Yaban TV Yine Saçmalıyor...

Konu, 'Genel Konular' kısmında kurbagaprens tarafından paylaşıldı.

Konu Durumu:
Daha fazla cevap için açık değil.
  1. simendifer

    simendifer Sennur

    Mesajlar:
    9.177
    Şehir:
    İstanbul
    Ha şunu bileydiniz... Yok yere konuyu uzatıyorsunuz. Üstelik kara cahilden de beter olan, yarı cahil halinizle. Zaten kişisel "doktrinlere" havale edilmişken, bu ısrarınız anlaşılacak şey değil.

    Bunca yıldır bilmiyordunuz, bilmiyorduk, bugün öğrendik; "tebliğdeki herşey doğru değildir."

    Öğrenemediğimiz şeyse şu; tebliği değiştirmeye çalışmadan önce, ona uymadan eyleme girişmek. "Ben yaptım oldu" diyeceksiniz, tebliğ yayınlayanlar görüp, "ha bakın olmuş, o zaman değiştirelim, hadi bakalım değiştirmeye gidiyoruz" diyecekler.

    Eşinize yazık olmuş. Sen onca yıl oku, üstüne bir de yüksek lisans yap, ülkemizde herşeyin bir alimi varken olacak iş değil. Yazık ki ne yazık. Sizin hazmedemediğiniz bu sanırım.

    Şikayet de etmeyin, bu sizin hatanız. Eşinizin bunca dirsek çürütmesine izin vermeyecek, avcılığa teşvik edecek, bu konuda çevre edinecek, yerel yönetimlerle haşır neşir olup sözünüzü geçirecek, doğal ortamlarda bir ömür boyu mutlu mesut canınızın istediğini yaparak bir ömür geçirecektiniz. Soran olursa da, "bakın şu kişi de biliyor, gidin ona da sorun, yaptığımız doğrudur" diyecektiniz ama referansınız da ihtisas sahibi olmayacak, sadece bu konuda tecrübeli ve popülaritesi yüksek biri olacaktı, o zaman yırtacaktınız. Sizi tanıyanların şifahi bir "yeterlilik belgesi" vermesi de üzerine tüy dikecekti. Hatta kabil ise bazı sorulara cevap bile vermeyecektiniz.

    Devletin mühendisleri israil sazanı salmış... Cem Yılmaz geldi aklıma, keşke mimikleri de yapabilseydim; "önce o başlattı..."

    Şu yani; "evet yanlış yaptım ama benden önce devlet de yanlış yaptı. Bu durumda iki yanlış, sizin bir doğrunuzu götürdü, kusura bakmayın artık"...

    Yarın adamın biri köyüne gidip, yerel yönetimdeki dayıoğluna şunu diyecek; "yahu kardeşim, yıllardır gelir giderim şurdaki gölde bir şey bulamam. Buraları biz biliriz, bizden iyi kim bilecek, suları da aynı olan bir yer biliyorum, gel ordan balık alalım şuraya salalım da, gönlümüz şenlensin"... "Tamam diyecek dayıoğlu, hadi salalım", yapacaklar yapacaklarını. Sonra "hadi şuraya da salalım" diyecekler, "e hadi oraya da salalım", yapacaklar yapacaklarını. Sal sal bitmez... 10 yıl sonra bakacaklar ki bir şeyler iyi gitmiyor, "yanlış yaptık yahu" diyecekler. Ondan sonra da, "olsun yahu, ötekiler tuttu Allah'tan, bu da nazar boncuğu olsun, yeter ki canımız sağolsun" diyecekler...

    Örnek olunan budur ve işte cevap verilemeyen de budur. O yüzdendir bu ülkede bütün keten helvalara rahmet okunması...

    O nedenle, çok uzatmayın...

    Yarı cahil halinizle. !!!
     
  2. mufi

    mufi Muvaffak İŞMEN

    Mesajlar:
    3.332
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    kıyı balıkçılıgı standart malzeme oltakamışı ve makine
    Favori Makine:
    Daiwa GS 9
    En İyi Avı:
    her av iyidir yeterki usule uygun olsun
    Peki,,, .:eek: ;) :)
     
  3. İlhan DEVECİ

    İlhan DEVECİ İlhan Deveci

    Mesajlar:
    13
    Şehir:
    EDREMİT
    ’Hiçbir olumsuz sonucu olmayan, yasadışı yöntemlerle alabalığın yok edildiği derelere, yan derelerden aşılama yöntemi, en bilimsel, en gerçekçi, en doğal, en sürdürülebilir bir yöntem ve projedir. Bunu her platformda, her yetkiliye söylemeye, savunmaya hazırım’

    Bakın yukarıda kırmızı benekte aşılamayı ifade ettiğim cümlelerimi tekrar yazıyorum. Burada bahsedilen, başka hiçbir türün balık olarak yaşamadığı (daha önce kırmızı benekli olduğu halde yok edildiği) dereye, var olan yan dereden tutulup, dereye (kırmızı beneğin artık kalmadığı) salınması anlatılmaktadır. Aynı rakım, aynı habitat, aynı su değerleri…


    Bu görüş benim savunduğum ve savunmaya devam edeceğim görüşümdür. Yaban'da da bunu anlattım ve savundum. Fikirler düşünülür, yararlı ve doğru olduğuna inanılıyorsa uğrunda gerekirse ölünür.

    Burada önemli olan bu fikre uygun çalışmayı yasada, yönetmelikte, sirküde uygun hale getirerek bilimsel çalışma ve ona uygun proje ile uygulamaya dönüştürülmesidir. Bunun için konuyu kamuoyuna getirmek ve bilgiyi filizlendirerek uygulanabilir hale getirmektir amaç.

    Doğaya yararlı bir düşüncenin alt yapısını oluşturmayı amaçlayan bir düşünce süreci niçin desdeklenmez anlamakta güçlük çekiyorum.

    Bu gün burada konuştuğumuz bu husus gerekli yasal düzenlemeler yapılarak yarın uygulanacaktır. Uygulanmak zorunda kalınacaktır. O gün geldiğinde ileriyi bu günden gören bir İlhan Hoca vardı dediğinizde, bugün konuyu anlayamamakla ne kadar haksızlık yaptığımızı ve ileriyi göremediğinizi fark edeceğiz.

