Bana bazıları ihtiyar diye hitap etmeye başladılar son günlerde.Bence bu talihsiz bir ifadedir. Ama ihtiyarsamda işte bleğim,işte gücüm işte aktivitelerim demek geliyor içimden. Hem bilsinlerki şayet onlar gençse çıkıversinler karşıma,bakalım kim ihtiyar kim genç bir görüverelim hele. Sevgimle kal
Makara konusunda haklısın sevgili Selim.300 serisinden sanırım 308 di. Birkaç tane daha vardır halende saklarım. Kamışa gelince sportex değildi ama markası aklımdan çıkıvermiş. Sevgimle kal
Keşke sevgili Emre.Ama üzüntü olurdu hatırladıkca.Neler kaybettiğimizi anlamak yıpratıcı bir his. Sevgimle kal
Beğenine çok sevindim sevgili Nihat. Onlar dediğin gibi orijinal Fransız takımlarıydı. O günlerden buradaki Assos yaşantıma başlamaya yakın süreyi içeren,belki bazılarının resim kalitesi düşük olsada 60 kadar resim seçtim,sırasıyla,hatırlayabildiğim anı anlatımlarıyla sizlere sunacağım. Sevgi ve saygımla kal
Vedat ağabey, Tahmin ediyorum ki çok az insan o dönemin unutulmaz anlarını ölümsüzleştirilme imkanına sahip olmuştur. Avcılık hayatınızın belirli bir dönemle sınırlı olmadığına, gençliğinizden bugünlere varan bir süreçle bağlanan ve halen durmadan devam ettiğine, bu karelerle tanıklık etmiş olduk. Her ne kadar teknolojik olarak şimdilerde o dönemlere nazaran çok çok daha fazla imkana sahip olsak da, dönemin siyasi-maddi-manevi zorlukları arasında gerçekleşen bu aktiviteler, üstelik fotoğraflarla desteklenebilmiş olması, önemini artırıyor. Nostalji yüklü bu size özel hatıraları paylaşarak bizleride ortak ettiğiniz için çok teşekkürler.
Bilmiyorum, biliyor musunuz? Sevgili üstat, hemen her paylaşımınıza bir dünya dolusu mesaj yazmak istesem de; içimden geçenleri, yüreğimden taşanları ifade etmekte acze düşmenin derin ızdırabını hiçbir zaman yenemedim. Olmadı, yapamadım, ahh olamayacakta... İki kelimeyi biraraya getiremeden bocalayıp, iki kırık laf edip sonrasında mahcup olmanın ezikliğinde debelenmektense, paylaşımlarınızın lezzetini, o gönül havalandıran ahengini sessizce solumak tercihim oluyor ta en başından. Hemen hergün bu tadı tatmak, insana hayat aşılayan ifadelerinizden ve aklınızın parlaklığından istifade etmek istemekle birlikte, hakkıyla takir edemeyişimin endişesiyle de bir nevi korku atmosferinde yeni paylaşımlarınıza nazar eder oldum. İnsanı saran, taa can evinden vuran, gönül tellerimizde tınlayan muhteşem nağnelerinizin her bir müstesna notası için ne söyleyebilirim, dilim ne kelam eder izahta acizim? Saygıyla, ellerinizden öperim. Allah'a emanet...
Ne kadar sansliyiz ki ustadin yillar yili binbir deneme ile edindigi, koca bir omur boyu biriktirdigi ve olanca comertligiyle paylastigi paha bicilmez deneyimlerini hic caba sarfetmeden, oturdugumuz yerden, bilgisayar ekranindan alabiliyor ve uygulayabiliyoruz. Bircok sozde amator avcinin iki kelimeye ancak sigacak kadar az olan tecrubesini paylasmamak icin kirk takla attigi, 'avci sirri' kisvesi arkasina gizlenmeyi sectigi ve bencilligini yenemedigi bir ortamda, boylesine bonkor, boylesine destekleyici ve boylesine muhterem bir buyugumuzun olmasi buyuk bir nimet. Bu essiz fotograflar da bu durumun maddi kaniti olsa gerek.
ben bu yaşımda bafa gölüne gediz e ve daha 100lerce ekleye bileceğim yeride düşündükçe içim acıyor .....Vedat abi az söylemiş yıpratıcı değil ,öldürücü yaşam bakışınla oyun oynuyor bu his...! yazdıklarınla fotoğrafların ile...ellerine kollarına sağlık vakit ayırıpbizi düşünüp paylaştığın için ne kadar teşekkür etsem azdır ... sadece 1 noktaya parmakbasmak istiyorum ozaman da markatutkun varmış geçen zaman çok şeyi değiştirmiş ama bunu değiştirememiş herşey gönlünce olsun Vedat abi.
