balıkları yakalayan çocuk da, cin kazım da aynı şeyi söyledi, balıklar sabah gün ışırken vuruyormuş, gördüğüm kadarıyla da saa 9'a kadar balık yaptı. yalnız cin kazım üst üste bir kaç tekeyi kaptırıp balığı alamayınca sövdü saydı, bu günün yarını da var, sabah tekeyi toplar gelirim sizin a. ... deyip gitti.
Aleykümselam. Vay be, insan her gün yeni bir şeyler duyuyor, yeni bir şeyler öğreniyor. Birçok şeyi kurmuşumdur, ama oltanın suyun içerisine çekilebileceğini ve nihayet yok olabileceğini düşünmemiştim. ben biraz büyük konuştum ondan oldu. geçen iskenderunda misinan ince diye dalga geçtiler, ben de varsın büyük balık düşsün, oltayı da alsın gitsin dedim. Takımın ve kaçırdığın şey için (her ne ise artık ) üzüldüm. Neyse, sağlığın düzeldi mi sen ondan haber ver Ötesi kısmet belim bir türlü düzelmediği için biraz stresliydim, hanım sen eniyisi balığa git dedi. şimdi kendini suçlu hissediyor Yorma kafanı, felsefen, gün içinde bir helal süt emmiş bir vatandaş takımı bulup oltayı müracaata ya da cin kazıma ya da müracaata sadoya mustafaya bırakır o da beni arar olsun barınağın bekçisine oltanın gittiğini söyledim ama eğer bulan olursa vereceğini sanmıyorum, kısmetten çıkmış işte. o da bana geçen hafta olan bir olayı anlattı. adamın biri balığa gelmiş. barınağa ilk kez, tarifle gelmiş ve bekçiye balığın nerde çıktığını sormuş. o da balık her yerde var, nereyi beğenirsen oraya at demiş. adam yarım saat kadar sonra elinde 6 kg.lık hırmıdalla gelmiş, barınağın kapısındaki balıkçıda tartmışlar. Mutlu ve sonuçlu avlar[/QUOTE]
Kağan abinin paylaşımını görür görmez kendisini aradım telefonla biraz muhabet ettik en gözde takımı gittiği için üzgündü ama cin kazımın dediği gibi bugünün yarınıda var der gibiydi. Barınak zıpkınla dalanlar var özellikle sabah saatlerinde onları denk getirisen büyük bir ihtimalle takımı bulabilirsin ... Bizler için büyük bir deneyim oldu bu durum kullağımıza küpe olsunn...
S.A Bilge, yazılarını ve forumu uzaktan da olsa takip ediyorum ve bu son raporunda yaşadığın durum beni bir yönden gerçekten üzdü geçmiş olsun dileklerimi iletmek istedim , insanın nice zahmetlerle edindiği güzel bir takımın bir şekilde ortadan kaybolması balık avı sevdası içinde yaşayan bir kişi için gerçekten zor ve üzücü bir durum senin adına tekrar üzüldüğümü belirtir geçmiş olsun diyorum, allah insana sağlık sıhhat versin, güzelim takımını kaçıran balığın nicelerini yakalayıp açısını çıkaracağına adım gibi eminim kardeşim, yaklaşık 55 gün sonra kısmetse memleketteyim 15 gün meyil iznine geleceğim kısmetse forumdaş arkadaşlarla toplanıp beraberce güzel bir av yapmak nasip olur inşalla kendine iyi bak.Kal Sağlıcakla.. Tüm arkadaşlara selamlar SAYGILAR..
