abi dün onu gördüm ben ama orda denye olarak "1000 & 1200 denye kumaştan imal edilmiştir." diye bir ibare var bence bu bot 1000 denye felandır, 1200 ü görüntü olsun diye yazmış olabilirler, birde kalınlık 0,90 mm yazıyor acaba yeterlimi bu
Öncelikle video için çok teşekkür ederim oradaki ince ayrıntı 12 kişi binmesi değil bence sağ ve sol arka tüplerin indirilip gidilmesi. Botuma daha bi güvenim geldi Gelelim seçim konusuna bunun da dertlerini ileteyim Botu kullanan iki iş arkadaşıyız hep beraber gideriz.Botumuz 3,20 dafmarine ahşap taban motor 8bg 2 zamanlı johnson bot bagajı kaplıyor malzemeler araya sıkıştırılıyor , motor arka koltuğa yatırılıyor arabada 2 kişilik yer kalıyor.Motor ve bot her balık sonrası bodruma indiriliyor(eziyeettt sadece bu eziyet için 3-5 bine şahin araba alacağım diyordum büyük araç aldım şimdi hepsi arkada hanım kokudan rahatsız onu da parfümle çözdüm benzini yanımda taşımıyorum)ilk önerim benzin içine konan motorlardan da alsan mümkünse harici depo ile benzini taşı. - şişme tabanlı botlara bakmanızı tavsiye ederim.şimdi çoğu kişi ahşap ın yerini tutar mı diyecek ama toplama eziyeti yok mu http://www.sportcity.com.tr/Sisme-Tabanli-Bot-ST-290,PR-14376.html motor çok güçlü almanıza gerek yok 5bg uygundur gene taşıma sorunu banghead iki kişiye (en çok 9.9 yeter diye düşünüyorum) 3,20 yeterli ama eziyetli gene taşıma sorunu banghead min 2,70 2,90 yeter 30 cm fark çok fazla oluyor. sen kafana takılanları sor elimden geldiğince cevap veririm. Not : Hava tahmin sitelerine son dakikaya kadar bakıp çıkıyorum. eğer az biraz rüzgar varsa çıkmıyorum. Sonuçta ben bu işten para değil keyif alıyorum.
Daha çok yazın kullanıma uygun gibi Çıkmanızı engelleyecek rüzgar şiddeti kaç oluyor acaba? Kışın rüzgarın olmadığı pek gün yok gibi, mesela şu lüfer zamanı çıktınız mı hiç?
enson bu pazar lüferdeydim Avcılarda. windguru sitesini takip ediyorum. oraya bakarsan yıldız olmadığı günler çıkıyorum.Bu haftasonu evdeyim mesela teknelerin çıktığı her havada çıkıyorum.
Kesinlikle vermez kesinlikle diyorum Seçkin. Arkadaşlarımızında bu tür araçlarla balıkçılık yapmasına sürekli karşıyım, Denizden çok büyük tokatlar yemiş bir insan olarak. Havanın nerde ne zaman kaçak yapacağı, döneceği belli olmaz. genelde sıcak yaz günlerinde kaçak yapar, bu tür bir botla nasıl dönersin nasıl kıyılarsın kıyılasan nasıl çıkarsın düşündükçe içim sıkılıyor daha önce bizim değerli arkadaşlarımızından Hasan larada o botla av yapmamaları konusunda epeyce dil dökmüştüm hatırlarsan. Hele hele kış balıkçılığında asla olmaz Gel sen bu işten vazgeç sen beni dinle. Turyollar deli gibi geçiyor. Yanında agentleri gemisi sürat tekneleri şusu busu. Denizde Çok insan için üzülmüş birisi olarak, artık üzülmek istemiyorum. Seninde bu bot olayından kesin ve kesin vazgeçmeni istiyorum.
Durun bakayım benim adım geçmiş konuda Evet sevgili Aliço bizi düşünerekten sık sık uyarmıştır botla açılmamamız konusunda. Elbette haklı olduğu yönler var fakat bazı ayrıntılara dikkat etmek kaydıyla son derece güvenli bir deniz aracı olduğuna inanıyorum. Aslında botun ve ahşap/fiber teknelerin birbirlerine karşı önemli avantaj ve dezavantajları var. Tartışmasız botun en büyük avantajı taşınabilir olması, bagajına koyup istediğin yere götürebilmen. Yine düşük hp ile yüksek hızı ancak bir bot size verebilir ki denizde güç herşeyden önemli. Bence botun en önemli eksisi şişirme söndürme, katlama ile uğraştırması ki bunu da kolaylaştırmanın ve hızlandırmanın yolları var. Seçkin kardeşim sana 3mt ahşap taban (sert şişme taban da olabilir) + 8 HP yamaha 2T tavsiye ederim.