    Konuyu yanlış yere çekerek uslubunu bozan, çirkinleştiren ve anlayamayanlara bir kez daha son kez yazma gereği duydum.

    Saygılarımla.
     
    Son düzenleme: 4 Mayıs 2011
  4. skymount

    skymount Nuri ERTİK

    Yaş:
    52
    Mesajlar:
    899
    Şehir:
    Eskişehir
    Favori Kamış:
    Dam Spezipower 180
    Favori Makine:
    Abu Garcia 100U
    En İyi Avı:
    Yayın,35 kg.,Aras
    Ben biraz daha çirkinleştireceğim...
    Kumsal bir gölde tırıvırı kullanabilirim o halde, ya da küspeli...Nasılsa, yasak da olsa, yasak sebebindeki "takılı kalıp katliama devam etmesi" yada hayvanlara zarar vermesi durumu olmayacak.Bilinçli kullanacağım yani.

    Yılda bir kere balığa gidiyorsam ağ da kullanabilirim, toplasan on balık yakalarım ki katliamcı olmam.Yılda on balıkcık, zararı olmaz...
    Ya da damaksız ya da bir süre sonra eriyen bir iğne kullanıp, akarsuda yemli olta ile alabalık avcılığı yapabilirim.Yemli avcılıkla zarar gören alabalık durumu oluşmayacak çünkü...
    Derecikte de serpme kullanıp iki balık alırım.
    Yuvalarının bozulmayacağı yere atarım serpmeyi.
    Daha da çirkinleşebilirim...Daha da...

    Her neyse...:(
     
  5. İsmail TALAY

    İsmail TALAY ismail talay

    Mesajlar:
    100
    Şehir:
    balıkesir
    Favori Kamış:
    nereus 2817-210 spin
    Favori Makine:
    albastar double30
    En İyi Avı:
    minekop 4 kg 2006 (zıpkın)
    Merhabalar, bu sitede bunca zaman güzel zaman geçirdim. Öğrendiklerim oldu, öğrendiklerimi aktarmaya çalıştığımda..

    Hiç bir balığın yaşamadığı yada yok edildiği derelere yerel yada genel yönetimleri aracı ederek kırmızı beneklimizin güney marmara da bu denli yayılmasına sağladığın katkılar için SANA BİNLERCE TEŞEKKÜRLER İLHAN HOCAM....

    Haaaa ''yerel yönetimler işi bilmiyormuş, yasak olduğunu bilmiyormuş sizde aşılama yapmışsınız'' ima edilen bu, su ürünleri ile alakalı profösörler eşliğinde yıllarca araştırmalar yapıp, binlerce prosedürü geçip kitabına göre yapacakmışsınız ki; bu bu devlet işleyisinde 15 sene de sürse.

    Şurada bu konuda sözüm ona çığırtkanlık yapanlara sorabilirmiyim? Sizin proflar uzmanlar özel mi? kamu mu ? kamuysa yeteri kadar personeli varmı devletin zira her aradığımızda yetersizlikten bahseden milli parklar genel müdürlüğüne yazdığım onlarca yazının henüz cevabı gelmedi..Başbakanlığa yazdığım onlarca yazıdan sadece birine cevap geldi...Acaba Su ürünlerinde personel sıkıntısı yok mu? Bilenlerden rica ediyorum bana aylar geçmeden cevap verecek ,Su ürünlerini geliştirme ile alakalı, soracağım sorulara aylarca beklemeden cevap alabileceğim birilerinin iletişim bilgilerini verebilirmisiniz? Bölgemde HANGİ AKILLI KURUM SALDIYSA ?? israil sazanının istilasından Aynalıyı, Pullu sazanı yitirdik,kaynettik HÜKÜMSÜZDÜR...

    Bugün şakır şakır yağmur yağmasa Motosiklete binip gidip fotoğraflarını çekip bu konuya koyacaktım , Koyacaktım ya! olmadı..Siz simav çayının Bigadiçten geçen kolunun kanal haline getirildiğini km lerce mesafedeki balıkların koylarının , yuvalarının sırf bir termal tesise yüürüyüş yolu yapılsın diye Tarumar edildiğini biliyormusunuz. Nerde bu mühendisler yada ne biliyim bu konudan sorumlu korumacılar??

    Siz Daha dün yani 3 mayısta İlçemde bulunan Yörücekler regulatörünün kontrolsüz şekilde kapak kapatması ( gölete su birikimi için tüm kapakların kapatılmasından bahsediyorum) sonucu, tatlı su kefalini, bıyıklı balığı kıran geçiren, kahvehanelerin önünde satan balık öldürücüleri cirit atarken nerde bu bahsettiğiniz denetmen yada uzmanlar. DSİ düşünmüşmü o kapakları kapatırken benim kasnamı, bu devlet kurumu değil mi bilmezmi sirküleri Jandarma yada her kimse nerde Denetmen????

    Hala dolmadı yörücekler göleti, hala su az ve şu anda öldürücüler serpmeyle balığım kökünü kazıyor bu dolu dolu 48 saat 25 km lik bir akarsuda yörüceklerden , bayındır bendine kadar su derinliğinin 20 cm ye düşmesi demek, EEE !!!! EEEEEE nerde bu sirküleri yazanlar, yemin ederim bir ton balık öldürülmüştür dünden bu güne ve havyarlıyken....Allahtan yağmur yağdı bugün akşama dek belki bir gün önce dolar böylece..

    Burda Sn''kurbağaprens'' in ısrarla suçladığı ilhan hoca akarsulara dalarak tırıvırı temizlemek için ne kadar zaman harcadığını bileniniz var mı ? gece evinden kalkıp löküsle alabalık toplayan aşşağılıkları ihbar ettiği halde denetime gitmeyenlere rağmen canı cebinde o herifleri uyarmak için gece gece yola düştüğünü bileniniz varmı?