teşekkürler, elimde epeyce kamış ve makina var ama bu takım farklıydı. sanki elimin bir uzantısı gibi rahat kullanıyordum. bir bu takımın, bir de daiwa makinamın yeri başkaydı. yoksa nice büyük balıklar kaçırdık, kamışlar kırdık, makinalar bozduk, ne paralar harcadık. aslında maddiyatı da önemli ama benim üzüldüğüm o yönü değil, hanım bile '' şu çok sevdiğin olta mı gitti ? '' dedi. yıllar önce toroslarda keklik avında iken cüzdanımı düşürmüşüm. kilometrelerce yolu geri dönüp aradıktan ve cüzdandan ümidi kestikten sonra bir taşın üstüne oturdum ve arkadaşa '' bu koca dağda küçücük cüzdanı nasıl bulacağız '' dedim. o anda 50 m. kadar ilerde bir cismin ışığı sanki ayna tutar gibi gözüme vurdu. hemen yerimden kalkıp gittim. benim cüzdan yere düşmüş, içindeki kredi kartı fırlayıp bir taşa dayanarak dik durmuş. açısı öyle bir denk gelmiş ki tam da benim oturduğum taşa üzerindeki hologramın yansıması vuruyor. Allah bir şeyi insanın kısmetine yazarsa da, çıkarırsa da aklınıza hiç gelmeyen bir şekilde olay vuku buluyor. bize de kısmetten çıktı demekten başka yapacak bir şey yok. inşaallah izine geldiğinde yeni bir spin takımla, yine beraber at çek yaparız.
bu arada kamış : lineaeffe spirit 3,9 m upto 150 gr makine : okuma compressa cp 65 kurşun : 100 gram armut misina : 0,30luk 100 metre bobinden makineye sarılı 400 metre civarı atış mesafesi 115 metre. Bugün denedi metre ile ölçüldü. Alişan okadar girdermi diyordun ilk karşılaştığımızda
bilge acaba senin oltayıda böyle birşey götürmüş olabirmi? curuf tumbadan bugün saat 13:30 da 45 dakikada kıyıya alınmış alanda bizim köylü
Vay bee, Çatal değil mi bu ? Yoksa lüfer mi ? Maşşşşallah ! Bence yılın golü. 4 Kasım 2011 günü kilo turna aldığımda önümde iki tane bundan zıpladı işte. Bunun 70-80 cm olanından yan yana iki tane zıplamıştı. Çatal ya da lüferdir demiştim. Bu avcı balıkları ne zıplattı ben onu düşünüyorum hala. Belki de hemcinsleridir. Belki de turnalardan denizde herşey korkuyordur. Aynı gün barınak içinden ata ata dönüş yaparken bu balığın yine 1/5 i kadar bundan ama, cırtlak sarı yemi şöyle bir süzdü, düşündü iki saniye takip etsem mi dedi, baktı ki sap gibi ben kıyıda dineliyorum, boşveer dedi. Öyle aynı yerde bekledi hareketsiz, 10 sn sonra da yüzdü derine... Noktasal nere biliyo musun tekin, barınak içi, ilk köşe. hani arabayı taşyola soktun ya diyelim, ilk viraj yani. Senin hollandalının levrediği yer de oraydı galiba. Orda kıyıya 7-8 metrede benim yeme paralel kıyıya paralel solungaç hareketiyle bekleşiyordu hayvan, karşılaştık. Benim yem sapsarı ya, kenarındaki objeleri filan net takip olanağı sağlıyo. Keşke 17 cm sarı olsa. O zaman ya lüfer ya çatal demiştim. Gülme ama, hala bu balık ne bilmiyom. Kuyruğu, çatal. Kimisi diyo çatalkuyruk yani çıplak büyüyünce akya olur. Bu konuda kafam biraz karışık yani. Levrek, kefal ve turnada tereddütüm yok. Ama lüferle çatalı suda karıştırıyorum bir türlü öğrenemeyecekmiş gibiyim. Lüferin pulu olur. Kuyrukları sanki ikisinin de çatal öyle hatırlıyorum. Bu pulsuza benziyor. Hadi çatal diyelim. Akyanın pulu olur mu ? http://www.avmarketi.com/asp/product/13429/DAIWA-SALTIGA-MINNOW-FLOATING-12CM Aynı bu yemi 21 gün önce bi attım çektim, balığın besini tutamadım. Demek ki balık yok. Fakat komik olan, kefallerin biri iniyo biri zıplıyo. Mazlum hocaya sordum. Bunlar namussuz dedi, peşinde bişey olduğundan değil. Zıplıyor işte dedi. Belki de karnındaki yumurtaları kıyıya, sazlığa vb. sürtemediği için zıplayıp portlatıyordur. Ne bileyim, zoolog değilim, usta değilim.
