Vedat Abayoğlu'nun balık satma, satmama konusundaki videosu, Lütfen izleyiniz

Dostlarina yaptigi yardimlarla, paylastigi bilgi ve tecrubelerle, avladiginin yaninda saldigi baliklarla anilan,

Hic tutamasa cok uzulmeyen, cok tutsa da boburlenmeyen, baligini satmayi dusunmeyen, bu isi kendi keyfi icin ve deger verdigi kisilerle hosca vakit gecirmek, paylasmak ve tabiatla kucaklasmak icin yapan...

Forumlarda baskalarinin fikirlerine saygi duyan, bilgiye ve bilene deger veren GERCEK AMATORLER varken....

Ne diye rahatsizlik vermekten zevk alan, bilmedigi mevzuda ahkam kesen ZAVALLILARA prim verirsiniz, sacma sapan laflarini muhatap alir da yanitlamaya calisirsiniz...

Birakin oyle buyuk baliklari, bir istavrit tuttugunun raporunu dahi gormedigimiz `BILGE` sahsiyetlere niye itibar edersiniz, karsiniza alip konusursunuz, sinirinizi bozmasina izin verirsiniz...

Anlamis degilim dostlar...

 

Yazmak ,

Fikir ,, tabiatta bulundugu yahut kafada « klik » yaptigi sekilde meydana atilmamali ! Okuyanina biraz olsun düsüncesini ve moralini secme , katilma ve paylasma sansi verebilmeli ! Diger sekilde , radikal yaklasim ve varligini sorgulatacak baslik ve ifadeler , degisken degerlerinde devreye yanlis ve cirkin sokulmalariyla ana hedefe zarar vermis ve bizlerdeki kontrol eksikligini ortaya cikarmis sayilir ! Zira konusu ne olursa olsun , yazilmak istenilen yazinin düsünceyi yansittigi zannedilen üslubu , hic bir zaman saygisini sorgulatan cinsten olmaz !

Bu nedenle ,herkez istedigi konuda , istedigi sekilde yazamaz ! YAZMAMALIDA !


Zira yazmak ,, Insanin bir noktada kendini tanimlamasi yaninda , söylemesi gereken görüsü yahut serzenisi , cogulculugu öldürmeden seviyeli bir dille aktarmasi demektir .

Problemi inkâr etmiyoruz . Tuz basilan yerin nasil bir yara oldugunu tekrar etmeye gerekte yok ! Yanliz ,, bir yazinin bütününde SAHISLAR ve SUCLAMALAR,, gercek konunun üzerinde ezici bir agirliga sahipse ,, Özel , secilerek kullanilmis kelimelerle kisilik ,, Fikrin , düsüncenin, problemin, hatta yetkinin dahi önüne gecebiliyorsa , hatirlatma kacinilmaz olur !

Lütfen Unutulmayalim,,
Yazi kültüründe Tolerans ,,, medyatik , filôzofik , rüyasal sekillerde sorgulayan ve suclayan fikirlerden cikmaz ! Bu tip israrlar ,tarzimizin ve davranislarimizin, baskalarinin hatalarini söyleme kültürüne karsi bir sorumluluk tasimasi gerektigini vurgulayabilir,,, dahada ilerlemis haliyle , insan faktörünün bir problemin nüvesindeki rolünden bahsederken mesafenin,, herzaman bilinmesi gereken bir kavram oldugunu hatirlatabilir !

Ama insan,, kendi yazisinin veya düsüncesinin faktörü oluyorsa , yapilmak istenen zor seyi dahada zorlastiriyor demektir !
Burada ne yapiliyor vede ne yapilmak isteniyor sorularini besleyen fikir ve üslûbun görüntüsüyle rahatsizlik veriyor demektir !

Saygi deger arkadaslar,,

Lütfen, hep ayni noktadan ve hep ayni acidan bakmayi birakalim , hep yazar gibi düsünüp, okuyucuyu düsünmeyen konulardan , ve üsluplardan kacinalim, daha basit yollarla amatörlügümüzü olusturan görüs ve davranislari bir profösyonel gibi yazmaya calisalim !

