Vay Bu Palamutların Haline...

Sevgili Aykut,
Açgözlülüğün önüne geçemiyoruz. Hangi birini sayacaksın ki...Dediğin gibi kanun yönetmelik yok işte. Denetlemesi gerekenlerin başka işleri var. Sadece şu balıkçı formlarına girip sularımızda yapılan yağma talanı raporlayanların raporlarını ihbar kabul etseler, bu pisliğin çoğu biter. Ama yapmazlar...

 

Çok zevkle okurken, eyvaaah şimdi nasıl söyleyeceğim yasak zamanda palamut tutuyorsunuz diye içimden geçirmişken resimleri gördüm, hah! palamut değilmiş dedim.

Bu balıklar 100 kg olmaz merak etmeyin.

Yemek için de iyice hazırlık yapmak, kanını çıkarmak lazım.
köftesi güzel olabilir, deneyim derim.

100 tane 200 tane tutmaya gelince, ticari balıkçılara kızmaya kimin hakkı olabilir diyeceğim.
Zevk için 200 balık tutuluyorsa geçim için haydi haydi tutulur.

İhbar etmek lazım.
Yasaklar herkes içindir.

 

Hacı abim saygılar,

Palamut için küçük bir not ilave etmek isterim affınıza sığınarak.

"Denizlerde amatör avcılık, zaman yasağına tabi değildir." Palamut'ta bu kapsamın dışında değil amatörler için. 25 cm. boy limitiyle 5 kg. her dönem avı serbest.

 

tuzlu suya yatırınca o kan man kalmıyor ozaman yenebiliyor gayet güzel ama tabiki biraz yavan olduğu aşikar

 

volakncığım
özele gerek kalmadı
orhan baba bile balıkları senin tuttuğunu zannediyor.
eee hafta sonu sakalıda kesmedim
bakın ben bu balığa tombik demişim kanlı demişim yenmez demişim.
ustalar da neticesinde cevaplarını vermişler.
balık avı yapıyorsak hele hele de sirküler müdavimi isek cinsleri öğrenicez.
ama kesin öğrenicez.
bunu bilmeden tebliğe göre nasıl av yapılır arkadaşlar biri bana bunu anlatsın.
hem tebliğe ben uyuyorum başkaları uymuyordiyecez, uymayanları kırana geçiricez.hemde balıkların cinsini bilmiycez.
konu hakkında konuştuğumuz ben özelden mesaja gerek duymadım sevgili kardeşim
(Allah'tan bizim buralarda balık yokta ofsayta düşmüyoruz.)

 

volakncığım
özele gerek kalmadı
orhan baba bile balıkları senin tuttuğunu zannediyor.
eee hafta sonu sakalıda kesmedim
bakın ben bu balığa tombik demişim kanlı demişim yenmez demişim.
ustalar da neticesinde cevaplarını vermişler.
balık avı yapıyorsak hele hele de sirküler müdavimi isek cinsleri öğrenicez.
ama kesin öğrenicez.
bunu bilmeden tebliğe göre nasıl av yapılır arkadaşlar biri bana bunu anlatsın.
hem tebliğe ben uyuyorum başkaları uymuyordiyecez, uymayanları kırana geçiricez.hemde balıkların cinsini bilmiycez.
konu hakkında konuştuğumuz için ben özelden mesaja gerek duymadım sevgili kardeşim.
(Allah'tan bizim buralarda balık yokta ofsayta düşmüyoruz.)

