Şimdi ya biri çıksa da bu makineyi ben kullanıyorum körolasıca şöyle yaptı böyle etti şurası çıktı burası kırıldı dese? kaldıki ben sheakspeare kullandım hiç de öyle ballandırılacak bir makine de değil...bilen bilir arkadan kalamalı makinalar daha çabuk bozulurlar.ama öyle ya daha önce belirttiğim gibi kimisi böyle yapar işte.senin malıın tu kaka benim malım cici on numara...bakın söylüyorum ben herhangi bir markanın temsilcisi değilim ama tüketici olarak tüketicilere şahsi fikrimi (incitmeden)söylemek benim tüketicilik vazifem.son sözü satış sonrası hizmet verecektir.benim buna inancım da tamdır.ben okuma dan da memnunum shimanodan da memnun olacağıma eminim.
Koray kardeşim, ne dediğiniz, hükmünüz ve değerlendirmeleriniz çok aşikar. Burada '' PARDON '' dedirten ve '' PARDON '' diyeni göstermek istedim. Neyse gören gördü, anlayan anladı zaten. Siz orada bir şey sormuşsunuz, satıcı da kendince doğruları söylemiş. Şimdi ben size sorayım ve lütfen gerçek, samimi görüşünüzü belirtin. Siz, hiç garantisi olmayan, yedek parçası olmayan, servis ve bakım hizmeti olmayan bir otomobil, elektronik, mekanik bir araç, alet, edavat alırmısınız ? Almazmısınız ? Yoksa, önceliğiniz kalitenin yanısıra, bu ek hizmetlerinde olmasına ihtimam mı gösterirsiniz ?
Ben öncelikle sizin tavsiyelerinizin etkisinde kalarak aldığımı belirttiğim şeye cevap vermenizi beklerdim,tabi ki olmadı iş başka yönlere çekildi Size sormuşlar. "Sence sen, kendini böyle yorum yapabilecek veya tavsiye verecek yeterlikte görüyor musun abi?" Abi kalite anlayışlarımız farklı seninle. Benim mantık şu kaliteli arabaya bin yolda kalma. Örnek veriyorum volkswagene biniyorum hiç yolda kalmadım. Yan komşuda şahin var o da anlar arabadan.Benim arabayla aldığım oldu onu yolda kalınca yardıma gittik falan vs vs. arabayı çektik. Şimdi ortalık şahin servisi dolu,diğeride var. Bize bir faydası varmı Bozulduktan sonra herkes öyle yada böyle tamir eder. Ne gerek var eziyet çile çekmeye. Birinde alırsın senelerce kullanırsın 1-2 kere arıza olur. Diğerinde servisle akraba olursun. O yüzden derler ki şahin alacaksan iyi bir tamirci yakının olsun. Tam av yerindesin güzel balık var makine elinde kalıyor. Nasıl bir duygu ben tattım.Ortalıkta abi tornavida anahtarın vs varmı diye arandım.Ne gerek var bunlara? Parçası yok diye kaliteli bir malı kötülemenın anlamı nedir. Parçası olan makine övüldü de ne oldu. Bazı şeyler 1 kere alınır ömürlük kullanılır,evladiyelik saklanır. Ayrıca o yedek parçası olmayan ürünlere sizinde methettiğiniz markalarda aylarca parça bekleyenler var. O parçası yok dedikleriniz içinde yurtdışından parça kargo ile getirten arkadaşlarımızda var. Yani çözümsüz birşey yok. Av mahaline tornavida,yağ,pense bilmemne ile gitmek var. Birde gerekli minimum ekipmanla gitmek var keyfini almak var. Kafa rahat oluyor yani. O satıcı doğru söylemiş demişsin. Şimdi o öyle dedi diye diğer markayı şişirdi ve onu aldık,aldılar. Sonuçlar ortada.Beklentiler şişirilip yükseltiyor, sonucu görünce ne anladık bu işten deniliyor. Ama en önemlisi tamirde ustalaşmayı da bu dandik,şişirilen mallar sayesinde öğrendik,her ne kadar cebimizden boş yere paralar çıksada. Sağolsunlar.
Siz F takımını tutar, ben B takımını,:thumb: vs. vs. Bu oldukça doğaldır. Her ne taraftan olursa olsun, holiganlığa karşıyım. Evet, sonuç olarak servisi ve yedek parçası olan bir araç tercih etmişsiniz; ama pahalı, ama ucuz. Allah kaza, bela göstertmesin. Benim, sizin bahsettiğiniz bu tür makinaları kötülediğimi gösteren bir yazı lütfen. Sweepfire hariç, kişilerin bütçeleri doğrultusunda Crossfireleri önerdiğimi de göreceksiniz. Ve hatta, Daiwa megaforce plus 100 THSL sahibi olduğumu da göreceksiniz. Hatta ve hatta, Daiwaları kötüleme kampanyalarında, bunların birer mekanik alet oldukları, zaman zaman miyadını dolduran ürünlerin arızalanmalarının tüm makinalar için geçerli olduğu beyanlarımı göreceksniz. Her türlü konularda, haksız ve kasıt içeren davranışlara da fazla tahammülüm yoktur. Ha, bu benim tercihimdir ve tercihlerim ve memnuniyetim doğrultusunda doğru bildiğimi sandığım görüşlerimi de paylaşır, diğer görüşlere de bir o kadar saygı gösteririm.
