Sevgili arkadaşlar, Benim bu ankete oyum''yayınlanmalı''yönünde idi. Dostlarımdan gelen birkaç telefon üzerine açıklama gereği doğdu. Bir kere bu oy tepki oyudur. Beni yakinen tanıyanlar ne zihniyette olduğumu az çok bilirler. Bu sebep ile anlatma gereği duymuyorum. Sebeplerime gelince; Burada bahsedilen''nesli tükenmekte olan yavru balıklar''söyleminin geneli kapsamadığını, son günlerde devam eden çinekop avı tartışmaları üzerine açılmış bir anket olduğunu düşünüyorum. Ve bir çok mesajı üzülerek, bazen de öfkelenerek okuyorum. Burası bir forum ! tabi ki eleştiri olacak,herkes fikrini söyleyecek. Ancak bu eleştiriler arkadaşlarımızı,hain,paragöz,katliamcı gibi söylemler ile itham ederek değil, belli saygı ve sevgi çerçevesi içerisinde, yapıcı eleştiriler ile olmalı.her ne kadar beğenmesek de,bir çoğumuz kendi vicdani sirkülerimizi uygulasak da, ortada konulmuş sirküler var. Ve bu sirküler dahilinde av yapan arkadaşların bu kadar ağır bir üslup ile eleştirilmelerini ben yanlış buluyorum.sirküler dahilinde yasal olan bu raporlara ille de eleştirisel yorum yapılacaksa, şundan eminim ki,yorumlar daha yapıcı ve yumuşak olsa her şey daha iyi olacaktır. Bu işin başında domatesçiler olduğu sürece, Karadenizli vekillerin gırgır filoları olduğu sürece, lüferin önemli besin kaynağı olan hamsi ve istavritin aşırı avına devam edildiği sürece,üretici ülke olan Japonya dahil birçok avrupa ülkesinde yasaklanan ileri teknoloji sahibi sonarların kullanımına izin verildiği sürece,ağ boylarının ve gözeneklerinin yeniden gözden geçirilmediği sürece, sirküler makul boylara yükseltilmediği sürece,ve en önemlisi (giriş ve çıkışları da dahil olmak üzere) boğaz içi kalıcı olarak gırgırların av sahasından çıkartılmadığı sürece, biz amatör avcılar (lüfer nesli için) birbirimizi eleştirmekten öte yol gidemeyiz. Madem bu kadar seviyoruz lüferi, ''sevgi eylem gerektirir'' arkadaşlar !!! birbirimizi kırmak değil. Varsa ses getirecek planı olan söylesin, ben arkasından giderim Benim birey olarak lüfer sülalesi için yapabileceğim, tezgahtan balık almamak, karadenize dönüş zamanı havyarlı balığa olta atmamaktan öte gitmez. Başka bir konuda bellirtiğim gibi, bu sezon kilom kadar çeşitli türlerde(buna çinekopta dahil) balığı geri salmışken, 2 aylık bu süreçte bazı hafta sonları yakaladığım 3-5 kilo balığın tartışmasın girmemek adına,avladığım balık isterse kofana olsun,(çoğunluğun isteği üzerin)artık paylaşımda bulunmayacağım. Bu sezon kaç yüz metre illegal pinterin, kaç top sahası büyüklüğünde illegal ağın başına gelenleri ben bilirim. Hemde can pahasına. Not: be mesaj BALIKAVI.NET MODERASYON ekibini bağlamaz.kişisel görüşlerimdir
Ben bu ankette ilk şıkkı, yani yayınlanmaması gerektiğini belirten şıkkı oyladım. Ancak ne var ki bu şık, benim tam olarak isteğimi de belirtmiyor. Sadece düşünceme daha yakın olan şık olduğu için işaretledim. Bana göre, amatör balıkçıyız diyen pek çok kimsenin, balıkçılık konusunda bazı şeyleri aşmış olması gerekir. Burada yayınlanıp yayınlanmaması konusunda değil, kendi içinde aşmış olması gerekir. Mesela amatör balıkçıyım diyen kimseyi tebliğ yönünde uyarmaya gerek olmamalıdır. Çünkü amatör balıkçıysa, zaten tebliğ dışı avlanmaz. (Bu hobiye yeni başlayanları ve daha ilk raporunda tebliğden haberi olmadığını belirtenleri tenzih ederim.) Diğer bir konu ise amatör