balıkçıların mutlaka bölgemizde kurallara uymalarını sağlamaya çalışacağım belki bu şekilde vicdanımı rahatlatabilirim, zaten ayıp olan burada bana Orhan baba diye hitab eedilmesi, geç de olsa Orhan baba bu konuda kendine düşeni yapmaya gayret edecetir, kendime söz veriyorum,sevgiler hepinize olsun. hoşça kalın.
O niye ki? Ülkemizi BM nezdinde ilgilendiren ilk balıkçılık antlaşması 24 Eylül 1949 da Roma’da FAO gözetiminde imzalanan Akdenizdeki balıkçılığın düzenlenmesi için Akdeniz Genel Balıkçılık Komisyonu (GFCM : General Fisheries Commission for the Mediterranean) kurulması ile ilgili antlaşmadır. Bu antlaşma Akdeniz de kıyısı olan tüm ülkelerin ortak imzasıyla imzalanmış Akdeniz de yapılacak balıkçılığın FAO kurallarına uygunluğunu bir komisyonun belirlemesi prensibini içermektedir. Bu komisyonun (GFCM) tüm toplantılarına katılım sağlanmakta olup, ülkemiz adına ilgili Bakanlık adına görüş beyan edilmektedir. Bir Akdeniz ülkesi olarak bu antlaşma altında imzası olan Türkiye Cumhuriyeti bu düzenlemelere niye uyum sağlamasın anlayamadım. Başka türlü soracak olursam, Daha nasıl uyum sağlansın? 3/2 Amatör Tebliğde aşağıdaki düzenleme yapılıp Resmi Gazetede yayınlanmışken neden bu ayak direme?
Şöyle ki, FAO'nun tarif ve tanımları Türkiye'nin regülasyonlarını bağlamaz, Fransa'nınkileride, hiç kimseyi bağlamaz. Türkiye veya başka bir ülkeyi, bağlayacak olan, FAO'nun regülasyonlarıdır, tanımları değil. FAO, tanım olarak, balıkçılık turizmini, turistik balıkçılığı vs. koyup, bunun dünyada nasıl uygulanan şeyler olduğunu tarfi etmiş diyerek, bizim o tarifte yazan hususları aynıyla uygulamamız gibi bir gerek yok. Türkiye'de de, balıkçılık turizmine dair bir takım yaptırımlar var, yarışmalara filanda elbette. Ama bunlar, FAO böyle diyor diyerek, ticari balıkçılara verilmiş haklar vs. değil. Kendi kuralları var ülkemizde. Eğer o dökümanı açıp incelerseniz, oradaki ticari balıkçılık teriminin de benzer bir tarifi var. Mesela o tarfite, kimse babasının teknesiyle sarı kağıdı olmadığı için ticari balıkçılığa çıkamaz gibi bir hususta yok. Tarifler, tanımlar ve regülasyonlar karıştırılabiliyor elbette. Ve FAO anlaşmalarının, sizin bu tariflerde olan hususları balıkçılığınıza uygulamanız şartı koşmadığı da.
Günlerdir okuyorum hala neyin tartışması dönüyor anlamıyorum , sıra şimdi bunu tartışmaya mı geldi ? O kadar çok konuşulması gereken sorunlar varken, her gün limit altı balıklar tutulurken ve de bunlar bu forumda bile paylaşılırken, bana bu tarz şeyleri konuşmak biraz abes geliyor... Belirli bir çevre dışında balıkçılık kısır bir döngü için de çoğu kişi'nin limitlerden bile haberi yok. Mesela dernek diyoruz ,neden herhangi bir broşür ya da internet kampanyası vb.. şeyler duymuyoruz... Hani burda konuş konuş Tarık abi cevap versin kalksın oradan serdar abi yazssın bir şeyler... Arada 2 usta gelsin kapışsın konu da... Ne biliyim bunlar gereksiz artık kim bilir kaç kere konuşulmuştur... Daha farklı şeyler yapmak lazım, burada ki konuşmalar yetersiz. Dip Not: TARIK hocam belki hatırlarsınız bir çeviri istemiştiniz. Önümüzde ki hafta eliniz de olur sanırım
Serdar kardeşim, Ben yukarıda yazdıklarını demedim ki. Konuyu o kadar karmaşık ele almana hiç gerek yok. Benim dediğim şu. Ülkemizde Amatör Balıkçılık Turizmi olarak bir düzenleme VARDIR. Belki kağıt üzerindedir. Ama vardır. Hem de senelerdir var. Var olduğundan bu güne kadar bir çok değişiklik yapılmış olsa da o VAR. Var olan bir şeyi günlerdir ve halen niye tartışmaktayız? idk Bu işi yaptığı halde var olan düzenlemeye göre belgesini almamış olan, vergisini ödemeyen, avlattığı Amatör Balıkçının kurallara uygun avlanmasını sağlamayan kişi ya da tüzel kişiler için gereken yaptırım neyse o uygulanır ya da uygulanmaz.
