gene de kısmetini almışsın, tebrikler. arada kaçan balıklara üzülüyoruz ama o da işin heyecanı oluyor. balıkları gece aldın herhalde, gündüz deniz çok durgundu, en azından öğlen yağmur başlayana kadar.
demekki duyumda yanlış değilmiş. demekki yapmışlar bir çalışma hali ile bu seneki yavrular ancak seneye büyüyünce av verecektir. tabi bellide olmaz kısmette olduktan sonra. haliyle rahatsız olunca balık başka yere çekilmiş.
yılmaz sanırım daha önceki sohbetlerimizden avladığın bölgeler takılmaya müsait alanlar değil. Bende geçen sene asıl büyük balıkları kafa darbelerinden sonra kaçırdığımdan bu yıl eğer sahil kenarında avlanırsam ki genelde öyle yapıyorum kalamayı çok gevşek ayarlıyorum balığın ağzı yırtılmasın diye hatta o kadar gevşekki 75 gramlık kurşun kullanıyorum tasma yapınca kalama açıyor. tabi hal böyle olunca 300 gramlık çupralarda bile baya bir yol istiyor balık ama kaçmasından iyidir Ama barınak gibi kaya üstünden atarsan bu sistem bayağı bir sorun yaşatacaktır zira balık kıyıladığında dahada çıldıracağından kayaların altına hamle yapacaktır. Takımda 2 köstekli olduğundan kayaya takılması işten bile olmayacaktır. ama onada çözüm gezer kurşunlu tek iğneli takım düşünüyorum. zaten egede mırmır ve çuprayı gezer kurşunlu tek iğneli takımla alıyorlar.
Bilge bu aslantaş barajında turna kasna(tatlı su kefali) olmazmı olaki. yada bu hasanbeyliye giderken bir baraj var kızılderenin orda neydi kalecik barajımıydı. Yada bizim bu regülatörde çıkmamı bu balıklar. Çok merak ediyorum. Birazda sahteyle tatlı su macerası denemek istiyorum
bizim bölgede turna yok ( bazen turna için kayseriye gideriz ) ama tatlısu kefali bol miktarda var. genelde ağzıbüyük diye bilinir. ben birkent - cevdetiye arasında mepsle ve çeşitli sahtelerle çok at çek yaptım zamanında. ama at çekle ceyhan ırmağında, çok fazla miktarda olmasına rağmen, çok az tatlı su kefali avladım. sanırım yiyecek bol olduğundan. bir kısmını da canlı kurbağa ve çekirge ile yakaladım. ama kadirli ve andırınlıların aslantaş ve sır barajında kendi el yapımı sahtelerle bol miktarda tatlı su kefali avladıklarını biliyorum. yıllar önce bu balığı avlamak için kahramanmaraş aksu ırmağına giderdik. ikindi vakti ile akşam arası 2 numara meps'le kiloluk olanlarını hatta daha irilerini abartısız çuvalla yakalardık. tabi o zaman yıl 1995 - 1999 arası, sirküler mirküler hak getire. ama 2006 - 2009 yıllarında kahramanmaraş'ta oturmama rağmen hep alabalık avladım ve bu balığa hiç uğraşmadım, son durumundan haberim yok. bizim yakınlarda ise, ceyhan ırmağında cevdetiye civarında iki hafta önce canlı teke ile 6-7 tane 500 gr'lık - 1 kiloluk sudak alındığını duydum, orayı yoklamak istiyorum. kalecik barajında son bir kaç yıldır çiftliklerden kaçan alabalıklar çoğalıyor ve av vermeye başlamış, benim de gidesim var. arkadaşlar hamurla sazan avlarken 10 -15 tane alabalık yakalamışlar.
Gültekin konu hakkındaki tecrübeler benzer, ama benim sıkıntım o olayda tamamen iğne modeli ve yapısı; şu iğnelere bir standart getirmek lazım.
