Zor Bir Gün....

11.Kasım.2007 günü için hazırlanmıştık. Her şey güzel geçecek, müthiş bir av olacaktı. Hava raporlarına bakıyor gün için hazırlanmaya çalışıyorduk. Son hava raporları tek kelime ile berbattı. Cuma gününe kadar ümitlerimizi kırmamış, umutla gelecek güzel haberleri bekler olmuştuk. Gün içinde defalarca hava durumuna bakıyor, pazar günü havanın güzel olması için duda ediyordum. Cumartesi günü Poseidon sitesinde havanın biraz daha güzel olacağını görüyor ama yine de içimdeki tereddütlerden kurtulamıyordum. Her şey hazırlanmış oltalarda ki iğneler değişmiş, iş sadece yemciyi arayarak yem ayırtmaya kalmıştı. Maalesef yemciden gelen haber de iç açıcı değildi, ancak biz yine de vazgeçmeye niyetli değildik. Mamun deniz müsait olmadığı için çıkarılmamış, hiç bir yerde Mamun yok. Olan sadece Sülünez. Yapacak bir şey yok ayırttık 10 paket sülünez. Belki Kuşadasında vardır diyerek aramıza oradan katılacak olan Emin abiyi arayarak orada da araştırmasını rica ettik. Ancak orada da olan bir kilo kadar temizlenmiş Çimçimdi. Mecburan aldık tabii ki. Yemcinin bizi unutarak dükkanı kapatması ile birlikte sülünezlerden de olmuş olduk. Her ne kadar Karşıyakadan gelip açayım işinizi görün demesine rağmen içimiz el vermedi. Elimizde 1 kilo civarı Çimçim, 1 adet Ahtapot, Yeni hazırlanmış oltalarımız düştük yollara.

Sabah saat 6 gibi tekne kaptanımız ile buluştuktan sonra denizdeki dalgalara ve kaptanımızın bu hava yatmaz Serdar geri dönelim uyarılarına aldırmadan açıldık Derya'lara.

Güvercinliğin eşsiz ve yemyeşil koylarında bile hava 3-5 ve 4-6 arasında gidip geliyordu. Oysa bizim daha açığa çıktıktan sonra 45 dakikalık yolumuz vardı. Arkadaşlar bana sanki bu hava nasıl düzelecek der gibi bakıyorlar, ama sağolsunlar güvenlerini yitirmiyorlardı. Bense tabii ki beni mahçup etme Poseidon diye dualar halinde kaptanın yanında yerimi almış karşılıklı görüş alışverişinde bulunuyordum.

Koylardan ayrılarak açık sulara çıkmaya başlamış henüz 5-10 dk lık yol katetmiştik ki bizim 500-600 metre kadar ilerimizde olan gırgırın sadece direğini görebildiğimi farkettim. Hava 6-8 hatta daha bile yüksekti. Kaptan bir kez daha yüzüme bakarak oraya gideriz gitmesine de bu denizde avlanabilecekmisin diye sordu. Dışarıya çıktığımda daha net olarak denizle yüzleşmem ve o anda Aliminyum sandalyenin havalanarak denizin dibi ile buluşması bir oldu. Tekrar kaptanın yanına dönerek abi dönelim koyda bir kaç saat bekleyelim hava yatacak dedim. Kaptan yüzüme bakarak güldü ve 30 yıllık kaptanım ve Bodrumda yaşıyorum bu hava yatmaz Serdar ama peki siz bilirsiniz koyda bekleyelim dedi. Koya geriye döndükten sonra Ufuk tan son haberleri almak için aradım ama maalesef şarjı bitti ve uyandıramadım kendisini

Koyda beklerken saatlerimiz 9 olmuş ve koy içinde hava 2-4 e düşmüştü. Israrlarımla yeniden açığa çıkmayı ve oradaki havayı görmeyi başardık. Açıkta hava 4-6 civarındaydı. Bu da bize yeterliydi. Havanın 3-5 e düşmesini bekleyecek kadar sabrımız kalmamıştı zaten.

Yerimize ulaştıktan sonra denize salınan oltalara 30 dk kadar tek vuruş olmadı. Yer değiştirmeye karar verdiğimiz anda gelen Çipura Emin abi nin oltasındaydı. Ardından benim yakaladığım Antenli Mercan, Gürbüzün Çipurası, Mehmet abinin Mercanı derken, saatlerimiz 14 civarını gösterdiğinde, Teknede midesi bulanmayan sadece kaptanımızdı
Alınan ilaçlardan sonra 4-6 ile 3-5 arasında gidip gelen hava, müthiş bir rüzgar ve dalgalara aldırmadan av yerinde 17.00 civarına kadar kalabildik. Bu arada yakalanan isparozları canlı olarak takarak Kofona için bırakılan oltalara yine iki adet Lambuka nasip oldu.
Müthiş şekilde yorulmuş, adım atacak halimiz kalmamıştı tekneden indiğimizde. Bir sandalyemiz eksik olarak döndük aracımıza. Yorgunluğu inanın hala üzerimden atabilmiş değilim. Ancak yakalanan balıklar, denizin kokusu, paylaşılan dostluk ve arkadaşlıklar bu yorucu günü tekrarlamamız için en büyük sebep olarak hala belli ediyor kendini.


Yakalanan balıkların bir kısmı....


Bu kadar yorulduktan sonra bir kaç resim çekilelim değilmi



Sitemize yeni üye olan arkadaşım Gürbüz ve yakaladığı Lambukası...







Aramıza Kuşadasından katılan Emin abi. Bu arada günün bereketli avını kendisi yaptı.

 

Yakışır Serdar'a.Uzun zaman sonra ilk tebriğim sana olsun Serdar