Bu biraz "out of scope" kalan bir konu olacaktır. Basitçe, Galata köprüsünde, her 3 direkte bir takımcı vardır. Karaköyde tanesi 50 kuruşa satılan çaparileri 2 TL'ye orada satarlar. Kurt, karides vs. bulunur. Kamış koymak için bolca tahta satarlar. Hatta, kamış, makine filanda. Dahası, bilmem kaç kişinin olta sallayacak alanını da işgal ederler. Bazı içer içer, oraya işer filan. Bunlarda regülasyonlara uymayan kişiler. Bu Galata köprüsü, ama aynısı, Eskihisar'da da, Tarabya'da da her yerde olan ve hemen hiç kimsenin itiraz etmediği bir konu. Tamam, bazı muhitlerdeki bu malzemeciler, gayet titiz, temiz, çevresini koruyan vs. kişiler. Fakat neticede hepsi de illegal. Amatör balık turizmi yapıp bu kurallara uymayanda işte en fazla o kadar kayıt dışılık vs. açısından illegal olmakta. Tuttuğu balığı satanda. Kısaca, bunlar tali sorunlar. Bunları tartışmak tamam, lazım ama, bunlar amatör balıkçılığa tehditten çok hizmet benim gözümde. Bunlar kurallarına uygun olarak, kayıt altında yapılsa, çok çok daha iyi elbette.
Ben aslında Orhanla her konuda bir olmayı,birlikte olmayı okadar çok istedimki. Haberi olmadığı internet ortamını, o aralar çıkan tek balıkcılık dergisine abone olmasını fotoğraf çekmesini buraya gelecek kardeşlerimizden çekinmemesini,onları buranın balıkcılarına kötülememesini hep söyledim. <<BİRÇOK BASKIYLA KARŞILAŞTIM.oNLARA YÖN VEREN OYDU. yILMADIM YAZDIM ANLATTIM BURALARI. Bana karşı çıkanlar hatta tehditvari davrananlar,ne zaman orhan bu durumları kabullendi,ne zaman kardeşlerimizi buraya oda davet etti,işte o zaman herşey olumlu gelişmeye başladı. Karşı çıkanlardan bir kısmı Motel,Otel en azından birkaç odalı pansiyonlar açtılar.Bu sefer baş tacı olduk,getirin arkadaşlarınız bizede demeye başladılar. Ben enayiydim,aptaldım,becereksizdim milleti bedavaya balığa çıkarmaktaydım. Tabii bu dengelere zarar veriyordu.Bir taraftan para geliri olanları sanki sabote ediyor,diğer taraftanda huzurumda kaçıyordu. Neticede teknemi aldım Assosa götürdüm.Kardeşimle konuşup oradaki lüks otelini balıkcı kardeşlerimin hizmetine verdim. Tekrar dedikodular başladı.İşte otelden para alıyormuşum,Sivricenin balıkcılarını oraya çekiyormuşum buradakilerini ekmeğiyle uğraşıyormuşum falan. Burada tek bir insaniyet duygusu olan bir yer var Orasıda Okan MOtel.Kulak bile asmadı söylenenlere.Çünki beni iyi ve doğru tanıyordu. Orhanda söylüğyor sen iyi bir insansın diye hatta yazdı bile yukarılarda biryerlerde. İsterdimki beraber olalım,isterdimki birliktede balığa çıkalım,isterdimki onca birikimimi onada iletebiliyim. Ama asla yanaşmadı zül saydı.Teknesine almadı beni limanda ayazda kalmış it gibi bıraktı. Üstelik araları benle limoni olan hemen herkesi buraya çağırdı evinde ve masasında ağırladı. Teknesinde balığa çıkardığı her kardeşe av boyunca beni kötüledi. Oysa forumlarda güleryüzlüydü,kurnazdı bana çatmıyordu. Ben salağım ya işi forumlara taşıyordum.Zannediyordumki,mademki ben okadar yararlı konu açıyorum,sorulan her soruya açık net hiçbirşey saklamadn cevap veriyorum,binlerce mesaj yazmışım herkesi davet emişim para istememişim falan,filan.işte bir derdim sıkıntım olduğunda forumdaş kardeşlere açarım belki teselli bulurum. Yok Hüseyin geri tepti. Bu forumlarda aktif olan hemen herkese yardımım olmuştur.Biri çıksında söylesin bakalım bana olmamıştır diye. Ama ben süzme salağım ya,herşeye aynen kaldığı yerden devam ettim. Orhan kökenli olmayan tek bir menfi yazımı bulamazsınız bu forumlarda. Sonuçta o forumdan,bu forumdan yerli,yada yersiz banlandım ben. Sen okadar yardımcı olmaya çalış,o