Sevgili Hakan abi Bildigim kadarı ile istisnai misinalar var Yani almış olduğunuz misininanın markası ve güvenirliliği önemli.
haklısın evet banada öyle geldi ama bülent abi iki grupta toparlayınca kafam karıştı işte. Ben onları köstek ve beden yapımında kullanıyorum. DAMYL marka bi misina. Elbette çin malı. Ama çinde biliyosunuz her kalitede herşey üretiliyor. Ne kadar köfte okadar ekmek misali.
Bence bu değerlerin hemen hemen hiç önemi yok.. Yani iki misina olsa şurada birisi 0.10 500 gr çeken, diğeri 0.10 2.5 kg çeken, hiç bir anlamı olmaz gözümde, seçmek için.. Misinaların bir sürü özelliği vardır: Esneme, görünürlük, düğüm tutma, suyu emme, güneşe dayanıklılık, aşınmaya direnç, sertlik vs. vs. Bunlara bakarak yerine göre bir seçim yapılır.. Pek çok durumda misinanın çekeri en ehven konu olur. Diğer özellikleri aynı olan iki misinadan çekeri yüksek olan, çoğu zaman cebi hafifletme konusunda önde olacağından tercihim olmaz hatta.. Kısaca, misinaların çekeri genel kaide olarak yeterlidir hemen her bir şeye.. Aslolan, çekeri kadar diğer özelliklerini de bilmek ona göre kullanmaktır.. Benim gördüğüm kadarıyla, yanlış misina seçimi yüzünden kaybedilen av çok fazla.. Zaten balık kıt. Böyle olunca bu husus pek fark edilmiyor.. Ve maalesef bu kayıpların hemen hiç biri, misinanın çekemeyeceği balık vurmasından kaynaklanmıyor..
sana katılıyorum serdar. kullandıkça çekerden daha çok diğer özellikler ön plana çıkıyor.. zaten hayatımızda kaç kez büyük balık tutabiliyoruz.. kalamyı iyi kullandıktan sonra çok ta sorun olmuyor..geçen sene çok ta kaliteli olmayan 0.35 misina ile çektiğimiz yayın 10 kilonun üzerindeydi.
Biraz tekrar olacak ama bende bildiğimi söyleyeyim. Öncelikle şartlara göre bu iş değişir. Farzediyorum ki istanbulda av yapıyoruz. Teknedeysek önemli olan bulunduğumuz suyun derinliği. Marmara denizinde ve boğazındaki derinliği göz önünde bulundurmak gerekir. Biz zaman zaman denize çıkıyoruz avlandığımız sular en fazla 40-45 metre hadi iyice açıldık diyelim 60-70 metre o zaman sırf teknede av yapıyorsak bize yaklaşık 70-80 metre yeter. Ancak sırtı yapıyorsak yada daha farklı teknikler kullanıoyorsak mesafe uzayacağından buna göre planlama yapıp ona göre misina sarmak gerekir. Ama bence marmarada her halükarda 100-120 metre yeter diyorum. Gelelim kıyıya. Kamış ve makinamızın ve ayrıca misinamızın özelliklerine göre en uzak mesafeye atış yapacağız ki balık alma imkanımız daha fazla olsun. Yine istanbul şartlarında ortalama kalite makine ve kamışla yapılacbilecek atış mesafesi 60-100 metre arasında. Buna birde suyun derinliğine göre takımın kıyıya yanaşmadan dibe dalma mesafesinide eklersek bize gerekli olan misina miktarı maksimum yine 120-130 metre. E buna koptu takıldı takım değiştirme vs. gibi durumlar için bir 10 -30 metre daha fazla sararsak, sonuçta 150 metrelik misina marmara denizinde her şart altında yeterli olur. Ama yinede yüzde 90 bu misinanın içerde kalan 50-60 metresi çok nadir suyu görür. Gelelim makinede misinanın konumuna. Ben tecrübesizken, özelliklerine hiç dikkat etmeden ve fiyatını gözönünde bulundurarak aldığım bir makinaya yaklaşık 120 metre misina sardım. Sonradan farkettiğim üzere makina 65 lik makina ve misina haznesi çok derin yani 0.35 yaklaşık 300 metre misina alır. Sonra bu 2 lüfer mevsimin her iki kamışımla iskeleye gidiyordum, ufak makinalık kamışımla gayet güzel atış yaparken, bu makinatla yaptığım atışlar 40 - 45 metreden ileriye gitmiyordu. Tabi o zamanlar bunun