    Oltayla orfoz avına yasak koymayan sirküler değilmi, Jig denen icatla orfozun canına okuyana ses cıkarmayan sirkülerdeğilmi? aynı sirküler değilmi zıpkınla orfoz avını yasak eden..Akarsudaki kefal kefal değil mi, Gölde yasaklayıp akarsuda 12 ay yasak olmadığını söyleyen sirküler değil mi? yoksa bu kefal gölde havyar atıyorda akarsuda üremiyormu??

    Troller Denizin dibini sürüyüp milyarları cebine atarken nerde sirküler?? tamam kabul kötüden emsal olmaz ama Yapmayın arkadaşlar Öldürenlere bu kadar satır satır yazmıyorsunuz, yaşatana ver yansın ediyorsunuz..

    Daha Saatlerce onlarca çelişki yazarım bu sirkülerle alakalı da, daha fazlasına sinirlerim yetersiz kalacak.

    Bir kadın hamilelik döneminde evinin bahcesinde yavru bir gelincik bulur, evine alır ona bakar besler, aradan aylar gecer kadın doğum yapar. 40 ı çıktığında kadınında acil bir şekilde dışarı çıkması gerekir , cocuğu ve gelinciği evde bırakır bir koşu gider gelir. Dödüğünde kapının önünde gelinciği görür.Gelinciğin ağzı kanlıdır.Kadın, gelinciğin cocuğuna kıydığını düşünür ve gelinciği oracıkta öldürür. Cocuğunun öldüğünü sanan kadın içeri girdiğinde beşiğin kenarında yatan ölü yılanı görür ve cocuğununda mışıl mışıl uyuduğunu..Anlarki cocuğuna zarar vermesi muhtemel olan yılanı gelincik öldürmüştür. Ama iş işten geçmiştir...

    Sevgili ilhan hocam;

    Eğer senin yaptığın yanlışsa, o benimde yanlışımdır. kurbağaprens arkadaşımız senin yazdıklarına laf kalabalığı demiş, sevgili sennur hanımda ikna olmamış olsa gerekki eleştirisini biraz daha ağırlaştırmış.Kesinlikle bilgili ve meziyetli bir hanımefendi olduğundan eminim kendisinin ve saygı duyuyorum düşüncelerine.

    Taşara da denetim yetersizliği hakkında bilgisi olduğunu sanmıyorum zira kendisi büyük şehirde, Taşarada balıkçılığın ne denli hızlı bittiğininde farkında olmayabilir. Bu sirküleri yazanların ne sennur hanım kadar ne de bizler kadar bu konuları umursamadıklarını düşündüğümü de söylemeliyim.

    37 yaşındayım hiç görmedim bir su ürünleri yetkilisinin akarsularımızda göletlerimizde araştırma yaptığını.çünkü araştırsalar bilirlerdi olanı biteni.Bu ülkeye balıkçılığı ve avcılığı iş edinmiş bir bakanlık gelmediği sürece, bundan yıllar önce yazılmış bir çok maddesi yıllardır değişmeden duran. Yasakladıkları akarsuların yanından bile geçmemiş insanların yazdığı bu sirküler daha çok konuşulur.

    ''Bir abalı buldunuz vurun abalıya'' demekten kendimi alamıyorum kusuruma bakmayın.

    sağlıcakla kalın.
     
  6. skymount

    skymount Nuri ERTİK

    Yaş:
    52
    Mesajlar:
    899
    Şehir:
    Eskişehir
    Favori Kamış:
    Dam Spezipower 180
    Favori Makine:
    Abu Garcia 100U
    En İyi Avı:
    Yayın,35 kg.,Aras
    Evet, devam demek ki,

    İsmail bey, Sirküler (Şimdiki adı tebliğ) nasıl hazırlanıyor, ya da nasıl hazırlanmalı?
    Tebliğdeki maddelerin gerekçeleri hakkında fikriniz nedir? (tebliğde eleştirdiğiniz yasakların gerekçelerini biliyor musunuz, biliyorsanız karşı tezleriniz nelerdir?)
    Tatlı su kefalinin biyolojik sıralamada yeri nedir?
    Tebliğ oluşturulurken katılanlar kimlerdir? (Ben onların içinde suyu görenler olduğunu biliyorum)

    Peki ben kumsal bir alanda tırıvırı kullanabilir miyim bu bakış açısıyla.Bilinçli olarak yanitaktırmadan.

    (Etrafına, tırıvırı tehlikelidir deyip kendisi tırıvırı kullanan baaayaaaa edebiyatı olan bir şahsın bana dediği aklıma geldi-"Ben bilinçli kullanıyorum").

    Belirli bir üne sahip olmak devlet ya da kanunların yerine geçmek için yeterli midir?
    Vs.Vs.

    (sorular gelecek, çünkü ben yarı cahillerdenim,aydınlanmam lazım ve güzel cümleler kurup postmodern ifadelerle iç boşaltmayı beceremem)
     
  7. m-a-v-i

    m-a-v-i Yasin

    Mesajlar:
    1.153
    Şehir:
    İstanbul
    İsmail bey, öncelikle tüm samimiyetimle yazdıklarınızın büyük çoğunluğuna katıldığımı belirterek söze girmiş olayım. Sizi, sitedeki paylaşımlarınızdan takip ediyorum. Bu konuyu da, açıldığından bu yana takip edip, satır satır okudum. Bu ülkede, söylediğiniz gibi gerçekler vardır elbette; İlhan bey gibi, sizler gibi bir çok insan da, çok mesaisini bu işleri yoluna sokmak yönünde çaba sarfetmektedirler.

    Ama sizinle aynı şekilde düşünen insanları çığırtkanlıkla suçlamak inanın size yakışmamış. Bana göre burada tartışılan şey, İlhan beyin tecrübesi, kim olduğu, kariyeri değil. İlhan beyin yaptığı her işe doğru diyebilir miyiz? Öyle de olabilir. Öyleyse buyursun, “ doğrusu budur” deyip, gerekçelerini açıklasın. Bunda ne sakınca var ki? Burada kimsenin amacının bağcıyı dövmek olduğunu düşünmüyorum. Maksat üzüm yemek olduğuna göre, neden konunun tartışılmasından kaçılıyor? “Ben yaptım oldu” demekle oluyor mu? O zaman ben de çıkıp “otoriteyim” derim, yanıma da bir kaç kişi bulurum, siz istediğiniz kadar beni tanımayın, istediğiniz kadar eleştirin, “bana ne, ben yapacağımı yaparım, siz de kimsiniz” derim.