 

Hüseyin bey
haklısınız 6 gündür burdayız aynı şeyleri konuşuyoruz zaman zaman size muhalefetler artıyor bazen benzer cevaplar geliyor ben sadece farklı bir bakış acısını size hayal ettirmek istiyorum .Her şartda size zinhar karşı deyilim lütfen yanlış anlamayın.

Bakınız Vedat abinin videosunda ben emekliyim diyor.Bu noktadan hareketle
Türkiye de bir emeklinin aldıgı maaş bellidir.Yaşam koşulları agırdır. Emekli olana kadar cocukları büyütürsünüz okutursunuz evlendirirsiniz sora size kalan 5-10 senede de şansınız varsa torunları sever göc eder gidersiniz.
Ama bazıları hayalleri ugruna kücük bir sahil kasabasına göc eder orda nacizane hayatlarına bahceydi cicekti böcekti balık dı devam eder neyle
aldıkları emekli maaşlarıyla hepsi bu .hayal güzel ama finansmanı sıkıntılı
Avrupada ya da sizin yaşadıgınız yerde emekli olanlar maaşlarıyla dünyayı
geziyor hatta buralara kadar gelip yazlık alıp belediye mejlislerinde sandelye sahibi oluyorlar.Bizim emeklimiz o maaşla ayda bir köyüne gidemiyor gercek bu .
yasalara uymak medeniyetin evet ölçüsü.ama yaşam koşulları ne kadar iyiyse ancak o zaman medeniyete yakınsızınız.
ya da şunu konuşalım sizinle yaşadıgınız yerde etin kilosu ne kadar,kalkan ne kadar ,lokantada balık yemek ne kadar ,benzin lt fiyatı ne kadar,emekli ne kadar maaş alır bu soruların cevaplarında biz hep malesef maglup oluruz
Bu ülke 20 senede bir ya savaş görmüş ya ihtilal olmuş,daha yeni uyanıyoruz
Bakın hala anayasa icin birleşemediler.ingilterenin anayasası yok biz ugraşıyoruz ama yapamıyoruz bile .İskandinav ülkeleri avrupa birligine girmiyolar biz 50 senedir yırtınıyoruz olmuyor.
satardı satamazdı olayı bu noktadan bakınca "müsluman mahallesinde salyangoz satılmaz " gibi görünüyor .

Türkiye den saygılar sevgiler

 

"Valla, altında üreticisinin linki var. Adamlar, süs eşyası niyetiyle ayrı bir seri iğne üretiyor, büyük balık tutmak için ayrı bir seri. Bu büyüklükte iğnelerle bir şeyler tuttuğumu hatırlıyorum. Beyaz, Dev kalamarlar filan böyle (bu büyüklüğe yakın) iğneler ile avlanıyor. Bunlar daha çok, çok açık denizlerde iş yapan iğneler, genelde bizim gibi amatörlere pek fazla hitap etmiyor. 500 kg. luk bir orkinos veya 750 kg. lık bir lahos için bu iğne hiç büyük görünmüyor."

Bak Serdar Koylu,

Yukarda ki senin ifaden degil mi?

Sus esyasi olarak yapilip satilan, altinda acikca sadece dekoratif amaclidir diye aciklanan igne gorunumu verilmis bir dalgayi sen kalk milletin onune ac,
sonra bu buyuklukteki ignelerle avcilik yaptigini iddia et ve hatta isin en ilginc tarafi bu kopek baligi desen gam yemem, beyaz , dev kalamarlar yakaladigini iddia eduyorsun.))))))))

Dostum sen kalamar ignesiyle balik ignesi arasinda ki farki bile bilmiyorsun.

Daha bilim butun teknolojik imkanini kullanip yillarca mucadeleden sonra o zamanlar ross denizinde bir dev kalamar yakalamayi basarabilmisken sen bunu o tarihlerden cok onceleri yukardakine benzer igneyle basardigini soyluyorsun.

Bilim, dunyadaki en buyuk lahosun( o lahos da degildir giant grouper.Epinephelus lanceolatus'tan sanirim bahsediyorsun, sen boyle dedigin icin biz de lahos diyelim seni kirmayalim ) kayitlara gecmis en buyugunun agirligini 400 kg oldugunu iddia ederken, 600 kga erisebilecegine dair desteklenmemis raporlar oldugunu soylerken sen buna 150kg daha ekliyorsun ve 750kglik sanki varmis gibi lahoslarin bu ignelerle yakalanabilecegini soyluyorsun.

