Okan Vercelli G2 kamıştan bahsediyor sanırım. Şu resimlerde çıkma olayı da hurafe kere hurafe. Bir sürü forumda 40 kere tartışması döndü. Sevgili abimiz Murat Karahan da kamışı resimlerden slow zannedip sonrasında birebir incelediğinde şaşırmıştı. Slow demek kötü demek değildir tabi ama buradaki dezenformasyonu düzeltmek adına; kamış slow aksiyon falan değil.
Kaan abinin dediği gibi ben g2 den bahsediyorum. İp kullanılırsa yemlide yapılır bu kanımca sezonda deneyeceğim
İlginç... Bana fast aksiyon diye verilen kamışlar, 200gr kurşun atarken kazık gibi dimdik dururlardı, hiç böyle U harfi gibi filan olmazdı. Tahminen uç parçası, fiberglass vs. katkılı bir şey. Ağırlığı da bunu söylüyor. Bu durumda belli bir ağırlıktan sonra slow aksiyon gibi davranıyor olabilir. Bu da pek kötü bir şey değildir zaten. Tabi bunları ilk sayfadaki resimlere göre mırıldanıyoruz, neyse o kamışlar. Slow filan olması pek sorun değil, gönül rahatlığıyla tavsiye edilebilir gibi görünüyorlar zaten. Yapılacak şey şu olur. Bir gün fotoğraf makinesini filan alırız. Bakarız, kamışın ucu ile sapı 90 derece olacak şekle gelince, yüzde kaçından bel veriyor? %25 ve altı ise, fast aksiyon demekte bir sorun olmaz. Denemeden bilinmez, gereksiz ahkam kesiyoruz burada sadece. Burada çıkarılabilecek en makul sonuç, kamışın boğaz için makul bir ürün olduğu. Belki alınıp surf casting yarışmasına gidilmez, ama balık mı tutacağız, yoksa kurşunu arnavutköy'den sallayıp, kuleli'ye mi düşüreceğiz? Derdimiz balık tutmaksa, kamış gayet kifayetli görünüyor her halukarda.
Bu kamış çok ciddi mesafeli atış yapabilen bir kamıştır. Çok çok fast bir kamış değildir, zaten o derece fast kamışları kafa üstü atışlarla kurup mesafe katetmek de pek kolay değil malumun. Tam tadında bir kamış işte, o yüzden fiyatlı olmasına rağmen peynir ekmek gibi satılmakta 1,5 senedir. Mühim olan da bu zaten dediğin gibi.
Kafa ustu atisa midle action daha uygun bence de. Forumlarda fast action kamislar nirvanaya ulasmanin sirri gibi gosterildigindeb pek matah sayiliyor. Al domates sirigini, tak ucuna 50cm karbon fiber uc oldu sana fast action. Eee ne anladim... Slow action kamisla bile ciddi mesafeye atilir atmasini biliyorsan. Kolun belin omzun bacaklarin da yorulmaz.
Aynen. Ama hedef illa ki iyice uzağa atmaksa, fast aksiyon elzem olur. Birde fast aksiyon ile tasma atmakta pek kolaylaşır. Hoş el kadar lüferin, parmak kadar istavridin neresine tasma atacağız, o da başka bir soru zaten. Fast aksiyon, iş görecek kalitede bir kamış pek yanına sokulacak gibi olmuyor. Birde tam atarken havada ötekinin 50 TL etmeyecek kamışına çaaattt indirmekte var tabi kamışı, boğaz bu, öyle geniş geniş atmak nerdeee? İyi bir fast aksiyon, sadece uçtan oynamak değil, aynı zamanda son derece seri geri dönmek durumundadır. Bugün, atış yapsan önüne zor düşüreceğin 50 - 60 TL'ye filan satılan fast aksiyon kamışlar görebiliyoruz mesela galatada filan. Her şey aksiyon değil mutlaka. Ama, mevzunun doğru bilinmesi de faydalı olacaktır diğer yandan.