    İlhan bey belli ki bu işe gönül vermiş, çokça mesaisini, belki daha da fazlasını bu işe ayırmış bir ağabeyimiz. Hatta belki de yaptığı şeyler doğru şeylerdir ama ulusal bir yayında (izlemediğim bir yayın, onu belirteyim) bu kadar hassas bir konuyu dile getiriyorsa, buna öykünen bir çok insan olur. Çoğu da İlhan bey gibi tecrübe ve bilgi sahibi olmaz, sonuçlarını ise hepbirlikte bu ülke insanları çeker. Bence eleştirilerin temelinde anlatılmak istenen ve benim anladığım budur. Konuyu bu kadar kişiselleştirip, İlhan beyin icraatları için “tartışılamazmış” gibi savunma yapmak; kimsenin söylediklerine kulak asmayıp, bir şeyleri dikte etmektir.

    Netice itibari ile şunu belirtmiş olayım; konunun burada tartışılmasında yarar görüyorum. Tartışılsın ki, bizler de bilinçlenelim, bu işe gönül verenler ne gibi zorluklarla karşılaşmışlar görelim. Ama saygı çerçevesinde, kimseyi çığırtkanlıkla suçlamadan. Tabi tartışmanın İlhan beyin üzerinden yürümesinden çok, konunun içeriğinin tartışılması gerekir diye düşünüyorum.

    Sağlıcakla kalın...
     
  8. 13114

    13114

    Yaş:
    63
    Mesajlar:
    80
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    Michell 4.20 surf
    Favori Makine:
    Daiwa bg30
    Kırklareliliyim,
    Babam orman işletmesinde 32 yıl muhasebeciydi.
    12 yaşında sapanla ve olta ile av ve balıkçılığa başladım.Yazılan ve yapılan tüm rant senaryolarına da illedal ve mantıksız yasklara da karşıyım.
    Yaban tv ve birçok üst kademe avcılıktan sermaye yapanları biliyorum.Ama bir şey. yapamam.
    Eğer burada o seromide kuğu göülü baletliği yapan ve beni dinleyen varsa ister yaban tv de ister başka platformlarda her türlü konuya açığım.Bu açıklığım da diğer arkadaşlarımı değil ama sükseli avcı ve balıkçıları fazlasıyla rahatsız eder.
    MADEM AÇIKSINIZ Kİ BEN MİLLİ PARKLAR MMÜDÜRÜ (İSİM VERMİYORUM) Bir arkadaşıma söylemiştim.
    O zaman maddi imkanım vardı benzin ve araç benden diye.
    Gelin hodri meydan haziranda anızlar yakılacak,Traktörler koca gece tavşan avlıyacak.Derelede serpmeler kestirmeler yine gerilecek.Solucanla alabalık tutmak ne ki.
    Su samurunu kunduz sanan insanları sevmiyorum.
    Bu tıpkı enginarla ananası karştırmak gibi.
    10 yıl evvel Kırklareline kurulan keklik üretme kafeslerinin maliyeti benim cebimden çıktı.Kaya kekliği hala yok.
    Yumurtalarını meşke menemen yasalardı yapmadıklarını da bilmiyoruz ki.Ne bir rpor ne bir açıklama
     
  9. Balikci34

    Balikci34 selim

    Yaş:
    63
    Mesajlar:
    2.590
    Şehir:
    Almanya
    Favori Kamış:
    Sportex,Shimano
    Favori Makine:
    Shimano,Daiwa,Dam,Abu
    En İyi Avı:
    Turna
    Dostum ben israil sazanindan filan anlamam,benim anlatmak istedigim turnanin bir canavar balik olmadigidir,dogru yerlerde salinmasinda sakinca falanda yoktur ve salinirda,sizin bahsetmis oldugunuz 4-5 kiloluk sazanlarinda faturasini turnaya cikarmaya calismayin,bizler balikcilar olarak dogrumu av yaptigimizi söylüyorsunuz,ha biz cok bilincli av yapiyoruz ama turna sulari kurutuyor ne yapalim"mi oluyor,bundan bir kac ay evvel buradaki tatlisu av kösesine bir arkadas 30 tane sizin bahsetmis oldugunuz 4-5 kiloluk sazanlari yakalayip siteye eklemisti,bir günde 30 tane sazan avlayan degilde turna suclu öylemi..

    Benim ne ögrendigime gelince,sizin gibilerin hic bir zaman ögrenemeyecegi kadar ögrendim,bir kitap yada bir kac kitap okumadim,yüzlerce kitabimdan,binlerce balikavi mecbuamdan,5,6 bin saatlikte videolarim dan ögrendim halende ögrenmeye devam ediyorum,siz kafayi bana takmayin,ben üniverstelerde ögretilmeyecek kadar bilgi edindim,ha birde 60 saatlik bir kurstan sonra bana verilen bir balikavi ruhsatimda var,ayrica bir kac kitap okuma yazimda sizi kast etmemistim ama üstünüze alinmis ve bosuna benimde bunlara cevap vermeme neden olmussunuz..Her balikci ilk önce kendisi yargilarsa zaten cogu sorunda cözülmüs olacaktir...
     
  10. Balikci34

    Balikci34 selim

    Yaş:
    63
    Mesajlar:
    2.590
    Şehir:
    Almanya
    Favori Kamış:
    Sportex,Shimano
    Favori Makine:
    Shimano,Daiwa,Dam,Abu
    En İyi Avı:
    Turna


    Sizi tanimiyorum ama kutlamak istiyorum,bencede en gercekci yön budur...
     
