İstanbul Kıyı Raporları 2006-2009

.

Aydın merhaba

İnan bizde bekliyoruz.

Tek tük balık raporları geliyor ama çok zor.


Burayı takip edersen cevap bulabilirsin.


Selamlar.

 

Evet, birileri "haydaaaa..." diyecek, itiraz edecek ama...

Lüfer, pek çok yerde.. Başlayalı da çok oldu.. Daha doğrusu hiç kesilmedi gibi bir şey..

Ama, ne bilinen taşlarda, ne bilinen takımlarla, bilinen vakitlerde denk gelmiyor.. Bir şekilde hasbel kader, olmadık bir yerde takılıyor.. O da öyle kova dolusu değil, bir kaç tane ancak..

Bu işin doğrusu tarafıydı.. Şimdi "yok lüfer filan, başlamadı, sabret biraz.." desek yalan olacaktı..

Ama doğrusunu söylediğimize göre, gerçeği söyleyebiliriz artık: sen biraz sabret.. Normalde bugünlerde çoktan başlamış olmalıydı. Bekliyoruz bakalım.. Ama klavye başında oturup sabretmekle, beklemekle yapamazsın bu işi.. Gidecek, takımını salacak, oltanın başında bekleyeceksin.. Zira, benim kanaatimce, bu kadar geç gelen lüferin gelip geçeceği muhakkak.. Büyük sürü olursa, gırgırlara yarar, bize fayda etmez.. Küçük sürüde çabucak gider.. Sen buradan rapor okuyup meraya gidene kadar lüfer çoktan gitmiş olur..

 

Lüfer

Tarkan Bey , Serdar Bey,

Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederim. Hayırlı haberlerinizi bekliyorum.İnşallah Bu lüfer sezonu herkes için bereketli olur.

Syglr.

 

Balık yokluğunda birbirimizi tutmuşuz son bikaç gündür formda
Arkadaşlar vaniköy yada kuleli hakkında balık durumu ve takım ile ilgili bilgi arıyorum. Duyan bilen var mıdır?

 

Benim pek anlamadığım bir şey var..

Şimdi herkes lüfer tutmak istiyor, bekliyor..

Ama bu herkes bunun yollarını gözlerken, rüyalarında görürken, hafta sonu gidiyor, eline bir çapari alıp Galata'da sardalya tutucam diye vaktini telef ediyor..

Anlamadığım şey şu.. Lüfer tutmak istiyorsanız, neden lüferle uğraşmıyorsunuz? Gidin lüfer olacak bir yere.. Bir yem atın, bekleyin, lüfer tutmakla uğraşın madem.. Böyle yaparsanız, ancak lüfer yakalamak gibi bir şansınız olacaktır, doğru mu? Yoksa Galata köprüsüne dikilip akşama kadar çapari sallamakla lüfer tutulacak değil ya?

 

Katılıyorum Serdar abi çok sık balığa gittiğim halde bende lüfer tutmaya çalışana bu aralar hiç rastlamadım.Ben mi?Ben de keza öyle ama bu Cumartesi bu sezonun ilk denemesini yapacağım.

 

Serdar Bey,

Bildiğiniz ve tavsiye edebilceğiniz bir yer varmı ? varsa paylaşmanızı rica ederim.

Syglar.

 

Sevgili Aydın, bildiğimiz yer var mı, evet var.. Ama...

Şimdi basit "amanda ben orayı söylersem, patlatırlar sonra.." tribine girmeyeceğim.. Baştan söyleyeyim..

Lüfer tutmak isteyenler, lüfer tutmaya çalışmayıp, sardalya ile uğraştıkları için, bu zamanda, nerde nasıl lüfer tutulur bu konuda maalesef yeterli birikim yok.. O yüzden, söyleyeceğimiz yerler bir şekilde hasbel kader denk gelinmiş olan yerler olmaktan öteye geçemiyor..

Konuyu biraz daha somut hale getirmek için, daha bariz bir örnek vereyim..

