Ortada hala bir yanlış anlama var anlaşılan . Ben kimse aramasın gibi birşey söylemedim . İsteyen arasın diyorum , hatta kendim arıyorum , daha ne olsun... Ben yaşadığım bir olayı , giriş-gelişme-sonuç olarak insanlarla paylaşıyorum , o kadar . Paylaşmayayım mı?? Ben vatandaşlık görevimi yaptığımda devlet de görevini yapmalı . Yapmıyorsa burdan açıklamayalım mı?? Burdan çıkan sonuç insanları mademki rahatsız ediyor , olayı dile getirdiğim için özür diliyorum . Bende bir daha ; Alo 174 ün Yaptığım ihbarların hiçbiri ile ilgilenmediklerini , Biz burdan bas bas bağırırken lüfer neslinin son hızla kurutulduğunu , Gözlerimle gördüğüm halde dile getirmeyeceğim . Tamam . Sustum .
Farkındamısınız bilmiyorum ama yolladığınız mesajlar sürekli olumsuz bilgiler içeriyor. Ben sonuç aldığımı belgeledim, inanmıyorsanız size şikayet ettiğim dükkanları gösterebilirim ? Ayrıca Ne olur ki hırslı bi şekilde takibini yapsanız ? hayır anlamadığım şey ; neden olmuyor, işe yaramaz, iş işten geçti vs. gibi olumsuz düşünce içerisindesiniz...
Mesaj olumsuz değil , malesef sonuç olumsuz . Olumlu bir sonuç alınsaydı burdan yazdığımda olumlu olurdu . Siz olumlu sonuç aldınız , yayınladınız , ne güzel ... Dükkanlar ortada , şikayet edilmiş o da güzel... Peki hangi dükkan bu işten ne kadar ceza aldı onu da yayınlarmısınız ....
Ben artık bu kısır döngüden uzaklaşmak istiyorum . Başka konularda , başka zamanlarda tekrar fikirlerimizi dile getirir , gerekirse birleşiriz ama bu konu hakkında artık susma hakkımı kullanıyorum . Bir daha bu konuya müdahil olmayacağım . Anlayışınız için teşekkür ederim ...
Aşağıda dumanı üzerinde bir haber var. Olacak. Bir şeyler olacak. AB Uyum Yasaları gereği veya görevini yapan bürokratlarımızın emekleriyle. Olacak. Olmazsa birçok su ürünümüz yok olacağı gibi bizler de yok olacağız. Av yoksa avcı nasıl olsun ki? Var olan durum YETERLİ Mİ? Yetersiz olduğunu bilmeyenimiz yok. Ama her şikayet, her ihbar sürdürülebilirliğe fayda sağlayabilir. Amatörün ekmeği UMUT değil mi? KAYNAK: http://www.t24.com.tr/haberdetay/184232.aspx Yasa dışı avcılığa göz açtırılmayacak Su ürünleri avcılığında kontrol ve denetimlerinde etkinlik artırılacak -2011 av sezonunun başından 1 Kasım'a kadar geçen 2 aylık sürede, yapılan denetimlerde 643 aykırı durum tespit edilirken, 80 bin 207 kilogram su ürününe el konuldu, 1,1 milyon lira da para cezası uygulandı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Koçak: ''Sürekli denetim yapıyoruz, ama denetimleri yaparken, balıkçıların tuttuğu balıkta gözümüz yok, bunu sürdürülebilir şekilde yapsınlar istiyoruz'' ''Denetimde etkinliği artırmak için karaya çıkış noktasında kontrol zorunluluğu getirmeyi düşünüyoruz'' ANKARA (A.A) - 29.11.2011 - Zeynep Akyıl - Su ürünleri kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir işletmesinin sağlanması amacıyla yapılan denetimlerin etkinliği artırılarak yasa dışı avcılığa göz açtırılmayacak. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu, su ürünleriyle ilgili getirilen düzenlemelere yönelik ihlallerin denetimi için başta Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olmak üzere, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma, Belediyeler ve Köy Muhtarlıklarına denetim yetkisi verilirken, 2011 av sezonunun başından (1 Eylül) 1 Kasım tarihine kadar geçen iki aylık sürede, Bakanlık ve Sahil Güvenlik Birimlerince yapılan denetimlerde 643 aykırı durum tespit edildi. Bu denetimlerde 80 bin 207 kilogram su ürününe el konuldu, 1 milyon 107 bin 387 lira idari para cezası uygulandı. Bakanlıkça geçen yıl de toplam 52 bin 860 denetim gerçekleştirilirken, bunlardan 3 bin 718'inde aykırılık tespit edilmiş, denetimde 120 ton ürüne, 5 bin 51 adet tırıvırı, 70 bin metre ağ, 190 adet olta takımı, 190 adet sepet, 80 adet parakete, dreç ve kepçeye el konularak, 1 milyon 348 bin 560 lira idari para cezası uygulanmıştı. 