işte galata köprüsü raporu resimli

Teşekkür ederim Erdinç abi.

 

Olayı öyle bir yere almış getirmişsiniz ki...

Sanki, Skoylu pankart açmış, Taksimde miting yapmış, istavrit tutmak şöyledir böyledir vs. vs. diye nutuk atıp, tüm istavrit tutanları lanetlemiş. Ardında da istavrit tutanlara karşıyız kampanyası başlatmış.. Hatta, köprünün altından geçip çapari atanların misinasını kesecekmiş.. Ve hatta misinadan asılıp kamışlarını suya atacakmış..

Eh, bu kadar olur yani.. İnsaf biraz.. Kimse çıkıp size "gidip istavrit tutmayın" diyor mu? Mevsim ve meakn uygunken biraz başka şeylere bakın demek, istavrit toplamayı yasaklamak mı? Birisinin istavrit hakkında görüşünü açıklaması, bunu kınaması demek mi?

Birilerinin kral çıplak demesi gerekiyor.. Neden? Özellikle balıkçılığımızın gelişmesi için.. Bunu göremediğiniz için balıkçılığımız (amatör olanı) böyle sürünüyor.. En baba malzemeciye gitseniz, elle tutulur ne bir makina, ne bir kamış bulabiliyorsunuz.. Neden? Çünkü kitlelere "balıkçılık = köprüde dikilip kovaya kıraça doldurmak" olarak görünüyor..

Köprüde palamut vs. zamanını bilirsiniz.. Şöyle irice bir palamut filan çeken oldu mu, yoldan geçenler başına toplanır, turistler filan dahil.. Peki kaç kişiyi çaparide istavritler var diye heyecanlanırken gördünüz?

Köprüden geçerken 15 kg'luk kovası dolu olan adam mı, kovasında 4 kg'luk kefal olan adam mı dikkat çekiyor?

İstavritlere yapılan, sportif, insana heyecan veren, işin zevk tarafı olmayan bir şey.. Akşam BBC'de bir belgeselde, okyanusta el yapımı bombalarla balık avlayanları gösteriyordu.. Kuru, yavan bir şekilde, at bombayı, atla denize topla ne varsa.. İşte burada yapılanın da temelde bundna farkı yok.. Yapılan sadece bahçedeki ağaçtan erik toplar gibi istavrit toplamak..

Balıkçılık böyle düşünüldükçe bir adım öteye gidemez.. Adam balıkçılığı sadece dolu kova olarak düşündükçe tırıvırıda kullanır, dinamitte atar.. Evet, dinamit atan adam için mevzu gene çuvalı doldurmaktır. Tırıvırı atan adam içinde aynıdır.. Çünkü, orada bulunma gayesi kovayı doldurmaktır. Ve biz, çocuklarımızı "işte balıkçılık budur.." gibisinden kova ile istavrit taşımak olarak gösteriyoruz, onlara böyle örnek oluyoruz..

Buyrun bir örnek vaka: Dün, Eskihisar'da istavrit kıyılamış.. Benim kıyıya 4m'de duran şamandıramdaki kurtlara vurdular.. Yanıbaşımdaki çapari ile kol kadar bir şey çekti.. Tahminim lüferdi. Değilse palamut filan, sudan çıkarmaya çalışınca haliyle köstek yemedi, koptu elbette.. Adam balığı görünce korktuğunu söylüyor.. Cumartesi ise, çapari ile çinekop yakaladılar ara ara.. Evet çinekop, yaprak filan değil, basbaya çinekop..

Neyse, burası başka.. Dedim ki, "Yahu tutturmuşsunuz istavrit.. Bakın aha gayet açık şekilde, burada, bu balığı bir şey kıyılatmış.. Demek arkada iri bir şeyler var. Bunlara deneseniz olmaz mı?" Cevap ilginçti: "Biz istavrit biliriz, başka şey bilmeyiz.." Evet, adamların yanında çapariden başka hiç bir şey yok. Ve Eskihisar'da balık var demek, istavrit var demek.. Oysa ki ben aynı yerde köpekbalığı bile tuttum..

İşte gelinen yer bu.. Artık pek çokları için, bilhassa istanbul bölgesi balıkçılık demek, istavrit toplamak demek. Yavan, zevksiz, heyecansız.. Karşıdan bakanın gördüğü balıkçı profili bu..

Artık birilerinin "Bu amatörlük değil.." demesi gerekiyor.. Birilerinin çıkıp amatör balıkçılığın nasıl bir zevk, nasıl bir adrenalin kaynağı olduğunu göstermesi, örnek olması gerekiyor.. Artık buna dur demek gerekiyor.. Çünkü, bu şuura sahip olmayan insanların, denizlere ve balıklara sahip çıkmasını beklemek hayal..

Ve evet, birileri bunları söylediği için kötü adam, garezli adam olacaksa, ben olmaya razıyım.. Evet: Bir kova istavrit/kıraça, bir balık bile etmez, amatör balıkçı için..

Ha, birde işin diğer yanı var.. Kimseyi kınamış, hakaret etmiş, aşağılamış filan değilim.. Yaptığınız şey, ak - kara safsatası.. Basitçe, övmüyorsa, karalıyordur indirgemeciliği.. Ama dünya siyah ve beyazdan oluşmuyor, 7 rengin milyonlarca tonundan oluşuyor.. Size birisi çıkıp "bunların hepsi bir balık etmez" diyorsa, bu "sizin de tutacağınız balığın da.." demek değildir.. Bu, bunlaırn hepsinin bir balık etmeyeceğine dair bir önermedir..

Hiç düşündünüz mü, acaba ben bunu söylerken neden söylemişim? Hiç, "Gerçekten akşama kadar bunlarla uğaraşacağıma, büyük balık ardında gezsem daha mı iyi olurdu?" dediniz mi? Her hafta bir kova istavrit taşıyacağıma, ayda bir 2 kg'luk levrek getirsem eve, daha iyi olur muydu diye kendinize sordunuz mu?

Bu sözlerde aşağılama değil bir sorgulama arayın.. Birisi size, istavrit için harcayacağınız zamanın kıymetini hatırlatıyor olabilir mi acaba böyle söyleyerek?