Tarık abim görüşelim tabi diğer konuma da yazdım görüşelim diye atladın sanrım. Neyse abi bu hafta sonu bir işimiz cıkmazsa cumartesiden anlasalım söyle yakınlarda olta keyfi yapalım senle.Vallahi bende merak ettim sizi ... ama bende sizi gördügüme hatta gördügümdende öte ikilafın belinide kırdıgımıza eminim ama cıkaramıyorum iki gundur... idk
Hürkan kardeşim, Geçtiğimiz her hafta sonu dışarılardaydım. Bu hafta Ankara'da olacağım. Eğer senin için de uygun olursa Cumartesi günü av bayiilerimizden birinde buluşabiliriz. Ben de bazı sarf malzemelerimi alacağım zaten. Benim cep telefonum 0 535 949 51 61 dir. Görüşmek üzere.
Ballı Nuri kardeşim, Şimdi bu sayfada yazdıklarımı okuyunca yine bana kızıp, bir süreliğine de belki küseceksin. Bak ben sana bir güzellik daha yapayım. http://www.bsgm.gov.tr/mevzuat/mevzuat_ana.html#sirkuler linkini vermiştim ya. Önceleri de bu yasak vardı, konuya ilişkin tüm sirküler ve tebliğler oradadır demiştim. Bak oradan örnekleri sıralayayım sana. Tarih 17.04.1958 Ticaret Vekâletinden: Balık Avcılığının Tanzimine Dair 6 Numaralı Sirküler ... ç) Abant Gölünde Ekim ayı iptidasından Nisan ayı sonuna kadar olan zaman içinde alabalık avlanması yasaktır. Bu devre dışında yalnız yalancı yemi kullanmak suretiyle olta ile balık avlanabilir ... Tarih 01.04.1971 Ticaret Bakanlığından: Su Ürünleri Avcılığının Düzenlenmesine Dair 27 Numaralı Sirküler ... d) Uygunsuz avlanmaları dolayısiyle esasen stokları azalmış bulunan alabalıkların bulundukları Çıldır, Balık (Ağrı), Abant (Bolu), Sünnet gölleri ile alabalık bulunan diğer göl, baraj gölü ve akarsularda 1 Kasımdan 1 Nisana kadar uzanan kış devresi içinde alabalık avlanamaz. Bu devre dışında kalan zamanlarda ise; dere ve akarsularda, ancak ve sadece yalancı yem kullanmak şartiyle alabalık avlanabilir. ... Tarih 02 Ağustos 2002 Denizlerde ve İç sularda Amatör (Sportif) Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen 2002-2004 Av Dönemine Ait 35/2 Numaralı Sirküler ... Amatör balıkçılıkta (alabalık avı hariç) her türlü doğal (solucan, balık, böcek v.s.) yapay yem kullanılabilir. Alabalık avında sadece yapay yem kullanılabilir doğal yemli olta ile alabalık (bütün türler) avcılığı yasaktır. ... Değişim gerçekleşmiş. Alabalık avında sadece yapay yem kullanımına ilişkin kural yok olmuş. Tarih 12 Ağustos 2004 Denizlerde ve İç sularda Amatör (Sportif) Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen 2004-2006 Av Dönemine Ait 36/2 Numaralı Sirküler ... Bir amatör en fazla 4 olta takımı ile avlanabilir. Olta başına iğne sayısı 6 adedi geçemez. Ancak, alabalık avında iki olta takımından daha fazla olta takımı kullanılamaz ve her olta takımında iki iğne bulunabilir. Alabalık avcılığında kan kurdu, kemik kurdu, leş kurdu, sinek larvaları, canlı ya da cansız iç su ve deniz balıkları hariç; her türlü yapay, doğal ve mamul doğal yem kullanılabilir. ... Eh günümüzdeki tebliğin üzerinde durup bir türlü inemediğin maddesini de sen biliyorsun. Şimdiii. Sence ben tutup ta bir 2008 yılında teklif hazırladım, ancak bunun sadece Akarsularda uygulanmasını sağlayacak kadar ikna edebildim, eski kurala tam dönüşü sağlayamadım, GÖL ve GÖLETLERDE uygulanmasını sağlayamadım diye baştan bu yana bana yazdıklarını hak etmekte miyim?