Gültekin abi, mrhb barınak gibi bol kayalıklı yerde avlanıyorsan, ister gezer kurşun , yada klasik olta düzenekleri gibi, sakın kalamayı açma sonuna kadar kapa zaten çupra denen balık tutulduğu andan itaberen senin de dediğin gibi deli dana gibi geliyor, ne yapacağı belli değil, bu durum hasıl olduğunda kalamanın açık olması balığın bir kayanın altına kaymasına yada olta tertibatının takılmasına neden olur. ;Sanırım sizlerin kullandığınız iğnelerde sorun var çupranın ağız yapısı belli iğnenin yırtabileceği bir ağız yapısına sahip değil yada kullanılan iğneler küçük yada iğne uçları yeterli sivrilikte değil ben takım yaparken hep kontrol ederim uz kısımızn avuç içime doğru yatay çektirerek batırırm testi geçeni takıma alırım,,, Barınakta avlıcaksanız çuprayı kayaların arasında tek iğne küçük bir kaçtane kıstırma kurşun yada yaprak kurşun (5-10 grm), iğneden 40-50 cm yukarıya gelicek şekilde, takılan iğneye tüm karides (iğneyi karidesin kuyruk altından sokulup baş kısmına doğru giydirilmesi uygun olur ) ... Küçük detayları anlatmak istedim ,,,,
Bilge abi seni ayakta görmek sevindirici çok güzel sahte çalışması olmuş uzun zamandır benimde aklımda olan birşey bende yapmayı düşünüyordum bu iyi oldu fikir alışverişinde bulunuruz, Bende bu boş Slikon kutularından sahte yemlerim için sahte çantası (lure bag) yaptım resimleri elimde mevcut yakın bir zamanda ekilcem dışarda 90-100 tl bana maliyet 25 tl oldu,,,
kardeş biz eskiden beri çay kaşığında meps, tahtadan rapala, cam silikonundan çapari vb. şeyler yapar dururuz. bazıları işe yarar, bazıları yaramaz. bazılarının maliyeti orjinalindan fazlaya gelir. hatta benim yıllardır sakladığım, bacanağın bir arkadaşının serum lastiği ile yaptığı bir sahte karides çaparisi var ki başına bir iş gelir diye denize atmaya kıyamıyorum, sanat eseri gibi saklıyorum. önemli olan bunlarla uğraşıp bir şeyler çıkarmak. bu bir çeşit terapi aslında.
şimdi tekrar okuyunca bir şeye dikkat ettim. 75 gr kurşun kullanıyorum demişsin, bunu kaçlık misina ile kullanıyorsun, ne kadar uzağa atıyorsun merak ettim. ömrümde 20 gr.dan ağır kurşun kullanmadığım için bu bana fazla geliyor, ama boşta bir makinam var, ona kalınca misina sarıp uygun zeminli yerlerde atabildiğim kadar uzaklara atmak istiyorum o açıdan soruyorum.
Kısa bir aradan sonra cumartesi saat 4 gibi Orhan kardeşimin de çabalarıyla tekrar barınağa geldim. Orhan ömründe eline kamış almamış bir arkadaş. Ömründe 2 levrek tuttu. O da 2010 haziranında onu Erzin-Burnaz plajına midye ile kıyı levreği avına götürmüştüm, sabaha kadar birşey alamamıştık. Orhan uyumuştu. Sabah altıda levrekler vurmaya başlamıştı. Gecelediğimiz büyük halı-kilim tarzı birşey var. Kumun üzerine seriyorsun. Hem deniz püfür püfür esiyor gece terlemiyorsun. Hem de üşütmüyorsun da. Sivrisinek de gelemiyor rüzgar var gece boyu. Hem halının üstünde oturmuş, hem de kıyıdan ispendekler almıştık oturduğumuz yerden. Aradan iki sene geçti gibi, Orhan askere gitti geldi abi dedi yine gidelim mi balığa, sana takılayım mı. Sıkıldım da demem, uyuyacağım da demem dedi. Sen atçek yap ben de yanında dururum dedi. Tamam dedim. Atçek yapacam dedi. Tamam dedim. Markete uğrayıp su ve söylemesi ayıp gecelik çekirdek çikolata kek vs. aldık barınağa gittik. Sahteler ilgisini çekti. Bana da olta var mı dedi. Ben