Merhaba Yarenler, Ya güleyim mi? Ağlayayım mı? Bilemiyorum! Hepinizin malumu ve yine hepimizin içinde kanayan bir yara.TROL, TROL, TROL...Devleti devlete şikayet ettik,etmekteyiz,etmeye devam edeceğiz.Trol konusunu dediğim gibi hepimiz biliyoruz.Ne kıyıdan mesafe sınırlamasına uyan var,ne trol çekmenin kesinlikle yasak olduğu bölgelere riayet eden var,ne de iki tekne ile trol çekilmez yasağını takan var.Trolle avlananlar yasak masak tanımıyor kardeşim.Belirli şartlarda yapılan trol ağının içine bile,ne var ne yok kökünü kazımak için daha küçük gözlü ikinci bir ağ koyuyorlar.Balıklar kıyılarımızdan kaçıyor,gidiyor bu trol yüzünden,hayvanlar yumurta bırakmak için geliyor, fakat yumurtasını dökmeden avlanıyor veya kaçıp gidiyor kıyılarımızdan, yasak zaman falan dinlemiyor bu adamlar hala trol çekiyorlar.Bu arada amatör balıkçılar için sirkülerde yeni değişiklikler falan yapılıyor,yok üç iğne iki olta,yok dört iğne bilmem kaç olta.Ya o iğneler batsın bir yerlerinize. Şikayet mi edelim?Etmiyormuyuz? Defalarca ediyoruz.Hemde en üst merciilere kadar.Ya gelsene kardeşim,görevini yapsana,aldığın parayı hak etsene,suçüstü yapacaksın işte gel.Ne gelen var ne giden.Adamlar rahatça sabaha kadar tarıyorlar denizi.Sanki babalarının tarlasını sürüyorlar,kimse umurlarında değil.Sanki bağlamışlar devletin elini kolunu.Sanki gelmeyeceklerinden eminler denetlemeyle yetkili ve görevli şahısların??? Site yöneticileri ve bütün gönül dostlarına sesleniyorum.Biliyorum daha önce de yapıldı.Yeniden yapılsın bir kampanya.Hepimiz katılalalım,usanmayalım, bıkmayalım.Adamlar denizin kökünü kuruturken hiç usanmıyorlar,hiç utanmıyorlar,hiç korkmuyorlar.Trolcüler kendi geleceklerini de bitiriyorlar.Bir kaç sene sonra çoluk çocuklarına ne yedirecekler,aielelerinin geçimini neyle sağlayacaklar,bu deniz hep böyle verecekmi sanıyorlar,bitiyor kardeşim,bitiriyorsunuz, denizdeki canlıların gelmişini,geçmişini ve kendi geleceğinizi. Yazılacak o kadar çok yazı,söylenecek o kadar çok söz varki.Birileri önder olsun,bir kampanya başlatılsın,hepimiz katılalım, denizlerimizin geleceği yok edilmesin. Hepinize Bafra dan selamlar,saygılar,rasgele.
Peki nasıl bir kampanya yapabiliriz? Fikir üretelim ve hayata geçirelim o zaman arkadaşlar. Boş zamanlarımın da olduğu şu günlerde, ben gerekli ne varsa el atmaya hazırım. Hep birlikte bir şeyler yapabiliriz elbette ama şu an için benim aklıma gelen bir fikir yok. Yalnız şunu da söylemek istiyorum ki, kampanyalar sadece vatandaşın dikkatini çekiyor, devlet yine aynı şekilde devam ediyor. Öyle bir şey olmalı ki, yetkililer bundan rahatsızlık duymalı artık.
