2012'nin ilk günlerindeki avlarımız

sevgili Vedat abim tek kelimeyle muhteşem bir insansınız dilerim bir gün sizinle tanışmak bizede nasip olur inşallah her nekadar balık avında ustalaşmış olsakta sizin o engin bilgilerinizden bir çok şey öğreniyoruz iyiki varsınız.

 

maşallahın var abi inşallah bigun tecrubenle yogurursun benıde abi nice hayırlı avlara abi

 

Bu keyifli avlarınız için tebrikler, paylaştığınız için teşekkürler üstadım.

Benim de birçok arkadaş gibi en çok ilgimi çeken dülger oldu. Hakkındaki açıklamalarınızı ilgiyle okudum, hatta kaydettim.
Onca yıl Antalya körfezi ve çevresinde yemli dip oltacılığı yapmış olmamıza rağmen hatırladığım kadarıyla bu balığa hiç denk gelmedik. Öyle ki, tipini daha önce görmüşlüğüm vardı ama adını da sizin buradaki raporlarınızdan öğrendim. Oltamıza gelen yemlik kıvamdaki balıklara başka balıkların saldırdığı durumlar yaşamamıza rağmen bunların hiçbirinin dülger olduğunu hatırlayamıyorum.
Ya bizim oralarda hakikaten az bulunuyor, ya da bizim oltaları sevmiyor.
Bir gün yakalarsam çok mutlu olacağım ve sizinle mutlaka paylaşacağım.

 

2012'de erişemediğim balıklarıda yakalayabileceğimi ummaktayım sevgili Hakan.

Bunları resim ve videolarıyla sunacağım.

Berabercede avlamanın yollarını arayacağım.

İlgi ve yorumlarına ise teşekkür ediyorum

Sevgeimle kal

 

Buraya gelirsen beraberce deneriz yakalamayı.Hatta jigle bile ararız zira jige gelmektedir.

Sevgiler

 

Tebrikler Vedat amca eline sağlık..

 

Selamlar Vedat amca öncelikle avını tebrik ederim herzaman ki gibi devamı gelir diye ümit ediyorum. M.ereğlisi'nde mercan çıkan bazı yerler var. Mercanları karides yemli dip oltasıyla mı tutarız yoksa jigging yöntemi işe yararmı fikirlerinizi bekliyorum. saygılarımla...

 

Vedat abim, dikkatimden kaçmış raporunu henüz görebildim, tebrikler...Gerçekten nefis balıklar, farklı cins ve boylarda...Bu resimleri görmeden bizde balık tuttuğumuzu zannediyorduk Avlarınız her daim bol ve bereketli olsun, saygılarımla...

 

Emeklilikte böylesine bir hayatı yaşamak için,bugünlerden tatbikata koymalısınız.

İlkönce uygun yer bulmaayla başlayın.

Sonrasında ev yapabileceğiniz uygun bir arsa arayın.

İmnkanlarınızı birleştiirip arsanızı alın ve emeklilik günlerinin gelmesini bekleyin.

 

Hersene yüzü aşkın arkadaşlar benimle avlanmaya gelirler,senide beklerim,teşekkürler

 

Arada çıkan yeri belli,geldiğinde deneriz

Sevgiler

 

Hemen genelden sor,detaylıca cevaplarım.

Sevgiler

 

Demir ışıldıyor, selamlarımla...

 

Hafta Sonu Asosta Vedat ustaya misafir olduk


14.01.2012 cumartesi gecesi tekirdağdan yola çıktık, Cemil arkadaşım zıpkınla dalacağı için vede büyük usta vedat ABAYOĞLU ağabeyimizle tanışacağı için havalara uçuyordu.. Sabah Asosa indiğimizde vedat ağabey ile buluştuk çanakkaleden bize katılan zıpkıncı arkadaşlar hazırlanıp suya girdiler bizde ustanın tekne ile açıldık ustanın sayesinde baya bi karışık balık yakaladık..
buradan kendisine çok teşekkür ediyorum ve bu dizeleri kendine armağan ediyorum..


Alabalık, seni levrek ile aldatıyorum artık!
Vedat abayoğlu.

================================================================================

Yıllarca, dere, tepe demeden Peşinden az mı koştum? Bak dizlerimdeki, kalçamdaki, belki de boynumdaki kireçlenmeler hep senin eserin. Şimdi senden bana kalan, güzel anılar ile bu ağrılar var, hatıra!

Yaşadığın buz gibi sularda sabahtan akşama dek koştururdum peşinde. Genelde ıslak olurdu çoraplarım ama hoş, ıslanmış olsam da kimin Umurunda! Hiç pişman olmadım ki ben senin yanında.

Kimi zaman ıslak uyur, sabahlardım uyku tulumunun içinde. Senin heyecandan uyku girmezdi ya gözlerime. Konuşur dururdum hayalimde ki sen ile saatlerce kendi kendime!