Bugun saptirdigin gerceklere destek olur diye getirdigin videodaki buyuk beyaza kullnilan igne bile senin hikayeler yazdigin o dev sus ignesinden kucuk farkinda misin?

Senin vukuatlarin bunlarla da bitmez dahasi da var, hatta neredeyse her yazdiginin icine nerdeyse sinmis...

Senin niye buna ihtiyacim var adamim? Niye masal dunyasindasin? Niye yuzun hic kizarmaz? Bu hirs bu goz boyama niye?Sormazmisin kendine?

Sirkte palyoconun trabezcinin taklalarini yerde taklit etmeye calismasi gibi atliyorsun zipliyorsun ama herkes de goruyor ki sadece komedi...

Ama bu efsanevi dunyalari ben tuttum balikci kompleksini artik cok ciddiye almayi biraksanda ,amator balikciligin ne olup ne olmadigi bahsine getirmesen?

Ciddiye alacaksan da once gidip bir doktora gozuksen...

 

Söz konusu belgeseli geçenlerde televizyonda izledim. Büyük beyazları canlı yakalayıp üzerlerine verici yerleştirip denize geri salıyorlar. Video'da görüldüğü gibi dev iğneler kullanılıyor, Serdar Bey'in gösterdiği iğnelerden küçük olmadığını da söylemek durumundayım. Bu iğneleri özel yaptırıyorlar ve özellikle çember şekilli yaptırıyorlar ki balık yutmasın ve ölümcül yara almasın. Tabii kullanılan tek şey sadece bu iğneler değil, güçlü motorlu teknelerle balıkları gemiye doğru çekiyorlar. Geminin yanına hareketli bir platform yapmışlar, su seviyesinin 2 metre kadar aşağısında duruyor ve balığı onun üzerine getirince kaldırıyorlar. Bilimsel bir araştırma için bu kadar masraflı bir teçhizat kurmuşlar.

 

Tarık bey galata köprüsü ve haliç köprüsü üzerinde avlananları siz ne olarak görüyorsunuz?

 

Günlerdir yazılanlardan da rahatça anlaşılacağı üzere avlayanın avını ne yaptığına bakmak lazım.

Sorunuzda bu detay yok.

O köprülerde ben de av yaptım.
Orada Amatörde av yapıyor, emek hırsızı olan zibidiler de.

 

Vallahi yazmayayım diyorum ama olmuyor ...

Nasıl sadece amatör diyip geçebiliriz. Bu iş bir sürü dala ayrılıyor, bunların hepsine toptan amatör balıkçı demek ne kadar doğru??

Yani amatör de geç bir fly disiplini ile lüfer avcısını nasıl aynı sınıfa ve de aynı isimlendirmeye tabii tutabiliriz. Amatör nedir yav ? Bunların hepsinin farklı farklı lisansları olması lazım , her eline olta alan gidip balık tutamasın.

İlk önce emek, daha sonra balık avı.

Amatör balık avcısı tanımı , Bütün futbolculara ,basketbolcular hepsine birden sporcu demek ile aynı şeydir.

 

Tabikide ikiside sporcudur,ne yani futbolcular sporcu değilmi yada basketciler sporcu olmuyormu...

 

Trend cümle: "Yazmayayım diyorum ama olmuyor."

Yazmazsam olmaz tabi, yazayım ki olsun.

 

Yaz be Nuri katıl artık o güzel yorumlarınla aramıza

 

Evet hepsi sporcu ama kalkıp da futbol kurallarıyla basketbol oynamıyoruz veya oynamıyorlar.

Mesele burada neden herkes tek bir çatı altın da toplanıp aynı kurallara uymak zorunda.

Size bu mantıklı geliyor mu ? Tutturulmuş amatör balık avcısı.. Değil abi değil herkes amatör balık avcısı adı altında isimlendirilip iş bitmemeli.

 

Dimi hepsi sporcu ama branşları ayrı,aslında sabırla bir yerlere getirmeye çalışıyorum ama daha o sihirli konuya yaklaşmadık bile,bekliyorum sonucu,işte o zaman bakacağım o balık satılabilir diyenlere,sen biraz değinmişsin,benim beklemekte olduğum konuya...