Malesef yukarıda arkadaşlarımında söylediği gibi, bu konuda üst düzeydeki yöneticiler bile bilgisiz. Düşünün birkere bir su kenarındasınız ağ çeken insanları görüyorsunz. Jandarmaya telefon edip şikayette bulunuyorsunuz, jandarma olay yerine geldiğinde. Suda ağ var adamlar atıp gittirler. Plakaları şu ağı alın sudan dediğinizde adamlar biz nasıl alalım diyorlar. Alsak ne olacak diyorlar. Diğer bir husus adam gözümün önünde trıvırı ile avlanıyor,Yapma kardeşim çıkart onu diye tartışıyoruz, zaman zaman kavga boyutuna geliyorsunuz. jandarma çağırıyorum, yarım saat mesafeye göre bir saat roterli geliyor, trıvırı ile avlanan adamlardan başlayıp arkadaşlar kolay gelsin, bizi biriniz çağırmış hayırdır diyor, Adamın gözünün önünde trıvırı atılıyor, fakat asker bilmiyor ne olduğunu ne yapması gerektiğini, jandarma sadece piknik alanlarındaki hırsızlık olaylarını incelemekle görevliymiş ve başak işler ilgilendirmez gibi. Öncelikle bu işlerin denetimi sıklaştırılmalı ve denetim yapan merciler bilgilendirilmeli. Su kenarında bi komutana sorduğumda küsbenin yassaklanmasının sebebini, aldığım cevap aynen şöyleydi. KÜSBE ÇIKTI MERTLİK BOZULDU. Evet belki katılıyorum bu söylediklerine fakat Tarım ve köyişleri bakanlığınca açıklamasının yapılması lazım sebebi nedir.
Arkadaşlar küspeli dip oltasını yasaklamalarının 3 amacı varmış; 1- Şamandıralı takımlarla 2 kamış ile sportif avlanmaya yönlendirmek, 2- Küspe bağlanan misinaların çoğunlukla 0.30mm gibi çok ince çaplı oluşu ve balık geldiğinde kopartıp gitmesinden dolayı hayvana çektirdiği acı ve zarar düşünülmüş(ki katılıyorum) 3- Küspeli dip oltasına önceki sirkülerde 4 adet ile avlanma izni verilmesine karşın malesef amatör avcı geçinen pek çok kişinin neredeyse bir koyu kapatacak mesafede 30-40-50 takımı aynı anda suya atarak diğer avlananlara yer ve imkan tanımaması ve ayrıca işi amatör avcılıktan öte ticari boyuta taşınması; İşte yasaklanmadaki temel oluşturan 3 önemli ana madde bunlar, şimdi şapkamızı önümüze alıp mantıklı düşünürsek sebepler bence sonuna kadar haklı, su kenarına gidince avlananlar hırsına hakim olup adam gibi sirküler çerçevesinde gününü geçirseler haftalarca aynı yerden kalmadan bir birlerine nöbetleşe yer devretmeseler her şeyi kuralına adabına göre yapsalar bu yasakların kararlarıda alınmaz kanımca!!! Bu değindiklerimi pek çoğunuz mutlaka gördünüz veya yaşadınız sudaki canlıları usulsüzce mümkün olabilen en kısa süredemi tüketip balıksız sulara bakmak mantıklı yoksa daha bilinçli korumacı bir avlanma ile bu işin sürekliliğine destek olmakmı??? Bana göre bir takım tedbirlerin alınarak gerçek anlamda amatör avcı olan ile olmayanı ayırmak için çok yerinde bir uygulama; Rast gele...
Arkadaşlar, şahsi düşüncem şudur. Kimi arkadaşlar öçok dokunaklı şeyler yazmışlar, keyfimiz elimizden alınacak, sportif balıkçılığı bitirecekler vs.. Eğri oturup doğru konuşmak lazım. Biz amatör(soportif) balıkçılar ne kadar masum olabildik ki, ne kadar doğru avlandık ki şimdiye kadar. Amatör balıkçılar içerisinde, kurallara uygun avlananların oranı %5 i geçmez kanaatindeyim. Daha çok yakın zamana kadar ben bile ne limit tanırdım ne kural bilirdim. Gittiğimiz her yerde görüyoruz kuralsız avlananları. Avrupayla da Türkiye'yi kıyaslamak pek de doğru değil kanaatimce. Her neyse, lafı fazla uzatmadan... İğneyi önce kendimize batırmalıyız. Daha önce koyulan kurallara ne kadar uyduk ki toplum olarak, şimdi tutmuş koyulan kurallarda esneme istiyoruz. Denetim eksikliği olduğundan hiç şüphe yok. Ama her balıkçının başına da bir görevli yerleştiremezsiniz ki. İnsanın en iyi denetçisi vicdanıdır.