Mevsimi gelince, Boğaz köprüsünün Avrupa ayağının dibinde saat 07:00 gibi lüfer başlar, saat 11:00 gibi bıçak gibi kesilir.. Peki saat 11:00'dan ertesi güne kadar, 20 saat bu lüfer nerededir, nereye gider? Bunun cevabını kimse bilmez..

İşte bunun gibi, lüferin kestiği bu zamanda, bu lüferler nerdedir, bunu da kimse bilmez.. Ama onlar buralarda bir yerlerde..

Şimdi sarayburnuna lüfere gitseniz, ne yapacaksınız? Yarım kilo kurşunu dibe oturtup, zargana ile dipten bir karış yukarda lüfer arayacaksınız... Fakat, her gün sabah vakti Haliç sardalya kaynıyor, 3-5 metre derinde.. Lüfer varsa bunu yemek isteyecek, o da 5-6m derinde olacak.. Sizin 20m'de yatan zargananızı asla görmeyecek, sizde "lüfer yok" diyerek geri döneceksiniz..

İşte bugün yaşadığımız şey bu.. Lüfer, çok değil, nadir.. Ama var.. Klasik, budur denen lüfer taktiklerine uymayan bir durum sergiliyor. Hepsi bu. O yüzden tam olarak şudur demek için yeterli tecrübemiz pek yok.

Fakat, inat eden, sardalyaya yada istavrite tav olmayıp farklı şeyler deneyenler, azda olsa lüfer almayı beceriyor, işte söylemek istediğimde bu.

Size bir yer tarif edeyim örneğin.. Galata köprüsünde, kıyıya yakınca bir yer bulun.. 8 tur ve 20 tur derinliğe, düzgün bir takımla tercihan sardalya veya taze istavrit deneyin. Lüfer nerdeymiş şaşırabilirsiniz.. Hayvan oradan geçip gidiyor, Unkapanı'nı geçiyor.. Haliç körpüsüne varmadan oralarda yayılıyor. Eğer geçerken denk getirirseniz köprüden alıyorsunuz. İyide Haliç'te nerde? Onun cevabı da bende kalsın şimdilik...

Ha, bundan lüferler gelmişte, Halici basmış gibi bir anlam çıkarmayın.. Allemi cihan olsanız, bugünlerde Haliçte günde en fazla olsun 3-4 lüfer alırsınız, ama alırsınız. Taa bilmem nerelere gidip biz gibi, bir tek vuruş alamadan dönenleri düşünürseniz, bu azımsanmayacak bir şeydir haliyle.

Ya oturup, lüferi bildiğimiz yerde bildiğimiz teknikle avlanacak şekilde toplayacak faktörlerin, su, akıntı, sıcaklık vs. neyse, oluşmasını bekleyeceğiz. Yada, mevcut faktörlere bakıp, lüferi bulacağımız taktik, yer vs. yi kullanacağız. İşte hepsi bu. Bazı arkadaşlarla bir kaç deneme yaptık. Onlarda devam ettiler. Geçenlerde, 2-3 hafta önce en azından, makul miktarda lüferi Umuryeri civarında almışlardı mesela. Peki nasıl? Yem istavrit, suyun ortasından, 18 kulaçtan, dipten değil. Kaba sarıkanatlar vs. sie, 45m'lerdeki kumluk diplerden. Ama bir usta bulup gitseniz, yeminizi dibe indirtir, lüfer gelecek beklersiniz, yok diye geri dönersiniz.

Ama o gün 18 kulaçta olan, bugün nerde? İşte bunu bilecek tecrübeye sahip değiliz. Bize gereken, bu tecrübeyi edinecek şekilde, inat edip, lüfer avına uğraşmaktan başka bir şey değil.

 

neden nerde olduğunu yazmıyorsunuz.denizdeki lüferlermi bitecek..sonuc olarak burası yardımlaşma forumu bilgi paylaşılmadıktan sonra ne işe yarar.

