Av Mevkii: Samsun / Bafra / Derbent Barajı Av Saati : 05:00 - 18:30 Kullanılan Materyal : Balık unu hamuru ile şamandralı tek iğne takım, Çeşitli Döner Kaşıklar Av Sonucu: Keyifli bir gün... Ava Katılanlar: Ergin, Tekin Yunus, Hasan Kardeş, Metin Denizden güzel haberler alamadığımızdan bizde baraj gölünde gökala kovalamak için sözleştik. Sabah çok daha erken sözleşmemize rağmen geç kaldığımız fakat av yerine saat 05:00 gibi konuşlandığımız avımız başlar başlamaz ince vuruşlar alıyorduk. Bu vuruşlar bazılarımızın söğüt balığı bizim de çay balığı dediğimiz küçük balıklardan geliyordu. Ama biz biliyorduk ki çevrede bu balık varsa ve su biraz titreşmişse Gökkuşağı Alalarımız da bu civardaydı. 40-50 dk geçmesine rağmen ziyaretimize gelmeyen gökalalardan sonra kahvaltı molası verdik sonra atışlara devam ettik. Tek tek de olsa Gökalalarımız geliyordu. Ben özellikle kaşık aksiyonunu çok sevdiğimden genellikle şamandralı takımımı yedekte bekletip kaşık atıyordum. Gökalanın kaşığı aldığında attığı taklaları izlemek bir balıkçı için heralde dünyadaki en büyük zevklerinden biridir. Çevremizde çok fazla balık alan olmamasına rağmen çay balıklarının oynaşması ve tek tük gökalalar bizim keyfimizin bozulmamasına sebep oluyordu. Özellikle pazar günleri cümbüşe dönen baraj kenarında curcuna çok olduğundan olsa gerek pek balık vurmaz zaten. Nitekim akşam olduğunda herşeye rağmen güzel bir günün daha tatlı bir yorgunlukla son bulmuştu. Görüşmek üzere.. Sağlıcakla Not: En alttaki fotoğraf tabiiki salınan bir gökalaydı. Bazı arkadaşlarımız gökalanın üreme yapmadığını sadece sağılarak üreyebildiklerini savundukları için her gittiğimizde çok daha küçükleri ile de karşılaştığımız gökalanın tabiki de üreyebildiğinin kanıtıdır sanırım. Zaten böyle büyük bir barajda bazı günler binlerle ifade edilebilecek balık avının sadece patlayan çiftliklerin karşılaması mümkün değildir.
Tebrik ederim çok keyifli gün geçirmişsiniz..Bu arada gökalaların kendi kendilerine ürediğine ben de inanıyorum..
Tebrik ederim. Gerçekten imrendim size. Geçen hafta kayınbirader ve ben de o bölgelerdeydim. Ucunda küçük balık sahtesi olan bir kaşık ile denedik. Ama tek vuruş aldık. Onu da kıyıya çıkaramadık. Sınırım iğnesi küçüktü. Bir kaç sıçrayıştan sonra kurtuldu. İlk alabalık denememdi. Gerçekten de su üzerindeki manevralarını izlemek çok keyifliydi.
Alper Bey ben mepps ve ilba'nın döner kaşıklarını tercih ediyorum. Fosforlu yeşil benekleri olan blackfurry ve ilbanın zümrüt yeşili. Daha önce sahte sarpa yavrusu ile de iri balıklar aldığım olmuştur bilginize.
tebrik ederim ergin bey. güzel bir gün geçirmişsiniz. güzel balıklar da almışsınız. gökalanın su üzerindeki o taklalarını izlemek gerçekten eşsiz bir zevk. hele de o takla atan gökala kendi oltanızın ucundaysa. daha iyi avlar dilerim.
Daha iyilerine rastgele Ergin. <Not: En alttaki fotoğraf tabiiki salınan bir gökalaydı. Bazı arkadaşlarımız gökalanın üreme yapmadığını sadece sağılarak üreyebildiklerini savundukları için her gittiğimizde çok daha küçükleri ile de karşılaştığımız gökalanın tabiki de üreyebildiğinin kanıtıdır sanırım. Zaten böyle büyük bir barajda bazı günler binlerle ifade edilebilecek balık avının sadece patlayan çiftliklerin karşılaması mümkün değildir. > Bu konuya gelince ,yaptığım araştırmalar sonucu bu balığın 1970 ler de Türkiye'ye getirildiği ve ömrünün ortalama 8 yıl olduğunu öğrendim.Yani 5x8=40 ya da yıllara bölerek tam 5 kuşak 5 jenerasyon demektir.Eh bu beş kuşağın ilk ikisini, ortama alışma(havaya,suya,kara buza,avlanma metotuna) durumunda kabul edersek diğer üç kuşağın bu işi (üreme) becerdiğini kendimce kabul ediyorum. Amma velakin; ben bu işin uzmanı olan bir bilim adamı değilim ve bu konuyu bir saha çalışması olarak yapan var mı? Doğrusu ben araştırmalarım da bulamadım yada erişemedim.Keşke bilim insanlarından bir ekip kurulsa idi onlarda belli başlı sahalarda bu araştırmaları yapsa idi.Biz de kös kös oturup acaba diye ya da böyledir diye tartışma gereğini hissetmezdik. İşte bundan sebep kendimce kabul ettiğimi,bu böyledir diye neşriyata icra edemiyorum.