  11. kilicbey

    kilicbey İsmail Kiliç

    Yaş:
    54
    Mesajlar:
    1.719
    Şehir:
    İSTANBUL
    En İyi Avı:
    MIRMIr. 1.5 Kg LEVREK2 Kg Köpekbalığı 1 metre.
    Arkadaşlar, İlhan beyin altını çizdiği noktaya hiçmi dikkat etmiyorsunuz, yoksa kasıtlı olarakmı görmemezlikten geliyorsunuz, ne diyor İlhan bey; hiç bir türün yaşamadığı bir dereye yapıyoruz bu aşılamayı , acaba okuduklarımdan benmi birşey anlamıyorum. İlhan beyin bahsettiği gibi bir çok dere bilirimki suları boşu boşuna akar, benim gibi alıklarda bakar, bence yapılması gerekeni yapmış , boş tarlayı değerlendirmiş, buradan ahkam kesmek basit , buyrun , tersini savunanlar, kağıt üzerinden gidenler( her daim sirkülerin yanlış olduğundan bahsedenler) sizler ne yaptınızki yapanları tanımadan bilmeden bu denli eleştirme vede yerden yere vurma hakkına sahip oluyorsunuz, hangi yasa , hangi güç yada vicdan sizlere bu denli hakaret edebilme hakkını veriyor.


    İlhan bey sizede bir sorum olacak, neden adminimizin sorularına cevap vermeme gereği duydunuz, üstüne basa basa iki kez sizden bazı sorularını cevaplandırmanızı istemiş ki bende aynı duyguları taşıyan birisi olarak sizin nezaketende olsa bir cevap yazmanızı bekledim.











    9
     
  12. iftina

    iftina

    Mesajlar:
    32
    Şehir:
    samsun
    Özür dilerim ama hala karar veremedim, ben şimdi bu dereden tuttuğum balığı öteki dereye salayım mı? salmayayım mı?:confused:
    Yoksaam her şeyi devletten bekleme deyi verip,bir mikrobiyoloji uzmanını ,şu derenin tahlillerini yapıver gayri deyip bir 250 lira gözden çıkarsam mı?:eek:
    Yok olmadı ki,çünkü sırada endemik türler var yani o rakımlara alışkın bıyıklı(bekir) var,o zarar görecek mi? vs vs vs:confused:
    İlhan bey yanlış anlamayın mesele bu yaptığınızın ne kadar bilimsel ne kadar kamu yararına ve ne kadar doğru bir iş olduğudur.
    Ergin'i art niyetli kabul etmediğim gibi sizi de art niyetli kabul etmiyorum.Sizin gibi insanlara ihtiyacımız var olduğu gibi Ergin gibi sorgulayan insanlara da ihtiyacımız var.Bence meselenin özü, bizi ,yönetimdeki insanların(hükumet)nasıl gördüğü ve nasıl yönettiği ile alakalıdır.
     
  13. skymount

    skymount Nuri ERTİK

    Yaş:
    52
    Mesajlar:
    899
    Şehir:
    Eskişehir
    Favori Kamış:
    Dam Spezipower 180
    Favori Makine:
    Abu Garcia 100U
    En İyi Avı:
    Yayın,35 kg.,Aras

    Peki Selim abi,
    Almanya'da yasaya veyahut kurallara aykırı bir davranışın bedeli nedir?
    Devlet, yasaya aykırı ama iyi olmuş mu der?
    Bu durumda hala en gerçekçi yön bu mudur?

    İsmail abim, ayrıntı gözden kaçmıyor.
    Burada sorulan, bu davranışın hangi çalışmalar ve yasal prosedurle yapıldığı?

    Eğer, ben bu işi çok iyi bilirim, izin almama ve yasayı doğru bulmadığımdan dikkate almama gerek yok anlayışı hakim ise, benim bahsettiğim bilinçli ağcılık ya da bilinçli tırıvırı kullanma durumu da haklılık kazanır. (taktırılmayan, suda bırakılmayan tırıvırı ve az sayıda balık yakalanan ağ)
    O derenin boş olması, yasanın çiğnenebilirliği hakkını vermez.
    Yani sakaldan geçen fare yol yapar.
    Basit bir cevap bekleniyor ama o cevap verilmeyip sui misaller ile doluyor mesajlar.
    İyi de,
    Bu davranış, yasal prosedurler içinde yapılmadı ise SUÇtur her haliyle ve bunu çeşitli güzellemeler, titrler,ün içinde meşrulaştırma çabası daha da büyük suçtur.
     
  14. iftina

    iftina

    Mesajlar:
    32
    Şehir:
    samsun
    Kendimizi yargılayalım da; amma ve lakin avcılar bilir , pusu kurarak avlanan avcı tehlikeli avcıdır.Bu yüzden turna üst seviye bir yok edici sıfatı taşır,yani şöhreti haklıdır.Ama ne olursa olsun turna bu memleketin sularının doğal türüdür,onun şöhreti,namı endamı başkadır,hak etmiştir.
    30 tane sazan avlayan suçludur, ama 30 tane tutup salan ???
    Değerlendirmemizi neye göre yapacağız kriterimiz ne olacak.Belki kara kaplı kitap(Tebliğ) a gölünde 30 tane sazan tutmamıza izin verecek b gölünde 3 taneye izin verecek.Önemli olan bizim yani amatör balıkçının kanunu olan 2/2 nolu tebliğ iye uyup uymadığımız dır.Ve sorun teşkil eden konu(DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
    Yöntem ve Sınırlamalar

    Genel hususlar

    MADDE 14 – (1) Amatör balıkçılıkla avlanmış olan her türlü su ürününün satışı, canlı olarak nakledilmesi ve başka kaynaklara bırakılması yasaktır.) budur.
    Ne yapalım şimdi Selim bey????
     
  15. Balikci34

    Balikci34 selim

    Yaş:
    63
    Mesajlar:
    2.590
    Şehir:
    Almanya
    Favori Kamış:
    Sportex,Shimano
    Favori Makine:
    Shimano,Daiwa,Dam,Abu
    En İyi Avı:
    Turna
    Almanyada,Türkiyedeki gibi karmasa yok zaten nuri,her seylerini bir cizgiye oturtmuslar..Ben bu balik salan arkadasin kariyerini,makamini bilmiyorum ve kendisinide tanimam ama alinti yapmis oldugum yeri destekledigimi söylüyorum, yani"bir suda balik nesli tükenmisse,oraya en akilci yöntemle balik neslinin kazandirilmasi"hepsi bu,yoksa her önüne gelen,her suya balik birakmasini söylemiyorum,zanedersem bu iki konunun arasinda bir fark var...
     