2010 yılında 78 kişi de cezai işlem yapılmak üzere savcılığa sevk edilmişti. -Para cezası 778 liradan başlıyor- Denetimler sonucunda, su ürünleri avcılığına getirilen düzenlemelere aykırı hareket edenler hakkında 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu'nda öngörülen yaptırımlar uygulanırken, bu yaptırımlar, idari para cezası verilmesi, avlanan ürünlere el konulması, ruhsatın geçici bir süre geri alınması ve ruhsat iptali şeklinde uygulanıyor. Yasa dışı su ürünleri avcılığı yakalamaları kapsamında bir kişi ya da tekneye verilen ceza 778 liradan başlıyor, gırgır ve trol tekneleri için boy uzunluklarına göre iki ya da üç kat olarak uygulanıyor. Tekrarlanması halinde cezalar iki misline çıkabiliyor. -''Su avcılığında denetimleri çok önemsiyoruz''- Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Durali Koçak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bakanlığın yeniden yapılandırılması kapsamında genel müdürlüğün yeni kurulduğunu, su ürünleri avcılığında denetim çalışmalarını çok önemsediklerini, yasa dışı avcılıkla ilgili denetimleri titizlik ve kararlılıkla devam ettirdiklerini söyledi. Denetimlerde Bakanlık, denizlerde Sahil Güvenlik Komutanlığı, iç sularda jandarma hatta belediye muhtarlarına bile yetki verildiğini anlatan Koçak, örneğin herhangi bir uygunsuzlukta, bir akarsuda kaçak avcılık yapıldığında, muhtarların kendilerini haberdar ettiklerini ve ürünlere el koyduklarını belirtti. Ruhsat aşamasından başlamak üzere denetim yapıldığına işaret eden Koçak, av sırasında, denizde denetimleri daha çok Sahil Güvenlik ekiplerinin yaptığını, kendilerinin de perakende ve toptan balık satış yerlerine denetim yapma yetkilerinin bulunduğunu kaydetti. Uygunsuz bir durum tespit ettiklerinde ürüne el koyduklarını ifade eden Koçak, Kabahatler Kanunu'na göre el konulan ürünlere yapılacak işlemlerin belli olduğunu, insan sağlığı için tüketime uygunsa bunların satışa sunulabildiğini ve gelirinin maliyeye kaydedildiğini belirtti. Ancak bu konuda bazen sıkıntıların da oluştuğunu dile getiren Koçak ''Sonuçta bu, çabuk bozulabilen bir ürün, satışa sunduğunuz zaman yine aynı malın sahibi ihaleye girebiliyor ve bunu satın alabiliyor. Böylelikle de legal olmayan ürün legalleşmiş oluyor. Biz yasaklı bir ürünün ticarete konu olmasını tezgahlarda bulunmasını istemiyoruz'' dedi. -Karaya çıkışta kontrol- Balıkçılığın özel gösterilmesi gereken bir iş olduğunu vurgulayan Koçak, doğal kaynaklardan olan su ürünlerinin toplumun ortak malı olduğunu ve bunda 74 milyonun hakkı bulunduğunu söyledi. Bu nedenle denetime çok önem verdiklerini ve sürekli denetim yaptıklarını ifade eden Koçak, şöyle devam etti: ''Biz denetimleri yaparken balıkçının tuttuğu balıkta gözümüz yok, onlar daha çok tutsunlar, daha çok kazansınlar, fakat bunu sürdürülebilir şekilde yapsınlar istiyoruz. Her canlıya yumurtlama, neslini devam ettirme fırsatı verilmeli. Bugün ne var ne yok denizden alayım, yarın ne olursa olsun anlayışında olunmamalı. Zaten getirilen kurallar da sürdürülebilirliğin sağlanması şekilde. Denetimde etkinliği artırmak için önümüzdeki dönemlerde düşüncelerimizden bir tanesi karaya çıkış noktasında kontrol zorunluluğu getirmek. Yani ürün denizden karaya çıkarken resmi görevlilerin nezaretinde çıkarılacak. Böylelikle hem veriler sağlıklı toplanmış olacak, hem de ürünler kurallara uygun avlanıp avlanmadığını kontrol etmiş olacağız. Ondan sonra nakil sırasında burada düzenlenen belgeyle bu ürün gidecek. Varış noktasında bu belge yoksa ya da kontrol sırasında belgesini gösteremeyenlerin ürünleri yok hükmünü sayacağız. Bununla ilişkin yeni düzenlemede bunları da dikkate almayı düşünüyoruz. Baktık olmadı, endüstriyel, ticari balıkçı dediğimiz üretimin yaklaşık yüzde 90'ını gerçekleştiren yaklaşık bin 600 tekne var, bunların hepsinin başına kontrol görevlisi koyarız.''
Kireçburnunda yaklaşan bir gırgır teknesine bakmak için yanaştık ne gördük biliyormusunuz? 1 ton kadar vardı sanırım kıraçalar ve kıraça gibi defne yaprakları arkada 3-4 kişi olduğu gibi denize boşaltıyor birkaç kişi daha gelince bu seferde ışıkları söndürdüler. Artık ne diyeyim bilimeiyorum....
Tarım bakanlığı internetten yaptığım başvuruma dün eve posta ile cevap göndermiş. Şimdi hepsini yazamayacağım ancak. Dedikleri biz sadece ilgili kuralları koyarız. Yerel denetim organlarına başvurun der. Ayrıca su ürünleri ve denizcilik müdürlüğü kurmuşlar Tarım bakanlığı bünyesinde. Bunu geliştirmeye il bazında merkezler oluşturmaya çalışıyorlarmış.
Hep aynı terane! Herkes sorumluluğu başkasının üstüne atıyor. Türk insanının klasik davranış biçimi. Burada da görmüyor muyuz? "Kardeşim, gırgırlar limit altı tutuyor, balıkçılar satıyor bende tutarım o zaman!" Kimse kusura bakmasın ama bu davranış ve düşünce biçimi zeka geriliğine, kötü niyetli düşünce yapısına işaret etmektedir. Aynı düşünce yapısı, normal olarak kurumları işletmekte olan insanlarda da olunca sonuç hep hüsran oluyor. Denetim organlarına gidiyorsunuz sizi kuruma yönlendiriyor. Kuruma gidiyorsunuz git denetçilere söyle diyorlar. Neyse. Bundan sonra söyleyebileceğim şeyler küfür olacağı için susuyorum.
