Vedat amca büyük adamsın vesselam Doğa ile iç içe olup ona hiç zarar vermeden yaşamak böyle olsa gerek valla ne yalan söyliyeyim ben olsam o istakoz çoktan haşlanıp miğdeye inmişti
Bence ''Yengeç usulca denize iner ve teknesinden onu izleleyen beyaz sakallı balıkçının üzgün gözlerine bakarak ; -Seni çok seviyorum yaşlı kurt ..Keşke senin yanında yaşayabilseydim..diyerek yavaş yavaş derinliklerde kaybolur'' diye bitecektir.
Vedat abim istagozu görünce çocukluğum aklıma geldi bakırköyün açıklarındaki taşlarda babamlar bunları ve böcekleri olta ile yakalardı balıkçılar ataköy plajının açıklarına istagoz ağı atarlar 3 gün sonra toplardılar oradanda güzel istagozlar çıkardı şimdi ne plaj kaldı nede istagoz marmara adasında ara sıra çıktığını duyuyorum sen zaten bu konulara her zaman duyarlısındır beni eski günlere götürdün teşekkürler rastgele
Sevgili Kardeşim Aytekin Doğaya hic zarar vermeden yaşamak bence mümkün değil.En az zararı vererek yaşamak ise mümkün tabii.Ben bu ikincisini yapmaya çalışıyorum. Sevgiyle kal
Aslında iyi gitmekteydide. Birgün hatırlı bir sosyete müşterisi gelen,hani lüks otellerde istakoz yiyen,bizim Muammer abimiz,livarımda bol gıdalı yaşamakta olan,bu aradada eksik bacağı iyice belirlenen,istakozu almış,güzelce pişirmiş.Birkac gün sonra uğradığımda,o günde tesadüfen orada bulunan çifte beni göstererek,işte o istakozu yakalayan arkadaş deyiverdi.Ben olayı onların,biz İstanbulda dahi böylesine lezizini bulamıyoruz demesi üzerine tam kavradım ama iş,işten gecmişti. Hemen salmadığıma çok hayıflandım. Sevgiyle kal
Bu istakozun bazı huylarına şaşıyorum.Kimi zaman bir metre suya kadar gelmekteler.Keşke onu görmeseydim,oda limanda eksik bacağını tamamlayıp derinlere dönseydi. Sevgiyle kal
Hazır yeri gelmişken bir hikaye de ben ekleyeyim. Çanakkalenin bir beldesinde bu istakozların devasa büyüklükte olanları her sene kıyıya yakın kayalık bir bölgede üremeye gelir. Ancak ne hikmetse ağcılıkla geçimini sağlayan balıkçıların hiçbiri ekonomik değeri çok yüksek olan bu istakozları avlamazlar. Sebebini de orada ağcılık yapan bir başka balıkçıdan öğrenmiştim. Bıraktıkları ağlara yakalanan balıkları yiyen yada özellikle yumuşak kısımlarını eksiltip bırakan ahtapotlardan sıkıntı çekiyorlarmış. Malum balıklar direkt olarak restoranlara gidiyor, düşünürseniz gözü ahtapor tarafından yenmiş bir mercan kaç para eder. Ahtapotun da en sevdiği yemlerden birisi istakozdur. Ancak istakoz bu afili avcıdan kurtulmanın ufak bir yolunu bulmuş. İstakozlar yumurtalarını yavrular çıkana kadar bacaklarının arasında tutar, bu esnada hemen hemen hiç beslenmez hatta arada kendi bacaklarını yediği bile olur. Bu haliyle bir ahtapot karşısında şansı olmaz. Ancak istakoz ufak bir hamleyle makus talihini değiştirir. Yumurtalarını nerede bir MIĞRI kovuğu varsa orada bekler. Mığrı hiçbir şekilde istakoza zarar vermez, onu yemeye gelecek olan ahtapotu inatla bekler. Sonuç istakoz 1 mığrı 1 ahtapot 0. İşte o bölgede istakozların avlanmamasının nedenini balıkçı bana bu şekilde anlatmıştı. Bu fikre hep hayran kalmışımdır. (1999 senesinden eski bir anı)
vedat usta okadar narin okadar az bulunan bi canlı bulmuşsunki lüx restoranlar bu kabuklu canlı için deli gibi para veriyo ve canlı canlı pişiriyolargerçekten çok tatlı bi ıstakoz