nedenini anlayamıyordum. Daha sonra buradan elde ettiğim bilgilerden yola çıkarak baktım ki, makinaın misina haznesinin duvar kısmı yaklaşık 1 cm kadar boş. Yani misinanın önünde kocaman bir duvar var. İşte o zaman belli oldu atış yapamamanın sebebi. Bende ne yaptım makinanın misina haznesinin yarısından çoğunu tamda oraya göre kestiğim bir kartonla kapattım, elimden iyi iş gelmiş olacakki, çok sağlam ve dümdüz oldu. Sonra geriye kalan yaklaşık yarım santim mesafeli hazneye misinamı tam haznenin bittiği noktaya geleck kadar sardım, sonra bu makineyle de diğer ufak makinem gibi gayet güzel atışlar yapmaya başladım. Çünkü misinamın önünde herhandi bir engel kalmamıştı. Deneye deneye bulduğum iyi kombinasyondna bahsedeyim. Şöyleki. Yaptığım avlanma yöntemine göre makina ve misina seçimi önemli. Kısaca, sahte yamlerle at çek yapıyorsak hızlı sarmak önemli olduğundan, kafayı büyük(60-65-70) makine kullanmak çok iyidir. Ancak bu makinalara misinayı çok iyi sarmalıyız, iyiden kastım makinede misina saracak boşluk kalmamalıdır. Tabiri caizse bardağı ağzına kadar doldurmak gerek. Bazı makinelerde misina haznesi çok derin bazılarında sığdır, bu aynı zamanda makinenin alabileceği misina miktarını belirler. Bence istanbul şartlarında 120-130 metreden ötesi çokta gerekli olmadığından, sığ hazneli bir makine alıpta kullanacağımız kadar bir misinayı sonuna kadar sarmak en iyi çözümdür. Bana sorarsanız genelde avlandığım yer kumluk olduğundan ve pek takılma derdim olmadığındna ötürü makineme dyneema saracağım, hem hafif hem daha az sürtündüğünü düşünüyorum (atış açısından) hemde boyuna göre çok sağlam. Tek handikapı takım dibe takıldığında zor kopması. Ama onada şöyle çözüm getirebiliriz, Makine ====dyneema======- XXXfırdöndü==takım X işaretli yere fırdöndüden önce bir şekilde bir miktar misina bağlantısı yaparız, dolayısıyla takım taa fırdöndüden yani direk dyneemadan takılsa bile o misina kısmı daha rahat kopar ve dyneemamızı kurtarmış oluruz. Bunu denemedim şimdi aklıma geldi. Belkide işe yaramaz. Bir de şuna değinmek istiyorum. Makineye fazla sarılan misinalar içerde aylarca yatar, biz bu malzemelere yatsın diye para vermiyoruz değilmi, misina içerde çürür gamlanır fırfır gibi olur, misinamız eskiyince eskisini komple söker yenisini takarız ve eskisinin büyük bir kısmı boşa gider, halbuki kullanacağımız miktarda misina dan biraz daha fazlasını takarsak hem boşa malzeme harcamamış oluruz hemde elimizde kalan misinayıda takım yaparak değerlendirmiş oluruz. Şimdi aklıma bir şey geldi acaba dünyada satın alınan misinaların kaçta kaçı hiç su yüzü göremeden çöpe gidiyordur... (bence bayağı fazla)
Selamlar Birkaç soru da benden. FC niyetine Cabela NoVis 200 yrd. 10 $ mı, yoksa Yozuri hybride ultra soft 275 yrd. 8 $ mı almalı? Cabela Pro Line 1350 yrd. 25 $ da aynı şey mi? FC'nin de superline gibi esnemez olduğu belirtiliyor fakat bir yorum veya incelemede FC lerin bu özelliği için absolutely invalid demişler. Serdar hocam ne diyor? Hassasiyeti artırmak için el oltası olarak(Tekneden) 30Lb. (0,57 mm) FC kullanmak doğru olur mu? Dynemayı elle kullanamayacağımız için soruyorum. Cabela Ripcord Sİ, Alba Beta 60 makineyle tekneden kullanmaya uygun mu? (Serdar, anladın değil mi, tavsiyen üzerine bu makineyle 1.80 lik kamışı aldım.Bakalım kullanabilecek miyim? ) Ripcord Sİ ile Berkley Fireline arasında tercih nasıl olur, hangisi daha uygun, fiyat-performans ölçeğinde? Bu sorulara cevap alırsam yenileri de gelir Selam ve sevgiler.