  16. Balikci34

    Balikci34 selim

    Yaş:
    63
    Mesajlar:
    2.590
    Şehir:
    Almanya
    Favori Kamış:
    Sportex,Shimano
    Favori Makine:
    Shimano,Daiwa,Dam,Abu
    En İyi Avı:
    Turna
    Bakin ben burada adi gecen televizyon kanalini desteklemiyorum bakmamda,belki sizler icin bir kaynak sayilir ama bana hitap etmiyor..Kara kapli kitabida bilmem,benim bildigim devlet yasayi koyar ve halkta uygular,ha burada devletin koymus oldugu yasanin üstüne cikabilirsiniz ama asagisina inemezsiniz,yani devlet derki A baligin avlanma boyu 45cm dir,siz bunu 60 santime cikarabilirsiniz ama 40 santim yapamazsiniz,bir kere ben günde 10 tane sazan tutabilecegimi söyleyen kara veya beyaz kitaplari desteklemem,kim yazmissa yanlis yapmis,kimin malini kime hibe ediyorlar,bana 10 tane sazan yakalayabilirsinde dese devlet,ben bir veya iki taneden fazlasini alip o suyu öksüz birakmam,vicdanim buna müsade etmez,iste balikcinin vicdani burada ortaya cikar,bu konuda devlet pasifmi kalmistir,bence evet bu konuda devlet pasifdir,her önüne gelen, kamis ve makine eline alan balikci olabiliyorsa,burada devlet pasif kalmis demektir,peki devlet pasiftirde biz ne yapmisizdir balikci olarak,bizde hicmi kabahat yok,bu günden yarina balikci oluyoruz masallah,baligi ögrenmeden "abi hangi kamis veya hangi makinayi soruyoruz sitelerde"hani deniyorya"burasi Türkiye kardesim"diye,ne yapalim kardesim burasida antartika dese biri ne olacak,bizler halk olarak kendimizi disipline sokmamiz lazim,burasi Türkiye burada isler böyle yürür diyerek,buradaki maddi imakanlar böyle diyerek kurtulamayiz sorumluluklarimizdan,ne yapalim kardesim maddi imkanin yoksa balikci olma,git kendine baska bir hobi sec derim bende o zaman,yoksa herkes Burasi türkiye derse bu isin icinden cikmak dahada zorlasir..

    Balik salma konusunu nuri arkadasimiza anlattim..bir önceki mesajimda demis oldugum gibi,ben bu arkadasimizi tanimam,belki bir sitede sohbetimiz olmustur ama hatirlamiyorum ama bu arkadasimizin dedigi dogrudur"bir akarsuda balik nesli tükenmisse,buraya en akilci balik neslinin getirilmesi,bu suyun yan kollaridir"hepsi bu..

    Aslinda benim en cok kizdigim konu turna baligina sucun atilmasidir,yok böyle bir sey,burada suclu bir balik degildir,devletmi suclu,evet devlet sucludur,halkmi suclu,evet halk sucludur ama bir balik asla suclu gösterilemez,sen cuvalla baligi götür sonrada"ya bu turnada ne avci balik kardesim,suda balik birakmadi"de,böylemi kurtulacagiz sorumluluktan,vicdanimizi böylemi temizleyecegiz,sayet böyleyse,ben balikci filan degilim dostum,saygilar...
     
  17. mufi

    mufi Muvaffak İŞMEN

    Mesajlar:
    3.332
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    kıyı balıkçılıgı standart malzeme oltakamışı ve makine
    Favori Makine:
    Daiwa GS 9
    En İyi Avı:
    her av iyidir yeterki usule uygun olsun
    Gariban Turna ile ugraşmayın arkadaşlar o da bir can..Atmaca -kartal-şahin-kurt-tilki vs gibi..hepsi dogamızın bir rengi.. bizler mudahele etmezsek dogadaki denge kendisini çok güzel oluştuyor..

    predatörlerinde kendilerine has güzellikleri vardır ve unutmayalımki onlarda büyük yaratıcının birer ürünü..ve milyonlarca yıl süren evrimin bir sonucu..

    Degerli üyeler , bu konu bana göre arda bazı mesajlar ile konu boşuna uzatılıyor ve dagılıyor gibi ..

    olay iki ucu çamurlu değnek gibi gözüküyor :

    bir tarafta yasalar var ama altı kaval üstü şeşhane - diger tarafta doğa adına yapılmış güzel bir iş var ama yasal değil gibi gözüküyor

    (bilmem yanlışmı anladım)

    sonuç,kişinin vicdanı..(bir konuda ne kadar çok şey biliyorsan o kadar kendinden emin ve ruhen o kadar tatmin olursun)

    bu konuda trakya kanalı ve diger bir çok konu gibi bir kaç gün sonra sönecektir..

    Aşagıdaki videoyu seyrederken bir an düşünün kılıç balıgı bir predatör ama diğeri?? ancak her ikiside bir gurup balıgın peşinde hareketlerdedeki estetiği - senfoniyi..güzelliği..