balıkçılık zihniyetini geliştirmek yönündeki yayınlar, mesajlar v.s.'dir. Bu konuda şunu söylemek isterim ki, bugüne dek sitede tebliğ konusunda ne denli hatırlatma yapıldıysa, ondan daha fazlası insanların amatör balıkçılık konusundaki zihniyetini değiştirmek adına yapılmıştır. Pek çoğu da imzamı taşır. Çünkü asıl bu zihniyet gelişirse amatör balıkçılık gelişir ve hatta tebliğe dahi gerek kalmaz. İlk bakışta ütopik görünse de, bugün herkesin dünyanın yuvarlak olduğunu kabul etmesi kadar olasıdır. İşte bu sebeple ben diyorum ki; özellikle sitenin eski üyesi olup, sitenin bu konudaki zihniyetini bilenler, bu tip konular açmamalı, örnek olmalı ve fakat henüz bu konuda tam olarak bilinçlenmemiş üyelerimiz böyle konular açtığında da üzerlerine gidilmeden, saygısızlığa, hakarete vardırmadan amatör balıkçılığın özü anlatılmalıdır. Şayet bu sınır aşılıyorsa da, yapılacak şey bellidir. Basılır sarı ünlem işaretine, "bu mesajın konu sahibini rahatsız edeceğini düşünüyorum, saygı sınırı aşılmış" denilir ve konuya müdahale edilmesi beklenir. Bu tip uyarılar uygun dille yapıldığında, gayet olumlu sonuçlar doğurmaktadır, ki bugüne dek bu tip uyarı yapanlar çoğaldı ve bu zihniyet birileri tarafından benimsendi ise, yine uygun dille yapılan anlatımların sonucundadır. Velhasıl, yayınlansın ama bu eski ve bilinçli olduğunu düşündüğümüz üyeler tarafından yapılmasın. Yapılıyorsa da, neticede burası forum ortamıdır, ortaya koyduğunuz her ne ise herkesle paylaşmak için koymuşsunuzdur ve bunu iyi ya da kötü (saygı duvarı aşılmadan) her ne şekilde yorum yapılıyorsa kaldırmak zorundasınızdır. Aksi halde forum, anlamını yitirir zaten. Yavru veya soyu tehlikede olan balıklar içinse diyeceğim; henüz kimse birşey söylemezken ve bu sorunlar gün yüzüne çıkmamışken, bizler burada bu zihniyeti aşılamaya çalışıyorduk ve bugün görüyoruz ki, STK'lar bu konuda kamuoyunu ciddi şekilde bilgilendirmeye çalışıyor ve kampanyalar düzenliyorlar. Bu konulara dikkat çekiliyor. Hal böyle iken, zamanında kimsenin umurunda değilken ve bizler bahsini ederken, bugün bu konuyu görmezden gelmek ve duyarsız kalmak abes olur. Kendi adıma, tebliğde 13 cm dendi diye 13 cm sınırında istavrit tutmaya (60 cm boya erişebilen bir balık), yine tebliğde 14 cm dendi diye uluslararası kabul edilmiş üreme boyu 24-26 cm olan lüferi 14 cm sınırında tutmaya çok da amatör balıkçı zihniyeti ile bakamıyorum. Bu, amatör balıkçılığa yakışan davranışı sergileyip tebliğe uymak oluyor sadece ama içten bir amatör balıkçılık olgusu taşımıyor. Dediğim gibi bu salt benim düşüncemdir. Bu konuda söylemek istediğim bir şey daha var ki o da şu; troller, gırgırlar, yavru balık katliamları, azmak yavrucuları v.s. bir kenara bırakmak, bunların ardına sığınmayı bırakmak, amatör balıkçının ilk kuralı olmalı. Çünkü bizim konumuz amatör balıkçılık. Hele bir kapımızın önünü süpürüp, yüzümüzün akıyla "evet biz amatör balıkçıyız" diyebilelim, ondan sonra birilerine kızmak ve hakkımızı aramak da bizim hakkımız olsun. Yoksa, tebliğ doğruymuş, tebliğ yanlışmış, yok efendim vicdanmış hepsi hikaye. Herkesin vicdanı var ama ölçüsü yok malesef. O nedenle önce zihniyet, önce kendi kapımızın önü, sonra da "siz ne yapıyorsunuz?" diyebilme hakkı... Siz ne yapıyorsanız, onlar da onu yapıyorlar. Yani kendilerine ait kurallara uymuyorlar. O yüzden kimse bahane aramasın.