Tebrikler... İlk tuttuğunuz balık büyük ihtimal Gobius Niger, kaya balığıdır. Ben 1-2 defa yavrusunu akvaryumda yaşatmayı denedim ama olmadı, akvaryumda görmeyi çok istediğim bir balık .
İsmail Bey teşekkür ederim. Bende uzman değilim ama her gidişimizde yavru mevsiminde çok daha küçüklerini resmettik ve videoya aldık. Bakın bu geçen sene videoya aldığımız gökala yavruları. http://www.youtube.com/watch?v=dC5gW4dBbZk Balığın yumurtasını atamadığında sağlık problemleri yaşayacağına eminim. Dolayısıyla zor da olsa yumurtasını çıkartacaktır ve erkek gökala da dölleyecektir. Zaten üreme fizyolojik bir olaydır. Çiftliklerde elle sağılıyor diye bu balık hep elle sağılarak üretilir demek yanlış olur. Zaten son zamanlarda daha önce balık üremez diyen hocalardan da bu balığın doğal ortamda üreyebileceği yönde açıklamalar gelmeye başlamıştır.
Dilerim her balıkçıya nasip olur. Gerçekten benim için çok farklı bir balık. Teşekkür ederim Ahmetçiğim, sen o zevki gayet iyi bilirsin. Kaya balığının bir türü ama bilimsel adı nedir bilmiyorum. Geçtiğimiz yıllarda yarım kiloluk kaya balıkları olduğunu duyuyorduk. Ama bu kez genelde öyle küçük boylardaydı ve kıyı şeridini zaptetmişlerdi. Gökala için dayanılmaz bir yem olmasına rağmen ben şahsi olarak canlı yem kullanamadığımdan alınanlar suya iade edilmiştir.
Ergin kutlarım, güzel günün güzel balıkları bizleri de sevindirdi. Teşekkürler, gönlünce avların daim olsun kardeşim. İki farklı ortamda (akarsu & göl) üreme konusuna cevap olabilecek şu paylaşımlara bakılabilir. Akarsuda (Yakup hocamızdan) http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=27363 Bu da gölde (nacizane bu fakirden) http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=31410
Nuri Abi halen ürediğini kabul etmeyenler olsa da ben her yıl karşımıza çıkan yavruların hep kaçkın olduğunu zannetmiyorum. Zaten çiftliklerde de defalarca kez bulundum, sağılan alabalıklar yumurtadan çıktıklarında zarar görmesinler diye suyu sürekli yenilen ve oksijen oranı bol olan bir düzeneğin içinde belli bir büyüklüğe erişmeden havuza alınmıyor. Bu da demek oluyor ki bu yavrular kesinlikle üreme yoluyla barajda bulunuyor. Derbent Barajı gerçekten çok büyük bir baraj ve her yerinde bu balık yavrularının görülmesi yanlışlıkla kaçırıldıkları ihtimalini ortadan kaldırıyor. Ve bu bize birşeyi daha kanıtlıyor, bu işe yıllarını vermiş üstadlar bile hata yapabiliyor...
Küçük bir ekleme yapayım: Üreme konusunda, kanaatimce, yavru balıklar haricinde özellikle anaç olma seviyesine gelmiş balıklar üzerinden olaya yaklaşmak daha belirleyici olur. Bizim Kuzgun Baraj Gölünde de yavru gökkuşlara senelerdir rastlarız ancak, iyi ama bir de büyüyenlerden olsun. Hiç olmadı. Hülasa, yavru balıklarda bir takım "doğal belirtiler" olsa da zamanla bunlar kayboluyorsa, bir yerden sonra artık görülmüyorsa; bir kaç nesil devam eden, sürekliliği olan durumlar gözlenmeyince üremeden bahsetmek mümkün değil. Diğer yandan Tortum'da her jenerasyondan balığa her zaman diliminde rastlamak mümkün. Derbent'e bir de bu açıdan bakmak lazım. Anaç var mı, gözlemek lazım.
2.ci sayfada paylaştığım videonun sonlarında bahsi geçen 3.5 kg'lık anaçtan gözlerimizin önünde en az 500-600 Gr kadar yumurta kendiliğinden döküldü...