 

Ben son noktayı koyoyorum Aamatör balıkçı balık tutamayan dolayısı ile satamayan kişidir ..............Profesyonel balıkçı balık tutan ve satan kişidir....artı rahatlayın:laughing:

 

Sen git balığını tut,sat ve rahatla:laughing:

 

Bu bilge adamın dediğini baz alalım ve bu kısır yazışmalara bir son verelim.

Varmı katılan

 

Sonuna kadar katılırım,Nuri kardeşimin samimiyetine inanırım...

 

Nuri abi çatışmanın ortasından mevzuya dalacak şimdi

 

Son günlerde anlamsız bir tartışma aldı başını gitti. Körlerin fili tanımlaması gibi herkes dokunduğu yerden konuyu izah etmeye çalışıyor.

Bir defa balık satmak yasak bir eylem değil. Bunun için sarı kağıt denilen bir belge alınıyor, o da bir günlük iş. Ona sahip olununca sirkülerdeki 5 kg. limiti de, balık tutma yasağı da ortadan kalkıyor. Tabii bazıları bunun üzerine, o kişi amatör balıkçı olmaz gitsin ticari balıkçılık forumunda yazsın filan diyecekler. Bu gibi söylemlere karşı sitenin girişindeki yazıyı hatırlatmakta yarar var:

balık, balık avı veya
amatör balıkçılık, adını her ne
koyarsak koyalım...

Görüldüğü gibi bu sitenin sadece Tebliğ 3/2 kapsamında avlananları toplamak gibi bir iddiası yok. Burası genel olarak balık avlayanların sitesi. Tabii ki gırgır avcılarından veya trolcülerden bahsetmiyoruz ancak geleneksel ve yasal olan yöntemlerle avlanan herkes buraya üye olup bilgi ve tecrübelerini paylaşabilir. Forumda sarı kağıt sahibi olan bir çok üye olduğunu gayet iyi biliyorum ve benimle aynı yöntemlerle avlanan bu insanlarla aynı yerde bulunmaktan çok memnunum. Benim bugün balık satmaya, dolayısı ile sarı kağıda ihtiyacım yok ancak satmaya ihtiyacı olana neden karşı olayım ki? Gırgır tekneleri küçük büyük demeden her gün tonlarca balığı toplarken, alnının teriyle ekmek parasını kazanan adama mı karşı olacağız?

Dediğim gibi bu forumda sarı kağıt sahibi olan çok kişi var ama ben şimdiye kadar harhangi birinin çıkıp da ben bu balıkları sattım dediğini duymadım. Bu durumda sürekli bu konuyu gündeme getirmenin amacı nedir? Belli ki araya bazı husumetler girince bu konu gündeme getiriliyor, o kişinin bir suçuymuş gibi göz önüne serilmeye çalışılıyor. Çok ağır ifadeler, balıkların bu kişiler yüzünden bittiği gibi saçma yorumlar birbirini izliyor. Tabii bu da olta balıkçısını kötülemek isteyen gırgırcıların eline koz olarak geçiyor. Sonra da yakınırız olta balıkçısına karşı düşmanca kampanyalar başladı diye. Ama sırf kişisel çekişmeler yüzünden bu kozu onlara biz veriyoruz ve maalesef farkında değiliz.

 

Tarık bey malesef ülkemiz bir avrupa ülkesi değil...İnsanlar geçim derdinde ..ne bulurlarsa sarılıyorlar,siz de bilirsiniz o köprülerde orta yaşta kadınlar bile balık tutmaya çalışıyor Ve ben oralardan geçerken sevdiğim bir hobinin başkaları elinde geçim mecburiyeti olarak kullanılmasını üzülerek izlerim.Bu ülkede kişi başı gelir gerçekten çok düşük Elbette sizin görüşünüze katılıyorum ama birde ülkenin gerçeklerini de görmek lazım.O yüzden ben bu insanları kınayamam,onlar ı aynı ağacın başka dalları olarak görürüm. Ve bir gün o köprüde avlanan annenin çocuğu büyyüp denize ve o nimete şükrederek bakacak ,ama dediğim gibi bu hobinin sportif yönü bizler için önemlidir.Ama farklılıklarıda bilip kabullenmemiz gerekir.iyi akşamlar