Sevgili Adminim Yazdıklarfınız beni ihya etmiştir. Köylülerimin,yakın arkadaşlarımın,büyüklerin ve hatta küçüklerimin dahi bana takılma,şaka yapabildikleri,bütün bunları hoş karşılayabilme mizacında olan birisiyim.Bu yüzdendirki,uzun mail grupları ve forum hayatının bazı üzücü,hatta bezdirici cilvelerini herşeye rağmen göğüsleyebildim. Artık ihtiyarlayan vücuduma kan ve can pompalayan sizin ve sair kardeşlerimin benzer yorumları,hep güç kaynaklarım olmuştur.Dahası ödüllerimdir. Arada itirazlarım,serzenişlerim,hatta çatışlarımın temelinde,mütevazi tabiatıma rağmen,hayatımın en ciddi meselesi olarak ele aldığım,doğa,hayvan ve balıkcılık sevgisinin doğru ve tam olarak heveslilere aksettirilmesi yatar. Uzun yılların yüklediği tecrübemle,maalesef bu konuda tavizim olamamaktadır.İşte bu noktada bazen sizleri dahi üzebiliyorum. Bıktırıcı ve sıkıcı olmamaya gayret göstererekbenzer paylaşımlarıma devam edeceğim. Sevgi ve saygımla kalınız
Sevgili Nuri Bana hitaben yazdığın cümlelerin her kelimesi dahi,hem geçmişte ve hemde şimdi beni derinden etkilemiştir. Takdir edebilmenin çok ötesinde,ifadelerin,itiraf etmeliyimki,benzer yorumların,nezdimde hep uç noktasındadır. Bu bakımdan yaptığım paylaşımlarda,üye olduğum her platformda,hatta Amerika ve mağrur İngiliz platformlarında,umduğum güzel yorumların arasında,seninkiler müstesna hüviyettedirler. Sen benim has kardeşimsin. Herşeyin gönlünce seyretmesini diliyorum. Sevgi ve saygımla kal
Sevgili İbo Sabahın bu erken saatlerinde okuduğum o birbirinden has ifadeler içeren yorumlar,ihtiyar bedenime, mutluluk,yaşam sevinci,keyfi zerk etmiştir. Sanki o günlerin pekde mühim addedilmeyen çabalarını ben,sizler için hazırlamışım. Bu ne mutlulukturki nezdinizde itibar görmüştür. Az sonra denize açılacağım.Biliyorumki evden çıkıp arabama binerken,zıplayıp,ayak topuklarımı birbirlerine,hemde iki kere vurabileceğim. İşte yorumlarınız beni böylesine etkilemekte ve genç kılmaktadır. Sevgi ve saygımla kal
Sevgili Rasim Ankara Bahçelievlerde süren çocukluk ve gençlik sürecimde,hep bahçeli iki yada tek katlı evleri tercih eden Amerikalı Nato mensubu aileler yaşardı. O bahçelerin orasına,burasına alelade saçılmış çocuklarının oyuncakları,bir büyüğe layık ciddiyette ve kalitede olabilen her türlü araç ve gereçleri,itiraf etmeliyimki beni hep cezbetmiş ve imrendirmiştir. Ancak o zamanlar,Anıtkabiirin yaşadığım yöne bakan kısmının ve hatta geniş bahçesinin içerdiği bakir ve pek ellenmemiş alanları benim hakiki dünyamın nimetlerini içerirdi. O nimetler,ortasından gecen,fazlaca lağım suları karışsada,halende bazı hayvanların yaşam alanı seçtikleri dere,her iki yanında yer alan buğday tarlaları,bünyelerinde sakladıkları,üveyik,güvercin,hatta şıcan,bazı yılanlar,küçük kertenkelelerdi. Olağanüstü büyük sığırcık alaylarının,soğuk kış sürecinde üstü donmayan gübre yığınlarına üşüşüşleri,yaz ortalarında buğday tarlalarına uğrayan üveyik ve güvercinler,hatta o derenin orasında ,burasında görebildiğim su kaplumbağa ve kurbağaları,o imrendiğim Amerikalı çocukların her türlü oyuncağından daha ilginç gelmekteydi bana. Hatta onlarada gelmekteydi.Canlı yakalayabildiğim bir kertenkele dahi,trampada bana birkaç oyuncak araba kazandırabilirdi.Hele o Amerikan cam bilyeleri.Edinmeye doyamazdım bir türlü. Bir taraftan Ankara Kolejinde aldığım İngilizce eğitim,bir taraftan bu Amerikan uşakları,asla Türklüğümden ödün vermesemde beni etkilemekteydiler. İşte marka tutkunluğumun sebepleridir bunlar. Şu anda giyim,kuşamda yada hayat felsefelerinde ifadesini bulmuyor olsada,balıkcılık araç ve gereçlerinde halende devam etmektedir bu yanım. Hayatımın bu olağanüstü kesitlerinin bazı bölümlerini sizlere sunuyor olabilmemden müthiş keyf alıyorum. İnşallah bıktırıcı ve sıkıcı olmadan devam edebilirim. Müspet yorumlarınızın devamı bunu sağlayacaktır. Sevgi ve saygımla kal