Bu balık akya, çatal kuyruk imtiyaz çıplak yaladerma ne dersen de hepsi aynı şey ve resimdeki balığın adı. Lüferi ayırsan ayırsan kuyruk yapısından ayırırsın lüferin kuyruk kısmı aynı levrek gibi kalın olur
oltayı götüren balığı göremedik malesef, ancak kafamızda kuruyoruz işte büyüklük olarak belki bu kadar vardır ama tür olarak ben minakop ( hırmıdal - harmadar ) diye tahmin ediyorum. yem olarak canlı balık taksam bundandır derdim. bu balığın tutulduğu yer sanırım demir çelikte çalışan, bizim ahmet ( kurt ) abinin geçen yanımda akya yakalıdığı yer, tatlısuyun sol tarafı. orda ne canavarlar var ama kıyıya her zaman sokulmuyorlar.
senin bu sahtenin 44 renk kodlu olanından bacanakta var. sahte eskidi daha siftah yapamadı. ama seninki sarıysa ıskarmozda şansın var. o atlayan kefaller de karnını doyurmuş, keyiflenmiş olan kefaller. avcı balığın kovaladığı balık öyle zıplamaz. geçen de palamutların sıkıştırdığı balıklar ayklarımızın dibine, suyun dışına atladılar. küçüklerini alıp attık geri suya.
Bilge abi takımına üzüldüm... umarım daha iyi bir takımın olur... Mahmut abi tayin ne zaman belli oluyor... Ben Kaldım BATMAN' da malesef 3 yıl daha buradayım İnşallah ramazan bayramında dörtyoldayım bende
Mehmet, nasılsın? Görünmüyordur hanidir forumda. Gözümden kaçtı, unuttum sanma. İlk raporundan sonra kırıldın belki biraz ama sohbetini özledim kardeşim. Sevgilerimle...
arkadaşlar dörtyol civarında teke yakalayabileceğim yer bilen var mı ? tatlısu da olabilir, deniz de farketmez. ben birkaç yer biliyorum ama biraz uzak.
Var Barınağa yeni bina dikildi ya hani. Onun çatısına takılabiliyor montun, tırmanırken. Barınağa para vermiyosun da, 20 m sola gidiyosun balıkçının önünden hemen sonra sağa giriyorsun. Tekin ile ilk orda rasladıydım. Kaya ile kumun birbirine değdiği yer var, hani bira şişeleri, çer çöp, naylon kalıntıları ve küspelerin arasından yürüyorsun, barınağın sol dışı, bedava fakat hırsızlara ve sarhoşlara karşı korumasız araba çekebildiğin yer var ya. Tam da ora. Akşam kayalıkların arasından çıplak gözle görebilirsin. Elek vasıtasıyla toplarsın. http://www.youtube.com/watch?v=Cduaw1izjYs (4.00) Kendisine internette videon resmin var diyeli 6 ay oldu. eşi tanıdığımız. Yengeye sordum, 6 aydır daha haberleri yok, anlamıyorlar da yutubdan birşey bakmayı bilmiyor insanlar henüz. Avcılığım internette 5000 i aşkın tık almış. İnternette var mıyım yok muyum umrunda bile değil. Siteye resim-video koymadığına bakma, dörtyol ustalarına oranla yaşı genç olmasına rağmen, buzluğu balıkla dolu, akya-lüfer kariyeri bu sitedeki herkesten fazla olduğunu düşündüğüm, şımarık ama Allahtan nasipli bir arkadaş. Levrekle, çuprayla işi yok. Varsa yoksa lüfer, gelirse akya. Sahteyi yavaş mı çekeyim dedim. Dedi ki, lüfere, sahteni inceleme fırsatı verme, hızlı çek dedi. Lüfer gurur meselesi yapar dedi. Ben daha hızlı koşarım der dedi. Akya mücadelesi