Şimdi diyelim ki; kamış fotoğrafta göründüğü o neredeyse Hilal şeklinden, asıl şekline yani düz haline 3 saniyede geri dönüyor. O zaman bu o kamışı Fast Action yapmaz mı? Yani kamış fazlasıyla elastik (yumuşak) ve aynı zamanda da fazlasıyla hızlı olamaz mı? Yani bana en randımanlı ve mantıklı görünen kamışın çok esnek olması ama aynı zamanda esnetildiği zaman, kendi asıl şekline dönmesinin hızlı olması. Sert kamışlar insanı gereksiz yere yoruyor. Bu uzağa atma işini "sırıkla yüksek atlama" disiplinine benzetiyorum. Zaten oradaki sırığın davranışını gözlemledikten sonra atışlarım daha az enerji ile daha uzağa gitmeye başladı. Hatta bu sayede atarı 170 olan kamışla 185 gr kurşunu bile aynı mesafeye ne kendimi ne de kamışı zorlamadan göndererek avlandım bu sene çoğunlukla. Doğru teknikle ne abanmaya ne de yorulmaya gerek yok.
Olay bu değil. O kamışı o hale getirmek için ne kadar kuvvet lazım? İşte atışınızı yaparken, o kuvvet kadar kuvvet, kurşuna doğru verdiğiniz toplam kuvvetten eksiliyor, kamışı öyle esnetmeye gidiyor. Sarkaç atışı denen efsanevi şeyin esprisi, atışı yaparken kamışın esnemesinin bitmesi, tamamen esnemesi için önce bir "önkuvvet" verme olayıdır. Kamışı, kurşunu geriye sallarken, kamış eğilebileceği kadar eğilir. Devamında uygulayacağınız, ileri doğru kuvvetin tamamı kurşuna toplanır. Uzak atışta iki tür teknik vardır, aslen. Sarkaç atış ve düz atış. Eğer şu tarif ettiğimiz gibi, kurşunu önce geriye savurup, kamışın esnemesini tamamlattıktan sonra atışı yapıyorsanız, bu sarkaç atış. Ama hareketiniz tek yönlü ise, yani atış başladıktan kurşunu bırakana kadar hep ileri kuvvet veriyorsanız, bu bir düz atıştır. Düz atışta, kamışın ucunun katettiği yol ne kadar uzun olursa, kamışın esnemesinin bitip gücün kurşuna gitmesi için o kadar imkan olur. Bu prensibe bakarak, bir sürü düz atış tekniği geliştirilmiştir. Aynı şekilde bir sürüde sarkaç atış tekniği var elbette. Fast aksiyon kamışın esneyecek yeri az olduğundan, haliyle daha uzak atış yapar. Ama burada sorun, birden fazla. Birincisi, millet neden yavaş aksiyon kamış yapsın ki? Millet neden tek parça kamış alıyor? Millet denen parçalı kamışı tercih ediyor, neden kamışlar içiçe geçen 10 parça olsa da, cebe sığsa olmuyor? Atışta kamışın ne kadarı esniyorsa, yük kamışın o kadarına yayılıyor demektir. Parça sayısı arttıkça, yükün dengeli şekilde sapa doğru iletilmesi zorlaşır. O nedenle, kamışta ne kadar az parça varsa, o kadar sağlam olur. Çünkü, yükün kamışa daha dengeli dağıtılması mümkün olacaktır. Teleskopik kamışta, içiçe geçen parçalarda, bariz bir çap farkı vardır ki, bu da yükün düzgün dağıtılmasını ciddi şekilde engeller. Parçalı kamışta, aynı çaptaki parçalar birleşir, sağlamlık artar. Basitçe, 4.00 metre bir fast aksiyon kamış, 1mlik parçasında o büyük yükü taşıyacak kadar sağlam olmalıdır. Ama orta aksiyon bir kamış, aynı yükü 2m kısımda karşılayacaktır. Haliyle, fast aksiyonlu bir kamış, 1m kısımda aynı yükü taşımak için çok çok daha sağlam olmalıdır. İşte bu yüzden, üretici ucuza maletmek için, uç kısmını daha dayanıklı olan cam elyafından filan yapar. O da çok esnek, ağır kalır, kamışı zaptetmek güç olur, dengesi bozulur, atışta hemen eğilir, efektif boyu kısalır vs. Sonuç, fast aksiyon yaptık derken, atışta başarısız bir kamış çıkar. Eğer hakikaten surf atışı için düşünülmüş, uç parçasıda yeterince sert, dengeli bir kamışsa, özellikle malum baş üstü atışta, düz atışlarda erimi dramatik şekilde çok daha yüksek olacaktır. Ama bunu başarmak, heleki 150- 250 gr gibi ağırlıklar için pek kolay değil. Bu da fiyatları acayip artırır, satılması zorlaşır. Bu yüzden de, iyi kalitede bir orta aksiyonlu kamışla, kalitesiz bir fast, hızlı aksiyonlu kamıştan çok daha fazla rahat etmeniz mümkündür.
