Benim gönlümde yatan aslan şudur beyler: "Tüm göl, akarsu vs. ve marmara denizi dahil içsularımızda, sadece ve sadece yakala ve bırak yöntemiyle avcılık yapılabilir." Elbette bu pek uçuk olduğu için, ancak şunu diyoruz: Her tür yasak ve kısıtlamaya gönülden destek veriyoruz ki, balık nesli varolabilsin, eski güzel günlere dönülebilsin.
Malesef ben katılamıycam buna,limitlere ve ölçülere uyulması eski göl ve akarsularımıza kavuşmamızı sağlamamız için yeterli olacaktır.Tabi doğaya zarar verecek malzemeler kullanılmaması şartı ile.
Elbette katılmayabilirsin. Laf değil, ciddi ciddi, kucak dolusu saygı duyarım buna. Velakin bu, sularımızın ciddi mahvolmuş, bitmiş, sefil ve derbeder olmuş olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bir kaç sene boğazımızdan alabalık veya sazan geçmese ölmeyiz, ama tersi için onların neslini tüketmek? Her yerde söylenir, skoylu istavrit sevemz, tutmaz vs. diye, acaba bunda asli etmen ne sanıyorsunuz? Ama bu değil önemli olan, aslolan, bu suların ekosistemlerinin kendini toplamasını sağlamak.
isminizi bilmiyorum fakat,benim bir paylasımım oldu bu konu ile ilgili göller barajlar akarsularımız ı özel avlak haline getirmek.bir bak istersen,birkaç yıllık ara verilmesi hoş guzel olur bak buna katılırım.Aslında aynı şeyi istiyoruz fakat benim düsüncem sanki olabilir gibi bii incele istersen yorumlarını paylasırsan orda sevinirim.görüşmek üzere..
Olabilir elbette. Ben hisleri değil aklıyla yaşayan biriyim. Bu yolda her teklife açığımda. Bir şeyin bir teorisi var, birde pratiği. Pratikte bahsettiğiniz şeyin en azından kısa vadede olabilitesi sıfır. Zira kanun vs. gerekiyor ki, dindar nesil yetiştirme telaşı varken, balık neslini düşüneceklerini hiç sanmam baştakilerin.
Geçmez. Hocaları anlatma bana. İlk defa söylüyorum bak. Herkes, belki kimse, hatta evladım ve karım bile bilmez. 12 sene biyoloji okumuş, taksonomi ve ekosistem üzerine PhD yapmış biriyim. Aynı zamnda El-ezher'de ulemalık öğrenmiş. Bilirim bunları, çözemezler, emin ol.
Serdar bey anladığım kadarıyla boş bi insan değilsiniz.Ve çok esrarengiz bir yapınızın oldugu.Zaten bende hoca mevzuunda şaka yapmıştım.Ama çok bilgili ve nufuslu bir cok doğa sever balıkçı ve avcı büyüklerimiz var.Gerekli yasa tasarısı hazırlanır ise sanırım olabilir.Sonuçta bu işten cıkarları olacak kurumların ve devletin.Hem sorumluluklarıda azalacak.Ve en önemlisi her sorunda bir gunah keçileri olacak.
Bunu bilim camiasına bıraksalar iyi ama, maalesef öyle olmuyor. Nüfuslu bilim camiası yok, o melunlar evrim teorisine inanıyor malum. Başka camialar, malum, cemaatler var ortada. Onların sözü daha çok geçiyor. Ve bu habitatta elden gelen en iyisi, ancak bu tebliğler.
Serdar bey;bir ilim ve bilim adamı olarak sizin bu konuda ki görüşünüz nedir?Yani bu tedbir ve yasayı siz hazırlayacak olsaydınız ne tur önlemler alırdınız?Fakat unutmayınki bu önlemler doğaya oldugu kadar doğa severlere avcılara da zarar vermiyecek türden olmalı. Birde avcı bir uzman ın görüşünü alalım bakalım.Durum ne derece değişiyor görelim.
Can acıtmadan maalesef bu işlerin olması zor. Eğer sorun çözülsün ama bana dokunmasın diyorsanız, bu yürümez. Herşeyin başında, ilk öncelik, denizdeki ve tatlısulardaki kirliliği önlemek olmalı. Alabalık konusu çok hazin. Maalesef Alabalık için yapılabilecek bir şey yok. Son demlerini rahat ve huzur içinde geçirmeleri için rahat bırakılmalı, avcılığı tümden yasaklanmalı. Alabalığın sonu maalesef geldi. Avcılar filan değil, küresel ısınma denen lanet o sonu getiriyor. Sıcaklıklar arttıkça, alabalığın yaşam alanı olan bol oksijenli soğuk sular ısınacak. Bu da onların sonunu getirecek. Ama en azından olabildiğince büyük bir popülasyonları olursa, genetik varyasyonlar, mutasyonlar daha çok olacağı için, belki yeni koşullara adapte olmaları, yani evrim geçirmeleri mümkün olur. Sazan vs. aynı tehdite muhatap değil o kadar. Özel avlak yapmak filan, bunlar tali çözümler. Bunlar teknik olarak sorunu çözmez. Bu, ekosistemden ziyade biz avcıların sorununu çözer. Konuya dair neler yapılabileceğinin cevabı açıktır: Doğa bu işi milyarlarca yıldır yapıyor. Kim yok olacak, kim ne kadar olacak, bunları belirleyip duruyor. Bu evrimsel süreci anlamaya çalışmak ve buna göre bir şeyler yapmak gerekiyor. Ama hiç bunu düşünen, ilgilenen filan yok. Bir göle giidp aterina bırakılıyor, ekosistemlerden bihaber, biyolojiden bihaber bir su ürünleri hocasının lafına bakılarak. Siz bir yere bir canlı türü eklerken yada çıkarırken, gölün kenarında açan sarı çiçeği bile hesaba katmalısınız. Bunu yapmadığınız zaman işte böyle oluyor, tecrübeyle sabit. Ve dediğim gibi, gidişat düzeltilemeyecek şekilde kötülemiş halde. Ancak semptomatik bir şeyler yapılıyor, bunlar ağrıyı keser ama hastalığı tedavi etmez.
