Şimdi sizlere komik gelecek ama ,Erzurum bölgesinde solucanı nerden buluruz diye bir danışmak istedim , Erzurumlu balıkcı arkadaşlarımıza? Solucan demek alabalık demek ama solucan olmayınca olmuyor bu iş.Oltu ilçesinde altına bakmadığımız kaya,deşmediğimiz çeşme başı ,eşelemediğimiz hayvan pisliği kalmadı. Yok ,yok,yok bulamadık. 100 solucana helalinden 10 YTL işler.Kargo ücretide şahsıma ait. Şaka bir yana biz mi bu işi bilmiyoruz yoksa solucanlar büyük şehirlerde mi yaşıyor anlamadım. Belediyede kazı yapan kişilere '' Abi kazı yaparken hiç solucan gördünüz mü? '' diye sorduk , '' O ne dediler '' . '' Abi dedik şöyle uzun ,kıvrımlı,kırmızı yaratıklar gördünüz mü hiç? '' dedik. '' Yılan mı? '' dediler ... '' Yok abi ,hani ufacık,kaygan ,basınca üzerine sarı bir iltihap çıkartıyor dışına dedik''.Siz isterseniz Başkana bir sorun dediler. (Üniformalıydık adamlar bizi fazla ciddiye aldılar).
Arkadaşım bende samsunluyum.sen samsundamı oturuyorsun ? eğer öyleyse sana solucan gönderirim.bu arada herkese yeni av sezonu hayırlı olsun.ben başladım. rekorumu egale edemedim.3,5 kg sazan yakalayabildim.yem olarak solucan kullandım.beni hiçbir zaman mahçup etmedi.
Dostum Erzurumda solucan zor bulursun her yer buz ,ama denemek istersen genelde taşların altlarında bulunurlar ,haaa belli bir yer bulup sürekli ıslatırsan ,bayağı derin kazdıktan sonra belki bir şans bulabilirisn ,ben sizin yerinize olsam av bayilerinde yapay solucanlar var yada bazılarında canlı kurtlar var onlardan alırdım alabalık kurta da saldırır .
Valla Volkancım o kadar esprili bir soru olmuş ki bu Komikler sayfasında bile reyting yapar. Avlarında başarılar dilerim.
hooop bir dakika bir erzurumlu olarak erzurumda solucan nerde bulunur söyliyim.Malum kış şartları olduğu için bulmak pek kolay olmasada hani o sen solucanı sorupta görmediğini söyleyenler varya onlara iyi bak uzaylı falan olmasınlar. Gelelim solucana Gcene hafta bir balığa giderken solucan bulalım dedik soğuk ve sabahın erken saatleri olduğu için yerler hala don olduğundan ancak 2 adet bulabildik.Oltu belki biraz daha sıcak olabilir bilmiyorum .Ama solucanı arayacağın yeri söyliyim.Bağ bahçe yani kısaca ağaçlık yerler vardır mutlaka dökülen gazellerin (bu mevsimde güneşi iyi alan yeri bulma lazım) ki hemen altında olmakla birlikte 4-5 cm eşeledinmi mutlaka bulursun.Gazelleri karıştırıken gazellerin döküldüğü yer eğer çimenlik ise bulamazsın toprak olması lazım hem 10 YTL vermekten hemde bir alabalık bağışlamaktan kurtulursun
sayın volkanım, sayın site sakinleri. avlarınız bereketli ve neşeli olsun dileklerimle; Bizde cumartesi günü avımız için solucan araması yaptık. Gözümüze kestirebildiğimiz muhtelif yerlerde. Ama nafile. Belki yarım saatten fazla zaman kaybettik. Yalnız iki adet bulabildim. Evet sadece ben buldum. Buraya dikkat. Üç kişiyiz ancak, solucanı ben buldum. –bu söze aşağıda atıf var, sabredin. - (laf aramızda o iki kişi bir, ben tek ) Şunu anladım, bu solucanı bulmak alabalığı bulmaktan daha zormuş. 