http://www.eftta.com EFTTA adlı kuruluş,misinaların çekerlerine onay veren bir kurum.Yukarıdaki adresten siteyi inceleyebilirsiniz.
Sevgili Bulent Abi Paylasim icin Tesekkurler.Yakinda sizlere bir kac misina resmi ekleyecegim.Sanirim Turkiyede Satilmiyor bu misinalar Alman ve USA patentli cekerleri cok yuksek fiyatlarida 3/1 oraninda ucuz Turkiyeye Gore. Sevgiler Selamlar
* FC niyetine Cabela NoVis 200 yrd. 10 $ mı, yoksa Yozuri hybride ultra soft 275 yrd. 8 $ mı almalı? Cabela Pro Line 1350 yrd. Yozuri Hybrid, FC değil. FC ve Nylon'un iyi bir karışımı.. Eğer big game işine meraklı iseniz, 10kg üzeri ve saldırgan balıklara, yayın, kılıç, sırtıkara vs. takılıyorsanız, HYBRID daha iyi olur. Bizim karagöz, zargana, lüfer, palamut, izmarit vs. nesli misinadan ürken balıklar, HYBRID burada avantajlı değil.. Diğer ikisi FC misina.. İkisini de kullanmadım, bilmiyorum. Ama Cabela garanti vermiş, bir kaç kişide kullanıp memnun kalmış. Eğer çook acil değilse, ikisinden birer makara getirtiyorum. Deneyelim, görelim, bakalım nasılmış. Eğer kötü bir tarafı yoksa, şu 1350m olan çok iyi görünüyor: Ucuz.. Zaten güneşten filan pek etkilenmez bunlar.. O yüzden bolca alıp bir kaç yıl kullanmak akıllıca olur. Hani, makul fiyata herhangi bir dükkandan 50m makara alabiliyor olsak, hiç gerek yok para yatırmaya ama, zor bulunuyor, her lazım olduğunda ulaşamıyorsunuz. Üstelik 150m makara için bir avuç para istiyorlar: "AVMARKETİ, YOZURI MIRAGE, 0.290 mm 6.00 kg Çeker 150 mt Makara Misina, 25,34 EURO 46,30 YTL".. Bu misinalar makineye sarmak için hiç uygun değil. Ama takım yapmak için bulunmaz nimet. * FC'nin de superline gibi esnemez olduğu belirtiliyor fakat bir yorum veya incelemede FC lerin bu özelliği için absolutely invalid demişler. Serdar hocam ne diyor? Doğru demişler. Ama çok az esniyor, uzuyor. Yani, normal misinanın iki misli uzayabileni var. Nylon/Monolar ortalama %30 uzayabiliyorlar. Ama FC misina en çok %10 filan uzuyor, ondan sonra lifleniyor. Yani garip bir şekilde, yüzeyi soyulmaya başlıyor. İplik iplik soyuluyor yer yer. Daha kaliteli misinalar bu akibete daha az uğruyor.. * Cabela Ripcord Sİ, Alba Beta 60 makineyle tekneden kullanmaya uygun mu? Beta 60, fiyatına göre iyi bir tercihtir. Tek sorunun şu olabilir: Kafası küçük ya, attın 50m derinliğe, akıntı ile 100m misina gitti. 150m'yi geri sararken biraz uzun sürebilir. Bu iş için daha büyük kafalı ve seri bir makine iyi olur. Ama öyle makinelerin, aynı ayarda olanları çok çok pahalı.. Ya uyuz dandik bir şey alacaksın, koca kafalı, hasbel kader levrek vuracak 2kg'luk ve çekemeyecek, yada bununla biraz geçte olsa güzel güzel çekeceksin.. Yada paraya kıyıp, multiplier alacaksın.. Yani, bence iyi bir tercih olmuş.. Bu makineler yüke binince su koyvermez pek.. * Ripcord Sİ ile Berkley Fireline arasında tercih nasıl olur, hangisi daha uygun, fiyat-performans ölçeğinde? Ripcord SI derim.. Daha ucuz İşin diğer tarafı şu. Fireline termel fusion misina. Bu yüzden kazık gibidir. Dahası düğüm tutmaz, japon bile dökseniz.. 