    http://www.youtube.com/watch?v=B2kQF7eWkIs
     
    Son düzenleme: 5 Mayıs 2011
  18. aydın karakaya

    aydın karakaya Aydın KARAKAYA

    Mesajlar:
    395
    Şehir:
    BALIKESİR Gönen
    En İyi Avı:
    sazan 12 kg
    Bir gün kendini beğenmiş ve kibirli bir dilbilgini, kıyıda duran bir kayığa binip karşı yakaya geçmek ister. Bir kayıkçıyla anlaşır. Kayığa biner ve yola çıkarlar. Bu arada dil bilgini hem çevreyi izlemekte, hem de kayıkçının bilgisini, görgüsünü sınamaktadır. Bir ara şöyle bir soru sorar:
    "Kayıkçı, sen hiç dilbilimi kitabı okudun mu?"
    "Hayır, beyim. Ben cahil bir kayıkçıyım. Üstelik okuma da bilmem."
    Bilgin onu biraz da aşağılayarak, alaycı bir biçimde şöyle der:
    "Yazık, çok üzüldüm. Demek ki sen yaşamını boşa geçirmişsin."
    Kayıkçı hiç sesini çıkarmaz. Sahilden bir hayli uzaklaştıktan sonra hava bozar ve bir fırtına çıkar.
    Bilgin belli etmese de, her halinden korktuğu belli olmaktadır.
    Kayıkçı dayanamaz ve şöyle söyler:
    "Ey her şeyi çok iyi bilen dilbilgini dostum! Sana bir soru sormak isterim."
    Dilbilgini, sor anlamında başını sallar.
    "Yüzme bilir misin?"
    "Hayır!"
    Bu kez kayıkçı şöyle yanıt verir:
    "Vah vah, çok üzüldüm, yaşamını boşa harcamışsın. Çünkü biraz sonra kayık batacak ve seni dilbilgisi değil, yüzme bilgisi kurtaracak
    Mesneviden aldığım bu hikaye,bazen pratiğin teoriden daha değerli olduğunu anlamamıza yardımcı olur diye düşünüyorum.Bilgisayarın başında balıkçılık yapmak gerçeğinden çok farklı.
     
  19. Tarık ERSAL

    Tarık ERSAL Tarık ERSAL

    Yaş:
    64
    Mesajlar:
    624
    Şehir:
    ANKARA
    En İyi Avı:
    YANGELE BALIKÇI MODU :-))
    Uzunca bir aradan sonra merhaba arkadaşlar.
    Hepinize RASTGELSİN.

    Sayın İlhan DEVECİ bey,

    Sizi sanal ortamdan olsun, gerçekleştirdiğiniz faaliyetlerden olsun tanıyor ve izliyorum.

    Bu başlık altında yer alan tüm mesaj ve dolayısıyla görüşleri tek tek anlayabilmek adına okudum.
    Siz ve yazan diğer tüm arkadaşlaın tamamının iyi niyetler taşıdığına eminim.

    Konuya ilişkin görüşlerimi de müsaadenizle yazmak istedim.

    Son mesajınızdan alıntılarla benceleri yazarak ilerlemeyi uygun gördüm.
    Umarım yanlış anlaşılmam.


    “Sirküler sayesinde yıllarca bizler eşkina avlayamadık mesela. Ülkemizin en bol popülasyana sahip balıklarından olan bu türün serbest olması ancak uzun bir mücadeleden sonra oldu.”

    Hem de ne mücadele.
    Şu anda ise eşkina – mavruşgil için ne ticari, ne de amatör tebliğde boy limiti yok.
    Yani 2004 – 2006 yılları arası külliyen korunan eşkina günümüzde üremesine bile izin verilmeden avlanabilir durumda. Niye biliyor musunuz?
    Eşkina için sularımızda yapılmış bilimsel bir araştırma ile üreme boyu belirlenmemiş.

    “Bu anlamda Sirkülerde ifade edilen her şeyin doğru olduğunu söyleyemeyiz.
    Değişmesi gerekenleri, yanlış olanları, ne olması gerektiğini, nasıl olması gerektiğini söylemeli ve tartışmalıyız.
    Yanlış bir uygulama dayatılıyorsa doğruyu bulmada fikrimizi söylüyoruz. Söyleriz de.
    Yeri geldiğinde bu ülkede her şey nasılda değiştiriliyor. Sirküler niye değişmesin, yanlışta israr etmenin ne anlamı var?”


    Benzerlerinin altına defalarca kez imza attığım gibi, bu cümlelerin altına da imzamı rahatça atabilirim. Bu cümleleri savunan her kişi ile omuzdaş olabilirim ve oluyorum da.

    “Sirkülerde bu yöntem olmayabilir. Sirkülerde yanlış ya da eksik yazılmış olabilir. Hiç değinilmemiş olabilir, yasaklanabilir…”

    Evet, sonuna kadar haklısınız.
    Bu uğurda amatörce de olsa epey bir mesai harcadım.
    O yöndeki mücadelenin ne kadar zor olduğunu iyi biliyorum. Ama sonuç alınabiliyor.
    Buna da şahidim.

    “Bir akademisyen olarak, bir avcı ve balıkçı olarak ben doğruyu her platformda söylerim. Söylenmesi de gerekir.”

    Bir akademisyen ve bir avcı olan sizi bu cümleleriniz nedeniyle kutluyorum.
    İyi ki varsınız.

    Ancaaak;

    “Benim önerdiğim yöntem yanlış değildir.” dediğiniz gibi, yani bu yöntemi önerdiğiniz gibi uygulamış durumdasınız.

    Sadece yanlış değil deseniz o tartışılır.
    Ama siz ne yazık ki uygulamış durumdasınız.

    Sorunumuz burada başlıyor.
    Önermeniz, doğru olduğunu savunmanız, bu konuda tartışmanız kadar doğal bir hak olamaz.

    Uyguladığınız an yanlışsınız ve ne olur gelin bu son adımı savunmayın.

    Bir düşünsenize her avcının balık toplayıp onu farklı kaynaklara aşılamaya başladığını.
    Bahsettiğim bu avcıların tamamı akademisyen olabilir. Yine tamamı aşılama yapılan kaynakta zarar görecek bir tür olmadığını düşünebilir, yaptığı işin zararının olmadığını, hatta çok faydalı olduğunu düşünebilir.

    Gelin bu gibi faaliyetleri yetkisiz kişiler olarak yapacağımıza, yaptığımızı savunup bu gibi sorunlar yaşayacağımıza bu işi yapmakla görevli ve yetkili kişileri zorlayalım.
    Mesela imza kampanyaları ile , dilekçeler ile, basına verdiğimiz bilgi ile görevlerinin başına davet edelim.