 

Orhan amca'nın benim tuttuğumu sanması normal.
O kadar çok yazdım ki sevgili Aykut'un raporuna.
Balık cinslerini daha iyi öğrenmek lazım, haklısın da, bazı şeyleri yaşamadan öğrenmek pek olmuyor. Mesela bende mazak tutmuştum. Ancak onu kırlangıç yavrusu sanmıştım. Birbirine çok benzeyen balıklar. Bugüne kadar da hiç görmemiş ve tutmamışım ne kırlangıç ne mazakı. Ayırımı da yapamadım doğal olarak. Ancak şu an yine denk gelse tanırım. Benim gibi avcıların belli hedef balıkları oluyor ve bunları tanıyor. Levrek, çipura, mırmır, karagöz, mercan gibi. Bu balıkları hedefleyip ava çıkıyoruz. Tabi denizden ne geleceği belli olmuyor, benim gibi bu işte yeni olanların da tam ayırım yapması da güç oluyor. Hatta tekne sahipleri bile bu konuda yanılgıya düşebiliyor.
Teorik olarak forum ve ustalar sayesinde epey bir yol aldığımı düşünüyorum ama öğrenmek bitmiyor. Yılların ustaları bile yanılabiliyor abi.

Forumların amacı da bu değilmidir zaten? Doğru olduğunu sandığımız yanlışlarımızı düzeltmek, daha bilgilenip, daha bilinçlenip, daha kaliteli avcılar olmamıza destek vermek.

Ramazanın mübarek olsun. Ramazan sonu yazışmak dileklerimle...

 

Eyvallah volkan
tecrübedir bu işin sırrı
ben burada balık cinslerini bilmemekten dolayı kimseyi eleştirmiyorum.sakın ola ki yanlış anlaşılmasın
o kadar cinsi nereden bilicez,ama ben şunu eleştiriyorum.bezen eleştirlerimizde tebliğe uymadı vay şöyle yaptı vay böyle oldu.bu kadar katı isek kendimizden başlayalım diyorum.
ayrıca aykutun konusunu neden işgal ile bukadar tedirginsin abi anlayamadım hata yapıyormuşsun gibi.bir konu açılmış ve bu konu hakkında konuşuyoruz.başka konuyla bu konuyu meşgul etmiyoruz ki.

 

Öyleyse bu balığı bırakın yakalamayı, bir dediğini iki etmemek lazım.

Yalnız balon gibi dibe yakın yaşayan bir balığı nasıl avlayıp yiyorlar, biraz araştırmak lazım gibi.

Selamlar.

Abi görülen o ki Antalya'da halkın tamamı kanmış bu duruma. Herkes palamut diyor bu balığa, orkinos desen şaşkınlıktan telaffuz edemezler, dilleri dönmez. Dediğin gibi palamut diye satılıyor, alınıyor. Ne yazık ki.

Bu haftasonu biri balığa çıkacak biri yeni dönmüş iki amatör avcıya bu durumu anlatma fırsatı yakaladım. Yeni dönmüş olan hadi yaa diyip geçiştirdi. Büyük ihtimal inanmadı. Diğeri de aynı tepkiyi verip "o zaman yakalamayalım yazık" dedi. Ama o sırada öyle bir gülümsedi ki gerçekten öyle mi düşündü şaka mı yaptı anlayamadım.

Bu tür balıklarda, hatta iri boyda olan her tür balıkta eğer yiyeceğimiz bir balıksa hemen yakaladığımız anda solungacından balığı sonlandırırız. Ama bu orkinoslarda bunun lezzete ne kadar katkısı olur, orası şüpheli tabii. Zaten balıkları yemedik.

Yalnız bir yanlış anlaşılma var.
"Denizde ne kadar çok tekne var" şeklinde bir eleştiri değil benimkisi. Amatör balık avcılığını yaymaya çalışan, şimdiye kadar hiç yoksa bir 10 kişiyi bu işe başlatmış, belki bir 50 kişiyi ilerisi için heveslendirmiş biri olarak böyle bir eleştiri yapmam zaten abes olur. Denizde beklediğimden fazla amatör tekne gördüğümde bu durum her zaman hoşuma gider. Mümkün mertebe selam verir sohbet ederiz. Hatta avlak yeri, takım, yem bilgisi veririz denizde sohbet imkanı bulunca. Bu kaynaklar hepimizin, özellikle de bu işe gönül, emek, maddiyat vermiş amatör avcılarındır.