3-4 saatte bir yeniden düğümlemek gerekir. Daha kötüsü, azıcık kullanımdan sonra tel tel olur, acayip bir şey olur çıkar. XDS modelleri bu tellenmeyi bir hayli düzeltmiş, ama denemedim.. Fireline'ın düğüm tutmuyor olmasına karşın, düğümden hiç zayıflamadığını söylemek lazım. Bu yüzden çok sağlam oluyor. Sazan için takım, şu boil takılan türden takım yapıyorsanız, Fireline ideal.. Ama doğrusu, diğer yönlerden çok kullanışlı değil..
Arkadaşlar herkese merhaba .Bişi sormak istiyodum levrek eşkina iri karagöz gibi balıklarda florokarbon mu yoksa örgü misinalarmı daha verimli olur.köstek ve de bedeni nasıl yapmalıyız fikri olan paylaşmak isteyen olanlar varsa dinlemek isterim .teşekkürler
O tür ve diğer tür balıklarda, dyneema olta ve uç kısımda florokarbon takım verimli olur.. Bu bileşimin, her avı "avlamaya değer" yapmak gibi bir özelliği vardır.. Basitçe, bunlara değecek av nerde demeniz gerekmez, bu tür malzeme ile her av aynı zevki vermeye başlar.. Ha, daha büyük balıklarda, bu tür takımların tekneden düşmenize sebep olma riski vardır.. O an çok kötü hissedersiniz ama, bir kaç gün sonra çok güzel bir anı olarak aklınızda kalır..
Eşkinaya tekneden değilde kıyıdan atıyorsanız attığınız yer muhtemelen taşlıktır. Ve yakına atmanız gerekir. bu sebeple dyneema kullanırken dikkatli olun çünkü taktığınızda koparmanız çok zor olacaktır. Ama direk bedenden takmakta çok şanssızlık olacaktır. Makinaya dyneema sarıp bedeni florokarbon yapmak daha akıllıca. Böylece takılan takımı çektiğimizde florokarbon beden kopar dyneemamız geri gelir. Yanlış mı düşünüyorum acaba ?
Misina Merhaba Bu misinaların üzerinde 5-6-7 kg mukavvatı mı ne yazıyo yani çekebileceği ağırlıgı heralde 5 kilo yazan bi misinaya 6 kilo balık gelirse koparmı hemen işin aslı ben sazan için kaç kilo cekerini almalıyım kaç mm çaplı olmalı 1,5 kiloda olabilir 17 kiloda olabilir balık
|͇̿c͇̿¤̿ ͇̿||͇̿c͇̿¤̿ ͇̿| kardeş bende acemiyim abi forumdan öğrendiklerime göre iyi misina olarak asso duble .... misinası var.Yani çekeri fazla ve florocarbon kaplama olrak da var. ama yine ustalardan görüşleri bekle sen
Misinanin uzerinde yazan misinanin ceker kuvvetini tutulabilecek maksimum kg daki baliktan cok misinaniza uygulanabilecek maksimum direnc olarak algilarsaniz daha iyi edersiniz. 7 kg misinayla 100 kg balikta cikarabilirsiniz. Ancak bunu yaparken, yani balikla suda oynarken oltaniza ozellikle oltanizdaki dugumlere siz 7 kg dan fazla yuk binmesine izin verirseniz baligida oltayi da kaybedersiniz.