Evet yazılanlara bakınca herkesin yazmak istediği birşeyler olduğu belli yalnız karmaşa konuyu dağıtıyor elbetteki her konuda fikrinizi söyleyebilirsiniz ama bence sirkülerdeki konular tek tek başlık halinde açılmalı . Sirkülere konan yasakların elbetteki hepsi yanlış değil doğru olanada doğru olduğu için ve hatta eklenmesi gereken yasaklar varsa onlarıda öneri sunarak tartışmak bence çok güzel olur. Bu şekilde bir çalışmaya biz site olarak başlayalım zaten takipçilerimiz olur
Sitemizde başka bir kısımda benzer bir konu açılmış işte sorularınızın yanıtları oldukça açık biçimde bu kısmada aşağıdaki link'e gidip yazılanlarda bir zahmet okuyun anlayacaksınız Rast gele... http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=23668
Süper ötesinde katılıyorum helede son söze doğru bir söz ; " insanın en iyi denetleyicisi vicdanıdır. "
Mehmet ağabey, bak ne güzel maddelemişsin. Ben diyorum ki, bunu neden sen, ben ve birkaç kişi daha biliyor? Şimdi sirkülerde şöyle dense, 1- çok iğneli küspeli olta yasak. 2- Şamandıralı takım kullanılacak ve kamış adedi 2'den fazla olmayacak. Senin yukarıda söylediğinle aynı şey oluyor. Kim biliyor şamandıralı takıma özendirilmek istendiğini? Sen kanun koyucu olarak bunları gerektiği şekilde maddelemez de genellersen, işte bütün bu maddeleri bilen 50 kişinin dışındaki binlerce amatör balıkçı, kalkıp bu soruları soruyor ve hatta "ne olacak küspeli oltadan" deyip kullanmaya devam ediyor. Bunun adı da "kimse kurallara uymuyor" oluyor. Ve bu bahsettiğimiz sadece bir madde. Şu anda diğer maddelerin sözünü bile etmiyoruz. Bahsettiğin 3. maddeye gelince, küspenin yasaklanmasına kesinlikle bahane olamayacak bir madde benim kanımca. Adam 4 oltadan fazla olta takımı kullanıyor, üstüne bir de ticaretini yapıyor da, o zaman kadar sen nerdesin be kardeşim? Şimdi yasak konuldu da acaba aynı kişiler, aynı işi yine yapmıyorlar mı? Bunu çok merak ediyorum. Gidip bakan bir denetçi oldu mu acaba? Bir arkadaşımız Avrupa ile karşılaştırmamak gerekir demiş. Bence karşılaştırmak gerekir, sen en gereksiz şeyleri Avrupa'dan örnek alıyorsun, en gerekli mevzuatları örnek almayıp, sallamasyon biçimde düzenliyorsun olacak iş midir? Bakıyoruz yurt dışındaki sirkülere, bir kere herşeyden önce amatör balıkçılığı yönlendirecek herşey mevcut. Koruma ve kontrol had safhada. Üstelik koruyacak doğal bir şey de kalmamış o denli. Özellikle alabalık konusunda sürekli bahsini ediyoruz, adamların doğal balığı kalmamış, doğal olanı kaybedince artık akıllanıp sunilerini koruyalım bari demişler; biz bakıp ders alacağımıza, elimizdeki doğal kaynakları koruyacağımıza, üstüne bir de ket vuruyoruz. Herkesin başına denetçi dikilebilir mi? Herkesin başına denetçi dikilemez elbette ama bence özellikle tatlı sularda, her avlağa denetçi konulabilir. Tebliğe bir bakalım ; Koruma ve kontrolle görevli olanlar MADDE 18 – (1) Tarım ve Köyişleri Bakanlığı teşkilatında ve Bakanlığa bağlı su ürünleri ile ilgili teşekküllerde su ürünlerinin, deniz ve iç suların koruma ve kontrolü ile görevlendirilen personel ile emniyet, jandarma, sahil güvenlik, gümrük ve orman muhafaza teşkilatları mensupları, belediye zabıtası amir ve mensupları, kamu tüzel kişilerine bağlı muhafız, bekçi ve korucular ile emniyet ve jandarma teşkilatının bulunmadığı yerlerde köy muhtar ve ihtiyar heyeti üyeleri koruma ve kontrolle görevlidir. Şimdi, Allah rızası için elimizi vicdanımıza koyalım. Bu kadar adamdan, eğer ki tatlısulara denetçi konulamıyorsa, bırakın tebliği v.s. de geçtim, bu memlekette hiç kimse hiç birşey yapmıyor demektir. Binlerce alışveriş merkezi var memlekette, hepsinin kapısında en az iki tane güvenlik mensubu var. Bu adamlara bu işi yaptıramıyorsan, iki tane yahu iki tane güvenlikçi tut, ver yetkisini avlakta denetim yapsın, ceza kessin bak neler değişiyor. Hangi köyün korucusu, muhtarı, ihtiyar heyeti yok? Hangi ilde emniyet mensubu, jandarma, belediye zabıtası, koruma kontrol mensubu, tarım köy işleri çalışanı yok? Lütfen, gerçekten elinizi vicdanınıza koyup söyleyin, bu yetki yelpazesinde nasıl koruyamaz, nasıl denetim gerçekleştiremezsiniz. İnsanlarda av konusunda vicdan mı arıyoruz? 