de bagajın bir köşesinden eski kamışımı ve makinamı çıkardım. İp de sarılı hazır. Antakyalı efsane adamların kofana tuttuğu strike pro'yu orhanın ipine bağladım, kamışlarımızla başladık atçeğe, fenerin ordan... Orhana sadece 1 kez gösterdim. İlk on atışında sadece bir kere zınkladı misinayı. O da heyecan ya da dalgınlıktan. Kısa ama nizami atışlar yapmaya başladı. Her on dakikada bir 1 metre daha ileri atabiliyordu. Uzmanlaşıyordu... Barınakta, özellikle iç kısımda bir kefal atlıyor, bir kefal atlıyor anlatamam. Niye atladıklarını da bilmiyorum işin açığı. Ya zevkten atlıyorlar ya da avcı balık var. Ama o avcı balık ne bilemiyorum. Levrek desen, son haftalarda levrek takibi yok. Oysa geçen nisanda barınağın içi levrek doluydu. Bu ay yok. Turna desen, turna olsaydı kesin takılırdı sahteye. Palamut/ceylan/istavrit desen, oynak yok. Lüfer mi acep ? Çatalkuyruk mu (Çıplak/Yaladerma) ? Üff, ne bileyim. Ama bir gerçek var, kefaller hem de her yaştan kefaller kıyıdan 5 ila 25 metrelik alanda zıplaşıp duruyorlar. Yani 2 metre kamış, 10 gr sahte ve 0,22 misina ile herhangi bir andaki barınak içi atış menzilinizde, dakikada abartısız 3 kefal zıplıyor öyle söyleyeyim. Saat altı gibi, Mahmudun kaçırdığı çaparkayayı ben de kaçırdım. Ya da turna kaçırdım. Bilemiyorum. İnsan bilmez mi ne kaçırdığını? Bilmeyebilir. Nasıl mı? Anlatayım. Düşündüm de, yeme çok bakmayacaksın. Baktım da ne oldu. Al yine baktım. Bugüne kadar atçekle yakaladığım 7 bilemedin 8 balık oldu ise, bunların hiçbirini ayıkken yakalamadım. Yanlış anlaşılmasın, cin gibiyken demek istedim. Yani aklımda başka birşey varken takıldı her biri. Siteyi düşünürken, sitedeki av raporları ile ilgili kafamdan birşeyler geçirirken tuttum çoğunu, ya da avda olduğumu unuttuğum birkaç saniye içinde takıldı balıklar. Yine, 200 atış yapmışsam, bunlardan bir ya da ikisinde sahte kamışın ucuna bitişmiş haberim yok. Bence bu sayı artsa daha çok balık alacağım. Cin gibiyken yaydığım adrenalini mi biliyor avcı balıklar? Yoksa kalp atışımı mı hissediyorlar da gelmiyorlar. Aslında kalbim hızlı atmıyor. Birşey takılırsa atmaya hazır o kadar. Bu hazırlığın mı farkında balık bilemiyorum. Ya da gözümle keskin bakışlar atıyorum suya, Clark Kent gibi laserli bakışlarımdan ürkecek halleri de yok. Gelmiyorlar işte. Bahanesi çok... Saat altıda, içimden şunları geçirirken ayağımın önünde balık şapırdadı. Aklımdan, keşke nickimi alişan demeseydim de, levrist deseydim yok lan, sanki levrekleri diziyon da her gün, iyi ki dememişsin, olmadı turna canavarı ya da turnist diyebilir miyim saçma geldi, tornistan gibi olur, bi de şu ozan doğulu nun hindistan şarkısıyla bağdaştırdım zihnimde iyice soğudum bu nick ten. Turna canavarı yapayım bari namımız turna tutucusu olarak yürüsün filan diye geçirirken önümde balık şapırtısı oldu. Küçük balık değildi. Orhana söyledim, orhan daha da bilendi. Aklı kesti. Anladım ki, atçekte kafan başka yerde olacak. Balık o zaman geliyor. Aklın balıkta olmayacak. Başka yerde derken, aha geldi aha geliyor balık demiyeceksin. Sanki olta poşete takılmış, çuvala takılmış, tahta plastik kasaya takılmış, kayalara takılmış filan sanmalısın ilkin. Böyle geliyor atçekte balık... En azından bu naçizane kardeşinize böyle geliyor işte. Saat altı otuzbeş filandı orhan aha dedi. Beynim o kadar