3. İstanbul - 30 TEMMUZ 2006 Kabataş hatırası (fotolarımız)

Kardeş suyun içinde seni görünce sana imrenmedim desem yalan olur emeğin içinde teşekkürler

 

valahi güzel olmuş keşke izinli olsaydım bende gelseydim tühbe yine çalıştık
inşallah bidakine.

 

Eveeettt ben geldim... Birazdan yazacağım hepinizin teek tek neler yaptığını Kusura bakmayın arkadaşlar, iş yoğunluğundan hiçbirşey yazamadım bugün foruma... Bu arada 2 konu açılmış bravo size, insan bir konunun altına devam eder değil mi rahat rahat tek taraftan gidelim diye Neyse günü anlatacağım birazdan, gerçi bana pek birşey kalmamış ya neyse

COMING SOON​

 

Herşeyden önce, Kabataş'da bizimle birlikte olan,

Mustafa (Yakamoz), eşi ve minik kızı, Özkan, Murat Görgülü, Selçuk abi (Diyafram), Hamdi ve oğlu Çağatay, Deniz Önderoğlu, Murat Uysal ve eşi, ablam smyrna ve eniştem, Umut (Erdem'in kardeşi), Koral (korni), Ömer (zarganacı34) ve eşi, Arzu (Deniz'in ablası) ve eşi'ne teşekkürlerimi sunuyorum.. (Sanırım herkesi yazdım arkadaşlar, o kadar kalabalıktık ki unuttuğum varsa kızsın bana )

Evet, bendeniz sabah yoğun çabalar sonunda (taksici evimi bulamadı, buluşacağımız yere giden yol kapalıydı ve bir sonraki durakta buluşalım dedim Hamdi'ye ama onlar 2 durak sonrasında bekliyorlardı. İndiğim yerden tekrar minibüse binip 1 durak daha gittim ) Hamdi'lerle buluşmayı başardım Kabataş'a vardığımızda Koral ve Umut ordaydı... Umut izmariti çekmişti bile biz gidene kadar ama biz gidince balık kesti... Daha sonra herkes sırayla gelmeye başladı... Herkes geliyordu ama ablamlar bir türlü gelemediler ve biz çaysızlıktan öldük o saate kadar (Ahh Mustafa senin termosu nasıl aradık bilemezsin )... Onlar gelene kadar, bizler oltamızı salladık ama hiçbirşey vurmuyordu... Ne gelse yavruydu ya da oltanın ucunda kaya balığı sıfatında sallanıyordu Hepi topu 2 tane izmarit tuttum onlar da çok minikti, aynen suya iade Başka da hiç bir şey tutamadım tüm gün, kaya balığı bile Özkan 8-10 tane izmarit aldı, Deniz'den bahsetmek istemiyorum, oltayı okutup üfletiyor mu nedir anlamadım, tekir bile buldu denizden sağolsun Ama bence günün en iyi balıklarını Umut aldı... Epeyce tutmuştu ama 2 tane izmarit vardı ki kovada, izmarit diye ben onlara derim işte Kimse görmesin diye de erkenden kaçtı zaten Devamı geliyooorr...

 

Deniz bizim için kendini feda ederek suya daldı ve midye çıkardı (Çaktırmasak da hepimiz onun yerinde olmak istiyorduk o an ve gözümüzü Deniz'den ayıramıyorduk... Kıskançlık çok fena birşey )... Sonra da Çağatay'la birlikte midyeleri açtılar dayı yeğen sağolsunlar... Sonra ablamlar geldiler ve çay geldiği için hemen sofrayı kurduk tabi...