10 kişiden en fazla 2 tanesi bunu dürüstçe yapıyordur. İnsanoğlu çiğ süt emmiş, hep daha fazlasını, daha fazlasını bulunca ondan da fazlasını istiyor. Bu nedenle siz denetlemedikçe, istediğiniz kadar kural koyun, yasak deyin nafile. Avcılar suçlu mu? Evet. Ama bu konuda devlet daha suçlu. Sen galata köprüsündeki adama gidip tırıvırı için kabahatler kanununa göre 40 lira ceza kesersen, o adam sana günde kazandığının çok düşük bir meblağını ceza olarak öderse, "aman ekmek paramdan değerli mi?" deyip, her Allah'ın günü o laneti satar. Kes bakalım esas hakkı olan 633 lirayı ödesin sana bir kalemde, ertesi gün yaparsa kurcala bul zulasını bir daha kes 633 lirayı, bak bakalım satılıyor mu bir daha. Bu işte en büyük suçu avcılarda değil, kanun koyucuda arayın.
Küspeli olta yasak olmasının birçok nedeni olabilir. Eminim yasaklayan uzmanlar bunu enine boyuna araştırarak bir karar veriyorlardır. Kimsenin YASSAH BİLADER YASSAH mantığyla bu yasağı koyacağını zannetmiyorum. Kanaatimce yasak olmasının en önemli nedeni tatlı suyun kirletilmesidir. Basit bir mantık yürütürsek köşe başındaki balıkçıdan tırıvırının yanında duran küspelerden birtane alsak ve bunu evimizdeki 19 litrelik bidonun içine atsak bir saat kadar sonra bidonun renginin iğrenç bir hal adığını ve bu kirliliğin sudan hiçbirşekilde arılamayacak bir boya ve kokuya dönüştüğünü görebiliriz. Bilindiği üzere tatlı sular deniz gibi tuz ihtiva etmediğinden kendi kendini yoğunlaşma ile temizleyemez. Bir göletin devirdayimi denizin çok çok altında olacağından küspenin yasaklanma gayesini anlayabiliriz. peki bizim küspeyi balıklar yemiyormu nasıl kirleniyor diye düşünülebilir. Mutlaka küspelerin büyük çoğunluğu dipteki canllar tarafından tüketiliyordur ama acaba onlar tüketene kadar suda hızla çözülen küspenin acabaa ne kadarı suya karışmış oluyor? Hocam benim attığım bir küspedenmi kirlenecek diyen arkadaşlar olursa bizim köylü Nöri'nin attığı tırıvırıdan da balık nesli tüketilmiyor unutmayın. Göllerde hergün avlanan yüzlerce balıkçının atabileceğiküspenin suda oluşturduğu tonlarca kirliliği düşünsenize. Birde tabiki balıkların beslenme alışkanlıklarındaki değişmeyi düşünmek lazım. Yıllarca ot böcek balık solucan vs yemiş hayvana böyle kolay ve alışık olmadığı bir yemi sunmak ilkokul öğrencisine kola patates cipsi yedirmekten belkide daha kötüsünden farkı yoktur kimbilir? Elbetteki şunuda düşünebilirz bütün bir yaz kıyıdan atılan binlerce balıkçı küspeleriyle karnını doyuran güzelim sazanı yediğimizde acaba nerde eski balıkların tadı, bu balıkların tadı sası oldu diye düşünen insanlar olma ihimali de çok cidii bir şekilde var sanırım. Un utmayınki kurban pazarında bile küspeyle büyüyen hayvanların değeri etlerinin yavanlığından normaline göre çok düşük oluyor. Kanaatmce konuyu şahsi değil daha derin bir şekilde düşünmek lazım. Ama belkide benim dediklerimin hepsi yanlıştır. Bunuda bilemem birileri keyfen bu yasakları getirmişte olabilir kimbilir. Ancak anlatmak istediğim konu ülke olarak klasik hastalığımız olan bir konuyu eleştirmeden önce derinlemesine araştırma yapmamanın (ağzı olan konuşuyo mantığının) yanlış olduğunu ve araştırmanın en doğru yol olduğunu -SÖZÜM MECLİSTEN DIŞARI OLARAK- düşünüyorum. Çünkü cahil cesur olandır.