Ama şu ara Antalya kıyılarında durum bu şekilde değil. Sürekli ava çıkan, bilinçli, işin keyif kısmına her zaman öncelik veren senin benim gibi amatör avcılar şaşkınlıkla olanları izliyorlar. 3,5 mt teknede, hatta bir zodyak botun üstünde 5-6 kişilik gruplar halinde, her hareketlerinden amatör avcı değil, katliamcı yapıda oldukları belli insanlar sadece bu av için bir araya gelmişler, günde yüzlerle ölçülecek sayıda balığı tekneye toplama derdindeler. Yanlarından geçerken hiç alışık olmadığımız şekilde selam veriyoruz almıyorlar. Bunu idrak edebilmek için aslında gelip bizimle çıkıp durumu kendin görmen lazım. Denizde mesela 20 tekne varsa 15'i bu şekilde. Biri hız kesip bir balık çekmeye başlarsa, çıkartma yapan hücumbotlar gibi 10 tekne birden o balığın çekildiği teknenin üstüne sürüyorlar. Sanki balık sadece orada var.

Bizim teknenin durduğu yerde toplamda 12 kadar, sürekli ava çıkan 4-5 tekneyiz. Hepsini tanırız, hepsi değerli dostlardır. Yakın civarda da tekneyi denize indirmeye müsait bir yer yok, tekne indirilebilecek en yakın yer bir 15 km uzakta.

Ama şu ara bizim her çıkışımızda 2-3 tekne görmeye alışık olduğumuz bölgede 20-30 tekne geziyor. Bir çoğu ya zodyak bot, ya da 3 metre civarı küçük tekneler. Gezsinler tabii, ne güzel. Deniz festivali gibi bir görüntü oluyor. Ama tek amaçları maksimum sayıda palamut (?!) yakalamak. Birçoğu yakalıyor da. Ve eminim yakalanan balığın büyük kısmı yenmiyor bile.

Durumun vahameti burada. Amaç bu akından faydalanıp keyifle balıkçılık yapmak değil. Amaç bedava balık pazarından mümkün olan en bol miktarda balığı götürebilmek. poşetler kovalar yetmezse teknenin brandasını bohça olarak kullanarak.

Ani derinleşen bölgelerde atçekle bulabilirsin abi. Yoksa sizin oraların yapısı genelde yavaş derinleştiğinden balık birkaç km öteye kadar sokuluyor.
Ama Volkan'ın dediği gibi, yazılı orkinos var.
İrileri rastgelsin.

 

Akdeniz bölgesi yoğun balık göçü yaşandığı ve çok sayıda türün Kızıldeniz'den sağdan soldan gelip yerleştiği ilginç bir deniz bölgesidir.Onun için hiç kimsenin bilmediği,tanımadığı ve görmediği türlerle karşılaşmak çok mümkündür.Onun için balığa gidiyorsak bütün türleri bilicez muhakkak demek biraz abestir.Bilmiyorsakta bu şekilde öğrenilir.
Raporda tekne sayısı işine takılınmış şöyle açıyım, normalde av partnerim Aykut ile düzenli bir şekilde balığa çıkar farklı teknik ve malzemeleri dener gerekirse elimiz boş bile döneriz.Ama her ne hikmetse bizim sürekli balıkta olduğumuz dönemlerde bizden başka denizde 2-3 amatör ve bikaç ticari olur, ama bu hafta millet neredeyse deniz yatağını bile alıp balığa gitmeye çalışıyor.Av partnerimde demek istediği budur yoksa kimse balığa gitmesin demek kimsenin haddine değil .Ama tüm ülkenin bilinçlenmesi ve eğitilmesi gerektiği aşikardır.Şahsen biz
Aykutla bu konuda çevrmizdekileri her konuda biraz bilgilendirerek ve bilinçlendirirek en azından kendi üstümüze düşeni yapıyor ve herşeyi yasaklardan ve tebliğlerden beklemiyoruz.Saygılar Rasgele

 

Bilgiler için teşekkürler Fatih Abi.
Antalya'da herkes palamut diyor balığa. Hatta eskiden beri burada ne zaman konusu açılsa herkes der ki "bizim Akdeniz'in palamutu Marmara'nınki gibi lezzetli olmaz."