Abim müsadenle kısa keseyim: -tabi senin yazdıklarının yanında devede kulak sayılır- Benim baştan beri itirazım; akarsu, göl-gölet farketmeksizin tüm içsularımızda alabalık avında sahte yem harici yem kullanımın yasaklanmasınaydı. Bu gözden kaçtı sanırım. Yani diğer türlerde balık avında kullanımı yasal olan yemlerle ve yasal limitle alabalıkta avlanabilsin istiyorum. Neden? Şu tezat yüzünden. Akarsuda gökkuşağını sahte yemle avlamak mecburi, göllerde doğal alabalıkları sahte yem harici yemlerle avlayabiliyoruz ki bana göre en büyük çelişki bu. İşte bu çelişki de zaten olayın özünü oluşturuyor. Bu çelişkili anlayış koruma ve sürdürülebilirlik kaygısıyla bu düzenlemeyi yapmış değil. Öyle olsaydı ya tüm içsularda aynı uygulama yasalaştırlıırdı, ya da kör topal bir yasa çıkarıp avlakların iğdiş edimesine fırsat verilmezdi. Sürekli atıf yaptığımız Abant bu konuyu anlamak için en güzel numune. Neden? Şu anlayış yüzünden. Allah aşkına hele söylensin: Akarsularımızın hangisi Abant kadar, vazgeçtim yarısı kadar değerli bir tür barındırıyor da, yetkili ve etkili zevat sırf onun kıymetini muhafaza için bu yasağa sarılıyor? İşte Abant bütün avazıyla haykırıyor ölümünü ama birileri hala kulakları üzerine yatmaya devam ediyor. Birtakım aklıevveller bir karara varmış ancak attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmiyor. Hangi yetkili orada bir endemik türün yasal olarak katlinin farkında. İddia ediyorum: hiç birisi. İşte bak sen de neredeyse bu zihniyetle mahkemelik duruma düşecektin zamanında. Kendine iyi bak, bana da dua et.
Nuri kardeşim, Sen benim yazdıklarımı tam olarak okusan ve (her nedense) bana olan o önyargından bir kurtulabilsen bu kısır tartışma çoktan bitmişti. Olabilir sen olmamalı derken, ben olmalı diyebilirim. Her ne dersek diyelim. Sorun birbirimizi anlayamamak olunca bu hale geliniyor. idk Sen de fikrini destekleyen teklifler hazırlayıp, gereken müracaatı yaparsın umarım. Verdiğim Sirküler ve Tebliğ örneklerine baktıysan göreceğin gibi, senin arzu ettiğin uygulama yakın bir zamanda bir süre gerçekleştirilmişti. Neden vaz geçildiğini merak ettim. Hatırlattım. Gerekçelerimi sunup, sadece AKARSULAR için ikna edebildim. idk Şimdi senin gözünden neyin kaçtığını anladın sanırım. http://www.balikavi.net/forum/showpost.php?p=991901&postcount=50 daki mesajımda yazdığım düşüncemi, daha doğrusu hayalimi gerçekleştirmedikçe bizler buralarda daha çooook yazışır, kızışır, zamanı gelince de soğur gideriz. İşin benim duama kaldıysa o konuda benim kendime faydam yok bilesin. Tabii ki eğer faydası olacaksa dularım seninledir. Sen de kendine iyi bak. RASTGELSİN. NOT: Ayrıca o gereken değeri verdiğin, Abant'a özgü olan endemik türümüz Salmo trutta abanticus'un nerelerde ve ne şartlarda insan eliyle üretilip, ne amaçlarla, nerelere aşılanarak yozlaştırıldığını takip ediyor musun? Dur hele, unuttum. Araştır diyor ama araştırmıyordun sen.