Alperen Bey vermiş olduğunuz bilgi için teşekkürler..yalnız şöyle bir husus var..küspe yasak değil zaten..küspenin kullanımı,suya atılması yemlemede kullanılması v s sakıncalı ve yasaktır hususunda hiç bir veri yok..yani sizin izah etmiş olduğunuz hususlar mevzu bahis değil..suyun kirlenmesi,balıkların yemesi kirlilik , çözünürlüğü v s..bunlar sizin tespitleriniz , doğruda olabilirler ki doğru kabul etsek dediklerinizi yukarıda yazmış olduğunuz " Eminim yasaklayan uzmanlar bunu enine boyuna araştırarak bir karar veriyorlardır" kısmı yöneticiler acısından doğru olmasa gerek..enine boyuna araştırmışlarsa demekki sizin tespitlerinizin hiç birisi geçerli değil demektir ki küspe kendi başına yasaklanmamış..sizin tespitleriniz yanlış demek ( bu kısım latife yapılarak yazılmıştır)..demişlerki küspeli olta yasak..burada küspe savunuculuğu yapmak değil amacımız , hamurda olur solucanda ..ne varki bu takmaz tavır saygısızlıktan başka bir şey değildir..aynen dediğiniz gibi YASSAH BİLADER YASSAH mantığıdır..
Sennurcum bir şeylere bir yerinden başlamak hiç bir zaman geç kalmışlık hissi vermesin zira benim yaşım 47 yıllar önce çocukluğuma dönersem her taraf su ve balık kaynıyordu ama 30yıl sonrası dünyada ekolojik bir değişim söz konusu oldu sular çekildi göller kurudu çaylar akmaz oldu haliylede canlılarda bunlarla birlikte yok olmaya başladı.Şimdi önemli olan bize miras kalan bu doğal zenginlikleri gerek devletin maaşlı bilgisizler ordusu gibi lüzumsuzca bataklık kurutma yada sözde tarım sulaması adı altında yok ettikleri gölleri,sanayi yatırımı diye rant peşinde koşan ama yaşantılarında kendilerininkiyle birlikte çevresindeki tüm insanların gelecek yaşamlarını akarçaylara,nehirlere bıraktıkları atıklarla alt üst eden iş adamları! tarafından katledilen bu zenginlikleri bir şekilde yeniden suni teneffüs ederek hayata döndürmemiz lazım ve biliyorumki sitemiz üyelerinin nerdeyse tamamının ortaklaşa görüşü bu doğrultuda.O halde başlamak bitirmenin yarısıdır mantığı ile yola çıkarak kendi yasaklarımızı kendimiz koyup kurtaralım şu doğamızı be güzel kardeşim. Ve bütün arkadaşlarım sizlere sesleniyorum bu yola gönül veren tüm kardeşlerim bu doğayı belki biz mahvetmedik amaaa, haydi el ele verip biz yeniden hayat verelim kendimiz kuralları koyup yada mevcutları dahada geliştirerek... Ayrıca YASSAH BİLADER YASSAH diyenlerede kızmamalı bence onlar elinden geldiğince yada dilinin döndüğünce koruma içgüdüsündeler amaaa o korumaya kendileri uymuyorlarsa o zaman kendi çevremde olduğu gibi sonuna kadar mücadeledede başı çekeceğimi bilmenizi isterim; Rast gele...