Serdar bey petrol atıklarının sanaai atıklarının bile sulardan temizlene bildiğini diğer ülkelerden görüyoruz.Bu da halen umut olduğunu göstermezmi acaba?
Daha fazla kirletilmese, o bile kafi en azından. Ama biz inatla kirletiyoruz hala. Ama Alabalık için son maalesef çok yakın. Sebebi, başedemeyecekleri küresel ısınma. Hele böyle nüfusları kendini zar zor idame ettirecek kadar kalmışken, pek şansları yok.
Serdar bey geçenlerde aldıgım bikaç alabalığa bişman ettiniz beni bu yazınızla Bileydim alıkoymaz salardım neyse anlasıldı bundan sonra Ala avlarımı suyla kavusturma özen göstericem.Saygılar...
Ballı Nuri kardeşimin benim ile bir derdi var. Ama ne ve neden olduğunu ben bilmiyorum. Olabilir. Yine de üşenmeden cevaplamak lazım. Nuri bey kardeşim. Ben de senin gibi bir AMATÖR OLTA BALIKÇISIYIM. Senin vaktiyle sorduğun sorulara net cevaplar verdim. Uzun yazıyorsun dedin. Ver e-posta adresini, daha detay ve örnek yollayayım dedim cevap bile vermedin. http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=45631&page=4 Senin bana olan takıntın nedir ben anlamadım ama en azından sen beni anlayasın diye bir kez daha yazayım. Ben o kuralları oluşturarak yayınlayan kurumun bir temsilcisi değilim. Ben o kuralların ülkemiz suları ve su ürünleri yararına olabildiğince değişimi, gelişimi için kafa yorup, ferdi ya da dernek tüzel kişilikleri aracılığıyla dilekçeler yazarak veya karşılıklı görüşmelerle görüşünü sorumlu kuruma ileten AMATÖRlerden biriyim. Öyle klavyenin ardına geçip, istediğin her soruyu ilgili ya da ilgisiz kişilere sorarak, sonra da her fırsatta bu gibi tavırlar sergileyerek havanda su dövdüğünün farkına varmanı dilerim. idk Evet, bu kuralın değişim teklifini ben yaptım ve tüm Dünyada olduğu ve hatta eski yıllarda bizde de olduğu gibi değiştirildi, yani bu kural kabul gördü. Tabii ki GÖL ve GÖLETLER deki DOĞAL ALABALIK avcılığı kuralları da aynen akarsular da olduğu gibi YAPAY YEM ile avlanmalı şeklinde değiştirilmeli.Gelin bunu da birlikte önerelim. O da olacaksa olsun. 2000 yılı öncesi sirkülerlere bakın göreceksiniz ki o zamanlar da bu kural böyleydi. http://www.bsgm.gov.tr/mevzuat/mevzuat_ana.html#sirkuler linki tıklayıp açılan sayfanın en altından SİRKÜLERLER bölümünün altındaki 3 ayrı alt menüyü aç ve incele hele. Ballı Nuri kardeşim. Biz elimize geçen her fırsatta mutabakat sağladığımız konularda değişim sağlamak adına öneriyoruz. Bana akarsular için önerdiğini göller için neden önermedin diyen sana kısa yoldan cevap vermedim. Vermeyeceğim. Eğer soruna cevap almakta israrlıysan en azından sana önerdiklerimi okuyacak, araştıracaksın kardeş. Mesela 2012 - 2016 yılları için geçerli olacak olan 3/2 Tebliğ için 6 Amatör Balık Avcılığı Derneği bir araya gelip, önerilerini hazırladı ve yolladı. Bak hele kaç tanesi değerlendirilmiş? http://www.rastgele.org/forum/index.php?topic=1743.msg14980#msg14980 Geç bunları Nuri kardeşim, Bu gibi işler emek ister, emek. O kadar kolay olsaydı keşke. Olsaydı bu ülkenin güzellikleri gerektiği gibi titizce korunabilse, bu kadar kolayına yok olmasaydı. Yine uzun oldu. RASTGELSİN. NOT: Tavrına göre cevap vermekteyim. Seninle aynı yolda yürüdüğümüzün de farkındayım.
Bak bir zamanlar sana bir mesajımın sonunda bunu da yazmışım. Ama sen ????????? http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?p=828291#post828291
Şöyle bir araştırıp, bu konu nerede başlamıştı dedim de bak ne buldum? hihi http://www.balikavi.net/forum/showpost.php?p=827236&postcount=16 Hadi bakalım Nuri. Bekliyoruz.
Ooo buralarda neler olmuş ***w idk netiniz siz değerli buyuklerim az kaldı kılıç kalkan da kuşanaydınız bari.Sakin olun meclise dönmüş benim konu .En iyisimi Nuri bey bu konuyu devam ettirmesin Tarık abi durum onu gösteriyorki bu konuda daha cok emek sarf etmiş ve bilgiye sahip bende zaten daha buyuk bbir tehlike olan küresel ısınmanın alaların sonunu getirecegini öğrendim.Yakında tutulacak ala kalmıycak zaten artık tartışmayın bence. Saygılarrr...
Muzip Hürkan kardeşim. Gerçekten kim olduğunu merak ettim. Öyle ya sadece bir ismini biliyor ve tek fotoğrafını görüyorum. Yakın zamanda bir gün görüşsek diyorum. Ne dersin?