Sabah olunca…

Ben öyle uzun uzadıya keyfi kahvaltı yapanlardan da değildim. Alırdım yanıma bir çeyrek ekmek arasına azıcıkta peynir.

Yettiği yere kadar…

Akşam karanlığı erkenden çökerdi, ormanlarda veya vadilerde üzerime. Senin aşkına, bitkin düşerken yığılır kalırdım bazen aç, bazen tok olduğum yere.

Doğu Anadolu’ya alabalık seferine giderken, sırt çantamın üzerine ”Trout Trip” yani, “Alabalık yolculuğu” yazardım.

Bu yolculuğa tartsanız 70 kg ile gider 55 kg ile geri dönerdim. Öyle yürürdüm ki sık sık yön bulmak için pusulama bakardım.

Bazen eğilen dalların üzerinden atlamak zor gelirdi de, yorgunluktan evrim değiştirmiş yaratıklar gibi sürünerek, dalların altından geçerdim.

Bir kıza âşık olsam teselliyi sende arardım. Babam ne zaman içkiyi biraz fazla kaçırsa, hemen annemi dövmeye başlardı! Ben yine gelir sana ağlar, teselliyi sende arardım!

İçinizden bazıları ile konuşur öpüşür sevişirdik! Bazılarınızı Tekrar tekrar yakalar, tekrar tekrar salardım serin suların girdabına. Bu ayrılıklardan hep bir hüzün dolardı, sevgi arsızı olmuş canıma!

“Ben, Minnet duyardım, saygı duyardım kırmızı benekli küçük dostlarıma.”

Munzur, Mercan dağlarının yaylalarında, tek başıma kovalardım sizi. Kaçınızı yakalayıp öpüp, severdim salmadan önce bilirsiniz!

Şöyle timsah dişleri gibi dışarı uğramış, yamyam kılıklı erkeklerinizden birkaçını alıkoyardım sadece.

Bitti artık gelemiyorum yanınıza. Hem korkuyorum, hem eskisi gibi güçlü de değilim.

Ama söz, bir kez daha geleceğim yanınıza, gerekirse sürüneceğim. Hem bu kez sizi hiç üzmeyeceğim! Sadece biraz dertleşmek istiyorum. Konuşmak, helalleşmek istiyorum.

Aslında bilmiyorum da tam… Halen orada mısınız? Yoksa yeni yollar, yeni araçlar ile tüketti mi insanoğlu soyunuzu?

17 bilemediniz 18 yaşlarındaydım o zamanlar. Teröristler yoktu da dağlarda, ayı’lar ne kadar çoktu! Fakat ilişmezlerdi bana, bilirlerdi ki, herkesin nasibini, kısmetini verirdi Allah.

Arada bir önümden fırlayan keklik alaylarına karnımı doyurmak için basardım taşı! Tek silahım çakım ve sapanımdı benim.

Çadır pek kullanmazdım. Uyku tulumum yeterdi bana. Birde Lubitel 2 Rus fotoğraf makinem. Poz poz resimlerinizi çekerdim.

Aşktan da öteydi size olan tutkum. En derin aşk birkaç ay, birkaç yıl sürermiş te, ben size yıllarımı verdim. Hep aynı şevkle iştahla, istekle.

Beni hiç aldatmadınız. Bende sizi ama heyhat geldi artık işin sonu. Ben yeni bir sevgili buldum. Artık aldatıyorum sizi!

Adı, levrek, unvan’ı denizlerin efendisi, kral sofralarının baş menüsü. En az sizin kadar yakışıklı, hem de akıllı, hem de asil.

Kafam kel, vücudum hantal ama yüreğim; o hep aynı. Sevebiliyor, âşık olabiliyorum.

Hem o burnumun dibinde! Ya siz o kadar uzaktasınız ki! Eski gücüm kalmadı artık dağları taşları atlayacak, ormanları bayırları aşacak. Sevgiyle kalın…

Büyük ustayı buradan tekrar saygıyla anıyorum

 

vedat abi, üstadım;
işim dolayısıyla çok gezmekteyim, müsait olduğun birgün seninle tanışmak, bol bol sohbet etmek ve avlanmak isterim, engin bilgi ve tecrübelerini bizlerle karşılıksız paylaştığın için de ayrıca çook teşekkür ederim..
seni burdan tanımak bile büyük şans.
saygılarımla..

 

Sevgili Berkant

Beni bu kadar yakından tanıdığını bilmiyordum.

Sabahın bu erken saatinde,gözlerimden iki damla yaş gelecek kadar hislendirdin beni.

Allah senden razı olsun.

Yakaladığın iki trofe levrekten haberim var.

İnşallah daha çok ve büyüklerini yakalarsın.

Sevgimle kal

 

Sevgili büyük usta,

Trofeler favorin ama inan her avın bizler için eşsiz bir güzellik...

Bu güzellikleri bizlerle paylaştığın için binlerce teşekkürler...Allah güzel avlarının devamını nasip etsin...RASTGELE...