Ne yol yöntem bilirim ne de buna imkanım var. İmkan önemli zira öyle anlaşılıyor ki karar vericiler akarsularda sahte yem kullanımında yetki kullanmakta ısrarcı. Unutsalar da hatırlatıcıları var zaten, bir teklifle anında unuttuklarını hatırlıyorlar. Bu ısrara sebep her ne ise aynı kararın göl ve diğer iç sularda uygulanmasını da istemiyorlar. Bu da çok garip aslında. Kesinlikle Abant’la ilgisi var ancak olayın sınırlarını tam kestiremiyorum. Nerde başlayıp nerde bittiğini bizzat örneklemem mümkün değil. Ancak şu kadarını söyleyeyim. Bahsini ettiğin abanticus’u üretip aşılama olaylarının ardında muhakkak var bir şeyler. Abant’taki görevliler, fiş kesiciler, ve belki bizzat belediye de işin içinde… Yasanın aksine bir durumu uygulatacak, var olanı egale edecek bir gücüm yok. “Dernekleş kardeş, üye ol, destek ver, omuz omuza halledelim bu işi” diyeceğinden adım gibi eminim. İşe yaramaz. Neden mi? Aha şuraya yazıyorum, mevcut dernekler –ki en başta sen istersin- “tüm içsularımızda sahte yem harici alabalık avcılığı yasak olsun” diye bir teklifte bulunsun ve bu teklif yasalaştırılsın ertesi gün üyeliğimi yaptırmazsam ne olayım. Amaç koruma ise, sürdürülebilirlik ise karınca kararınca elbirliğiyle “işe yarar bir iş” yapıldı. http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=46340&page=6 Emeği/katkısı olanlara da can-ı gönülden teşekkür ederim. Özellikle Mahir abim –saygıyla ellerinden öperim- konun vahametini görüp, anında elinden gelenin en iyisini yaptı. O madde kapı gibi yıllardır tebliğde duruyordu. Dernekler ne mi yapıyordu? Bilmiyorum, herhalde unutulanları hatırlatmakla meşg/gül’lerdiler. Sen yine de duanı esirgeme ve kendine iyi bak sayın abim.
Sabah sabah önce güldürdün sonra da gerdin beni. Yazdığın bu mesajın ilk paragrafına bakıyorum da paranoya hat safhaya ulaşmış. Daha sonrasında ise STK'lara laf etmektesin ki, bak orada haddini aşmak sana yakışmıyor. Bir yandan da bilmiyorum ama diye başlayıp kafa yapmak ile ayıp ediyorsun. Daha fazla yazmayacağım. İşte, dua ise dua. Allah sana yardım etsin. Ayrıca bir de ricam olsun. Bana bu konuda tek kelime bile yazma artık. Sordun, hiç bir zorunluluğum olmadığı halde, bildiğim her ne varsa tüm detayı ile üşenmedim, yazdım. Ama sen senin de yazdığın şekilde, gerçekten yol yordam bilmediğin gibi, tavrın ve yazdıkların ile kabak tadı verdin. Üstüne bir de her fırsatta olmadık ithamlarda bulunup beni geriyorsun. Lütfen. Yetsin ha. Yaz dilekçeni ve sor yetkililere. Al cevabını. Benden bu kadar.
Ballı Nuri Bey Kardeşim: Takıntılı. Klavye ardında havanda su döven. Kolaycı. Kızan. Küsen. Önyargılı. Araştırmayan. Güldüren. Geren. Hat safhada paranoyak. Hadd aşan. Kafa yapan. Ayıp eden. Allah’ın yardımına muhtaç. Soran. Yol yordam bilmeyen. Kabak tadı veren. İthamcı.
benim tanidigim Nuri Krades Bu yukarida siralanan kelimelere hic uymuyor,baska balli Nikli Nuri arkadastan bahsediliyor herhalde... Takma kafana Nuri kardesim,düzeltmek Kolay degil bazi seyleri...
O listelediğin sıfatların çoğunu sen kendine yapıştırdın. Son mesajına cevaben yazdıklarımı sildim. Aynı konuda yazışmaya devam edersem ben de HAVANDA SU DÖVEN sıfatını layıkiyle hak edecektim. Ben pes ettim Nuri kardeş. Vaz geçtim. Çünkü konuya ilişkin anlatacak bir şeyim kalmadı. Sana AKARSULARDA, YAPAY YEM İLE yaptığın DOĞAL ALABALIK avlarında sonsuz başarılar diliyorum.