Güzel bilgiler, faydalı doneler... Kavgasız gürültüsüz, özlediğimiz mesajlar valla senden. Slow aksiyon, fast aksiyon gözetmeksizin; bazı kamışlar atıştan sonra hemen toparlayamıyor mesela, langır lungur oynamaya devam ediyor ucu, hafif bir rüzgar da işin içine karışınca oynayan uç bir yerde muhakkak ipi, misinayı altına alıp dolandırıyor. Yani kamış seçerken sadece aksiyona bakmak da yetmiyor. 1-2 kamışımı iple kullanamadım zamanında, ipten soğudum. Sonradan kabahatin ipte olmadığını, kamışta olduğunu fark edince, o kamışları misinalı avlara ayırdım. Şu an en sevdiğim surf kamışım, Vercelli nin 225 gr atarlı bir kamışı. Potenza ya çok benzeyen bir yapısı var, aksiyonu biraz daha kamış ucuna doğru ama atışta o da güzelce esneyerek atış yapıyor, ne kadar yüklenirsen yüklen attığın kurşun ağırlığı ürkütmüyor. Atış esnasında kolunu yerinden çıkartmıyor. Sonrasında çok hızlıca toparlanarak kazık gibi kalıyor, bu sayede yukarıda anlattığım sorunlar da oluşmuyor, sonrasında avcılık esansında da uç hassasiyeti mükemmel. Potenza da bu yapıda bir kamış. Potenza Supercore da Portekiz, Brezilya, İtalya gibi ülkelerde side, pendulum tarzı atışlarla okyanus yemlisinde kullanılmakta ama bize uyan özelliği, o atış esnasında esneyebilmesi suretiyle dar alanlarda kafa üstü atışlarda da oltayı balığa atacak mesafeye kadar fazla yüklenmeden atabilmesidir. İyi bir tekniğe sahip kuvvetli bir atıcının elinde de çok ciddi mesafelere atış yaptığını da söyleyeyim. Zamanında çokca denedik, bir sürü kamışla kıyasladık (çok sağlıklı bir kriter olmasa da). Kısacası, kazık gibi kamış arıyorum diyenlerden ziyade, tatlı sert, dengeli, güçlü, ince, yormadan mesafeli atış yapabilecek, yüksek kaliteli materyallerden mamul, 250 gr ı attığı kadar 120 gramı da tatmin edici mesafelere atabilecek, rapala, çapari, yemli disiplinlerin hepsine adapte olabilen bir kamış arayanlara son derece uygun bir surf kamış.
Onnik abinin tüm markalardan seri mevcut olduğu halde vazgeçemediği her avda ilk açtığı kamış potenza supercore Şöyle bir örnek vermek istiyorum; istavrit avında 100gr, yemlide 150 175gr, rapalada 200 220gr mı aynı kamışta kullanıyor yetmezmi? :thumb:
sat sat italcannaları sonra üstüne çift katmerli potenzaları al ben de tanımam tabii..sağlam kamış vesselam ümit.seni emirgana aşiyana bekleriz ümit..