valla Aliço böyle dediyse ben birşey diyemeyeceğim.Kimsenin üzülmemesi en önemlisi. bana dikkat et diyenlere "ben keyif balıkçısıyım dalga boyu 0.1 i göstermeden balığa çıkmam diyorum" da ben gene çıkıyorum
abi aslında aklımda menekşeden açılmak var genel olarak, var sayalım ki ordan açıldım 500 mt hava patladı hemen dönüşe geçsek dereye girsek sonrası dalgasız zaten, orada pek turyol felanda yok, Hasan abi geçenlerde boğazda botla palamut avladı ben boğazı bırak gideceğim yer menekşeden açılıp istavriti tutuğ dönmek, palamut zamanı az biraz yeşilköy - menekşe arası gezmek, lüfer zamanı yeşilköy civarlarında fazla açılmadan gezmek, bunlar içinde bot çok kötü olmaz diye düşünüyorum, dediklerinde çok haklısın, bayağı araştırıyorum araştırmaya devam da edicem, şu an sadece kafamdaki soru işaretlerini kaldırmaya çalışıyorum aklıma yatmazsa zaten almıcam ama kıyıdan bu iş olmıcak tekne bizi aşar botto olmazsa yazdan yaza anca antalyada vakit geçiricem
Oralarda hiçbi sıkıntı olacağını sanmıyorum Seçkin, kaldı ki bastın mı 500 metreden kıyıya dönmek 1 dk sürer, hadi hava sert basamadın 5 dk sürsün benim fiber tekne bota göre çok daha dengesiz, ne havalarda çıktım balığa, kilometrelerce gidiyor ve dönüyorum, düzgün kullandın mı sıkıntı yok.. Ben de bot alırsam bizim sahilde avlanıcam (Kartalda Atalar Dragos hattı), Büyükada ile sahil arasında hiç bir zaman büyük dalgalar olmuyor, hatta dalga bile olmuyor, akıntı da neredeyse sıfır.. ben sandalla kürekle bile inanılmaz açılıyorum, neredeyse adaya varıcam o derece.. araba kullanmak gibi, kurallara uyduğun sürece sorun yok..
Yapma be Ali, adam menekşeden 500 metre açılıp istavrit tutup dönücem diyor, kuzey denizinde deadliest catch yapmaya gitmiyor ki.. tamam tehlike her zaman mevcuttur, kıyıdan avlanırken de kafamıza kurşun düşebilir, direksiyon hakimiyetini kaybeden bir sürücü aracı ile birlikte bizi de bizi de önüne katarak boğazın serin sularına uçabilir, ya da ne bileyim gözümüze rapala saplanabilir.. riskli diye balık da mı tutmayalım şimdi.. hava 1 dakikada patlamaz, öncesinde patlayacağını belli eder.. 1 km açıldı diyelim, hava patlayacağını anladığında kıyıya dönmesi ne kadar sürer sence? Yine de haklısın tabi, düşüncelerine saygı duyuyorum, risk var.. ama hayatın her anında var, sadece denizde değil.. Bu arada evet ben havaya yakalandım, hem de çok.. bir keresinde 15 dakikalık yolda kaçık yapan hava nedeniyle limana dönmem yarım saat sürmüştü ve kayığın yaklaşık beşte biri suyla dolmuştu.. yine de döndüm ama orda suç bendeydi, hava resmen bağıra bağıra patlıyorum hemen git dedi bana ama ben 2 dk daha avlanıyım diye diye hava patlayıncaya kadar beklemiştim..
Berkan yarım saatmi? havaya yakalandınmı diye sordum Berkan Küçükçekmece Menekşeden ve Büyükçekmece koyundan dışarı doğru esen rüzgarı bilirmisin?
Bilmem.. ama Marmara Adasından Kapıdağına doğru esen rüzgarı iyi bilirim.. motorun arıza yaparsa Allah yardımcın olsun.. şunu da söyleleyim, şişme botla 4 metre ve daha küçük bir fiber kayık arasında rüzgarda sürüklenme açısından çok da fazla fark yok.. ikisi de uçar..