    Eleştirdiğimiz her kuralın düzenlenmesi, tekamül etmesi ya da gerekliyse iptali için araştıralım, tartışalım, talep edelim, girişimde bulunalım.

    Ama ne olur o konuda bir kural varsa “Bu bana uymadı diyerek, kafamıza göre var olan bu kurala aykırı işler yapmayalım, yapılmasını övmeyelim.”

    Bilir ve inanırım ki “ En Kötü Kural Kuralsızlıktan İyidir.”



    .
     
    Son düzenleme: 5 Mayıs 2011
  20. m-a-v-i

    m-a-v-i Yasin

    Mesajlar:
    1.153
    Şehir:
    İstanbul

    Öncelikle şunu belirteyim; baştan beri söylediğim gibi, buradaki konu İlhan beyin kişiliği, akademik ünvanı v.s. değildir. Buradaki konu, bir vatandaşın yaptığı işin, doğru olup olmadığıdır. Burada tartıştığımız, Ahmet, Mehmet, Veli’nin yaptıkları da olabilir.

    Tebliğe uyulması için vahiy olması gerekmiyor, bu ülkenin kanunu olması yeterli. Sizin de bildiğinizi düşünüyorum; tebliğ dediğimiz kurallar bütünü, Su Ürünleri Kanunu’na bağlıdır. Bu kanuna uyulmaması, aynı diğer kanunlara uyulmaması gibi suç teşkil eder ve cezai yaptırımları vardır. Sizin de bahsettiğiniz gibi, kanunlar insanlar tarafından, düzeni korumak için yapılır ve zamanın getirdiklerine ve ihtiyaçlara göre değişikliğe uğrayabilir. Size göre, İlhan bey de bu değişiklikleri önerebilecek yeterliliğe sahip olabilir ama İlhan bey önermek yerine, direk uygulamaya geçerek kanuna aykırı davranmış ne yazık ki (programı izlemedim ama bu konudaki beyanlar ve sorulan sorulara cevap verilmemesi nedeni ile bu kanı oluşmuştur. ) Kaldı ki, sizin İlhan beyin bu konuda yeterliliğini takdir etmeniz için, ondan daha fazla yeterliliğe sahip olmanız gerekir. Buradaki insanlar, sizin bu konudaki yeterliliğinizi bilmeden, İlhan bey için öne sürdüğünüz bu görüş doğal olarak ciddiye alınmayacaktır.

    Yazdığınız bu mesajda size katıldığım tek konu, son yazdığınız paragraftaki durumdur. Evet, bence de bir masa etrafında toplanılıp, dostça konuşulabilir kesinlikle. Ancak unutmamalı ki dost acı söyler ve bence dostluk da zaten bunu gerektirir.


    Güzel ve bildik bir hikaye. Şükür ki, hem suyun üzerinde kalacak kadar yüzmeyi biliyoruz, hem de derdimizi anlatacak kadar dil bilgisine sahibiz. Ancak, bunun konumuzla uzaktan yakından alakası yok. Şayet son cümlede bahsettiğiniz, pratiğin teoriden daha değerli olduğu konusuna bağlamak için bu hikayeyi anlattıysanız, buna da gerek yok. Zira pratik dediğiniz, zaten teoriyle başlar. Şayet suya düşüp de o an öğrenmek zorunda kalmadıysanız, yüzmeyi de önce kafanızda canlandırır, sonra yüzersiniz. Bakın bir cümlede söyledim. İşin teoriği, pratiğinden farklı olabilir kimi zaman ama bu, pratiğin daha değerli olduğu anlamına gelmez. Dolayısı ile bu durum, İlhan beyin davranışını haklı göstermez. İlhan bey, dediğiniz gibi gerçekten bu işlere gönül vermiş biri ise, pratikteki tecrübesini bu işin teorisyenlerine aktararak, ihtisas sahibi kişilerce hayata geçirilmesini sağlayıp, çok daha yararlı bir iş yapmış olur.

    Gelelim son söylediğinize. “bilgisayar başında balıkçılık yapmak” ya da birilerini “klavye balıkçılığı” ile itham etmek, forumlarda yıllardır dile getirilen en bildik kaçış cümlesidir. Ne var ki, buradan bakınca siz de aynı şekilde görünüyorsunuz. Ancak uzaktan görüntü, yanıltıcı olabilir, o nedenle ben sizin için böyle bir şey söyleyemem. Karşınızdakileri tanımıyor olmanız, o insanların hiçbir şey yapmadığı anlamına gelmez. Sonuç olarak konu, İlhan beyin, benim, sizin ne kadar balık tuttuğu değil, kimse burada bununla ilgili imtihana alınmıyor. Şayet böyle olsaydı, Su Ürünleri Kanunu’nu en çok balık tutanlara hazırlatırlar, bu konudaki yasama-yürütme-yargı yetkisi de tamamen onların elinde olurdu. (İlhan bey gibi) :)

    Konu şudur; Bugün İlhan beyin yapmış olduğu uygulamalar, akademik araştırmalar yapılarak doğruluğu kanıtlansa dahi, yasal değildir. Kaldı ki, yasal olmayan bir konu, her bir izleyici tarafından farklı şekilde idrak edilebileceği bilindiği halde, hiçbir endişe duyulmaksızın sunulmaktadır. Siz, İlhan beyi bu konuda yeterli bulmuşsunuz ama merak ediyorum yarın bir göldeki ya da akarsudaki balık popülasyonu bu nedenle etkilenirse, arayıp tarayıp sizi mi bulmalıyız hesabını sormak için? Kaldı ki sorsak ne fayda

    Kısacası, kendinizce İlhan beyin yeterliliği konusunda onay veren sizsiniz. Biz eleştirenlerin yetersizliği konusunda da onay veren sizsiniz. Peki siz bu konuda yetkili merci misiniz? Sizin yetkiniz ve yeterliliğiniz nedir? Biz sizin yeterliliğinizi kime soralım? Bu durumda, sizin hikayede bahsettiğiniz kibirli dil bilgininden ne farkınız kaldı o zaman?
     
    Son düzenleme: 5 Mayıs 2011
Konu Durumu:
Daha fazla cevap için açık değil.