Bizde olur elbette deriz. Makine bu deriz. Ama malum bazıları "yok, sen makineyi tutmayı bilmiyorsun, bak şöyle tutacaksın edeceksin. Makine süperde sen yamuksun" demeye çıkmasa birde. Son konulara bak. Eleman diyor, yahu bu makine yamuk sarıyor. Bizim şimanovcular "yok pulunu ters takmışsın, yok contasını ayarlamamışsın, şimanov iyi makinedir, cahil olan sensin" modunda.. Sonra öğreniyoruz ki, alete yanlış dişli takmış şimanovv.. Bugün, belli başlı tüm marka modellerin arkası aynı desteğe sahip zaten.
Olay marka model vs den öte neyin nerde kullanılacağıdır,iş zaten cep telefonu olayında olduğu gibi sürekli ufak tefek yeniliklerle hatta görünüş farklılıklarıyla kullanıcıları cezbetmeye dönüşmüşken üreticiler alacalı bulacalı binbir çeşit makinede kullanılacak bilyenin kapaksız olmasından bile kar etmenin derdindeyken insanların marka kötülemeleri yada tam tersi yüceltmeleri bence yanlış olur şuan 20 senelik 1 bilyeli bir makineyi elime alınca bir 20 sene daha gider diyebiliyorken aynı şeyi aerodinamik yapısıyla dalgaları yarabilecekmiş gibi duran bilmem hangi alaşımdan çarkları olan kafa yapısı filanca teknolojiyle yapılmış crbdrsseed bilyalı filanca markanın makinesi için söyleyemiyorsam zaten konuşulacak fazla birşey yok sallamasyon markalar dışında kullanılacak yere göre en makul fiyatlı ürün alınır öyle son vidasına kadar sökülerek olmasada arada sırada temizliği bakımı yapılarak kullanılır,yedek parça falan deniyor benim bilye dışında yedek parça ihtiyacım olmadı çark vs. gibi bir ihtiyaç varsa bence kullanıcı önce kendisine bakmalı...maddi imkanı olan imkanları çerçevesinde pahallı olanı tercih edebilir bu av esnasında güven duygusu verebilir ama güven kaynağı değildir Özetle en önemlisi tecrübe etmektir kullanıcı elindeki ürünün eksikliğini hissettiği an daha üstün ürün peşinde koşmalı yoksa ehliyeti yeni sürücünün ferrari koltuğuna geçmesinin önünde bir engel olmasada sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir.
Bir vakit evvel Aliço ile barınakta muhabbet ediyoruz. Bir tekne geçti uzaktan. Ne motor varsa bir gidişi var ki, maşallah. O zaman anlatmıştı üstad bu hikayeyi. Böyle bir tekneye barınaktakiler demişler: "amanda ne hızlı falan amma, ne mazot yakıyordur bu, içiyordur resmen mazotu, yaramaz bu tekne" Aliço ise demiş: "Yahu bizim tekneler tın tın tın, az yakıyor amma az gidiyor. O çok yakıyor ama, bastı mı bizim iki saatta varacağımız yere 5 dakkada varıyor. Gidip baksan o bizden az yakıyordur beyler..." Üstad olayı güzel özetliyor aslında. Evet, ikide birde bozulacak, yolda bırakacak bir şey alıyorsan, teknik destek ihtiyacın elbet olur. Ama senin aldığın şey, cidden uzun müddet arıza filan çıkarmıyorsa, teknik desteğin bir anlamı kalmıyor ki. Birde olayın şu yönü var. Parçası bulunmuyor falan gibi lafların hakikaten bir anlam ve önemi var mı? Garanti süresi içinde arıza ihtimali hemen hiç yoksa...Altı üstü yağlama vs. için bayisine yollaman gerekmiyorsa. Bozulursa da bir şekilde parçasını bulabiliyorsan ama dışarıdan bile olsa, daha ne istiyorsun ki? Elimde gayet hor kullanılmış bir sürü daiwa, mitchell vs. makina var. Henüz parça sıkıntısı gibi bir şey yaşamadım. İşin aslı, parçaya bile ihtiyacım olmadı doğru dürüst. Bir keresinde, vatandaşın biri sarma teli bilyasına WD40 sıkıp hacamat etti. Bir defasında, misinayı makaranın altına kaçırdım ahmakça, makarayı söktüm, oradaki edavat denize düştü. Bunun dışında bir parça ihtiyacım olduğunu da hatırlamıyorum. Bilyayı getirttim, o parçanın yerine de plastik kesip koydum, oldu bittiydi. Kısaca, parçası yok diyerek, dünya