 

Yazdık zaten.. Biraz dikkatli okursanız, farkedersiniz..

Ama neden yazmıyorum, aha şu direğin dibi diyerek.. Çünkü, meretler o kadar nazlı ki, bana 40 çeşit şey icat ettirdiler, 40'ı da işe yaramdı, 41 'cisi yakalamayı becerdi. Şimdi siz gideceksiniz, burda lüfer varmış diye, klasik, öylesine bir takımı, yemi öylesine atacak, bir şey tutamayacak, sonra da bana sayıp dökeceksiniz, kandırıkçı olmuş olucam.. Bilmem anlatabiliyor muyum?

Ama daha önemlisi, nokta tarifi verip sizi kaz yularına salmış gibi olmayı, zaman ve para masrafı ettirmeyi pek istemiyorum..

Yok, bunlar bizim sorunumuz diyorsanız.. Unkapanını geçin. Bir türbe var, onu geçer geçmez, olabildiğince açığa atmaya çalışın. Vakit, sabah erken vakitler. Bu noktadan yukarı doğru pek çok yerde iş yapıyor, ama aklınızdna çıkarmayın, var diyoruz, yok desek yalan olacağı için diyoruz..

Ve hatırlatmadı demeyin, elinizdeki takımlar vs. çok fazla iş yapmayacak. Benim aldığım lüferlerde, genelde mideden yengeçler, tekeler filan çıkıyordu, hayvan dibe karnını sürtecek gibi dipten geliyor. Siz o kada diplerseniz, yeminizi yengeçler yiyor Yukarda olunca da lüfer göremiyor. Görmesi için, klasik düzenekler pek faydalı olmuyor...

Önce o tekniklerden ben emin olayım, buraya aktarayım, ondan sonra yer söylemek kolay.

Size bir örnek vereyim, başka bir forumdan alıntı:

Bu daha bir prototip, gidecek çok yolu var. Ama ben kani olursam bu, bu nazlı lüferlere kafidir, emin olun sizle paylaşmaktan hiç üşenmem..

 

ben az sonra köprü cıvarına gidicem.sende gideceksen orda buluşalım ve denenecek olanı bende deneyeyim.klasik olaydan uzaklaşıp yenilik yapmak şart gibi artık.

 

Üstadım, ben biraz uaklardayım, taaa Gebze'de

Eğer kovam var boş durmasın diyorsan, lüfer ile uğraşmak akıl karı değil. Ama lüfer tutacağım illa diyorsan, daha farklı şeyler gerektiği elzem. Bu tür farklı şeyleri bolca geliştirip denediğim için, onların balığın bol zamanındada faydalı olduğunu eklemek isterim.

Ama teknik.. Söz konusu olan teknik olunca, işin çetrefili çok fazla..

Galatada, istavritleri çekmek için, bolca ezilmiş karides ve pellet yemi suya sarkıtıyorum. Bu lüferin o civara gelmesini sağlıyor.. Dibe değil, suyun ortasına.. İşte bunun gibi taktiklerden vs. bahsediyorum. Konu iğneyi nasıl bağlayıp yemi nasıl iliştirip hangi misinayı kullandığınız meselesinden daha öte, bir konsept meselesi tamamen..

 

mezgit çıkıyor - tektük izmarit var - (gece istavrit oluyormuş duyduğuma göre ama kesin bilmiom söylenti güneş çıkınca gidiomuş)

 

Şaka gibi aynen !!!

Biz bu işi bilmiyoruz arkadaşım. Biz boşyere bekliyoruz. boş uğraşıoruz sen ise olmayacak şeyleri olmayacak yemlerle olmyacak mekanlarla insanlara boş boş şeyler anlatıyorsun Ben sana çokmu aptal görünüyorum orda monitörün arkasından?

 

Dur bakalım alico, neden bu yem olmayacak yem, bir anlat bakalım bize, feyz alalım...