ne yazık ki... ne yazık ki türkiyemizin hali.birşeyler yapılıyor ama neden nasıl olduğu bilinmiyor yada bilgilendirilmiyor.sadece yasak deniliyor.doğru biz avcılar olarak iyi niyetli avlanmadık.şahsen ben 15 yaşlarında çok balık yakaladım ve boyutlarını sorarsanız çoğu küçük.şimdi bunu düşünür oldum ama iş işten geçti.şu anda ise nerde eski balıklar diyorum.ama kendimi suçlayarak.yaptım yaptık yaptılar ne yazık ki...ben tabiri caizse akıllandım,ya başkaları.bence denetimler artmalı,cezalar tam anlamıyla verilmeli.ben eskiden cezalandırılsaydım veya bilgilendirilseydim bunları yapmazdım.birde ağcılar var.birinde göle vardım karanlıktı.neyse oltalarımı attım ve beklemeye geçtim.gün ışımaya başladığında o da ney.önümde resmen ağ tarlası ekilmiş.yuh dedim ya bu kadarıda pes yani.inanki ağ atacak yer kalmamış.sadece kayıklarının geçecekleri yerleri kalmış.ne yazıkki bizler korusakta onlar hiçbir şeyi takmıyorlar. denizde atılan troller içinde bir program izlemiştim.programda hurdaya çıkmış arabaların koltuk plastik vb. denize zarar verecek aksamların sökülerek denizlere bırakıyorlardı.bunun birini mersinde bıraktılar.fazla açığada bırakmıyorlar.hem balıkların yuvalanıp yumurta için yer olması hemde trollerin bunlara takılıp zarar görmesi için bırakıyorlar.bununla ilgili nasıl bir çalışma yapılır bilmiyorum.ama bu fikir geliştirilebilir.bununla ilgilenlerin düşnmesini istiyorum.benim aklıma gelmeyenler sizin aklınıza gelebilir.bence bunu bizler yapabiliriz.devletten beklersek balıklar biter o zaman harekete geçerler.o zaman da istediği kadar kural ve ceza çıkarsınlar.tabi ceza kesecek balıkçı bulabilirlerse. inşallah denizler ve göller kurumaz.bizler onlara muhtaçız...
Kusura bakmayın konuyu hortlattım.. Konu açılalı aradan koskoca 5 yıl geçmiş. Ne görevlilerin tutumunda,ilgisizliğinde, ne de insanlarımızın bilgisizliğinde hiç bir değişiklik olmamış. Hâlâ av bayilerinde cayır cayır küspe satılıyor,ağ satılıyor.Onlarca olta ticari amaçlı suya atılıyor,ağ çekiliyor. Elinde köfün (büyük sepet) ile balık çağladı deyip yumurta dökmeye kıyıya yanaşan balıkları topluyorlar. Allah sonumuzu hayır eylesin.....
ben bi kaç konuya daha yazdım .şimdi ben küspeyi kurşun yerine ağırlık olarak kullanıyorum hemde balığın ilgisini çekiyor.küspedende vazgeçmem.en azından kurşun gibi doğal olmayan bir şey değil. bu sebeple kurşun yerine küspe kullanılması teşvik edilmelidir .her hafta sonu 100 gr kurşın bıraksanız ömrünüz boyunca 60-70kg kurşun bırakırsınız o merada 100 kişi olsa 7 ton yapar .al işte göl zehirlendi .küspenin zararı neymiş köylülerin inekleri ölüyormuş valla öle suların çekilmesi sanırım 1 hafta falan sürer o kadar dayanan küspe üretilmişmi ben bilmiyorum en fazla 8-12 saatte eriyor . hadi 24 saat olsun 24 saatte suyun 20-30 mt çekildiği gölde bilmiyorum ben. küspe kararı saçma sapan bir karar.isteyen kurşun bıraksın göle denize ben küspeye devam ediyorum. diğer söylediklerinizde haklısınız .