Değerli arkadaşlarım Bu günlerde bir kitap okuyorum ‘Tanrı Taşta Uyur’’ yazarı Rudolph Kaiser,Dharma Yayınları Kitabın ana teması ,Kızılderililer in ve Avrupalıların karşılaştırmalı dünya görüşleri ve tabi ki çelişkileri.. Kitaptan bazı ilgimi çeken bölümleri size aktarmak istiyorum.Zira hepimiz amatör balıkçı olarak doğayı yani üzerinde yaşadığımız dünyayı sevmek zorundayız.Ancak bakınız yazarın ilginç yaklaşımları ile insanlık nereden nereye gelmiş. Yeryüzündeki yerli halkların(çok eskilerde) bazı temel ilkeleri vardı. ‘’Fakat bu temel ilkelerin yalnızca Kızılderililer de değil bazı değişimlerle Avrupa ve Asya ve de Avustralya da ki yerli halklarda da görüldüğü dikkat çekiyor .Bu ilkeler arasında şunlar var. Geniş aile kavramı/Doğaya daha fazla yakınlık/güçlü evrensel ve bütünsel bir tanrı tasarımı ve dinselliği/gizemcilik/tinsellik/ve ruhsal derinliğe daha fazla eğilim’’ Bir başka bölüm: ’’ Hepimiz Avrupalılar Amerikalılar,kapitalistler,komünistler ve tüm tanrıya inananlar veya inanmayanlar.Doğanın ruhunun bulunmadığını ve bundan dolayı da kutsal sayılmayacağını ve bir tek aşkın tanrı olduğu ve var olduğu geleneğine saptanmış bulunmaktayız. Bunun anlamı bizim evrene bakış bakışımız ile Kızılderililin bakışının önemli ölçüde farklı oluşudur.Kızılderili geleneğinde dünyanın tamamı tanrısal bir ruh ile doludur ve bu yüzden tümü kutsaldır ‘’Ama tek tanrılı peygamberli dinlerde tek kutsal olan şey tanrıdır.ki o doğayı ve insanı yaratmıştır.bu durumda Doğa çok önemi olmayan bir ve hunharca kullanılan bir olgu durumundadır.Dünya bu durumda insanın anası değil yaratıcının ham madde si durumundadır. İnsan için yaratılan doğa kavramı oluşuyor ve insnın malı olmak zorunda kalıyor’’. Ve devam ediyor ‘’Tanrı dünya ayırımı ve bu ayrımın sonucu olarak dünyevi olan her şeyin kutsal olmaktan çıkması insan-dünya(tabiat) ayrımını ve bu ayrımın sonucu olarak dünyadaki her şeyin kullanılabilir ve işe yarar hale getirilmesi yani insanların dünya nimetlerini sonuna kadar tüketir olması ,talan edercesine kullanır olması.. işte bu ikincilik etkisi ile oluşmuştur. Ve sonuçta insanın insanlardan da kopmasında,birliklerin bozulmasında. Başkalarına karşı egemenlik ve üstünlük kurmasında iyice belirgin hale geliyor.’’Yani egoizm yükseliyor.. Konrad Lorenz in bir sözü,’’Evrim yaradılışın bir sürecidir ve bu günkü insanlık bu sürecin içinde başka evrelere ulaşmak için yalnızca bir geçiş aşamasıdır yani bir ara parçadır’’ Arkadaşlar Ne kadar güzel değimli? Yani bizler bu dünyanın sadece kendimize ait olmadığını anlamamız açısından.bizlerden sonrada bu yer kürde belki başka evrim süreçleri olacaktır.. Son olarak birkaç değişi aktarmak istiyorum. Biz topraktanız ve ona aitiz Ey dünya ana senin üzerinde attığımız her adım kutsal biçimde atılmalıdır .her adım bir dua olmalıdır(Sioux yerlileri) Tanrı taşta uyur/çiçeklerde dalar rüyaya/hayvanın içinde uyanır/bilir uyandığını insanın içinde(Asya değişi) Buna benzer bir Pueblo yerlisinin deyişi var: Tanrının yukarıda olması beni ilgilendirmez.. benim etrafımda olması önemlidir benim içimde senin içinde çimlerde.onun her yerde olması önemlidir. Ben onu her yerde hissediyorum emin ellerdeyim..Ve en son olarak ben diyorum ki: Bu güne kadar yaşadım şükür olsun yaratıcıya Balık tutum öldürdüm yedim. Koyun kestiler etini yedim Otları ezdim ve Böcekleri bilerek bilmeyerek Havayı kirlettim yaşamak için Ama bir gün öleceğim ve bende toprağa karışıp onlara hayat vereceğim