Yayınlanmamalı: Kötü örnek olur Yayınlanmalı : Bilinçlenme olabilir. Raporlar yayınlanmazsa, o balıkları tutana hiçbir hatırlatma yapma imkanı kalmaz, rapor yayınlanmıyor diye de kişi o balığı tutmaktan geri kalmaz. Bu durumda rapor yayınlansın, duyarlı dostlar da raporlarında kendi oltalarına gelen minik balıkları saldıklarını duyursun. Belki örnek olur. Burada hiçbirimiz jandarma değiliz, zorla da kimseye bir şey yaptıramayız, ancak nazik bir dille uyarabilir, tebliğleri, onun da ötesinde, olması gerekenleri anlatabiliriz. Unutmayalım, çok uzun sayılmayacak bir zaman önce hepimiz çinekop tutmaya hevesliydik ve tutanları alkışlıyorduk. Bugün geldiğimiz noktaya bakarsak, demek ki uyarılar kısmen de olsa dikkate alınmış, çoğumuz kendimizi geliştirmiş, daha da bilinçlenmişiz. Raporlar yayınlanmazsa, yeni üye olan, kampanyalardan, bu yazışmalardan haberi olmayanlar, rahatlıkla küçük balıkları tutmaya devam eder, kendilerine bir hatırlatma da yapılamayacağı için bilinçlenme şansını kaçırmış olabilirler. Buna hakkımız olduğunu sanmıyorum. Konuyu açan ve fikir belirten kardeşlerime candan teşekkür ederim. Selam ve sevgiler.
Dun gece sabaha kadar oturup, gecen yillardan baslayip tum balik avi raporlarini okumaya calistim. Bazi uyeler olaganustu hassaiyet gosterirken digerlerinin umursamaz tavirlari beni cok uzdu. Greenpeace'e hergun onlarca email geliyor ve bunlarin buyuk bolumu ihbar, sikayet. Bizler yayinladigimiz bultenlerde hernekadar endustriyel balikciligin yanlislarina dikkat cekmeye calissakta, siz degerli uyelerin arkadaslarinizi, dostlarinizi ve yeni gelen meraklilari bilinclendirmek adina yapabilecegi cok sey var. Bu duyarliligi gosterdiginiz icin kendi adima cok tesekkur ederim.
Sevgili Ceren öncelikle Greenpeace olarak malesef yapmış olduğunuz kampanyaar bir sonuca ulaşamamaktadır. Bunun en büyük sebebi; malesef Greenpeace'in kurumsal kimliğinde olan ve kampanya stratejileri doğrultusunda genelde tek başına hareket etmeyi seçen bir uluslararası sivil toplum organizasyonu olmasından kaynaklanmaktadır. Tabii ki çou zaman konular ile ilgili kurumlarla iletişimde olduğunuzu, bilgi alıp verdiğinizi de bir gerçektir. Yukarıda okumuş olduğun 2 moderatör arkadaşa ait olan ve anket ile ilgili olan yazı esasında bu forumdaki farklı düşüncelerin medenice tartışabilindiği ama ruhların bir olduğunun gerçek göstergesidir. Amatör balıkçılık ruhu; tamamen doğaya saygı içerisinde hısrlardan, egolardan, gözü doymamazlıktan kurtulmnın, törpülemenin ve sabretmenin, saygının, fairplay'in dışa yansımasıdır. Bu sitede olan arkadaşlar gördüğünüz gibi sizin fikirlerinize paralel ve geniş açı ile bakabilen insanlardan oluşur. Burada tek geçerli kural saygı duymaktır. Biz amatör balıkçılar senin bahsetmiş olduğun endüstriyel balıkçılığın sebep ve sonuçlarını yıllardır çok yakından takip etmekte, günden güne zararlarını yakınen yaşamaktayız. Bunun yanında da olabildiğince kaçak ve sirküler dışı avcılık ile mücadele etmekte!, elimizden geldiğince bu