Aynen bu işte Berkan Bende bunu demek istiyorum al bakalım yazmıştım burada Kapıdağ Marmara adası neler olmuş Karadenizdekileri yazmıyorum bile. Fırtınada Kapıdağ-İstanbul arası(Alico) 2006 yılı Temmuz ayının sonları. Uskumru tutmak amaçlı (Balık Sevdsı) İstanbul'dan Erdek'e gitmeye karar verdim. gece saat 00,00 da 200 lt mazotu fikse ederek yola çıktım. GPS üzerinden Direkt kanal yollu olarak Gemi rotası ile Gideceğim. Marmarayı komple geçeceğim tam karşıya kısacası. bütün hazırlıklarım tamam vira bismillah dedim ve 3 saat kadar sonra karanın kaybolması ile beraber çok güzel bir şekilde yolculuk ederek. sabah 10:25 te tam 2500 devir ile şanzıman robot kola demir atana kadar dokunmadan vardım ve demiri attım ocaklar köyünün temiz sularına. Narlı önünden geçerken deniz biraz hareketlendi ama sorunsuz bir yolculukla vardım. dinlenme yorgunluk atma derken arkadaşlarım dostlarım ile görüşme herşey döneceğim güne kadar çok ama çok güzeldi. ve dönüşe başlıyorum bir gün öncesi işin enteresan tarafı Ocaklarda Mazot ikmali yapabileceğim bir istasyonun olmaması. minübüscü arkadaşlara rica ederek 2 adet 30 lt lik yedek mazotu doldurdum mazot var ama ne olur ne olmaz. denizde mazotsuz olmaz tedbir durumları. - Sabah 09:00 limandan ayrılıyorum. hava limanlık o kadar güzelki. herşey 4/4 lük. bu şekilde gidersem aynen 12 saat en kötüsünden aynı güzergah ile limandayım diye hesap ediyorum. Kapıdağ yarımadasını tam arkama almış rota üstünde ilerliyorum. 4 saat kadar yol katetmişim. teknenın sağ omuzluğundan yavaş yavaş meltem canımı sıkmaya başlıyor geç kalacağım herhalde diyorum. ve hava olanca kuvvetiyle kopuyor. Bakıyorum arkama dağın en üst noktasını görebiliyorum ama 4 saatlik yol almışım. bu kadar daha yürüsem diyorum bir yandan da ne yapsam dönsemmi diye düşünürken devam kararı alıyorum. Tereddüt en kötü şeydir evet devam edilecek. Rotamı değiştirmek zorundayım direkt ahırkapı olan kerterizimi silivri olarak düzeltiyorum o havada o şartlarda batmaktan başka bir işe yaramaz o güzergah yarım saat sonr kara kaybolacak çünkü. Teknenin baş taraftaki sintin pompasını ve motor altındakini kontrol ederek çalıştıklarını görüyorum. arka güvertedeki 2000 lik bir pompa süper çalışıyor bütün camları kapatarak. ilerliyorum. Karadenizde çok fırtınaya yakalandım. aynı olacak dıye beklıyorum ama dalgalar aynı yönden gelmiyor üçerlemeler. ve çok sıkıntılı olarak. yürüyorum. birazdan o pompa devamlı olarak çalışmaya başlıyor durmadan. 4 saati geçmiş yolculuğum sonrasında o hava ile beraber. kendimi marmara adasının önlerinde buluyorum. kısacası yürüyemiyorum. gittiğimi zannediyorum. en kötü ihtimal tekirdağ diyorum ancak bir yandan da ya çanakkale de demeden geçiremiyorum. 5 dakıka kadar sonra ıslanmamış olan üzerimde hiçbir eşya kalmamış vaziyetteyim. yine 2500 devirde seyre devam. teknenin burnunu suya sokmamak için sürekli omuzluktan almaya çalışıyorum denizi. hiç durmuyor esiyor esiyor esiyor. Motora dua edıyorum. aksilik olmasın diye. aklıma ya durursa ne olur gibi her türlü kötü hal geliyor anlayacağınız. O kadar fırtınada tamam dümeni güzel tuttuk ancak 2 dalgaya engel olamadım. ve tekne tam kamara duvarına kadar yattı o yatarken bende tam terse kaçtım tabi ağırlık merkezi olayı. atlattık. ve Marmara ereğlisindeyim Nihayet bir oh diyorum. limana girip bağlıyorum tekneyi. dinlenmem lazım. beni o havadan geçiren makinayı istop ediyorum Balıkçılarla biraz sohbet ve yine aynı makus talih benzinci yakında değilmiş bir taksi çağırıyorlar sağolsunlar ve gidiyorum yine takviye. bi 30 lt alıyorum.Artık Rüzgarı