İnsanın sahip olduğu nimetleri gereksiz ve aşırı tüketmesi. Bu tür bir davranış, İslâm tarafından uygun görülmemiş ve insanoğlunun yeme, içme ve harcama konusunda belirli bir denge içerisinde kalması istenmiştir.Kur'an-ı Kerîm bazen tarih boyunca lüks ve rahat bir hayat sürenlerden söz eder. Bu tür halklar kendilerini helâke sürükledikleri gibi onlara uyanları da aynı âkıbete götürmüşlerdir.Yine İslâm toplumunda ihtiyaçları öncelikle zaruretler tayin eder. İslâm, kaynaklarla ihtiyaçlar arasındaki ilişkileri esasta israfın bertaraf edilmesi gereği açısından düzenler. İsraf yasağı temeli üzerinde oluşan İslâmî üretim tarzı, İslâm devletine tabi olanların beslenme, barınma, giyinme, ulaşım ihtiyaçlarını yeterli olarak karşılamak hedefine yöneliktir. Bu üretim tarzında ihtiyaç dolayısıyle tüketim ilk sevkedici güçtür. Bu yazılanları kıyas edince suçlu insanları İslamiyetin kuralları yönetiyormuş gibi bir hatalı yazım gözüme çarpıyor.Müslüman olduğu halde islamiyeti düzgün yaşamayan mollalar,umursamaz ve sadece İslamını adını bilip islamı öğrenmeden müslümanım diyen insanlar İslamın adalet ve büyüklüğüne ne kadar zarar veriyor değilmi? Sevgi ve saygılarımla.
Kamil sorunda bu zaten bu sadece islamiyette değil tüm inanaların sorunu.. dogayı yaratıcının bir parçası olarak görmemekten kaynaklanıyor.. tüm dinlerde maalesef aynı şey var din eğitiminin içinde yaratıcıya olan inancın yanında yaşadıgımız ortamada kıymet verilmesinin çok daha fazla telkin edilmesi gerekiyor..yani sadece çocuklara ayet sure ezberletip yada diger dinlerde ilahi okutup eve gönderirsen ilerideki nesiller malesef doga konusunda savurgan büyüyor. ama yinede global bakıldıgında maalesef bu gün için söylemek gerekirse avrupalı bizden daha fazla duyarlı...tabii bu duyarlılık tartışılabılır dinsel/tinsel kaynaklımı yoksa materyalist bireysel kaynaklımı?maddiyata dayalı bir koruma anlayışımı... burda benim sizlere sundugum bir yazarın şahsi görüşü. ki bu görüş mutlaka bir çok insan tarafından da kabul görebilir..zaten tarihimize de baktıgımızda orta asya dan gelen köklerimizinde şamanizmin özelliğinden dolayı dogaya şu anki nesilden daha fazla değer veriyor olmamarı idi...aynen uzantıları kızılderili ırkı gibi.. burada bir nokta var sanırım biraz duygusal yaklaştın..galiba ''Bu yazılanları kıyas edince suçlu insanları İslamiyetin kuralları yönetiyormuş gibi bir hatalı yazım gözüme çarpıyor.'' diyorsun Tabii ki hiç bir alakası yok tabiiki islam ve veya diger dinler direkt olarak kitaplarında , dogayı sonuna kadar kullan demez..ama sana bu kitabın tamamını okumanı tavsiye ederim ki o zaman sentezi sen daha kolay yapacaksın.. yeryüzündeki insan yaşamı bir süreç ve değişimler içeriyor..bu değişimler arası farkları anlatmakta bu şahıs..ve bir tür baglamda bulunuyor.. dediğim gibi aslında kitabın tamamını okumakta fayda var.. kolay gelsin/rastgelsin.
Bi bakayım muvaffak abi.Dediğin gibi kısmi açıklamalar yanlış anlamalara sebep olabiliyor.Saygılarımla.(Bu arada en iyi avını biraz detayıyla özel mesaj olarak atabilirsen sevinirim.Bu aralar lambukaya merak sardım.)Teşekkürler.