Bilgilendirme için teşekkürler Üstadım.

Biz de avın son kısmında tek sahte gezdirdik. Hafif takımla bu boyda olanları bile beklenmeyecek şekilde mücadele ediyor. Öyle ki, takımın sağlamlığından şüphe ettiriyor, mecburen kalama verdiriyor.

En irilerinin ve civardaki diğer avcı türlerin peşindeyiz şu ara.
Haftasonu onları yokladık.
İki tane iri lambuka alabildik.

Yakında çok daha iyi avlarla karşınızda olabileceğimizi düşünmekteyim.

Selamlar, saygılar...

 

Çok haklısın Berk.
Biz de haftasonu Belek Acısu'dan çıktık. Kalabalık bir arkadaş grubuyla haftasonu kamp tatili ayarlamıştık. Tabii tekneyi götürmemek olmazdı.
Orada da durum hemen hemen aynı.

Selamlar. Görüşmek üzere...

Teşekkürler.
Bu mevzu aslında hakikaten önemli. Aynen dediğin gibi, herkes palamut diyor, öyle avlanıyor. Tekneciler, balıkçılar, malzeme satıcıları, hiçbirinin ağzından orkinos lafını duyamazsınız.

Eğer bir çevrede ekmeğe pasta deniyorsa, yıllar yılı öyle kullanılmışsa onun doğru ismi öyle yerleşir, o ortamda büyüyen insan doğru olduğunu kabul eder, araştırma gereği bile duymaz. Biri bu işi meslek edinip fırın sahibi de olsa ekmek değil pasta fırını yazar. O halk da bunu yadırgamaz. Biri çıkıp doğru olanı anlatsa bile bunu halka kabul ettirmek zordur artık. Durum biraz bu şekilde Antalya'da.

Birçok balığın ismi farklıdır burada, hatta ben buraya sizlere yazarken bile özellikle anlayacağınız isimleri yazmaya özen göstermekteyim. Yirmi yıldır bildiğim isimleriyle değil. Ama onlar yöreye göre değişen, aynı balığın farklı isimleri. Bu konu ise bambaşka, iki farklı tür söz konusu. Hal böyle olunca ciddi bir karmaşa yaratıyor.

Bu konuda en büyük rahatlama kaynağım Hüseyin Abi'min değindiği, aslında tebliğle korunması icab etmeyen bir orkinos türevi olması.
Ama yine onun dediği gibi bu gerçek, mevcut tebliğimizde kısıtlanmış bir tür olmasını değiştirmiyor.

Antalya'da 2/2 tebliğin en çok çiğnendiği dönemde bulunuyoruz.
Herkes bilinçli şekilde tebliği çiğnemeye kalksa bu kadar becerilemezdi herhalde.

Selamlar.

 

sevgili aykut bu konu bir çok kişiye faydalı oldu sonuçta
burada birbirimize uzun uzadıya yazılar yazmayıp tebrik ederim güzel av olmuş falan filan yazmadığımız iyi oldu.
bu yazılı orkinoslar o bilidiğiniz orkinoslardan değil ,
yani o boyutlara gelmiyor.içinşiz rahat olsun.hal böyle diye
kıyım yapmayada gerek yok tabii (o bohçacılardan bahsediyorum )
sportif olarak avlanmaya devam edilebilir.
sayende üyeler bu tür hakkında bilgilendi.
yazdıkalrımızda biraz sivri dil kullanmanın dışında kötü niyetimiz yoktur.
ama bazı şeyleri söyleme vesile oldun.
tekrar rast gelsin.

 

Dolaylı tebriğini kabul ediyorum o zaman Orhan baba.

Dediğin gibi zevkli bir avcılığı var. Umarım kısa sürede 45 cm boyun üzerine çıkarlar.
Keşke sizin oralardaki gibi iri torikleri de bulabilsek burada. Bakalım, şimdiden yokluyoruz. Bakarsın sonbaharda rastlarız da.