otomatikleşmiş ki. Sahtesinin az dalarlı olduğunu biliyorum. Taş çatlasa 50 cm dalıyo o strike pro. Oltası ayağının dibinde değil. Orhan'a aha dedirten şeyi beynim 1/4 salisede anladı ya da ümit. İkisinden biri. Ya da içime doğdu. Ayağınının dibi haricinde Orhan aha niye desindi. Sahte kayaya takılmış olamazdı. Takımı kötüydü. Kamışı kalas gibiydi. Misinasının markasını unutmuşum kaç ay oldu. Sadece sahteyi bağlayınca bi el testi yaptıydım hafiften. Tutacağından mı? Demiştim içimden. Her ihtimale karşı, otomatik şaklaması ve artı kalaması bozuk bu daiwa makina ile, minnacıktan 10 kiloya kadar gelme ihtimali olan 10 çeşit balıktan herhangi biri gelmiş olabilirdi. Orhan 4 en fazla kaya üstü kuş uçuşu 6 metre yakınımdaydı. Uçtum yanına, Orhan balığı dışarı çıkardı bile Aklımdan o anda, Mahmutun kaçırdığı çaparkaya, benim kaçırdığım çaparkaya, Orhana nasip oldu geçti. Tabi bu balık çaparkayaysa. Ne balığı bilemiyom, ama yenebilir olduğundan da eminim. Balık Orhanın babasının midesinde olabilir. Ben adanaya geldim şimdi bilemiyorum balığı ne yaptılar. Yalnız, balığın pulu yok. Direk tavaya mı atılır bu balık, yoksa derisi mi soyulur filan bilemiyorum. Bu balık ne balığı ? http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=46825 Bu adamlara göre de bu balık lagos. Lagos avcı bir balık mı ki? İyice kafam karıştı. Tek bildiğim, Orhan'ın nasibi açık bir adam olarak Maşallah gelecek vadettiği... Dün gece mesaj atmış abi şeytan diyo bin motora bi takım olsa da atla git barınağa at çek yap aklından çıkmıyormuş balık... Sahte STRIKE PRO ALPHA MINNOW EG-031 14 cm SUNİ YEM Renk kodu 158RG http://www.youtube.com/watch?v=VdhPTeiMWTs Dönüşte Tekin gile de baktık. Poşeti balık doluydu hadi hayırlısı dedik, tebrik ettik, iç geçirip imrenip ayrıldık.
Ali ŞAN abi uzun zamandır yoktun nerelerdesin neler yapıyorsun?? İlişikteki videodaki balık, Orfoz olarak adlandırmışsınız ama değil, bu tür kum gridasını andırsada Çingene İzbiri yada Züber olarak bilinen bir tür yanlışım varsa düzeltirsiniz )
Bilge sanırım rapor sorularınada cevap olacaktır. Spin kamışta ise 0,25 mm angelkiss sarılı kamış 20-50 gram atarlı ondada 50 gram kurşun kullanıyorum. Surf takımda ise yeni aldım silystar markası 1000 metre bobinlerde aldım daha ekonomik olduğundan. Zaten dediğim gibi kalama açık olduğundan ipin kopması olasılığı yok gibi birşey. Ama mesela avda harmadar spin takıma yakalandı balık kıyıladı ve yerden yüksekliğimde 1,5-2 metre kaldırırken ödüm koptu çünkü balık görüldüğü üzere 40-45 cm 700-750 gram geleceğini tahmin ediyorum ve çırpınırsa havada kopar diye düşündüm allahtan fazla çırpınmadı ve angelkiss de bir kez daha kanıtlamış oldu kendisini http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?p=940982#post940982
tekrar balıkçılığa dönmüşsün, hayırlı olsun bu tür balıklar diğer avcılar gibi oltayı takip etmiyor. genelde etrafı görecekleri bir yerde kayaların kenarında, deliklerde yatıyor ve önünden geçen avlara tek seferde ok gibi dalıp geri dönüyor. bu da barınakta genelde kıyıdan 1-3 m uzaklıklarda oluyor. bu yüzden sahteyi ayağınızın dibine gelene kadar sudan çıkarmayın. inşaallah devamı artarak gelir. bir kişiye daha at çek tutkusu bulaştı. benim de balıksız bir av raporum var ama şu an evden çıkmak üzereyim akşam ayrıntılı olarak yazarım.