çapında yaygın bir makinenin kalitesine sırt dönmek pek akıllıca değil. Önemli olan, parçasının ne kadar kolay bulunduğundan ziyade, ne kadar az parçaya ihtiyaç duyacağı. Şimdi hemen somut bakalım. Bir kaç marka adıyla satılan fason çin işi makineler vardır, 10 - 12 bilyalı. Şimdi şurdan gideyim, gittiğim her yerde her tür parçasını buluruz. İşte Gebze'deyim. Öyle ki, Eskihisar'a balığa gitsem o makinelerle, orada bir şey olsa, hemen oracıkta çapari satan elemandan bile bulurum parçasını. Hemde üç kuruşa. Aynısı kamış içinde geçerli. Ucuz adi kamışların kılavuzları mesela, sakız parasına nereden istersen alınabiliyor işte. Şimdi açıkca, bu fason makineler ve ucuz adi kamışlar açık ara en ucuz ve kolay parçası bulunan ürünler. Hal böyleyken, bu onları tercih etmemizi akıllıca kılar mı? Neden bu apaçık somut gerçek burada duruyorken, parçası çok daha zor ve pahalı bulunan (en azından istanbul'a ulaşmak gerekiyor malum) simano'yu öne çıkarıyorsunuz? Eğer kriter parçası bulunmakla, dediğim gibi, o ucuz makinelerin kıyamet gibi her yerde parçası var. Neden onları tavsiye etmiyorsunuz da, öbürünü öne çıkarıyorsunuz? Yoksa kendinizle mi çelişiyorsunuz, "önemli olan parçasının bulunması" derken?
Bilip bilmeden atma; hani bu aralar sık kullanıyorsun şu tümceyi... https://www.google.com.tr/search?q=...hannel=sb&gfe_rd=cr&ei=DrAgU876EsuT_AaMvYDwDw Öncelikle şunu uygula... https://www.google.com.tr/search?q=...e_rd=ctrl&ei=ObAgU9TDMMuT_AaMvYDwDw&gws_rd=cr Bak bakalım Koray başka bir sitede konuyu dile getirdiğinde ilk yazım ne olmuş... Alıntı... Eğer misina sarılırken bir hata yapılmadı ise bence makinada üretimden kaynaklanan bir kusur var; % 90 kesinlikle tahmin edebiliyorum bu kusuru... Bu tip bir sarım olmaz; olursa atış yaparken o girinti-çıkıntılara misina takılır; sahteniz istediğiniz yere gitmez; ya da gider; gelmez... Koray Üsküdar taraflarına geliyorsan makinaya bir göz atar; tahmin ettiğim gibi ise düzeltiriz de... Alıntı... Gene aynı konu ile ilgili bu sitede açılan başlık için de bunu... http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=57316&page=4
Polemiği de bırak istersen; 20 liralık kamışın parçası bolmuş; ben ne yapayım??? 20 liralık kamış almam zaten; alırsam kırılırsa da atarım çöpe olur biter... Elbet kaliteli ve pahalı ürünlerin parçası bulunacak; servisi de olacak; olacak ki bir kaza eseri küçük bir parçası problem yaptığında milyarlık ürünler bir kenarda atıl kalmasın; bir GS-9 makinam var 1977 mi ne idi almıştım; bir-iki sene evvel bakım yaparken arkadaş tezgahtan düşürdü; rotor kırıldı ve klavuz dağıldı; dağıldı derken orda rulman falan yok; kara düzen işte... Rotoru ikinci el buldum; klavuzun bir kısmını hallettim; ancak küçük bir-iki parça yok piyasada; ve bu makina halen satılıyor; kullanacağımdan değil ama eski göz ağrılarından; şimdi bu makina atıl duruyor bir kenarda; kullanılabilir vaziyette değil; ne yapayım bunu ben??? Lafa gelince 50 tane getireni var; 3 kuruşluk parçayı yıllardır temin edemiyorlar ama... Bu safsataları geç istersen; en ucuzundan en pahalısına her makinanın zamanı gelince bakıma; yeri gelince de parçaya ihtiyacı olur veya olabilir... Yasalarla da sabit ve nettir zaten; 2 yıl garanti; üretimi sonlandırıldığı andan itibaren 10 yıl parça ve servis garantisi gerektirir her türlü emtea... İthalatçılar artık bunun bilincine varmak zorunda ve durumunda; yok aksi devam ederse; kendim yurtdışından getirttiririm ihtiyacım olan malzemeyi; basar parayı; öderim gümrüğünü; madem sorunlarla ben uğraşacağım; niye para kazandırayım zihniyeti böyle olanlara...