3 kişi yarım saat uğraş, ele geçen hasılat bu…! Onlara da bizim o meşhur “uyanık” el koydu yine. Ellem etti, gullem etti, -Allem etti kallem etti- Beni yine ofsayta düşürdü. Tamam, peki dedim senin olsunlar. Zaten nasıl oluyorsa bu “sözde” pazarlıklarda bana hiç alternatif kalmıyor. Tek başına zaten hakkımdan geliyor. Bunun dışında istisna durumlarda takviye lazım olunca da “baba uyanık” her zaman “oğul uyanık”’ın yanında bitiveriyor. Senelerdir bu hep böyle. Eliniz mahkûm neylersiniz. Diyeceksiniz ki bu işten senin ne ticaretin olacaktı da, o güzelim solucanlara hakkıyla sahip çıkamadım, kaptırdın. Valla işin doğrusu hiçbir beklentim yoktu. Sadece ve sadece bizim uyanık belki yine (o da kendine tabiî ki) bir trofe alır umuduyla razı oldum. Güya nasibi açık ve bana nispetle şanslıya… E, biraz da “nuri amca” olma durumu da var tabi. Kerhen razı olduk. Her neyse, büyük bir nezaket ve törenle teslüm-tesellüm yapıldı, hiçbir pazarlık şansı tanımadılar. Koskoca bir battal poşet içinde soğuktan uyuşmuş ve cılız mı cılız iki adet kurbanlık. Tabiî ki onlar benim gözümde “hay mübarek.!! tosun bunlar, tosun.” Onun için büyük poşet içerisindeler. (Gezsinler, dolaşsınlar, semirsinler. Yerleri sıkışık olmasın, canları sıkılmasın. Şöyle havadar bir ortamda canlı, kanlı ve kıpır-kıpır kıvransın dursunlar. Ki, gölün en burnundan kıl aldırmaz, en azılı aynalı sazanını yerinden söküp alarak iğnenin ucuna dek getirtsinler. O hırçın mı hırçın, ele avuca sığmaz, o deli fişek trofe gökkuşağı alabalığı nasılda kuzu kuzu ağzını şapırdatarak yeme gelecektir.) Ayriyeten, sevgili balıkavı.net sakinleri sizler de bilirsiniz ki, biz avcılar her ne kadar amatör olsak ta “az, biraz, ufacık” gibi iş ve durumlarla iktifa etmeyiz pek. Hepi topu 10-15 hektarlık bir göl ancak, büyük beyazın oltaya gelmeyeceği ne malum, dimi ama. Zaten İnce misina, (0,1 mm) büyük balık (99,9999... Kg) “ustaların işi” ya da “ustaların ustasının işi” değil mi? Aynı hesap. Bu kez ufak yem, büyük balık yani. –ne büyüğü. EN BÜYÜK- (Not: Lütfen balığın kilosuna takılmayalım. Virgülden sonrasındaki 9’lar önemli olduğu için yazılmıştır. Kısaca 100 Kg diyemeyiz yani. Benim acizane kanaatim odur ki, hiçbir amatör balıkçı, sıfır virgül milyarda bilmem kaç değerini yok sayarak “yalan” söyleme durumuna düşmez. Düşmemelidir.!! Bu da böyle biline. Balık, iğne, trofe, avlak derken asıl mevzudan epey uzaklaştık galiba. Gelelim bizim solucanların akıbetine. Bizim uyanık, solucanın birini iğneye takarken bayağı hırpalamış olacak ki oltayı atarken fırlamış gitmiş güzelim solucan. Birisini de balığın yediğini iddia etti ama ben pek inanmadım. İki sebepten inanmadım. Bir: O cılızlıkta yemi balık zaten bulamaz çünkü göremezdi. Daha sonra da solucan iğnede kala kala solucanlıktan çıkmış ve bir şekilde atomlarına ayrılmıştır. İki: Eğer benim bildiğim o “tosun” solucan ise, muhakkak trofeyi aldırırdı. Bu da fiilen gerçekleşmediğine göre… Bilmem haksız mıyım.? “kardeş, ne oldu solucanlar?” diye soruma, “eee, şey nuri amca. Eee şey... Hangi solucanlar?” diye cevap verince ben yıkıldım zaten. Kara bulutlar çöktü üstüme. Tadım tuzum zaten yoktu, iyice yok oldular… Gitti, dağ gibi solucanlarım. En avcı solucanlarım… İşin detayını birader sağ olsun “kısmette sıfır çekmekte varmış” başlığı ile foruma taşımıştı. O solucanlar bende olsaydı, o başlık öylemi olurdu a dostlar, söyleyin hele? Benim sevgili soğulcanlarım. Bu sefer de solucanlarım için ağlayacağım… Verin benim SOĞULCANLARIMI!!! Uvaaa. Ühüüü, ühhü.
Konu denizde balıkavı bölümünden tatlı su balık avı bölümüne taşınmıştır. Uyarınız için teşekkür ederiz Nuri abi.