Mrb Sağol yakup. Çok teşekkürler. Orhan 200 TL bütçe ayırıp bir spin takımı oluşturacak. Yardımcı olursun bize değil mi? Diyelim ki şu anda var. Ne alsın bu paraya ? Salina malina bişiyler tavsiye et işte Yakup. Şimdiden teşekkür ediyorum. Orfoz filan demişsin, anlayamadım
benim rahatsız olduğum dönemde bacanağım birkaç kez at çek yapmaya gitmiş ve hiçbirşey yakalayamamış. ben biraz düzelince dedi ki bizi ancak bot paklar. haftasonu deniz güzel olursa sabah erken açılalım bir kaç saat avlanalım. ben de olur dedim, madem at çek artık zayıfladı yemliye döneriz, balıkçılıkta durum neyi gerektiriyorsa o. ama meteoroloji haftasonunu yağmurlu gösterince keyfimiz kaçtı, gitmekten vaz geçtik.cumartesi akşamı geç saatte bacanağım aradı, botla açılmasak da gene de gidip biraz deniz havası alalım dedi, nasıl olsa alıştık hava almaya bacanak balıktan yana ümitsiz olduğu için sabah 08 :00 gibi ancak geldi beni almaya. barınağa gittik, attık, çektik. benim silikon yeme gönülsüzce saldıran iki küçük ispendekten başka hareket olmadı. o ara bacanağım, buraya kadar geldik bari öbür bacanağı ziyaret edelim dedi ( demirçelik sitesinde oturan bacanağımızı ) telefonla aradım, o da site içinde balık avındaymış, gelin dedi, 2 tane karagöz yakalamış. biz oltaları toplayıp barınağın içinden kefallere bakarak yürürken kefallerin yanında iki - üç levrek gördüm. bacanağım Ahmet abiye söyleyince güldü, bir de şuraya bak bakalım dedi. biraz ilerimizde kıyıya yakın 20 -30 balıktan oluşan iki grup balık var. boyları 25 - 30 cm arası, tamamı levrek. hemen oltaları yeniden açıp sahteleri taktık ve arkalarına düşürüp içlerinden sardık ama en ufak bir tepki yok, hatta ürkmediler bile. ben kırmızı silikondan yaptığım 15 cm'lik yaprak kurdu sahtesini çıkarıp texas rig yaparak sürünün arkasına attım ve yavaş yavaş zıplatarak sürünün içine getirdim. ilk etapta ispendeklerden biri saldırıp küçük bir yoklama çektiyse de ilgi çabucak kayboldu. biz de bu levrekleri kandırabilmenin tek yolunun canlı teke olduğuna kanaat getirip yolumuza devam ettik, ilerde de bu şekilde kefallerden ayrı bir iki sürü ispendek gördük. tam yolun bittiği gemilerin bağlandığı köşede yaklaşık bir kiloluk bir balık ağır ağır yüzüyordu. levreğe benzettik ama tam da emin olamamıştık, o anda hafifçe yanını verince sarı siyah deseni göründü ve ikimiz birden koro şeklinde hırmıdal dedik. yanımızda yem olmadığı için onu da ürkütmeden arabaya binip iDÇ siteye vardık. ordaki bacanağın tarif ettiği yere vardık, selamlaştık. ben, abi saldırı kovalamaca filan var mı? dedim. bacanak da sabah çok fazlaydı ama şu an kesildi dediği anda 2 metre önümde su bir anda karıştı. su dumduru cam gibiydi. suyun içinde 70 - 80 cm ucunluğundaki üç adet ceylan palamudunu bütün ayrıntılarıyla net şekilde gördüm, hatta biri sırt yüzgecini dikmiş bir halde bir anda önümde durdu ve resmen gözgöze geldik, sonra geldiği hızla dönüp gitti. tabi onlar ilk saldırdığı anda önlerine katıp kıyıya kadar sürdüğü uçan balıklar canlarını kurtarmak için sudan havalanıp ayaklarımızın dibine döküldüler. bacanak içlerinden 25 cm kadar gelen birini bu benim kısmetim diyerek kovasına attı, gerisi 10- 15 cm arasındaydı ve suya iade. bu saldırı gerçekleştiğinde oltalarımızı daha açmamıştık bile, o heyecanla, ellerimiz titreyerek oltaları açıp sahteleri takmamız, ilk atışı yapmamız ancak saniyeler süren bir zamanda oldu. ne yazık ki su çok durgun olduğundan balıklar da bizi net olarak görmüştü ve çoktan açığa çekilmişlerdi. iki saat at çek yaptık, bu arada kıyılarda kefallere bir iki levrek saldırısı da oldu. ama bir türlü bizim sahteler işe yaramadı.idk ne yapsınlar ki suyun içi yiyecekle doldu artık. biz de son günlerde alışkın olduğumuz temiz havayı alarak eve döndük. ama bu saldırı benim gördüğüm en müthiş saldırılardan biriydi. ceylanilerin hızı, suyun içinde parlayan çizgili vücutları, uçan balıkların suyun dışına atlayıp süzülerek ayaklarımızın dibine dökülmeleri gözümün önünden hiç gitmeyecek.