Benim evde hazırladığım ve ablamın sadece fırının düğmesine basarak bana yardımcı olduğu ve o şekilde pişen börekler (zincir zincir zincirleme isim tamlaması kazandırdım güzel Türkçemize ), Zeynep'in gece yarısına kadar pişirmeye uğraştığı bir leğen poğça ve kek, Özkan'ın ve Mustafa'nın eşinin hazırladığı sigara börekleri ve çayla karnımızı doyurduk... Hepinizin ellerine sağlık, kesesine bereket arkadaşlar... Suyumuzu ise denizin içine saldık ki soğuk olsun diye, su içmek isteyen denizden su çekiyordu, görüntüyü siz tahmin edin artık Arada kola falan da içmedik değil tabi, o sıcakta katlanılmaz olurdu yoksa

Neyse gelelim balıklara, balık yoktu kardeşim El salladık, ıslık çaldık, takla attık ama yok yok yok balık yok Balık avı akrobasi ekibi olacaktık nerdeyse ama gelmedi balıklar sağolsunlar Yine imdadımıza, o sevmediğimiz yosunlar yetişti de birşeyler tuttuk diyebildik (ben tutamadım ya ne desem yeridir )

devamı geliyooor (çok smili koyuyorum diye sığmıyor yazdıklarım )

 

Bu arada ben bir ara kola dağıtıyordum, sıradan gidiyorum sahil boyunca (git git bitmedi be kardeşim, sahili kaplamışız yalan değil, önüme çıkana bakıyorum bizden ) arada bizden olmayan iki kişi geçtim başlarda bir yerlerde... Bunun yanısıra geri dönerken de soruyorum kolası biten var mı diye Sahili kapladığımızdan, o kadar ilerledim ki, geri dönene kadar kolaların bitmesi muhtemeldi çünkü ve nitekim bitirenler vardı... Neyse, geri dönerken, o iki kişiyi yine atladım, Mustafa beni çevirdi arkadaşlara da verir misin dedi ve tanıştırdı, zarganacı34 ve eşi dedi... Haydaaaa, orada öyle durmuşlar bizleri seyrediyorlar, sesleri çıkmıyor, nerden tanıyayım Çok kimsede gelip gittiklerinden bihaber hala... Ama tanıştığımıza çok çok çok sevindim... Bir dahakine oltalarınla birlikte bekliyoruz zarganacı bu olmadı bak.. Ama oraya kadar sırf bizimle tanışmak için gelmiş olmana bile minnettarım, çok çok teşekkürler...

Hamdi bir ara yanıma geldi ve sen hırsız takımı nasıl hazırlamışsın bakayım dedi... Ben de şaşırdım, sana da hazırlayayım dedim... Yok yok bakacağım sadece dedi.. Bak dedim, çaktırmadan sigara izmariti takmış ucuna Tam çıkaracaktım, nolur bırak dur resmini çekeceğim dedi, ben de iyi hadi çek dedim, o foto da bundan sebep

Erdem ve Mustafa (kral balıkçı), arada sırada arayıp taktik veriyorlardı... Mustafa tarif ediyor mesela; Abla, beton kütle var ya denizde, onun 15 m ilerisinden atın, yosunlara takılmaz o zaman... Önce açığa atın orada balık yoksa kesin ara sudadır Ama telefonda seslerini bir duysanız, resmen ağlayacaklar bizimle olamadıkları için... Her hallerinden belli Biz de sizin yanımızda olmanızı çok istedik, sizi çok aradık gerçekten arkadaşlar ama kısmet bir dahakine

Sonra, herkes sırayla yavaş yavaş ayrıldı, en sona yine Hamdi ile birlikte gelen bizler, Yakamoz ve eşi ile minik kızı ve Özkan kaldık... Vedalaştık ve günü bitirip evlerimize doğru yola koyulduk

Açıkçası ben, Erdem'le Kabataş planı yaptığımızda, bu kadar kişinin toplanacağını düşünmemiştim... İstanbul'lu arkadaşlar, gerçekten harikasınız şaka değil... Çoookkk güzel bir gündü, kendi adıma herkese çok çok çok teşekkür ederim... Gerçekten çok keyif aldım... Arkadaşlığınızdan, yardımlaşmanızdan, sohbetinizden, herşeyden... Teşekkürler arkadaşlar... Bir başka organizasyonda buluşmak üzere, şimdilik hoşçakalın

 

sennur en cokda dokunan su mesele kabatas olayını kararlaştırılmasında beraber calıştık sagolsun dostlar yanlız bırakmadı ben gelemedim aksilik ya