Sevgiler, saygılar.

Volkan'a daha irileri rastgelir inşallah.

Yazdıklarına birebir katılıyorum.
Bu avdan iki gün önce biz mercan merasında av yaparken son sürat bir sahil güvenlik hücumbotu geldi geçti yanımızdan. Heralde birini arıyorlar dedik. Sonra gördük ki ufak bir botun motoru arızalanmış ilerde, onları alıp kıyıya götürdüler.

Ama şu an aynı bölgede bu olaylar cereyan ediyor. Ortalıkta yoklar. Üstelik sadece amatör avcılık tebliği değil, yönetmelik kurallarına da aykırı teknelerin birçoğu. İnsan cangüvenliği de tehlikeli durumda. Botlar öyle dolduruluyor ki suyun içinde gidiyorlar neredeyse, duvarları görünmüyor.

Selamlar...

 

Haklısın Mahir Reis. Ticari balıkçılar da aynı bölgede sırtı yapıyorlardı. Tabii onların çaparileri sayıca çok fazla, uzun takımlar, salkım salkım çektiklerini de gördüm. Ama amatör avcının ulaşabildiği maksimum sayıyı hedefleyip 100-200 balık tutup tebliğleri yerle bir ettiği ortamda parasını balıktan sağlayan emekçilere hiçbirşey diyemeyiz.

Selamlar Nuri Abim.

Katkın için teşekkürler Murat arkadaşım.

 

Böylesi elbette daha faydalı olmuştur. En azından belki o arkadaşlar da bu raporu görüp işin gerçeğini öğrenmiş olurlar. Bundan sonra av yapma niyeti olanlar da konuya baştan hakim olurlar. Kim bilir, belki benimle birlikte Antalya halkına bu balığın palamut değil yazılı orkinos olduğunu öğretmeye yardımcı olurlar.

Bu balıkla ilgili bir araştırma yapmış, Hüseyin Abi'ye 3. sayfada verdiğim cevapta özetini yazmıştım.
Maksimum 12 kg civarında büyüyebilen, en fazla 100 cm boya ulaşabilen balıklar bunlar.

Tatları elbette yavandır. Bu tür avlarda eskiden beri uyguladığımız en kısa sürede kanı vücuttan atarak balığı sonlandırma işlemi de ancak bir yere kadar fayda sağlar. Köftesini ya da bol çeşnili şekilde fırında yapmak bile öyle keyifli bir lezzet vermez.

Bu balığa sırtı yapmak yerine hemen hemen aynı meralarda dipte bulunan Kızıldeniz göçmenimiz kılkuyruk mercana (her ne kadar gerçek bir mercan varyetesi olmasa da) yönelmek çok daha lezzetli bir alternatiftir. Sardığı zaman bol miktarda av verir, iştahla vurur, çekmesi zevklidir, kafa atarak gelir. Hemen her yeme aynı şekilde saldırır, yaneç, sülünez, tavuk, akyem denenmiştir.



Avlamak için benzin yakmazsınız, ekonomiktir. Yerel bir balık olmadığı için avı tebliğ kapsamında değildir (diğer türler kapsamında düşünerek günlük kişibaşı 5 kg limit olduğunu varsayabiliriz). Üstelik aynı meralarda arada barbun, izmarit de gelir. Ve tekrarlamakta fayda görüyorum, yazılı orkinos ile karşılaştırılamayacak şekilde lezzetlidir.


Sırtı yapılacaksa da hedef büyük konulmalı, iddialı takımlarla en irilerinin peşine düşülmelidir.

Haftasonu çektiğimiz iki iri lambuka ve oltamıza oturmasa da aldığımız iki inanılmaz vuruş, bu boyda yazılı orkinosları toplamaktan çok daha adrenalin yüklü avların yapılabileceğini vaad eder.


Herkese saygılar, sevgiler....