Abi senin tecrüben benden daha çok At-çek konusunda sende önerilerde bulunabirsin arkadaş yeni başlamış sanırım bu işe bence çok para vermesine gerek yok ayağı alışsın ilk önce sonra level atlar hepimiz öyle değilmiydik... Kamış lar (Fiyatı uygun işini rahatlıkla görür) http://www.avmarketi.com/asp/product/18399/Okuma-Safina-X-42727-spin-kamis-240cm-10-36GR http://www.avmarketi.com/asp/product/132496/Lineaeffe-Rapid-CX-2-70-mt-5-20-gr-Spin-Kamis Pelican London 240 alınabilir,,, Makinalar (Mahmut Abinin Makina kendisi çok memnundu ) http://www.avmarketi.com/asp/product/16711/OKUMA-OCTANA-OT-55- http://www.avmarketi.com/asp/product/13519/Okuma-Trio-40-makine Bunlar değerlendirilebilir düşünüyorum...
Aynen öyle. Geçen sene kafayı yiyecektim. Yau kıyıya yakın bir sürü levrek. yanlarından karides geçirdim, boru kurdu geçirdim, sardalya geçirdim. ürkmediler bile aynen. Serpme olsaydı 5'er 10'ar alabilirdin ispendekleri. Sağol yakup. hakkaten unutmuştum mahmut memnundu makinasından. Tecrübe konusuna gelince, benim okuma alumina 2.10 luk ucu gitti, sanırım şu an 2.00 Yaptığım atışlar da kısa düşüyor, eskiden de öyleydi gerçi, ya ben atmasını bilmiyom. Yani rekorum 30 m bu yemlerle. içinde 15,5 gr lık şu yandaki sarı dahil, 0,22 powerline misina ile max rap 13cm i bile 30 metreyi bırak bence 20 metre atabiliyorum rüzgarsız havada... 15cm liğini de kısa atıyordum öyle hatırlıyorum. Bizim buralarda GES in kesinlikle iş yapacağına inananlardanım. Yeter ki doğru ustadan ve doğru renkte kullanalım. Sanırım procatch GES çakma olduğu için verim alamadım. Bilge alamadığına göre bence onun gesi de orijinal değil. Özser av sitesinden aldığını söylemişti galiba. Ucuza da gönderiyorlar gerçi. hangi ges orjinal bilemiyom. Sanırım tayyar usta mıydı neydi yani nasıl hakiki deme, bence ustalık görece. Ustanın her ürettiği parça da aynı performansta değil. Renk seçiminden mi alamadı Bilge, ondan bile emin değilim. Bildiğim tek şey, Aslen Karabüklü olup da 40 yıldır dörtyolda yaşayan metin abi var, o GES ile dörttaş ın yanıbaşından dökülen suyun döküldüğü yerde geçen sene az dalarlıyla çatalkuyruk almış 2kg, bu sene de GES ile levrek aldığını söyledi. Aksiyon filan verdirmedim o ney dedi. Normal çektim aldım levrekleri dedi. Su üstü geliyo takılmıyo ne güzel dedi. Avcının mavrası bol olur dediğiniz doğru fakat bu adam tanıdığım kadarıyla realistik. Aksiyon yapmadan, Erciyes balıktan satın aldığı GES ile levrekler aldığını söyledi o boğazdan. 2 ay olmadı konuşalı. Affınıza binaen, sizlere sorularım olacak: 1-Sülünesi nereden bulayım. Keşke Mustafa abi ya da yanındaki ne ustaydı adını hep unutuyom, onlarda sülünez olsa. Olmadı sözleşiriz: -Gültekin ben geliyom derim, yola çıktım derim Cuma akşamından. Sen süloları getirirsin , artık sülünez nası bişi/neye benzer, torbası/kutusu/pakedi kaçdır bilemem. 2-Oltanla 70 gr kurşun yerine, hadi 25 gr kullansana. 80 metre atma da, 30 metre at. aynı balık gelmez mi, hiç denedin mi? (İtiraz ediyorum! o mesafede kesin mini çatalkuyruk ve gümüş piç eder yemi-İtirazın kabul edildi-Devam et!) Ya etmezse? yani aynı hırmoları mırmoları 30 metreden de alabileceksen, niye kocca kurşunu savurup durasın? Hem balığı çekiş zevkini 70 gr da yaşadığının 3-4 mislini alırsın hafif kurşunda. 