tecrübesi de var. Solungacından sokarım bu eldiveni dedi. Güreş müsabakası kadar yorucudur filan demesi kulaklarımda. Ha bir de, çuprayı takıp da atarken önümüzden geçen sandaldaki adamlar laf attı, napıyon lan gerizeka ya da başka bir hakarette bulundular. Fakat bir yandan da kaçıyor gibiydiler. Belki de duymuyoruz zannediyorlardı. Biz ne diyon yapıp da dikelince erkeklikleri telaşa dönüştü. Bu da birşey mi dedi, kaç kere küfür yedim ben orta çuprayı sallarken görenlerden dedi. Yani adam açığa gidiyo 200 gr kırmızı balık dolduruyor. Bu herif kıyıya kuşuçuşu 5 m mesafeye canlı tekeyi sallıyor. Hani Mahmut kardeş diyordu ya, "Yabani cubraların yakalanışı da böyledir" işte kaya diplerindeki çupralar böyle yakalanır dercesine bu arkadaş. Dedim ki bu çupralar kayda değer değil mi senin için ? Değer dedi. Parasal değeri var dedi. Durumu çok parlak değil. Dar gelirli diyebileceğimiz bir arkadaş. Birkaç hafta sonra rastladım. Geçen hafta biri dedi, sen çupraya gitsene bir dedi. Ben de çupra için gideyim bakayım dedim. 3 adet sarı kasnak gezer takım. Tuttuğum en küçük çupra şu çelik ipe kişlediği kadar olduğunu söyledi. Yarım kiloluk (en az) imiş her biri. Ağzına alıyo namussuz yemi dedi. Geveliyo dedi. Kurşun murşun çektirirse dedi geri çıkarıyo dedi. Yani benim geçen haftaki savımın tam tersi gibi görünse de, aslında birbirine muhalif vaziyetler değil ikisi. 1-Yani gevelerken oha 100 gr kurşun ummuyo bence hayvan, damağına oturuyo owner. 2-Ya da hiç kurşun hissetmemesi yine av verdiriyor. Not: Sabah 9.45 miydi neydi, sadık dostum aradı. Barınaktayım dedi, her neredeysen gel, maviliklere açılalım, kıyıda balık kuru dedi. O da maviye bağladı ümidi. Derin bir iç geçirişten sonra, dedim ankaradayım Beni aradığına göre deniz de ya 1-2222222222, ya da 2-4 tür diye düşündüm Botum bagajda dürülü, öyle duruyor. Orada olmayı inan o kadar isterdim ki, ama misafirlikteyim dedim. Tabi ev sahibi duymasın diye kısık konuştum. Bir balık kadar değerim yok mu abi deyip de eniştem ve kardeşim darılabilirdi. Geliş sebebim ise, aralık ayında yeğenim olmuştu. İki tane kız dayısıydım. Bu kez erkek. Onu görmeye gittim büyük pay. Diğer kısmı ise gezip görme. Aklınıza da geliyordur, ankarada turna imkanı var, kesikköprüye gitsene falan diyebilirsiniz. Fakat balıkçı arkadaşlarımın kadıköydeki bu akşamki maçtan başka düşündükleri bir şey yok. Yani bazen balıkçı, bazen kuşçulukları hesabı, bunların da topçuluğu depreşiyor. Benimse, başka outdoor hobim yok iyi mi. Bu iş olmasın evden çıkmayan bir insanım. Size yalan gelir, öğrenciliğimde bekar evimiz vardı, arkadaşlar şahit, 15 gün evden çıkmadığım vaki benim. Dışarıyı hiç sevmem. Sırf balık beni dışarı çıkarabiliyor. Yani mecburiyetsiz
ben de o dediğin yerde teke olduğunu duydum, vakitlice gidebilirsem bir yoklayayım bakalım. kışın turgayla tanıştık, beraber avlandığımızda oldu, ama bu aralar ortalıkta yok herhalde