Haziran'daki Kaş dalışlarımdan kalma birkaç fotografı sizle paylaşmak istedim. İlk 2 foto Namık abi'ye ithafendir
Emre bu resimleri ilk yayınladığında yazılanları hatırlıyorum da... Akyaların arasında kaldığında onlardan birtabnesini bile vurmak yada yakalamak istememesini. Ama bu resimleri görüpte ağzının suları akanları... Namık seni kastetmiyorum. Akyayı neden bukadar istediğini ve akyanın sonunu biliyorum. Teşekkürler Emre tekrar hatırlattığın için bu resimleri.
Çok enteresan bir noktaya değindiniz. Utku eskiden olta avcılığında takır takır balık avlardı ve durup düşünmezdi.. Şimdi 1 metrelik bir zıpkını, full donanım dalış takımları ile saatlerce suda kalıp, yok bunu vurmam çok küçük, bunun renkleri çok güzel, ahtapot zaten kaçmıyor onu vurmak günah vs vs vs tarzı düşünceler edindi. fakat onu anlıyorum. Aşağıda onlarla yüzerken farklı görünüyor olay. o zaman lezzetli yaratıklar gibi görünmüyorlar bana da.. sevimliler, güzeller, bambaşka yaratıklar oluveriyorlar.
Bu dünya sizin ayaklarınızın altında... Biz ise yüzlerce kilometre geliyoruz bunları görebilmek için. Bence değerini, kıymetini bilin ve ayağınızın altındaki güzelliklerden mahrum kalmayın. Tüp olmasa da bir şnorkel, bir maske, bir çift palet...Mavilere koyuverin gidin kendinizi. Akyaları yüzeydeyken gördüm, lahozları görmek içinse 3 palet vurmanız yeterli. Bir de bu canlıları iğnenin ucunda değil de kendi evlerinde görün. Öyleyken çok daha güzeller.
emre görüntüler şahane insanın içi gidiyor inşallah bizede kısmet olur bu gibi güzellikleri yakından görmek ellerinize sağlık
Emre Kardeşim ellerine sağlık çok çok güzel fotoğraflar, senden sık sık böyle fotoğraflar bekliyoruz...