tarz sürdürülebilir doğal kaynak kullanımının ömrünü uzatabilmek için kendi çapımızda önlemler almaktayız. Sizin yayınlamış olduğunuz raporların bir çoğunu okudum ve elime geçtiği sürece de okumaktan zevk alıcağım. Ancak burda önemli bir ayrım var; siz kampanyalarınız doğrultusunda sergilemiş olduğunuz tavrı medya vasıtası ile gündeme taşırken; Bizler bu tarz formlarda birbirimizi uyararak, öğreterek, göstererek, eğiterek problemin temeli olan bilinçsizliği-cehaleti ortadan kaldırmaya uğraşmaktayız. Amatör balıkçılık ruhunu anlatarak- aşılayarak doğa ile olan güç çatışmasında nekadar zayıf cnlılar olduğumuzu hssetmekteyiz. Basitçe "Biz ona saygı duymassak oda bize balık vermez" diyerek çocuklara birşeyleri öğretmeye çalışmaktayız. Yapılacak çok ama okadar çok şey var ki; biz de biliyoruz bunu. Senin benim yaşım kadar yıllardır balık tutan abilerin o yaşlarda halen fiziken koruma uğraşlarını görmek okadar güzel bir umut ki; ama malesef bir okadar da zorluk var. Yapılacak okadar çok şey var ki, biz bunların da farkındayız. Ama her şeyden önce bizim baş düşmanımız cehalet... İşte düzenlediğiniz onca kampanyanın başarısız olması, bizlerin uğraşlarının bir çoğunun boşa çıkması zaten cehaleti yenemememizden kaynaklanmakta ya... Bu yüzden yapılması gereken tek şey öncelikle cehalete karşı birlik olmak ve üstüne gitmek... Burda sivil toplum organizasyonlarının görevi dışardan olaylara bakmak!!! değil, beraber strateji kurup taşın alına elini sokmak. Bu olmadan sizin düzenlemiş olduğunuz kampanyaların malesef hiç bir anlamı kalmıyor. Çünkü bu ülkenin insanı magazin gündemini daha çok takip ediyor; çünkü bu ülkenin insanı malesef önemli uyarıları hep gözardı etmeyi seviyor... Bu sebeptendir ki sizin yapmanız gereken öncelikle bu konuda hemfikir olan ve gerçekten destek olabilecek kitleye ulaşmanız-yanınıza çekebilmeniz. Bunu yapmadığınız sürece malesef bu ülkede gerçek anlamda bir başarı elde edilemiyecektir. Bizim raporlarımızı okurken ve ize gelen şikayet maillerini okurken ikisi arasında bir bağ kurup düşünmeni öneririm. "siz degerli uyelerin arkadaslarinizi, dostlarinizi ve yeni gelen meraklilari bilinclendirmek adina yapabilecegi cok sey var" diye bir cümle yazarken de; peki böyle bilinçli bir kitle var biz ne yapıyoruz sorusunu da kendinize sormanız gerekir. yoksa kampanya stratejisi doğrultusunda hazırladığınız rapor malesef bir anlam taşımayacak, elde etmiş olduğunuzveriler sadece rapor olarak yıllanmaya devam edecektir. Sonuç; KKOOOCCCAAAA BİR SIFIR... Hem sizin için, hem bizim için...
Anket öyle bir çıkmaz sokakki tarifi mümkün değil, aşşağı tükür sakal , yukarı tükür bıyık. Benim yapılan yorumlardan anladığım herkesin hedefi ve amacı bir fakat olaya yaklaşım açısı farklı, inanıyorumki zaman içerisinde kağıt üzerinde yazan sirküler yerini vicdana bırakacak ve bugün tartışma konusu olan bu ankete ve benzerlerine gerek kalmayacak, her yanlış bir doğruyu işaret eder. Bu nedenle sadece yorumda bulunacağım fakat oy kullanmayacağım.