tak kafadan alacağım. rahat olacak diye düşünüyorum ve tekrar denize. Ambarlı felaket O Büyükçekmece yokmu. geçemiyorum ve aynen içeri doğru hareketlenip içinmden dışarı doğru çıkıyorum. ama dinmiyor hava maalesef hiç kalmıyor üstüne üstüne ekliyor sanki . ve o fırtınadan sonra limanımda arkadaşlarım sıkıntılı telefon açanlar. mesaj yazanlar, cevap vermıyorum ve mesaj yazıyorum şarz açısından daha lazım olabilir. dıyerek. ve Limana geldim gece saat 02,30 tekneyi bağlamaya çalışıyorum. bir yandan ellerimin ve dizlerimin titrediğini hatırlıyorum. bir kasa atıp motoru pompaları kapatıp. hiçbirşeye bakmadan karaya atlıyorum. koskaca bir ohhhh çekiyorum. Odama gidiyorum. sağolsun arkadaşım ayakta ne olur bir çay içelim diyorum ve çayı yapıyor. yavaş yavaş kendime geliyorum. ıslanmadık bir nokta suyun vücudumda temas etmediği yer yok maalesef. tekneninde öyle sağolsun teknem ne havalar gördü ne denizlere girdi çıktı. Deniz tutkudur. zevktir. ancak denizle dalga olmaz demiştim ya. herşey bir anda oluyor. Hava bir anda patlıyor. ve maalesef her zaman tedbir tedbir tedbir dıyorum..... Bir ara Kefken Kofana avını, kurucaşile-amasra-zonguldak anılarımı yazarım... Kolay gelsin. Linkide burada http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=16671
İstanbuldan tekne ile direk kanaldan gemi rotasıyla Erdek'e gitmek te iyi cesaret be Ali.. idk Verilmiş sadakan varmış..
vay be, marmarada bu denli bir fırtına hemde temmuz ayında korkmadım desem yalan olur, aynı şekilde fiber ile yakalansak bile aynı durumda sakata geliriz Allah korumuş abi
Allah hepimizi korusun Berkan Denizcilik işte Serde olunca Böyle oluyor maalesef Yani Seçkin işte böyle diyim. Ve tekrar tekrar düşünmekte fayda olduğunu düşünüyorum daha bu 1 tanesi yaz günü ortasında başa gelenler bunun gibi yazacak o kadar varki o kadar var. Sen beni dinle!
Valla abi işte kıyıdaki durumuda sen gördün, ben yapmam dedin ya bende artık yapamayacak gibiyim bilmiyorum, geçen senelerde sürekli beşiktaşta avlanırdık, cumartesileri gider zorda olsa yer bulur kısmetimizi alırdık, şimdi ne mümkün 125 gr atıyorum adam yanımda 50 gr kurşun atıyor sonra takımlar karışıyor, ağır kurşun at diyoruz üstüne birde dikleniyor, galata desen geçenlerde bir arkadaş yazmıştı serseriler sıradan bütün milletin takım taklavat ne varsa atmışlar denize kavga gürültü, yeşilköye gidiyoruz kıyıda kraçadan başka birşey yok yenikapıya fenerin oraya gidiyoruz millet sanki balık değil kavga için gelmiş kraça dan başka balık çıkmaz bu tip insnlarla karşılaşmak stres atmak yerine stres olmamak için böyle bir düşüncem var / vardı ya bu işten vazgeçicez yada bir bot alıp artık haliçten çıkmıcaz
Aliço sadece buradaki yazılarını okusam gemi yoluna gittim desen hayatta inanmam sanırım sen seckint yi tanıyorsun ve bir bot motor alınca delilik yapacağına eminsin ama 3 senedir bot ve özellikle internet kullanan birisi olarak hava tahminlerinin müthiş geliştiğini denize çıkarken saatlik rüzgar durumunun ne olacağını neredeyse dakikalık veriyorlar. Ben 3,20 botla boğaza gidip karşı kıyıya geçip geri gelirim, Karadeniz karaburunda da çıktım , ege küçükkuyuda da avlandım Bodrumda da avlandım. Ava çıkmadan 10 dakika öncesine kadar sürekli tahminlere bakarım özellikle meteoroloji nin marina tahmin sitesindeki dalga boyu rüzgar hızı vs son gün tamı tamına tutmakta. Botumda can yeleğim var yangın tüpüm var işaret fişeği düdük vs koca bir çanta hep yanıma alırım. Motorum düzenli bakım yapılır. Biraz dikkatle bir botun fiber kayıktan daha üstün olduğunu düşünüyorum( iğne batması vs)