Büyük balığı çekemezsiniz. Onun size gelmesini sağlamalısınız.. Eğer onu yorar ve dinlenme/beslenme fırsatı vermezseniz, size doğru gelecektir.. 250gr'lık deniz yıldızını, yengeci, midyeyi, taşı, poşeti vs. çekerken ne olduğunu bir düşünün.. Bir kaç kiloluk balıktan daha fazlası beklenmez mi? Balık yakalnınca debelenmeye başlar ya.. Bunu bir tür her yöne hareket olarak görebiliriz. Eğer bu hareket takımın kaldıramayacağı kadar güçlüyse, balık takımı alır gider. Eğer siz balığa alışık olduğundan biraz fazla bir yük verirseniz, balığın metabolizması bu yükü uzun süre taşıyamaz ve yorulur. Sonuçta balık artık takımı koparacak kuvvet uygulayamaz. Siz ise çektiğinizde, hareketleri el mahkum sizin çekitiğiniz yöne olacaktır. Basitçe balığın sağa sola yapacağı hamleler takım tarafından engellenirken, çektiğiniz yöne yapacağınız hamle ilerleme getirecektir.. Böylece balık kendisi sizin yanınıza gelecektir. Büyük balıkları çekmek gibi bir düşünceniz olmasın. Onun size gelmesini sağlayın. Takımınızla başedemeyeceği kadar yorun öncelikle. Bunun yolu, misinada hiç boşluk vermeden, belli bir yükün olmasını sağlamaktır ki, adına kalama denir..
Bu kalama makinanın arkasındaki düğmeyi acıp makinenin geriyede hareket etmesini sağlamakmı? Yoksa makaranın kafasındakı videyi gevşetip güçünü azaltmakmı?
Sizin sorduğunuz makine için, makaranın kafasındaki vidayı gevşetmek.. Bu sayede makara belli bir güç ile misinayı salar. Bu da balığın yorulmasını sağlar.. Velakin, bu statik bir eylem değildir. Misinada boşluk kalmamalı, yük sürekli uygulanmalıdır.. Kısaca, sarma işi hiç bırakılmaz. Dahası bazen kalamayı artırmak, düşürmek vs. gerekir..
Yani anladığım şu misinayıo balığa vericez. Al senin olsun diyecez. Ama dizginler elimizde olacak tatlı sert vericez. Bir anda bollayıp vermicez. Boş bırakmicaz. Yorucaz. Biraz bolladığı zaman sarıcaz sertçe asılırsa yine vericez sertliği azaltır şekilde. Bu arada o listede verilen misina değerleri ve tutulan balıklar beni şok etti. Bu misinalarla o balığı tekneye kadar çekebilmek için sanıyorum saatlerce uğraşılmıştır.
Doğrusu şöyle diyebiliriz.. Hep saracaksın.. Sen sararken kalama boşaltacak.. Bir kaç balığa takım kaptırdıktan, makineyi kırdırdıktan sonra öğrenirsin iyice.. Ben ne makinaları dağıttım bir bilsen.. Koparıyo diye 100kg çekerli misinayı dola sen makaraya, sonra misinayı koparamadığı gibi, makinayı eline versin hemen büyük balık.. Kamış + Kalama + kollar... Bu üçü ahenk içinde olacak ve balığı mümkün olduğunca sabit yükle zorlayacaksın.. Kendine çekmek istersen kaçar.. Zorlarsan kaçar.. Yapman gereken, sürekli sararken sarmayı yavaşlatıp/hızlandırarak balığın hep hareket etmesini ve yükte kalmasını sağlamak.. Orkinos için bu kolaydır. O hiç durmaz, hep yüzer.. Bu nedenle önemli olmaz. Ama diğerleri, mesela kofana veya akya durabilir, misinanın üzerine yürüyebilir.. Boşluk vermeden onları sürekli yükte bırakacaksın ki, iflahları kesilsin.. Yoksa, en kötü ihtimal karaya geldiklerinde ya seni döverler (Evet, cidden döverler), suya seni de alırlar, veya son bir darbe ile kurtulurlar... Balık öyle olmalı ki, karşıdan bakan ölü sansın..