3-Bendeki kamışa angel kiss sarıp yanına geçeyim ben de. Tek iğneli gezer kurşunlu fırdöndülü çupra oltası ile yanında yerimi alam. Ya da ben de senin gibi 70 gr kurşunla yan yana atarım. O poşetle eve dönsem ben var ya içişleri bakanı bana altın madalyon takar. 2 kilo et var poşette nerden baksan. Acaba diyorum, senin ağır kurşun olayın, "ah attığım yerde botla olsam şimdi" olayı mı? Yani 100 mt atmayı başardığın zaman, bi nevi -botla açılmış- olacan. Doğru mu? Arada fark kalmıyor, öyle mi? 4-Hem yanına beni alırsan uğur da getiririm. İkimiz de 2-3 kat fazla tutarız. Çupra hırmıdal (minekop) ve mırmırla aram iyi olmuştur hep. Bakarsın vefakar dostum dragon da gelir oltama. Beni en çok dragon istavrit (tral) sever hiç kırmaz. 5-O gün orhanla avlanırken, arkamıza bi aile geldi. Çekirdek aile.Ana baba ve iki çocuk. Baba oltasını çıkardı. Ciyuvv diye bir ses çıktı. Adam silikonunu 60 metre ileri atabiliyordu. Orhan imrendi. Dedim bizimki atçek kamışı. bizimki bu kadar gitmez dedim. Hem onun yemi de ağırdır dedim. Kaşık gibi de hatırlıyorum galiba. Her ne ise, savurduğu şeyin gramajı yüksekti, bence misinası da ince değildi. Orhan istiyor ki, bu sahteyi 100 metre ileriye atabileyim. Kıyıya kadar balık takip ve saldırı şansı artar. Orhan haksız değil. Fakat hangi okuma spin kamışı ile 100 metre hangi yemi savurabilirim ki? Adama 2.70 kamışlar öneriyom, onunla 16 gr lık bir yem 0.22 powerline misina ile anca 30 bilemedin 40 metre atılabilir. 6-Bilgesiz ya da Tekinsiz av yapmıycan. Yanında uzman biri olacak kardeşim. Hiç olmazsa resmi çekerken iyi poz veririm, onların yakaladığı balıkta benim payım daha çokmuş gibi dik dururum olur biter. 7-Ceronimo! senin boru kurtlu deliçay modelin aklımda. Ama hangi sabah boru kurdum hazır orada yerimi alacağım, o dediğin gezerli uzun pala tekli takımı ömrümden hangi 10 dakikayı ayırıp da şu üşengeç halimle hazırlayacağım bilemiyorum. Genelde rapalayı bile, ava gidince bağlıyorum sabah karanlığında filan. eskidendi o geçen yazdı filan, evde hatta araba ön koltuğuna oturup lamba ışığında hazırlıyordum geceden takımlarımı, rapalalarımı fc albright düğümlerimi filan. Şimdi inan o tek kurşunlu düzeneği hazırlamak ölüm. 8-Bu sorum atçekçi ustalarıma: Rapalanın etkinliğini kilitli fırdöndülü hani traktör römork sikkesi gibi düşün, adını getiremedim, ondan kullansam mı, yoksa her yem değiştirmede fc gidiyo minimum 5-7 cm heba oluyor. Bende fırdöndü var, alamatra balıkçılık zarfın içine eşantiyon atmış çok şükür. ama markası yok ve ayna gibi parlak. kimi 2, kimi 3 santim boyunda parlak fırdöndüler. Bunun rapalaya olumsuz etkisi ne kadar olur? Bunu ustalarım cevaplasın. 9-Orhan, hem uzağa atabilsin, hem de spin kamış olsun. Bizim derdimiz bu abi. 10-Mesela ben kendime okuma alumina 2.10 değil de, 2.70 alsaydım, şimdi 20-25 arası değişen atışlar yapıyom, o zaman 35-40 metre arası mı değişirdi atışlarım ? Buna vereceğiniz cevap çok önemli. Artı bizim coğrafya kayalık ya, ben yemi her kıyıya çekişte kayaya bi çat ediyo yem. Fenerde bu sorun yok fakat barınak içi atışlarda yem illa kayaya çat ediyo, ve biraz soyuluyo max rap olsun daiwa olsun. Dilimin şişini indirdim sayenizde dostlar, var olun...