kadar kişiyi hep davet et.Tuttuğun balıkların tümünü gelenler hayret etsede israrla onlara teslim et,para alma takımlarını kullandır,aldığım tenkitlere ve adeta bazı hakaretlere bakılırsa bunlar boşmuş ve Hüseyin kardeş. Benim halende şartım,şurtum yoktur.Yok kaptanım tuttuğumu ben alırım gerisini tutan alır gibi bir şartımda yoktur benim. Buraya gelen her kıyı balıkcısına gerek kerterizgerek uygun takım konularında hep yardım ettim. Hadi alalım ele şu son sahil mırmır avımızı. Eh tebrik etti eyvallah ama devam etti nihayet sivrice balıklarını anlattığın bir rapor yazdın diye.El insaf ben doğruyu söyleyen bir adamım .Assos sularında hayatımın balıklarını tuttum ben yani Sivriceden daha çoğunu.Ama videolarla sabittir Sivricede tuttuklarımda Sivricede tuttum yazdım. Tekrar iddia ediyorum,Assos suları daha fazla kerteriz ihtiva etmektedir.Ben iddia ediyorum benimle çıkanları ben balıksız döndürmem en azından hanos hariç küçük yada büyük mercan kupes iri istavrit,izmarit gibi balıklarla doldururum. Jig meralarımda elbette şansımızı deneriz.Zira ben bu kounuda kendimi hayli iyi geliştirdim. Ayrıca hemen Karabela Hüseyini ben 15sene tanırım falan,filan.Be adam tanırsında acaba o adama kıyı avcılığıyla ilgili ne önermişssindir. Oysa kensisine sorulduğunda,Keza bakkal Şenola sorulduğunda bana duaedeceklerini yada ettiklerini ben bilirim. Neden öne geçen,hırslı takipci Burahaniye Edremit Havran avcılarından çok balık yakalayabilmektedirler.Raporumda anlattım.O zaman neden onu tebrik ediyorsunuzda Hüseyini etmiyorsunuz diye sitemli yazmak. Hemen işi sidik yarışına cevirmek olmaz.Keşke kendide ilgi duyaydıda ona gayretimin son damlasına kadar anlataydım. Ben ona karşı olan onu üzebilecek her kanaat ve davranışlarımdan an ında vaz geçerim.Ancak oda bu tür süregelen huylarından vazgeçmeli. Birgün heveslendim.Satın aldığı çıkrık,kamış şu bu teçhizatı var belki bir,iki ya kullanmış ya kullanmaıştır. Tuttum kahvede onu giydirdim.Mücadele kemerini taktım kamış ve çıkrık makarasını eline verdim.Ne güzel yakışmıştı.Ne yaptı hadi len dedi çıkardı attı. Baba ya istersen elle istersen ayakla tut bana nede,gelenlere ayıp oluyor be. Sen onlara birşeyler öğreteceksin artık karşında eski bilgisiz yada tecrübesiz insanlar yokki.Onların karşısında aciz kalmayacaksın,sana imrenmeliler,inanmalılar.Demode yöntemlerle ne o eski balıklarını tutabilirisn nede artık gelecekte tutabililirsin. Ya hÜseyin belki başını ağrttım belki bakanlar yatekrarmı off ya bıktık be diyebilirler.Zaten bu son yazım artık bu konularda hiçbir şey yazmayacağım. Sevgimle kal
Sayin Koylu, Aslinda dediklerinizin buyuk bir kismina katiliyorum.Ancak su 7 senelik amator balikcilik sitelerindeki uyelik hayatimda acik secik "ben ticari balikciyim, amator Balikcinin da ilgisini cekecegini umdugum, ticari balikciliga konu olmus, avlarimi sergiliyorum veya amator balikci abi ve kardeslerimin bilgi dagarcigina ekliyebilecegim , onlara faydali olacak , amator yapilarinda uygulayabilecekleri konulari paylasiyorum diyerek geleni gormedim. Bizim tepkimiz samimiyetsizlige ve bu samimiyetsizligin cok uzun bir zamandir amator balikcilik sitelerinde dominant bir goruntu cizerek yanlis ornek olmasina...Hele hele bu samimiyetsizlik ticari kucuk esnaf balikcisi durusunu bize amator balikcilik olarak yedirmeye kalkisirsa ona "dur da deriz, cek git de".Cunku kimsenin buna hakki yok. Samimiyet cok onemli... Saygilar sunarim.
Pamuk dede bu son yazını imzamın altına koyuyorum. çok sevindim.Ohhhhh. Zaten bu son yazım artık bu konularda hiçbir şey yazmayacağım.